Hiroşima’da saldırının 75. yıl dönümünde kurbanlar anıldı

Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Hiroşima’da saldırının 75. yıl dönümünde anma törenine katıldı (DPA)
Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Hiroşima’da saldırının 75. yıl dönümünde anma törenine katıldı (DPA)
TT

Hiroşima’da saldırının 75. yıl dönümünde kurbanlar anıldı

Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Hiroşima’da saldırının 75. yıl dönümünde anma törenine katıldı (DPA)
Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Hiroşima’da saldırının 75. yıl dönümünde anma törenine katıldı (DPA)

Japonya'ya karşı yapılan dünyanın ilk atom bombası saldırısının kurbanları saldırının 75. yılında Hiroşima’da düzenlenen törenle anıldı.
Dünyanın ilk atom bombası saldırısında hayatını kaybedenler, saldırının hedefi olan Japonya'nın Hiroşima şehrinde düzenlenen törenle anıldı. Felaketin 75. yıl dönümünde Hiroşima Barış Anıtı Parkı’nda bir araya gelen kurban yakınları ve siyasi temsilciler ABD'nin kullandığı "Little Boy" adlı atom bombasının atıldığı zaman olan 08.15'te sessizliğe bürünerek saygı duruşunda bulundu.
Ayrıca, atom bombası saldırısı ve sonrasında hayatını kaybeden 324 bin 129 kişinin adlarının yer aldığı bir liste Barış Anıtı'na asıldı.

Belediye başkanından hükümete çağrı
Törende söz alan Hiroşima Belediye Başkanı Kazumi Matsui, Japonya hükümetini atom bombası saldırısından sağ kurtulan ve sayıları giderek azalan "Hibakusha"ların sesine kulak vererek, nükleer silahları yasaklamak için gerekli Birleşmiş Milletler antlaşmasını imzalamaya çağırdı. Ayrıca sivil toplumun benmerkezci milliyetçiliği reddetmesi ve tüm tehditlere karşı birleşmesi gerektiğini kaydeden Matsui, Hiroşima’nın simgesel önemine vurgu yaparak "Sivil topluma karşı dünya halklarının nükleer silahların ortadan kaldırılması ve kalıcı dünya barışının sağlanması için bir araya gelmesi gerektiği konusunda bir fikir birliği oluşturma görevimiz olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Abe'den diyalog vurgusu
Japonya Başbakanı Shinzo Abe ise zorlu güvenlik ortamı ve ulusların nükleer silahsızlanma konusundaki farklılaşan tutumlarına rağmen, karşılıklı diyalog yoluyla ülkeler arasındaki güvensizlik duygusunu ortadan kaldırmaya yönelik çabaların artması gerektiğini ifade etti. Abe, savaşta atom bombasına maruz kalan tek ülke olarak Japonya'nın görevinin, nükleer silahların kaldırılması yönünde çalışmaya devam etmek olduğunu belirtti.

BM Genel Sekreteri video mesaj gönderdi
Daha önce törene katılacağı açıklanan ancak Kovid-19 salgını nedeniyle video mesaj gönderen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres de, "Nükleer riski tamamen ortadan kaldırmanın tek yolu nükleer silahları tamamen ortadan kaldırmaktır" şeklinde konuştu.

Koronavirüs gölgesinde gerçekleşti
Koronavirüs salgını nedeniyle normalin yaklaşık onda biri katılımla gerçekleştirilen törene farklı ülkelerden katılan temsilci sayısı da bu yıl Kovid-19 salgını nedeniyle sınırlandırıldı. Törende uygulanan sosyal mesafe tedbirleri nedeniyle genel katılım kabul edilmeyerek kısıtlı konuk kapasitesi saldırı kurbanlarının aileleri ve savaştan sağ kurtulanlara ayrıldı.

Kara gün: 6 Ağustos 1945
6 Ağustos 1945'te ABD'nin tarihte ilk kez Japonya'ya karşı atom bombası kullandığı yaklaşık 140 bin kişinin hayatını kaybettiği Hiroşima saldırısı, dolaylı olarak yüz binlerce insanın yaralanmasına ve radyasyon kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden olmuştu. Japonya atılan ilk atom bombasının şokunu henüz atlatamamışken, tarihler 9 Ağustos 1945'i gösterdiğinde Nagasaki'ye yapılan ikinci saldırıda büyük bir yıkımla yüz yüze gelmişti.



Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
TT

Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso cumartesi günü sürgündeki binlerce Tibetli'yle buluştu. 

Dünyanın dört bir köşesinden gelen takipçileri, 14. Dalay Lama'nın onlarca senedir yaşadığı Dharamshala yakınlarındaki büyük tapınakta bir tören düzenledi.  

6 Temmuz'da 90 yaşına girecek 14. Dalay Lama'nın çok uzun bir yaşam sürmesi için duacı oldular. 

Tenzin Gyatso törende yaptığı ve eş zamanlı olarak farklı dillere çevrilen konuşmasında Budistlerin ruhani koruyucularından birine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

Şu ana kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Avalokiteśvara'nın da desteğiyle 30-40 yıl daha yaşayıp duyarlı varlıklara ve Budizm öğretilerine hizmetimi sürdürmeyi umut ediyorum.

14. Dalay Lama, aralıkta Reuters'a yaptığı açıklamada 110 yaşına kadar yaşayacağını öngörmüştü. 

Tenzin Gyatso, ölümünden sonra Tibet'teki Budizm geleneğinin süreceğini belirterek, bu unvanı taşıyan son kişi olmayacağını önceki günlerde söylemişti.

Ruhani lider, 1587'de oluşturulan Dalay Lama unvanının yeni bir reenkarnasyonla süreceğini ifade etmişti.

Halefinin belirlenmesinde tek yetkinin kendi kurduğu Gaden Phodrang Vakfı'na ait olacağını söyleyen Tenzin Gyatso, 15. Dalay Lama'nın Çin sınırları dışında "özgür dünyada" doğacağını da yinelemişti. 

Gyatso'nun "Çin dahil herhangi bir ülke tarafından siyasi amaçlarla seçilen bir adayın tanınmaması gerektiğini" vurgulamasına Pekin'den tepki gelmişti. 

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yeni Dalay Lama'nın Pekin yönetimi tarafından onaylanması gerekeceğini savunmuştu.

Tibet Budizmi'ne göre Dalay Lama, reenkarne olacağı bedeni kendisi seçebiliyor. 

Tenzin Gyatso, 1940'ta Dalay Lama’nın 14. reenkarnasyonu olarak Tibet Budizmi'nin ruhani liderliğini yapmaya başlamıştı.

Gyatso, Çin birliklerinin Tibet'in başkenti Lhasa'da 1959'da patlak veren bağımsızlık yanlısı ayaklanmayı bastırmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamshala kentine yerleşmişti. Burada sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters