ABD, Sirte ve Cufra’da ‘askerden arındırılmış’ bir bölge kurulmasını önerdi

Misrata ve Sirte arasında bulunan Ebu Kıreyn bölgesinde UMH’ye bağlı güçler askeri tatbikat yaparken (EPA)
Misrata ve Sirte arasında bulunan Ebu Kıreyn bölgesinde UMH’ye bağlı güçler askeri tatbikat yaparken (EPA)
TT

ABD, Sirte ve Cufra’da ‘askerden arındırılmış’ bir bölge kurulmasını önerdi

Misrata ve Sirte arasında bulunan Ebu Kıreyn bölgesinde UMH’ye bağlı güçler askeri tatbikat yaparken (EPA)
Misrata ve Sirte arasında bulunan Ebu Kıreyn bölgesinde UMH’ye bağlı güçler askeri tatbikat yaparken (EPA)

ABD yönetiminin, Libya'nın Sirte ve Cufra şehirlerinde ‘askerden arındırılmış’ bir bölge oluşturulması ve yaklaşık 8 aydır askıda olan petrol üretiminin derhal yeniden başlaması önerisinde bulunmasına rağmen, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) yeniden konumlandırılmasına yönelik şartlarını yineledi. Ne Serrac ne Hafter, ABD yönetiminin önerisine henüz bir yanıt vermezken Serrac bir kez daha herhangi bir ateşkesin, saldırgan olan tarafın yeni bir saldırı tehdidinde bulunmasına izin verecek hiçbir yerde konuşlanmamasını sağlaması gerektiğini vurguladı.
Serrac tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre İtalya Savunma Bakanı Lorenzo Guerrini'nin başkanlığında üst düzey bir İtalyan heyet, Trablus'a, daha önce duyurulmayan sürpriz bir ziyarette bulundu. Heyet, UMH ile bir görüşme gerçekleştirdi.
İki taraf, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları ve Berlin Konferansı sonuçları uyarınca siyasi çözüm arayışına dönmenin ve kalıcı bir ateşkes anlaşmasına varmanın önemini vurguladı. Aynı şekilde Libya Ulusal Petrol Şirketi'nin  (NOC) denetiminde petrol üretiminin yeniden başlaması gerektiğinin altı çizildi. Toplantıda, İtalyan şirketlerinin Libya'daki faaliyetlerini sürdürmeleri için geri dönmeleri konusuna da değinildiği kaydedildi.
Şarku’l Avsat’ın teyit ettiği bilgilere göre, ABD yönetimi, Libya’da yaşanan karmaşık iç savaşta ‘kazanan’ olmadığı göz önüne alındığında LUO güçlerinin Sirte ve Cufra şehirlerinde şuan konuşlu oldukları yerlerden tahliyesini ve petrol dosyasını ülkedeki siyasi ve askeri çatışmadan uzak tutulmasını içeren bir çözüm açıkladı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien, tüm tarafları, UMH’ye bağlı NOC’un hayati öneme sahip faaliyetlerine ‘tam bir şeffaflık içinde’ devam etmesinin sağlanmasına, Sirte ve Cufra’da askerden arındırılmış bir bölge çözümünü uygulamaya ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından uygulanan silah ambargosuna saygı duymaya çağırdı.
Dün akşam geç saatlerde Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada O'Brien, ABD’nin Libya’daki tüm taraflarca paralı askerlerin ve özel askeri unsurların kullanılması da dahil olmak üzere yabancı askeri müdahaleye karşı olduğunu vurgulayarak ülkesinin Libya'daki gerilimin artmasından son derece rahatsız olduğunun altını çizdi. Yabancı güçlerin, ülkede kalıcı bir askeri varlık kurarak veya Libya halkının sahip olduğu kaynakları kontrol etmek için çatışmayı kullanma girişimlerinin ‘bölgesel istikrar ve küresel ticaret için ciddi tehditleri oluşturduğunu’ ifade eden O'Brien, bu durumun aynı zamanda ABD’nin, müttefiklerinin ve ortaklarının Akdeniz'deki ortak güvenlik çıkarlarını baltaladığını söyledi.
Askeri gerilimin, sadece ‘çatışmayı derinleştirip uzatacağını’ belirten O'Brien, Başkan Trump’ın geçtiğimiz haftalarda Libya konusunda birçok dünya lideri ile konuştuğunu kaydetti, ancak bu liderlerin kimler olduğuna değinmedi.
O'Brien açıklamasına şöyle devam etti:
“Bu savaşın bir kazananı yok. Ancak Libyalılar, egemenliklerini yeniden kurmak ve toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için saflarını sıkılaştırırlarsa bu savaşı kazanabilirler.”
O'Brien ayrıca Libya konusunda ‘aktif, fakat tarafız bir aktör’ olarak nitelediği ülkesinin, Libya'nın egemenliğini destekleyen, ABD'nin, müttefiklerinin ve ortaklarının çıkarlarını koruyan bir çözüm bulmak için, hem Libya’daki çatışmanın taraflarıyla hem de yabancı diplomatik ortaklarla tam bir diplomatik ilişki arayışında olduğunu belirtti.
Bu doğrultuda O'Brien, BM himayesinde 5+5 formatındaki Ortak Askeri Komite’nin görüşmeleri kapsamında ateşkes anlaşmasına varılması çağrısında bulundu.

Anlaşmanın detayları
ABD Başkanı Trump geçtiğimiz haftalarda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ile Libya'daki son haftalarda yaşanan hareketliliğin yatıştırılması gerektiği konusunu görüştü. Şarku’l Avsat’a konuşan Libyalı güvenilir kaynaklar, şuanda şekillenmekte olan bir anlaşmanın özelliklerinden söz ettiler. Kaynaklar buna göre Libya'da petrol üretimi dosyasının devam eden silahlı çatışmanın dışında tutulması konusunda ısrar eden ABD yönetiminin, Hafter'e yönelik tehditlerinin ortasında, Türkiye'nin askeri sahneden çıkması ve Akdeniz bölgesinde yakın bir gelecekte olası bir savaştan kaçınması karşılığında Libya'daki petrol üretimine resmen yeniden başlanacağını söylediler.
Yine aynı kaynaklara göre Türkiye ve UMH ise Sirte ve Cufra'da ateşkes karşılığında, Washington'ın Hafter'in yanında savaştığını iddia ettiği Rus güvenlik şirketi Wagner'e mensup paralı askerlerle LUO arasındaki bağın koparılması ve LUO’nun petrol sahalarından ve limanlardan çıkarılmasını öneriyor.
Öte yandan Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri dün İspanya Dışişleri ve Avrupa Birliği (AB) İş Birliği Bakanı Arancha Gonzalez Laya ile yaptığı telefon görüşmesinde, Mısır’ın ateşkesi kalıcı hale getirmeye çalışarak ve Berlin Konferansı’nın çıktılarını takip eden Kahire Girişimi’ni aktif hale getirmeye yönelik çabalarını sürdürerek Libya krizine kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturma yollarını aramaya devam edeceğini söyledi.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan telefon görüşmesiyle ilgili yapılan açıklamada, “Libya’ya yönelik yabancı müdahaleyi reddederken terörist ve savaşçıların Libya'ya gönderilmesiyle ilgili tüm transferlerle kararlı bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı” denildi.
Diğer yandan Malta Dışişleri ve Avrupa İşleri Bakanı Evarist Bartolo’nun bugün UMH ile görüşmek üzere Libya'yı ziyaret edecek. Bartolo’nun ofisinden yapılan açıklamaya göre görüşmelerde bölgenin istikrarı ve iki ülke arasındaki işbirliği alanlarını ele alınacak.
Bu arada Libya sahil güvenlik güçlerinin, Temmuz ayı sonu itibariyle Akdeniz'de yapılan insan ticareti yolculuklarında şuana kadar 6 bin 265 kişiyi kurtardığı açıklandı.



Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
TT

Trump–Netanyahu görüşmesi sonrası Gazze’de ikinci aşama tartışması

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan geçici barınakların arasında duran bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasının ocak ayı ortalarında başlayabileceği yönündeki söylentiler, ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasındaki görüşmenin önemli sonuçları arasında yer aldı. Öte yandan İsrail kaynaklarından ‘aşamanın başlaması konusunda anlaşma sağlandığı, ancak uygulama mekanizmalarında hala boşluklar olduğu’ yönünde sızıntılar geldi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre ikinci aşamada haftalarca süren durağanlığın ardından ortaya çıkan bu olası süreç, Washington'ın anlaşmayı uygulamaya istekli olmasına bağlı. İsrail'in ikinci aşamaya devam etmeyi kabul edeceği ve şartlarını, kontrolü altındaki bölgelerde yeniden inşa hakkı verecek ve Hamas'ı silahsızlandırma bahanesiyle geri çekilmemesini sağlayacak şekilde düzenleyeceği beklentileri arasında, bu durum geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe giren ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planını karmaşık hale getiriyor.

İsrail gazetesi Israel Hayom dün, Trump’ın Kaliforniya’daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmede, Gazze'deki planının ikinci aşamasını 15 Ocak'ta başlatması için Netanyahu'ya bir tarih belirlediğini bildirdi.

Bir diğer İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde Trump’ın Gazze'deki planını mümkün olan en kısa sürede uygulamaya koymayı taahhüt ettiğini ve ikinci aşamanın başlamasını Gazze Şeridi'nden son rehinenin cesedinin iadesi ile ilişkilendirmeme sözü verdiğini yazdı.

ABD merkezli Axios internet sitesi dün, iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Netanyahu'nun, Trump'ın ekibiyle uygulama mekanizmaları konusunda anlaşmazlıkları olmasına rağmen, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini kabul ettiğini bildirdi.

İsrail basını, Netanyahu ile Trump'ın yakın çevresi arasında ikinci aşamaya geçiş ve Hamas’ın ortadan kaldırılması konusunun atlanması konusunda önemli görüş ayrılıkları olduğunu ortaya koydu. Netanyahu ile görüşmesinin ardından Trump, Florida'da düzenlenen ortak basın toplantısında çoğu konuda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Netanyahu ile Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda konuştuğunu da sözlerine ekleyen Trump, Hamas’ın ‘bunu yapmak için çok az zamanı olduğunu, aksi takdirde ağır bir bedel ödeyeceğini’ vurguladı. Ancak, Hamas tamamen silahsızlandırılmadan önce İsrail'in Gazze'den askerlerini çekip çekmeyeceği sorulduğunda, “Bu daha sonra konuşacağımız başka bir konu” yanıtını verdi.

vgt
ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme planının ikinci aşaması halen bazı eksikliklerle karşı karşıya (Mısır Başkanlığı)

Al-Farabi Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gubbaşi, tarih belirleme konusunun Washington'ın iradesine ve İsrail'in uygulamasına bağlı olduğunu düşünüyor. Dr. Gubbaşi’ye göre pazartesi günü Trump ve Netanyahu arasında yapılan toplantıda yaşananlar, birden fazla konuda ortak koordinasyonlarına rağmen Trump'ın işleri hızla ilerletmeye istekli olduğunu gösteriyor.

Öte yandan Filistinli siyasi analist Abdulmehdi Mattava’ya göre Trump ve İsrailli yetkililerin farklı vizyonlara sahip olduğu açık. Trump, hızlı hareket etmek istiyor, ancak silahsızlanma engeliyle karşı karşıya, İsrail ise ikinci aşamayı bölmek istiyor, bu da o aşamada takılıp kalacağımız anlamına geliyor.

Mattava, ikinci aşamanın planlandığı gibi başlamasını bekliyor. Bu aşamada, sınır kapılarının açılması, yardım kamyonlarının sayısının artırılması, bir ‘barış konseyi’ ve Gazze Şeridi’ni yönetmek için bir komite atanması gibi adımlar atılacak. Bunun yanında Washington, Hamas'ın silahsızlandırılması konusunda bir anlaşmaya varılamaması halinde İsrail'in kontrolündeki bölgelerde yeniden inşa çalışmalarına başlamasına izin verecek.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamaya göre Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, CNN televizyonuna verdiği röportajda “Mısır, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturmak ve ikinci aşamaya geçmek, erken iyileşme ve yeniden inşa çabalarına devam etmek için çabalarını sürdürecek” dedi.

fvgb
Gazze şehrinin sahil şeridinde sıralanan ve Filistinli mültecileri sert kış koşullarından koruyan çadırlar (AFP)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, Hamas’ın ‘Başkan Trump’ın Gazze Şeridi ve tüm bölgede barışı sağlama yeteneğine güvenmeye devam ettiğini’ söyledi.

Kasım, Trump'a ‘İsrail'e daha fazla baskı uygulayarak Şarm ei-Şeyh'te alınan kararlara uymasını sağlaması’ çağrısında bulundu.

Kasım, Hamas'ın silahsızlandırılması talepleri hakkında resmi bir yorumda bulunmadı, ancak Hamas, daha önce bunun için bazı koşullar belirlemişti.

Öte yandan İsrail'in engellerinin ikinci aşamanın hızlı ilerlemesini geciktireceğini, ancak Mısır'ın bu engelleri aşmak için çabalarını sürdüreceğini düşünen Gubbaşi, “İsrail'in Trump ile yapılan görüşmenin sonuçlarına bağlılığı ışığında, ikinci aşamanın başlangıç tarihi veya gecikmesi konusunda her şey mümkün” diye ekledi.


Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
TT

Sudan hükümeti "2026 acil durum bütçesini" onayladı ve bunu "mucize" olarak nitelendirdi

Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)
Sudan hükümeti Başbakan Dr. Kamil Idris başkanlığında toplantısını gerçekleştirdi (SUNA)

Sudan Başbakanı Dr. Kamil Idris, dün Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan 2026 mali yılı için acil durum bütçesini "mucize" olarak nitelendirdi.

Maliye Bakanlığı'nı, olağanüstü koşullar altında harcamaları kontrol altına aldığı, devlet kaynaklarını etkin bir şekilde yönettiği ve gelirleri artırdığı için övdü.

Sudan Başbakanı, ilk "mucizenin" bütçenin yaklaşık yüzde 9'luk bir GSYİH büyüme oranı beklentisi olduğunu, ikincisinin ise 2026 yılı boyunca ortalama enflasyon oranının yüzde 65'e düşürülmesi olduğunu belirtti.

Maliye Bakanı Dr. Cibril İbrahim, bütçenin ücretlerin iyileştirilmesini ve hizmet sektörünün giriş seviyesinde iş imkanlarının sağlanmasını içerdiğini belirterek, gelir tabanının genişletilmesinin yatay genişlemeye bağlı olduğunu ve vatandaşlara yeni vergi yükleri getirmeyi gerektirmediğini açıkladı. Bütçe ayrıca, 2025 yılındaki %101,9'luk orana kıyasla, 2026 yılı için ortalama enflasyon oranını %65'e düşürmeyi hedefliyor.

İbrahim, bütçenin kamu maliyesini reforme etmeye, belirli harcamalara ve kamu giderlerine öncelik vermeye, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik hizmetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya, bakanlıkların ve hükümet birimlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaya, ayrıca komşu ülkelerdeki yerinden edilmiş ve mülteci Sudanlıların koşullarını iyileştirmeye ve onlara insani yardım sağlama maliyetlerini karşılamaya odaklandığını belirtti.

Maliye Bakanı, savaşın devam eden zorluklarına rağmen 2025 bütçesinin performansının beklentileri aştığını, kamu gelirlerinin %147'lik bir performans oranına ulaştığını ve harcamaların temel ihtiyaçlara yönelik olarak sürdürüldüğünü açıkladı. Bakan, bütçenin Hartum'a dönüş için uygun bir ortam yaratmaya ve Hartum Havalimanı'nı rehabilite etmeye yönelik olduğunu ifade etti.


Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)
TT

Tunus'ta olağanüstü hal bir ay daha uzatıldı

Tunus bayrağı (Reuters)
Tunus bayrağı (Reuters)

Tunus, ülkedeki olağanüstü hal uygulamasını yarından 30 Ocak'a kadar geçerli olarak bir ay daha uzattı.

Uzatma kararı, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından Resmi Gazete'de yayımlandı. Önceki uzatma, 2025 yılının tamamını kapsıyordu.

Ülkede olağanüstü hal, 24 Kasım 2015 tarihinde başkent merkezinde başkanlık güvenlik otobüsünü hedef alan ve 12 güvenlik görevlisi ile saldırının failinin de öldüğü ve DEAŞ’ın üstlendiği terörist bombalı saldırıdan bu yana on yıldan fazla bir süredir yürürlükte.