ABD, UMH’ye ait bir liman üzerinden petrol ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları için Libyalılara yaptırım uyguluyor

ABD, UMH’ye ait bir liman üzerinden petrol ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları için Libyalılara yaptırım uyguluyor
TT

ABD, UMH’ye ait bir liman üzerinden petrol ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları için Libyalılara yaptırım uyguluyor

ABD, UMH’ye ait bir liman üzerinden petrol ve uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları için Libyalılara yaptırım uyguluyor

ABD Hazine Bakanlığı, 6 Ağustos’ta 3 Libyalıya, merkezi Malta’da bulunan bir şirkete ve el-Maraya gemisine, Libya’da istikrarsızlığa katkıda bulunan bir kaçakçılık ağı oluşturdukları suçlamasıyla yaptırım uyguladı. Bakanlık, yayınladığı bir bildiride, yeni tedbirlerin, Libya’da istikrarsızlığa katkıda bulunan Faysal el-Vadi, Masbah Muhammed Vadi ve Nureddin Masbah’a, merkezi Malta’da bulunan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı bir şirkete ve risk altındaki el-Maraya gemisine karşı olduğunu kaydetti.
ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Justin Muzinich, 6 Ağustos’ta yayınladığı bir bildiride, “Üç Libyalı, Libya’dan petrol ve akaryakıt kaçakçılığı yapmak için yasadışı operasyonlar gerçekleştirdi. Ayrıca Libya'yı uyuşturucu kaçakçılığı için bir geçiş noktası olarak kullandı” diyerek, ABD’nin Libya’nın kaynaklarını kendi menfaatleri için kullanan ve Libya halkına zarar veren yasadışı ağları ortaya çıkarmaya kararlı olduğunu ifade etti.
Hazine Bakanlığı, bildiride Faysal el-Vadi’nin Libya’dan Malta’ya petrol, yakıt ve uyuşturucu kaçakçılığı yapmak için Kuzey Afrika ve Güney Avrupa’da aktif olan bir kaçakçılık ağıyla çalıştığını belirtirken, Vadi’nin ayrıca diğer kaynakların kaçakçılığını yapmak için UMH’ye bağlı olan Zuvare limanını kullandığını vurguladı. Uyuşturucu ve akaryakıt kaçakçılığı yapmak amacıyla el-Maraya gemisinin kullanıldığı ve hiçbir belgede doğrudan isim kullanılmadığı aktarıldı. Aynı şekilde Vadi’nin adı, Libya’da barışı, güvenliği ve istikrarı tehdit eden politikalara doğrudan ve dolaylı olarak dahil olduğu doğrulandıktan sonra ABD yaptırımlar listesine dahil edildi.
Hazine Bakanlığı ayrıca, Masbah Vadi ve Nureddin Masbah’ı da silah ve askeri teçhizat kaçakçılığını kolaylaştırmak için finansal, lojistik ve teknolojik destek sağlamakla ve Libya’da barış ve güvenliği bozmakla suçladı.
Bakanlık yetkilileri, kaçakçılık yollarının ve petrol tesislerinin kontrolü üzerindeki rekabetin, Libya halkını ekonomik kaynaklardan mahrum bırakan Libya’daki çatışmanın ana nedeni olduğunu vurguladı.
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı Mike Pompeo ise, 6 Ağustos’ta Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde siyasi ve ekonomik görüşmeler sırasında Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya’daki silahların yasaklanması kararının tam uygulanmasının ve Libya’daki çatışmaya bir çözüm bulunmasının önemine dikkati çekti.
Washington, Libya’daki gerilimin tırmanmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, ülkedeki iç savaşa yabancı askeri müdahaleler konusunda da uyarıda bulundu. Aynı şekilde ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O’Brien, geçtiğimiz Çarşamba günü ‘Ulusal Petrol Kuruluşunun hayati çalışmalarına tam şeffaflıkla devam etmesi, Sirte ve Cufra arasında silahsızlanmanın sağlanması, BM’nin uyguladığı silah ambargosuna saygı duyulması ve BM’nin önderlik ettiği 5+5 askeri görüşmeleri uyarınca ateşkes sağlanması” çağrısında bulundu.
Beyaz Saray kaynakları da ülkenin tüm ana gelir kaynakları başta olmak üzere, Libya Ulusal Petrol Şirketi’nin faaliyet gösterme kabiliyeti konusunda endişelerinin arttığını söyledi. Kaynaklar, çatışmalar ve silahlı milislerin yayılması nedeniyle petrolün yasadışı yollarla ihraç edildiğini, Libyalıların petrol ihracat gelirlerinden mahrum kaldığını ve Libya ekonomisini zayıflattığını vurguladı.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.