İçişleri Bakanlığı'ndan 81 il valiliğine orman yangınları konulu genelge

İçişleri Bakanlığı'ndan 81 il valiliğine orman yangınları konulu genelge
TT

İçişleri Bakanlığı'ndan 81 il valiliğine orman yangınları konulu genelge

İçişleri Bakanlığı'ndan 81 il valiliğine orman yangınları konulu genelge

İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine orman yangınları ile ilgili genelge göndererek ormanlık alanlar ve civarında ateş yakılmaması talimatını verdi.
İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine orman yangınları ile ilgili genelge göndererek ormanlık alanlar ve civarında ateş yakılmaması talimatını verdi. İçişleri Bakanlığı 81 il Valiliğine “Orman Yangınları” konulu genelge gönderdi.
Genelgede, doğal zenginliklerin başında gelen ormanların korunması amacıyla daha önce mevsimsel veya insani faktörlere dayalı olarak orman yangınlarının artabileceği değerlendirilerek gerekli önlemlerin alınması amacıyla valiliklerin talimatlandırıldığı hatırlatıldı.
Genelgede, özellikle yaz mevsimi ve tatil sezonu olması sebebiyle vatandaşların yoğun bir şekilde mangal, semaver veya ocak yaktıkları, bu durumun da hava sıcaklığının yüksekliği ve kuru ot/çalılık miktarının artmasına bağlı olarak orman yangınlarında artışa neden olduğu ifade edildi.
Artan orman yangınları ile birlikte daha önceki tedbirlere ilave yeni tedbirler alındığı belirtilen genelgede, alınan tedbirler şu şekilde sıralandı:
"Bu kapsamda, orman Yangınlarının Önlenmesi ve Söndürülmesinde Görevlilerin Görecekleri İşler Hakkında Yönetmeliğinin 32 maddesinde; il ve ilçelerde vali ve kaymakamların başkanlığında orman işletme müdürü/bölge şefi, emniyet müdürü, jandarma komutanından müteşekkil “Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonu”nun, vali ve kaymakamların başkanlığında yönetmelikte belirtilen üyelerinin yanı sıra ilgili belediye ve il özel idaresi temsilcileri ile ihtiyaç duyulan diğer kurum ve kuruluş (meslek odaları vb.) temsilcilerinin katılımıyla acilen toplanması sağlanacak.
Bu komisyon tarafından, il/ilçe sınırları içerisindeki ormanlık alanların civarında yer alan ve yakınlığı nedeniyle orman yangınlarına neden olabilecek (özel mülkiyete konu araziler de dâhil) yerler için mangal/semaver/ateş yakılabilecek yerlerin ve yasak olan yerlerin, Orman Kanununun 76 ncı maddesinin (d) bendi göz önünde bulundurularak en geç 15 Ağustos 2020 tarihine kadar belirlenerek, haritalandırılacak. Komisyonlarca bu yönde karar alınarak kamuoyuna ilan edilecek.
Ormanlık alanlarda yetkili kurumlarca belirlenmiş olan mangal/semaver/ateş yakılabilecek mesire yerleri ile tabiat parklarının, Valilik ve Kaymakamlıklarca mutad vasıtalarla en geniş şekilde vatandaşlarımıza duyurulması sağlanacak.
Orman Kanununun 76'ncı maddesinde yer alan “Ormanlarda izin verilen ve ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakmak yasaktır” hükmü uyarınca, orman alanları içerisinde (yetkili kurumlarca belirlenmiş tescilli piknik ve mesire alanları hariç) mangal/semaver/ateş yakılmasına müsaade edilmeyecek, avcı ve çobanların ateş yakması önlenecek.
Ormanlık alanlar ile ormanlık alanların civarında izin verilen yerlerde (ormanlık alanlarda önceden belirlenerek ilan edilen kamp yerleri hariç) 31.10.2020 tarihine kadar mangal/semaver/ateş yakılmasına saat 20.00'dan sonra müsaade edilmeyecek.
Başta ormanlık alanların civarındaki yerler olmak üzere, anız veya bitki örtüsü (bağ ve bahçe artığı ot, dal vb.) yakılmasına kesinlikle müsaade edilmeyecek. Ormanlık alanlara yakın olan yerlerdeki düğün ve benzeri organizasyonlarda orman yangınına neden olabilecek havai fişek, dilek balonu gibi yanıcı madde kullanılmasına izin verilmeyecek.
Yüksek risk barındıran ormanlık alanlara girişlerin, mülki idare amirlerince ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde, belirli bir süreyi/dönemi kapsayacak şekilde kısıtlanabilecek. Mangal/semaver/ateş yakılmasına müsaade edilen piknik ve mesire alanlarına girişte uyulması gereken kurallara ilişkin bilgilendirici mahiyetteki el ilanı veya broşür dağıtılacak, kamu kurum ve kuruluşlarına ait billboardlarda kullanılacak görseller, anonslar vb. araçlarla vatandaşların konuya ilişkin duyarlılığı artırılacak.
Genel kolluk kuvvetleri ile orman muhafaza memurları başta olmak üzere zabıta, özel güvenlik gibi görevlilerce düzenli şekilde yürütülecek devriyelerle genelgede belirtilen hususlar kontrol edilecek ve gerekli uyarılar vatandaşlara yapılacak. Yapılacak denetimlerde tespit edilen aykırılıklar karşısında ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda gerekli adli ve idari işlemler yapılacak."



Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, dünyayı değiştirmek için ‘deli adam teorisini’ nasıl kullanıyor?

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'a geçen ay İran'a karşı savaşında İsrail'in yanında yer alıp almayacağı sorulduğunda şöyle demişti: “Olabilir. Katılmayabilirim de. Ne yapacağımı kimse bilmiyor.” Dünyaya İran'ın müzakerelere yeniden başlaması için iki haftalık bir ateşkesi kabul ettiğini söyledikten sonra nükleer tesislerini bombaladı.

BBC'ye göre şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: ‘Trump'la ilgili en öngörülebilir şey öngörülemezliği’. Fikir değiştiriyor. Her zaman kendisiyle çelişiyor.

London School of Economics'te uluslararası ilişkiler profesörü olan Peter Trubowitz, “Trump oldukça merkezileşmiş bir politika oluşturma süreci inşa etti. Dış politikada Richard Nixon'dan bu yana tartışmasız en merkezileşmiş olanı” dedi. Bu da politika kararlarını Trump'ın kişiliğine, tercihlerine ve mizacına daha bağımlı hale getiriyor.

Trump bunu siyasi olarak kullandı; ‘öngörülemezliğini’ önemli bir stratejik ve siyasi varlık haline getirdi. Şimdi, bu kişilik özelliği Beyaz Saray'ın dış ve güvenlik politikasına yön veriyor ve tartışmalı bir şekilde ‘dünyanın şeklini değiştiriyor’.

Şarku’l Avsat’ın BBC'den aktardığına göre siyaset bilimciler bu teoriyi ‘deli adam teorisi’ olarak adlandırıyor. Bu teoriye göre bir dünya lideri rakibinden taviz koparmak için onu doğası gereği her şeyi yapabileceğine ikna etmeye çalışıyor. Söz konusu teori, başarılı bir şekilde kullanılırsa, bir tür zorlamaya dönüşebilir. Trump bunun işe yaradığına, ABD müttefiklerini istediği yere getirdiğine inanıyor. Ancak bu yaklaşım düşmanlara karşı işe yarayabilir mi?

Saldırılar ve şüphecilik

Trump ikinci dönemine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kucaklayarak ve ABD'nin müttefiklerine saldırarak başladı. Kanada'nın ABD'nin 51. eyaleti olması gerektiğini söyleyerek Kanada'yı kızdırdı. Grönland'ı ilhak etmek için askeri güç kullanmayı düşünmeye hazır olduğunu söyledi. ABD'nin Panama Kanalı'nın mülkiyetini ve kontrolünü yeniden kazanması gerektiğini vurguladı.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ile ilgili olarak, ittifakın tüzüğünün 5. maddesi her üyeyi diğer tüm üyeleri savunmakla yükümlü kılar. Trump, ABD'nin buna bağlılığı konusunda şüphelerini dile getirdi. Eski İngiliz Savunma Bakanı Ben Wallace, “Bence 5. madde çöküşün eşiğinde” dedi.

Sızan bir dizi mesaj, Trump'ın Beyaz Saray'ında Avrupalı müttefiklere yönelik ‘küçümseme kültürünü’ ortaya koydu. Trump'ın yardımcısı J.D. Vance, ABD'nin artık Avrupa'nın güvenliğinin garantörü olmayacağını belirtti.

Söz konusu karar, 80 yıllık transatlantik dayanışmanın yeni bir sayfa açması anlamına geliyordu. Konuyla ilgili olarak Trubowitz şunları söyledi: “Trump'ın yaptığı şey, ABD'nin uluslararası taahhütlerinin güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler uyandırmak oldu. Avrupa'daki bu ülkelerin ABD ile güvenlik, ekonomi ya da başka alanlarda sahip oldukları ilişkiler artık her an müzakereye açık hale geldi. Trump'ın etrafındakilerin çoğunun öngörülemezliğin iyi bir şey olduğuna inandığını hissediyorum. Çünkü bu Trump'ın ABD'nin kaldıraç gücünü kullanarak kazanımlarını maksimize etmesini sağlıyor... Emlak dünyasında pazarlık yaparken öğrendiği derslerden biri de bu.”

Dalkavukluk ve yağcılık

Trump'ın yaklaşımı meyvesini verdi. Sadece dört ay önce Birleşik Krallık savunma ve güvenlik harcamalarını gayri safi yurt içi hasılasının (GSYH) yüzde 2,3'ünden yüzde 2,5'ine çıkaracağını açıkladı. Geçen ay NATO zirvesinde bu rakam yüzde 5'e yükseldi ve diğer tüm NATO üyelerinin yakında ulaşacağı büyük bir artış oldu.

University College London'da siyaset bilimi profesörü olan Julie Norman şöyle diyor: “Gün be gün ne olacağını bilmek çok zor. Trump'ın yaklaşımı her zaman bu olmuştur. Trump değişken mizacını transatlantik savunma ilişkilerini değiştirmek için başarıyla kullandı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin geçen ay Lahey'deki NATO zirvesinde Trump'a hitaben söylediği gibi (On yıllardır hiçbir başkanın başaramadığı bir şeyi başaracaksınız) bazı Avrupalı liderler Trump'ın desteğini sürdürmek için ona dalkavukluk ve yağcılık yapıyor.”

Düşmanların dokunulmazlığı

‘Deli adam teorisi’ müttefikler üzerinde işe yarayabilirken, düşmanlar üzerinde işe yaramıyor gibi görünüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump'ın yaklaşımından etkilenmemeye devam ediyor. Perşembe günü yaptıkları telefon görüşmesinin ardından Trump, Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşı sona erdirme konusundaki isteksizliğinden duyduğu ‘hayal kırıklığını’ dile getirdi.

BBC'ye göre Trump, İran'da tabanına ABD'nin Ortadoğu'daki ‘sürekli savaşlara’ müdahil olmasına son vereceği sözünü verdi. Ancak ikinci döneminin şu ana kadarki ‘en öngörülemez’ tercihiyle İran'ın nükleer tesislerini vurdu. Asıl soru şu: Bu karar istenilen sonuca ulaşacak mı?

Birleşik Krallık eski Dışişleri Bakanı William Hague, bu kararın tamamen ters etki yaratacağına ve İran'ın nükleer silah edinme olasılığını arttıracağına inanıyor. Notre Dame Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Michael Desch de bu görüşe katılıyor. “Bence artık İran'ın nükleer silah peşinde koşma kararı alması çok muhtemel” diyen Desch'e göre Trump'ın yaklaşımı şu ana kadar düşmanlar nezdinde ters tepti.