Uzmanlardan toplu taşıma araçlarına yönelik koronavirüs uyarısı

Uzmanlardan toplu taşıma araçlarına yönelik koronavirüs uyarısı
TT

Uzmanlardan toplu taşıma araçlarına yönelik koronavirüs uyarısı

Uzmanlardan toplu taşıma araçlarına yönelik koronavirüs uyarısı

Koronavirüs (Kovid-19) bulaşan ve net semptomlar gösteren kişilerin virüsü başkalarına bulaştırmalarını önlemek için izole edilmesi kolayca mümkün oluyor. Ancak, pandemi öncesi duruma yavaş yavaş dönmeye çalışırken şu anda dünyayı meşgul eden şey koronavirüsün gizli taşıyıcılarının hareketlerini önlemenin nasıl mümkün olduğu. Çoğu kişi virüsü taşıdığı halde semptomlar göstermediği için durumun farkında değil.
Bu insanların oluşturabilecekleri en büyük tehlike, koronavirüs salgını öncesinde olduğu gibi toplu taşıma araçlarını yoğun bir şekilde kullanmalarında yatıyor. Çinli araştırmacılarla işbirliği içinde yürütülen bir İngiliz araştırması, hızlı tren yolcuları arasında virüs bulaşma risklerini değerlendirerek uyarılar bulundu.
19 Aralık 2019 ile 6 Mart 2020 tarihleri ​​arasında treni kullandığını bildiren 2 bin 334 Çinli hastanın ve aynı dönemde treni kullananların verileri kullanılarak yapılan çalışmada 14 gün içinde belirtileri gösterenlerin sayısı 72 bin 93 hasta olarak tespit edildi. İngiltere'deki Southampton Üniversitesi'nden araştırmacılar, Çin Bilimler Akademisi, Çin Elektronik ve Bilgi Teknolojileri Akademisi ve Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi ile işbirliği içinde, hakemli tıbbi dergi “Klinik Bulaşıcı Hastalıklar”ın son sayısında yayınlanan bir çalışmada, bu kişilerin virüsü nasıl yaydığına dair senaryolar geliştirdi. Çin hızlı trenlerinde yolcular 3 sıra yanyana ve 5 kişi arka arkaya olacak şekilde oturuyor. Çalışma, virüsü taşıyan bir kişiye doğrudan bitişik koltuklarda seyahat eden yolcuların, sayının yüzde 1,5 olduğu tek başına oturanlara kıyasla yüzde 3,5 oranında bulaş riskine daha fazla maruz kaldığını gösteriyor. 
Çalışmaya göre koronavirüs bulaşmış bir kişinin oturduğu yerde seyahat edenlerde vaka oranları daha yüksek. Burada oturanların oranları her saat için yüzde 0,15 olarak tespit edildi. Ayrıca yanyana oturanlarda vaka oranı saatte yüzde 1,3 olarak kaydedildi.
Araştırmacılar, aynı sırada oturan yolcular için tahmini vaka oranları göz önüne alındığında, seyahat süresinin uzunluğu yaklaşık bir saat ise bir metreden fazla güvenli bir sosyal mesafenin gerekli olduğunu, ancak iki saatlik bir yolculuktan sonra 2,5 metreden daha az bir mesafenin bulaşmayı önlemek için yetersiz olabileceğini kaydetti.
Southampton Üniversitesi’nin internet sitesinde dün yayınlanan bir raporda araştırmanın uzmanlarından Dr. Chinghai Lai, “Çalışmamız, trenlerde Kovid-19 bulaşma riskinin artmasına rağmen, enfekte kişinin oturduğu yer ve seyahat süresinin büyük bir fark yaratabileceğini gösteriyor” ifadesini kullandı.
Çalışmadaki bir diğer uzman olan Andy Tatim, "Araştırmamız, hastalık vakalarının epidemiyolojik çalışmalarından ve bunların yüksek hızlı trenler ile yakın temaslarından elde edilen verilere dayanarak toplu taşıma araçlarında hastalık bulaşmasının bireysel risklerini tanımlayan ilk çalışma" dedi.
Açıklamasının devamında şu ifadeler yer aldı:
“Bulaşma riski, yalnızca enfekte kişiyle araya mesafe koymakla değil, aynı zamanda onun bulunmuş olduğu yerde geçirilen zamanla da ilgili. Bu çalışmanın, dünyanın dört bir yanındaki yetkilileri, virüse karşı korunmak için gerekli tedbirler konusunda bilgilendirmeye ve böylece yayılmasının azaltılmasına yardımcı olacağını umuyoruz.”
Mısır Zagazig Üniversitesi Mikrobiyoloji Profesörü Dr. Halid Şehate, yolcuların toplu taşımalarda yoğunluğunu azaltmanın, kişisel hijyen önlemlerini artırmanın ve maske kullanılmasının önemine vurgu yaparak çalışmanın sonuçlarını şu şekilde yorumladı:
“Bu önlemlerin uygulanmasındaki gevşeklik, vakaların yeniden yayılmasında büyük etkileri olduğu kabul edilen virüsün gizli taşıyıcıların bulaş riskini artırıyor.”
Çalışma, gizli taşıyıcı tehlikesinin en meşhur olayı olan Çin'den gelen ve kendilerinde herhangi bir semptom tespit edilmeyen Çinli bir çiftin Singapur'daki bir kilisede iki kişiyle temasları sonucu Singapur'daki ilk 3 virüs vakasının kaydedilmesi olayıyla aynı sonuçları gösteriyor. Bu olayda yaşanan üçüncü vaka, Çinli çift tarafından kullanılan koltukta oturan bir kadında tespit edilmişti.



Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
TT

Tom Cruise'un uzay hayali suya düştü: NASA engeli projeyi durdurdu

Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)
Tom Cruise, yönetmenliğini Christopher McQuarrie'nin üstlendiği Mission: Impossible - Son Hesaplaşma'da (Mission: Impossible – The Final Reckoning) "benzeri görülmemiş bir su altı sahnesi çektiklerini" söylemişti (Paramount)

Tom Cruise'un geliştirme aşamasındaki uzay temalı yeni filminden kötü haber geldi.

Oyuncunun, Yarının Sınırında'nın (Edge of Tomorrow) yönetmeni Doug Liman'la birlikte hayata geçirmeyi planladığı projenin rafa kaldırıldığı öne sürülüyor. Merakla beklenen filmin sinema tarihinde bir ilke imza atması bekleniyordu.

Page Six'in haberine göre filmin çıkmaza girmesinin temel nedeni, Cruise'un NASA'yla çalışabilmek için ABD Başkanı Donald Trump'tan izin istemeye yanaşmaması. 

"Siyasi nedenlerle Trump'tan yardım istemedi"

Yayına konuşan bir kaynak, "Anladığım kadarıyla bu film için NASA'yla koordinasyon şarttı ve Tom Cruise, Donald Trump'tan yardımını rica etmek istemedi" dedi. Kaynak sözlerini, "Federal hükümetten izin alınması gerekiyor. Tom bunu siyasi nedenlerle yapmak istemedi" diye sürdürdü.

2020'de yapılan açıklamalarda Cruise'un, uzayda çekilen ilk kurmaca film üzerinde çalıştığı duyurulmuş, bir NASA yetkilisi de oyuncunun Uluslararası Uzay İstasyonu'nda çekim yapacağını doğrulamıştı.

Ancak 2022'ye kadar projeyle ilgili neredeyse hiç gelişme paylaşılmadı. O yıl Universal Pictures'ın patronu Donna Langley, "Tom Cruise bizi uzaya götürüyor. Dünyayı uzaya taşıyor" diyerek projeyi doğrulamıştı.

Langley, o dönemde yaptığı açıklamada, "Tom'la geliştirme aşamasında harika bir projemiz var" demiş ve şöyle devam etmişti:

Bu proje, gerçekten bunu yapmasını öngörüyor. Bir roketle uzay istasyonuna gitmesi, çekim yapması ve umarız uzay istasyonunun dışında yürüyüş yapan ilk sivil olması hedefleniyor.

İsmi henüz açıklanmayan filmde Cruise'un, "şansı yaver gitmeyen ve bir şekilde Dünya'yı kurtarabilecek tek kişi haline gelen" bir karakteri canlandırması planlanıyordu. 

Oscarlı yönetmenin yeni filminde

Görevimiz Tehlike (Mission: Impossible) yıldızının sıradaki projesi ise Diriliş'in (The Revenant) 4 Oscarlı yönetmeni Alejandro G. Iñárritu'nun imzasını taşıyan ve adı henüz açıklanmayan bir film. 

Yapım hakkında fazla detay bilinmese de 63 yaşındaki Cruise'un, Jesse Plemons, Emma D'Arcy, John Goodman, Sandra Hüller, Riz Ahmed ve Sophie Wilde'ın da yer aldığı güçlü bir oyuncu kadrosuna liderlik edeceği belirtiliyor.

Cruise ve Iñárritu'nun yeni filmi, 2 Ekim 2026'da vizyona girecek.

Independent Türkçe, Page Six, GamesRadar


Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
TT

Rekortmen film 25 yaşında: Jim Carrey 20 milyon doları geri vermek istemiş

Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)
Kült klasikte Jim Carrey, Noel'i çalma planları yaparken küçük bir kızla tanışan alaycı, huysuz ve yalnız Grinç rolünde (Universal Pictures)

Jim Carrey, Ron Howard'ın 2000 yapımı filmi Grinç'in (How the Grinch Stole Christmas) 25. yılı vesilesiyle, filmin yönetmeni ve makyajcısıyla Vulture'a verdiği röportajda, rolün perde arkasına dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı. 

Dr. Seuss'un 1957 tarihli çocuk kitabından uyarlanan film, dünya genelinde 346 milyon dolar hasılat elde ederek büyük bir gişe başarısına imza atmış ve ABD'de 2000'in en çok kazanan yapımı olmuştu. 

Ancak Carrey için bu başarı, son derece zorlu bir dönüşüm sürecini de beraberinde getirmişti.

"Sadece yeşile boyayın"

Oyuncu, daha önceki röportajlarında Grinç'i ağır makyaj ve protezlerle canlandırmanın "işkence gibi" olduğunu açıkça dile getirmişti. Vulture'a verdiği yeni röportajda ise bu sürece dair daha önce paylaşmadığı ayrıntıları anlattı.

Carrey'nin yaşadığı zorlu sürece rağmen film, makyaj sanatçısı Rick Baker'a Oscar kazandırmıştı. Baker, stüdyonun başlangıçta Carrey'nin yalnızca yeşile boyanmasını istediğini hatırlattı. Baker, "Stüdyo bize, 'Jim'e 20 milyon dolar ödüyoruz ve onu görmek istiyoruz. Sadece yeşile boyayın' dedi" diye konuştu.

Carrey ise kostümü giymeyi kendisinin istediğini ancak bundan nefret ettiğini anlattı. Oyuncu, Grinç'i canlandırırken ağır makyaj ve maske nedeniyle burnundan nefes alamadığını söyledi. Maske üzerinde nefes almasına izin verecek delikler açmakta zorlandıklarını belirten Carrey, "Sonunda tüm film boyunca ağzımdan nefes almak zorunda kaldım" dedi.

Carrey, kostümün "dayanılmaz derecede kaşındırıcı" olduğunu ve gün boyu onu "çıldırttığını" da sözlerine ekledi. Yüzüne dokunamadığını ya da kaşınamadığını anlatan oyuncu, günde 8 saat makyaj koltuğunda oturduktan sonra projeden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğünü söyledi.

"20 milyon dolarını geri vermeye hazırdı"

Yönetmen Ron Howard da Carrey'nin o dönemde rolü bırakmaya çok yaklaştığını doğruladı. Howard, "20 milyon dolarını geri vermeye bile hazırdı. Bunu ciddi ciddi söylüyordu" dedi.

Ekip, çözümü eski bir özel harekat eğitmeni olan Richard Marcinko'yu projeye dahil etmekte buldu. Carrey, Marcinko'yu "CIA ajanlarına ve özel kuvvetlere işkenceye dayanmayı öğreten biri" diye tanımladı. Oyuncu, Marcinko'nun kendisine stresle başa çıkabilmek için çeşitli yöntemler öğrettiğini anlattı.

Bee Gees'e minnettar

Carrey, makyaj sürecini asıl katlanılır kılan şeyin ise Bee Gees'in müzikleri olduğunu söyledi. Oyuncu, makyaj süresince Bee Gees albümleri dinlediğini anlattı: 

Müzikleri inanılmaz derecede neşeli. Barry Gibb'le hiç tanışmadım ama ona teşekkür etmek istiyorum.

Independent Türkçe, Variety, Vulture, CBR.com


James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
TT

James Cameron sabırsızlıkla beklediği filmi açıkladı

15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)
15 milyon dolarlık bütçeyle çekilen Godzilla Minus One, 71 yıllık meşhur serinin en iyileri arasında gösteriliyor (Toho)

James Cameron, Godzilla Minus One'ın devam filmi için heyecanını gizlemekte zorlanıyor. Ünlü yönetmen o kadar hevesli ki gerekirse sette yardımcı olmayı bile teklif etti.

Cameron, Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash) Japonya'daki tanıtımı sırasında, sahneyi Godzilla Minus One'ın yönetmeni Takashi Yamazaki'yle paylaştı ve esprili bir dille, "Minus Zero'yu görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum" dedi. 

"Benim için büyük bir onur"

Cameron sözlerini şöyle sürdürdü: 

Yamazaki sırf burada olmak için setten erken ayrılıp geldi, bu benim için büyük bir onur. Ben de kendisine yardımcı olabileceğimi söyledim.

Yamazaki ise bu teklife gülerek, "Bu durumda işimi elimden alırsınız" diye karşılık verdi. Cameron da "Bence her şey kontrolünüz altında" yanıtını verdi.

II. Dünya Savaşı sonrası Japonya'da geçen Godzilla Minus One, Kamiki Ryunosuke'nin canlandırdığı eski kamikaze pilotu Shikishima Koichi'yi merkezine alıyordu. 

Godzilla'yla ölümcül bir karşılaşmadan sağ kurtulan Koichi, yıllar sonra canavarın yeniden ortaya çıkmasıyla Japonya'yı kurtarmaya çalışan bir askeri ekibe katılıyordu.

Akademi Ödülleri'nde En İyi Görsel Efekt dalında Oscar kazanan Godzilla Minus One, bu başarıya ulaşan ilk Godzilla filmi olmuştu. Yapım, aynı zamanda bu kategoride ödül alan ilk Japon filmi olarak tarihe geçmişti.

Kasım 2023'te Japonya'da gösterime giren yapım, 7,65 milyar yenin (yaklaşık 50 milyon dolar) üzerindeki hasılatıyla ülkede en çok kazanan Godzilla filmi unvanını elde etmişti. 

Film, Kuzey Amerika'da da 56 milyon dolar hasılat elde ederek, tüm zamanların en yüksek gişe gelirine ulaşan Japonca canlı çekim yapımı olmuştu.

2026 sonunda izleyiciyle buluşacak

Devam projesinin 2026'nın sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Kamiki'nin Kōichi rolüyle geri dönmesi, Minami Hamabe'nin ise karakterin sevgilisi Noriko'yu yeniden canlandırması bekleniyor. Ancak filmin konusuna dair henüz hiçbir detay paylaşılmadı ve proje gizemini koruyor.

71 yaşındaki Cameron cephesinde ise sıradaki proje, Avatar: Ateş ve Kül. Jake ve Neytiri bu kez, yeni bir Na'vi kabilesiyle karşı karşıya gelecek.

Merakla beklenen film, 19 Aralık'ta sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant