Dünyanın en büyük rezervlerine sahip Venezuela'da artık faal petrol sondaj kulesi yok

Venezuela'nın ham petrol üretimi Haziran 2020 itibarıyla günde 356 bin varil olarak açıklandı (Reuters)
Venezuela'nın ham petrol üretimi Haziran 2020 itibarıyla günde 356 bin varil olarak açıklandı (Reuters)
TT

Dünyanın en büyük rezervlerine sahip Venezuela'da artık faal petrol sondaj kulesi yok

Venezuela'nın ham petrol üretimi Haziran 2020 itibarıyla günde 356 bin varil olarak açıklandı (Reuters)
Venezuela'nın ham petrol üretimi Haziran 2020 itibarıyla günde 356 bin varil olarak açıklandı (Reuters)

Petrol zengini Latin Amerika ülkesi Venezuela'da bulunan son petrol sondaj kulesi de ülkeden ayrıldı.
Forbes'un haberine göre ABD'nin Houston kenti merkezli Nabors şirketi, pazartesi günü itibarıyla son aktif petrol sondaj kulesini kapattığını duyurdu.
Böylece dünyadaki en büyük petrol rezervlerine sahip ülke olan Venezuela'da faaliyette olan petrol sondaj kulesi kalmadığı açıklandı.
Nabors'un son aktif sondaj kulesi ABD'li enerji şirketi Chevron ile Venezuela devlet petrol ve doğalgaz şirketi PdVSA'nın ortak girişimi kapsamında Petropiar petrol alanında faaliyet gösteriyordu.
Ancak Venezuela'nın son yıllarda içinde bulunduğu ekonomik kriz ve siyasi belirsizlik ayrıca ekipman hırsızlıkları ve enerji kesintileri operasyonların aksamasına yol açıyordu.
Nabors'un ülkede 4 adet petrol sondaj kulesi bulunuyordu ancak şirket 1 buçuk yıl içinde bunların faaliyetlerini aşamalı olarak sonlandırdı.
Nabors CEO'su Anthony Petrello ülkedeki faaliyetlerini sonlandırma sürecinde olduklarını açıklarken şirketin Venezuela'dan çıkışı ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Devlet Başkanı Nicholas Maduro hükümetini güçsüzleştirmek için daha sert yaptırımları hayata geçirmesinden aylar sonra geldi.
Ancak Trump yönetimi geniş alana yayılan yaptırımlara rağmen ülkenin devasa petrol rezervlerini Çin ve İran'a kaptırmamak amacıyla Chevron, Nabors, Schlumberger, Halliburton ve Baker Hughes gibi petrol ve enerji şirketlerine Venezuela'daki faliyetlerini sürdürmeleri için lisans sağlamıştı.
Kaliforniya merkezli Chevron şirketi de Venezuela'da yeni petrol kuyuları açma faaliyetlerini durdurmuş durumda.
Ancak şirket kalan yerlerde yavaş ilerleyen üretimi sürdürme ve bakım faaliyetlerini sürdüreceğini açıkladı.



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP