Erdoğan: Yunanistan ile Mısır arasında yapılan anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv - Reuters)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv - Reuters)
TT

Erdoğan: Yunanistan ile Mısır arasında yapılan anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv - Reuters)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Arşiv - Reuters)

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün (Cuma), Atina ile Kahire arasında Ankara tarafından kınanan deniz sınırı anlaşmasının imzalanmasından bir gün sonra ülkesinin Doğu Akdeniz'deki tartışmalı bir bölgede doğal gaz arama çalışmalarına devam edeceğini duyurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci kez Ayasofya’da cuma namazını kulmasının arından, ekonomi ve dış politikadaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yunanistan ve Mısır arasındaki deniz sınırları anlaşmasına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Erdoğan, "Şimdi Yunanistan ile Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok" dedi.
Erdoğan açıklamasında, “Yunanistan ile Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Buralaral baktığımız zaman özellikle Yunanistan'ın Libya ile ilgili olarak buradaki kıyıdaş olma konusunda bir alakası var mı. Ne işi var orada. Mısır'ın aynı şekilde bir alakası var mı yok. Biz Libya ile böyle bir anlaşmayı yaptıktan sonra bunların hepsi bu işin üzerine atladılar. Bize oralardan gelen bilgiler de biz bunu size karşı yapmış değiliz, burada yanlış anlaşılma olmasın gibi bilgileri de bize yansıtıyorlar. Olsa da olmasa da biz şu anda Libya ile yaptığımız anlaşmayı kararlılıkla sürdürüyoruz. En son Dışişleri Bakanım Malta Dışışleri Bakanı ile Libya Dışişleri Bakanı ile Malta ve Libya'da görüşmeler yaptılar. Bu görüşmelerimiz de kararlı bir şekilde devam ediyor. Bizler burada özellikle deniz yetki alanlarında hiç hakkı olmayanlarla buraları görüşmeye bile gerek duymuyoruz. Bakın Şansölye Merkel benden ricada bulundu. ‘Buradaki sondaj çalışmalarını durdursanız benim işimi kolaylaştırırsınız' dedi. Ben de Merkel'e ‘eğer siz Yunaninstaa güveniyorsanız biz şöyle 3 haftalığına bu sondaj çalışmalarına ara veririz ama ben bunlara güvenmiyorum göreceksiniz bunlar sözünü durmayacaklar' dedim. Nitekim öyle de oldu. Biz bu arada da Yunanistan'dan onların kendi gerek dışişleri bakanı gerek danışmanları benim Dışişleri Bakanım üçlü görüşmeler başlattılar. Almanya, Türkiye, Yunanistan arasında. Şimdi sözde durmayınca ne olacak. Şimdi sondaj çalışmalarına yeniden başladı. Barbaros Hayrettin'i de görevine gönderdik” ifadelerini kullandı.



Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor
TT

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

Trump, Netanyahu'nun kendisini Nobel Barış Ödülü’ne aday göstermesinden sonra: Hamas ateşkes istiyor

ABD Başkanı Donald Trump pazartesi günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Beyaz Saray'da ağırlarken İsrailli yetkililer, ABD'nin arabuluculuğunda Gazze'deki rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkesin sağlanması için Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) ile dolaylı görüşmeler yaptı.

Trump’ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdiğini açıklayan Netanyahu, Beyaz Saray'da düzenlenen toplantıda milyarder Cumhuriyetçi Başkan’a ödül komitesine gönderdiği adaylık mektubunun bir kopyasını sundu. Netanyahu, Beyaz Saray'da Trump ile yediği akşam yemeğinde, ABD Başkanı’nın ‘şu anda bir ülkeden diğerine, bir bölgeden diğerine barışı tesis ettiğini’ söyledi. Trump ise sık sık Norveç’teki Nobel Barış Ödülü Komitesi'nin Hindistan ile Pakistan ve Sırbistan ile Kosova arasındaki anlaşmazlıkları çözme çabalarını görmezden gelmesinden şikayet etti.

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını istediğine inandığını belirten Trump, Beyaz Saray'da gazetecilerin İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi’nde devam eden çatışmaların, taraflar arasında sürmekte olan ateşkes görüşmelerini engelleyip engellemeyeceği sorusuna verdiği yanıtta “Hamas görüşmek ve ateşkes istiyor” dedi.

Öte yandan Filistinlilerle barış istediğini söyleyen Netanyahu, ancak gelecekte kurulacak herhangi bir bağımsız Filistin devletinin İsrail'i yok etmek için bir platform olacağını belirterek, güvenlik konusunda egemenliğin İsrail'in elinde kalması gerektiğini savundu.

Netanyahu, şunları söyledi:

“Filistinlilerin kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğini düşünüyorum, ancak bizi tehdit edecek hiçbir yetkiye sahip olmamalılar. Bu, genel güvenlik gibi egemenlik yetkilerinin her zaman bizim elimizde kalacağı anlamına geliyor.”

İsrail Başbakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“7 Ekim'den sonra insanlar Filistinlilerin bir devleti olduğunu, Gazze'de Hamas devleti olduğunu söylediler ve bakın ne yaptılar. Onlar bunu inşa etmediler. Onlar bunu sığınaklarda, terör tünellerinde inşa ettiler ve sonra halkımızı katlettiler, kadınlarımıza tecavüz ettiler, erkeklerimizin kafalarını kestiler, şehirlerimizi, kasabalarımızı ve çiftliklerimizi işgal ettiler. İkinci Dünya Savaşı ve Nazilerin işlediği Holokost’tan bu yana görmediğimiz korkunç katliamlar işlediler.”

İsrail Başbakanı, şöyle devam etti:

“Filistinli komşularımızla, bizi yok etmek istemeyenlerle barışa ulaşmak için çalışacağız ve güvenliğimizin ve egemenliğimizin her zaman bizim elimizde kalacağı bir barışa ulaşmak için çalışacağız. Şimdi insanlar, ‘Bu tam bir devlet değil, bir devlet bile değil’ diyecekler. Umurumuzda değil. Bunu bir daha asla tekrarlamayacağımıza söz verdik. Bir daha asla ve asla olmayacak.”

Diğer taraftan İran'a uygulanan sert yaptırımları uygun zamanda kaldırmak istediğini söyleyen Trump, Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılmasının Şam'ın ilerlemesine yardımcı olacağını belirtti. İran'ın da benzer bir adım atmasını umduğunu ifade eden Trump, “Uygun zamanda bu yaptırımları kaldırmak ve onlara yeniden inşa fırsatı vermek istiyorum. Çünkü İran'ın barışçıl bir şekilde yeniden inşa olmasını istiyorum, eskisi gibi ‘Amerika'ya ölüm, İsrail'e ölüm’ gibi sloganlar atmaktan çekinmemesini istiyorum” şeklinde konuştu.

Beyaz Saray'ın geçtiğimiz hafta Kiev'e bazı silah sevkiyatlarını durdurduğunu açıklamasının ardından, ABD'nin Ukrayna'ya ‘daha fazla savunma silahı’ göndereceğini duyuran Trump, “Öncelikle savunma silahları olmak üzere daha fazla silah göndermemiz gerekecek” diyerek, barışa yanaşmaması nedeniyle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den duyduğu ‘memnuniyetsizliğini’ bir kez daha yineledi.

Trump, 1 Ağustos'ta yürürlüğe girecek olan ABD gümrük vergilerinin kesin tarihi olup olmadığı sorulduğunda, “Kesin diyebilirim ama yüzde 100 kesin değil. Bizi arayıp farklı bir şekilde bir şeyler yapmak istediklerini söylerlerse, buna açık olacağız” dedi. Trump pazartesi günü, Japonya ve Güney Kore gibi büyük tedarikçilerden küçük ülkelere kadar ticari ortaklarına, ABD'nin yüksek gümrük vergilerinin 1 Ağustos'ta yürürlüğe gireceğini bildirmeye başladı. Bu durum, ABD Başkanı’nın bu yılın başlarında başlattığı ticaret savaşında yeni bir aşamayı temsil ediyor.

Trump ve Netanyahu, başkanın genellikle önemli ziyaretçileri kabul ettiği Oval Ofis'te resmi görüşmeler yapmak yerine özel bir akşam yemeğinde bir araya geldi. Trump'ın bu kez Netanyahu'yu resmi olmayan bir şekilde kabul etmesinin nedeni henüz belli değil. Netanyahu, dün gece Washington'a gelmesinin ardından Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya gelerek Trump ile yapacağı görüşmelere hazırlandı.

Netanyahu, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında yeniden başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana Beyaz Saray'a üçüncü kez yaptığı ziyaret Trump’ın geçtiğimiz ay İsrail'in hava saldırılarını desteklemek için İran'ın nükleer tesislerine hava saldırısı düzenlenmesi emrini vermesinin ardından bir ilki temsil ediyor. ABD Başkanı, önce İran’ın nükleer tesislerinin bombalanması emri vermiş, daha sonra 12 gün süren İsrail-İran savaşında ateşkesin sağlanmasına yardımcı olmuştu.