BM Yemen Özel Temsilcisi Riyad’a gidiyor

Griffiths, Haziran sonunda Yemen Cumhurbaşkanı ile bir araya gelmişti (BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths’in Twitter hesabı)
Griffiths, Haziran sonunda Yemen Cumhurbaşkanı ile bir araya gelmişti (BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths’in Twitter hesabı)
TT

BM Yemen Özel Temsilcisi Riyad’a gidiyor

Griffiths, Haziran sonunda Yemen Cumhurbaşkanı ile bir araya gelmişti (BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths’in Twitter hesabı)
Griffiths, Haziran sonunda Yemen Cumhurbaşkanı ile bir araya gelmişti (BM Yemen Özel Temsilcisi Griffiths’in Twitter hesabı)

Birleşmiş Milletler’in (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths kapsamlı çözüm planında yapılacak değişiklikleri görüşmek için gelecek hafta Riyad’a gidecek.
Diplomatik kaynaklar, Yemen hükümetiyle görüşmek ve Yemen krizini sona erdirecek kapsamlı bir çözüm taslağına dair son değişiklikleri tartışmak amacıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths’in gelecek hafta Riyad’a ziyarette bulunacağını açıkladı.
Kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada Griffiths’in, hükümet ile taslağın ayrıntılarını görüşeceğini söylerken, taslağın taraflar nihai bir çözüme ulaşırken son taslak olmasının beklendiğini vurguladı.
Meşru hükümet, geçen ayın ortalarında BM Temsilcisine kapsamlı bir çözüm taslağı hususunda önerilerini reddettiğini bildirmişti.
İngiltere’nin Yemen Büyükelçisi Michael Aron’a göre BM Yemen Özel Temsilcisi tarafından gelecek hafta meşru Yemen hükümetiyle görüşmek üzere Riyad’a yapılacak ziyaret, kapsamlı bir çözüm taslağını tartışmayı ve endişeleri ele almayı amaçlıyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Aron, “Geçen Nisan ayında Özel Temsilci ile uzlaşı sağladılar. BM Temsilcisi daha sonra Husilerle istişarelere yöneldi. Meşruiyetin yeni taslakla ilgili hoşnutsuzluğuna da değinen Büyükelçi, meşru hükümetin uzlaşı sağladıkları taslağa bağlı olduklarını, böylece müzakerelerin devam ettiğini vurguladı.
İngiltere Büyükelçisi, BM Temsilcisinin ‘meşru hükümet ile görüşmeler sonrasında, bu görüşleri son taslağa dahil edeceğini, çünkü sona çok yaklaştıklarını’ ifade etti.
Öte yandan Yemenliler, güvenliği sağlamanın ve silahlı oluşumların Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına entegre olmasının yanı sıra, ilerleyen haftalarda yeni hükümetin kurulmasını, devlet kurumlarını yeniden inşa etmeye ve kaynaklarını kontrol etmeye odaklanacak yeni bir dönemin başlamasını bekliyor.
Yemenli yetkililer, kurtarılmış alanlardaki halka hizmet sağlamanın ve yaşam standartlarının iyileştirmenin bir sonraki hükümetin en önemli öncelikleri arasında olması gerektiğini düşünüyor.
Meşru hükümet ve Güney Geçiş Konseyi, 30 gün içerisinde Dr. Muin Abdulmelik başkanlığında, kuzey ve güney arasında yeni bir hükümetin kurulmasına olanak tanıyan Riyad Anlaşması’nı uygulamak için geçen hafta Suudi Arabistan tarafından sağlanan bir mekanizma üzerinde anlaştı.
Yemen Cumhurbaşkanının Danışmanı Abdulaziz el-Muflihi’ye göre devlet kurumlarını yeniden inşa etmek, kaynakları kontrol etmek yeni hükümetin en önemli önceliği olmalı. Bu çerçevede Şarku’l Avsat’a konuşan Muflihi, güvenliğin sağlanması, silahlı oluşumların Savunma ve İçişleri Bakanlıklarının sistemlerine entegre olması, halka yönelik hizmetlerin etkinleştirilmesi ve mümkün olan en kısa sürede geçim kaynaklarının iyileştirilmesi meselelerinin de masada olması gerektiğini kaydetti.
Muflihi, Yemeniler için kendilerini farklı şekilde tanıtma fırsatının mevcut olduğunu, zira anlaşmanın bölgesel ve uluslararası toplumun desteğini taşıdığını söylerken, anlaşmanın başarısı için bir itici gücü temsil eden Suudi Arabistan Savunma Bakanı Yardımcısı Prens Halid bin Selman’ın oynadığı büyük role de özgüde bulundu.
Yemen Cumhurbaşkanının danışması Dr. Muhammed el-Amiri ise, ‘önceki dönemde hüküm süren kaotik koşulları terk eden yeni bir çağ başlatarak Yemen vatandaşlarını güvence altına almak’ başta olmak üzere yeni hükümetin önünde birçok konu olduğunu ifade etti. Amiri, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, kurtarılmış alanlardaki koşulların düzeltilmesi ve son dönemde geride bıraktığı güvenlik dengesizlikleri gibi gerginliklerin üstesinden gelinmesinin de en önemli öncelikler arasında yer aldığını kaydetti.
Dr. Muhammed el-Amiri, “Güvenlik, her şeyin temelidir. O olmadan hükümet, kurtarılmış alanlarda devlet kurumları kurmak, silahlı grupları ordu ve güvenlik sistemlerine entegre etmek, Aden’deki kampları kaldırmak, askeri plan uyarınca belirli alanlara konuşlanmak başta olmak üzere görevlerini yerine getiremeyecektir” dedi.
Cumhurbaşkanının danışmanı, sağlık hizmetlerinin, elektrik, su, yollar, eğitimin yanı sıra halkın çektiği acıyı hafifletmek ve para biriminin düşüşünü durdurmak suretiyle hizmet araçlarının, hükümetin önceliklerinin ön saflarında olması gerektiğini vurguladı.
Dr. Muhammed el-Amiri ayrıca, yeni koşulların, Suudi Arabistan tarafından denetlenen ve pusulanın gerçek düşman olan Husilere dönmesine katkıda bulunan Riyad anlaşmasının meyvelerinden biri olduğuna dikkati çekti.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.