Rusya koronavirüsün Suriye’deki boyutlarından endişeli

Rus askeri polisi Suriye'nin kuzeyindeki Ayn el-Arab'ta (Kobani) devriye geziyor (AFP)
Rus askeri polisi Suriye'nin kuzeyindeki Ayn el-Arab'ta (Kobani) devriye geziyor (AFP)
TT

Rusya koronavirüsün Suriye’deki boyutlarından endişeli

Rus askeri polisi Suriye'nin kuzeyindeki Ayn el-Arab'ta (Kobani) devriye geziyor (AFP)
Rus askeri polisi Suriye'nin kuzeyindeki Ayn el-Arab'ta (Kobani) devriye geziyor (AFP)

Artık Rusya'nın Suriye meselesindeki ilgisi; ülkede siyasi bir çözüm bulunmasına, ateşkesin kalıcı hale getirilmesi yönündeki saha düzenlemelerine, uluslararası yardımdan mahrum alanlardaki insani durumun iyileştirilmesine odaklanmıyor. Zirâ koronavirüs salgını ve getirileri, salgının zirve noktasını gözetleyen Rusya’yı bir ikilem ile karşı karşıya bırakıyor.
Rus yetkililer, yaklaşık bir milyon Suriyelinin zaten zor yaşam koşullarının kaydedildiği pandemi döneminde koronavirüse yakalandığını tahmin ediyor.
Rus resmi çevreleri, salgının ne derece yayıldığı hakkındaki bilgilerini Suriye rejimini zor duruma sokmamak için duyurmaktan kaçınsa da Moskova, geçtiğimiz haftalarda Suriye'ye çeşitli tıbbi yardım ve hastalık tespit cihazlarının gönderildiğini duyurdu.
Dikkat çekici olan ise, Rus resmi medyasının birkaç gündür ülkedeki salgın düzeyindeki ‘yıkıcı durum’ tanımının üstünde durmuş olması. Nitekim Rus gazeteleri, saha muhabirlerinin ulaştığı ve Suriye hükümeti medyasında yer almayan rakamları nakletti.
Bu durum sebebiyle bazı yazar ve yorumcular şuanda Suriye’de ülke ve dünya tarihindeki en büyük insani felaketlerden birinin yaşandığını vurguladı.
Diplomat ve siyasi araştırmacı Rami eş-Şair, ‘tehlike çanları’ havası veren dikkat çekici başlıklı makalesinde şu ifadelere yer verdi:
“Koronavirüs salgını şu anda tüm Suriye topraklarında zirveye varmış durumda. 1 milyonun üzerinde vaka, yüzlerce ölüm var. Ülke, her gün binlerce insanı ölümle tehdit eden korkunç bir insani felaketle karşı karşıya. Milyonlarca Suriyeli salgına kurban gidebilir. Hiç şüphe yok ki, Rusya Suriye'de bu tür bir felaketten kaçınmak için yoğun çaba göstermeye kararlı. Yüklü yardımlar buraya ulaşacak. Şuan Suriye dosyası ve Suriye krizini ele almadaki öncelik, Suriye halkını koronavirüs tehlikesinden kurtarmak haline geldi. Zirâ, 2254 sayılı Güvenlik Konseyi kararı temelinde siyasi bir çözüme ulaşma süreci dahil diğer tüm hususlar, bu yıkıcı salgın milyonlarca Suriyelinin canına mâl olduğu taktirde tamamen anlamsız kalacak.”
Suriye'ye yönelik yaptırım politikalarının artırılması sebebiyle ABD ve bazı Batılı ülkeleri suçlayan Rus yazarlar ise bu politikaların milyonlarca Suriyeli üzerinde trajik bir etkisi olduğunu belirtti. Makalelerde, “Pedersen haricindeki bir Birleşmiş Milletler özel temsilcisinin Suriye'de salgın hakkındaki gerçekleri aktarması, derhal alınması gereken önlemleri masaya yatırması gerektiği” vurgulandı. Bu gelişmeler ışığında, bu ayın 24'ünde yapılması planlanan Anayasa Komitesi toplantısının ertelenmesi uzak bir seçenek değil.



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz