Etiyopya, Nahda Barajı hususunda uzlaşmıyor

Nahda Barajı’nın doldurulma sürecine ilişkin, geçen Temmuz ayında yayınlanan uydu görüntüsü (AFP)
Nahda Barajı’nın doldurulma sürecine ilişkin, geçen Temmuz ayında yayınlanan uydu görüntüsü (AFP)
TT

Etiyopya, Nahda Barajı hususunda uzlaşmıyor

Nahda Barajı’nın doldurulma sürecine ilişkin, geçen Temmuz ayında yayınlanan uydu görüntüsü (AFP)
Nahda Barajı’nın doldurulma sürecine ilişkin, geçen Temmuz ayında yayınlanan uydu görüntüsü (AFP)

Addis Abada’nın yarın (10 Ağustos) yapılacağını belirttiği Nahda (Hedasi / Rönesans) Barajı ile ilgili müzakere turu öncesinde Mısırlı ve Etiyopyalı yetkililer, iki taraf arasındaki görüş ayrılıklarının devam ettiğini açıkladı.
Mısır Parlamentosu Başkanı Ali Abdul Al, 8 Ağustos’ta Etiyopya’nın işbirliği yapmadığını ve baraj meselesi hakkında açık olmadığını söylerken, Etiyopya Dışişleri Bakanlığı da Nahda Barajı’ndan aşağı havza ülkelerine su için belirli payların ortaya koyulmasını şart koşan bağlayıcı bir anlaşma imzalanamayacağına ilişkin ifadelerini yineledi.
Geçen hafta Mısır, Sudan ve Etiyopya, Kahire’nin herhangi bir istihdam kuralı veya anlaşmanın yasal zorunluluğunu yansıtan herhangi bir unsuru içermediğini belirttiği müzakereler hususunda Addis Abada’dan gelen önerilerin ardından bir anlaşmaya ulaşmaya çalışmak amacıyla Afrika Birliği (AfB) tarafından desteklenen müzakereleri askıya almıştı. Bu çerçevede Hartum, Etiyopya’nın önerisinin ‘ciddi endişeler uyandırdığını ve müzakerelerin sürekliliğini tehdit eden büyük bir gelişme olduğunu’  vurguladı.
AfB himayesindeki toplantılar, ABD ve Avrupa Birliği’nden (AB) gözlemcileri de içeriyor. Bu bağlamda Etiyopya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Büyükelçi Dina Mufti, 8 Ağustos’ta Etiyopya Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Mısır ve Sudan ile üçlü müzakerelerin pazartesi günü başlayacağını kaydetti.
Ajansa göre Mufti, Etiyopya’nın, ABD’nin baskısından etkilenen diğer taraflara ulusal çıkarlarını teslim etmediğini söylerken, ABD’nin Etiyopya ile ikili ilişkilerinin kesilmesinin ülkesine zarar vermediğini, daha çok ABD’yi etkilediğini belirtti.
Mısır Dışişleri Bakanı’nın Somaliland ziyareti ve Mısır’ın Hargeisa bölgesinde askeri bir üs açmasına ilişkin haberler üzerine Mufti, “Mısır’ın herhangi bir ülkeyle ilişki kurması, Etiyopya’yı olumsuz etkilemiyor” diyerek, ülkesinin ‘çıkarlarına zarar veren hiçbir ilişkiyi de kabul etmeyeceğini’ vurguladı.
Mısır, Somali’nin özerk bölgesi Somaliland’da bir üs kurma niyetine ilişkin haberler hususunda resmi olarak yorum yapmadı. Geçen Haziran ayında Güney Sudan Cumhuriyeti, topraklarında Mısır askeri üssünün kurulmasını kabul ettiği iddialarını yalanlamıştı.
Öte yandan Mısır Parlamento Başkanı Ali Abdul Al, 8 Ağustos’ta devlet gazetesi olan el-Ahram’a yaptığı açıklamada, “Etiyopya, olumlu olmayan ve iyi niyet yükümlülüklerine aykırı bir yaklaşım benimsedi. Bu yaklaşımını yaklaşık 8 yıl boyunca sürdürdü. Çok sayıda müzakere turuna tanık oldu” dedi.
Abdul Al, “Etiyopya halkının gelişimsel ihtiyaçlarını anlayan Mısır’ın tavrı, Etiyopya tarafından zaman zaman inat ve sertlikle ve bazen de oyalamayla karşılaştı. Bu nedenle Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) başvurmak, doğal bir bağlamda geldi. Nil suyu Mısır halkı için varoluşsal bir meseledir” ifadelerini kullandı.
Abdul Al, Mısır’ın krizi diplomatik olarak ele aldığını ve müzakere seçeneğini başından itibaren benimsediğini söyledi.
2011 yılından bu yana söz konusu 3 ülke, barajın doldurulması ve işletilmesi konusunda bir anlaşmaya varmak için müzakere ediyor. Ancak henüz herhangi bir uzlaşı sağlayamadılar.
Barajın, Afrika’da sudan elektrik enerjisi üreten en büyük tesis olması bekleniyor. Etiyopya, barajı Sudan’daki Beyaz Nil ile karışan Mavi Nil üzerine inşa ediyor. Etiyopya, ekonomik kalkınma için barajın gerekli olduğuna inanırken, Mısır ise barajın, Nil suyundaki payına varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu savunuyor. Mısır, sulama ve içme suyunun yüzde 90’unu Nil’den karşılıyor.
Mısır ve Sudan, barajın nasıl yönetileceği de dahil olmak üzere kapsamlı bir anlaşmaya varmak istiyor. Ancak Etiyopya, bunu reddediyor. Mısır, 1929 ve 1959’da imzalanan anlaşmalar uyarınca, nehir üzerinde ‘tarihi bir hakka’ sahip olduğu tavrında ısrar ederken, Etiyopya ise 2010 yılında Mısır ve Sudan tarafından boykot edilen, nehirde sulama projelerine ve barajlara izin veren bir anlaşmaya güveniyor.



Suudi Arabistan, ABD, BAE ve Mısır, Sudan'da üç aylık ateşkes çağrısı yaptı

Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalu’nun (Hamideti) Nisan 2023'te başlayan çatışma öncesi görüntüleri (Arşiv – AFP)
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalu’nun (Hamideti) Nisan 2023'te başlayan çatışma öncesi görüntüleri (Arşiv – AFP)
TT

Suudi Arabistan, ABD, BAE ve Mısır, Sudan'da üç aylık ateşkes çağrısı yaptı

Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalu’nun (Hamideti) Nisan 2023'te başlayan çatışma öncesi görüntüleri (Arşiv – AFP)
Sudan Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalu’nun (Hamideti) Nisan 2023'te başlayan çatışma öncesi görüntüleri (Arşiv – AFP)

Suudi Arabistan, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, insani yardımların hızlı bir şekilde ulaştırılabilmesi için Sudan'da üç aylık insani ateşkes çağrısında bulundu.

Bu çağrı, dört ülkenin dışişleri bakanlarının dün yayınlanan ortak açıklamasında yer aldı. Açıklamada, Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmanın ‘dünyanın en kötü insani krizine’ yol açtığı ve bölgesel barış ve güvenliği tehdit ettiği belirtildi.

Açıklamada, mevcut durumun devam etmesinin acıları daha da derinleştirdiği ve bölgesel istikrara yönelik riskleri artırdığı belirtilerek, Sudan'ın geleceğinin, herhangi bir silahlı tarafın kontrolünde olmayan kapsamlı ve şeffaf bir geçiş süreciyle Sudan halkı tarafından kararlaştırılması gerektiği vurgulandı.

Washington'un düzenlediği istişarelerin ardından bakanlar, tüm tarafları insani yardımın tüm yollardan güvenli ve hızlı bir şekilde ulaştırılmasını kolaylaştırmaya, sivilleri korumaya ve altyapıya yönelik ayrım gözetmeyen saldırıları durdurmaya çağırdı.

Bakanlar, kalıcı bir ateşkesin önünü açacak üç aylık bir insani ateşkes önerdiler. Bunu, dokuz ay içinde geniş meşruiyete sahip bağımsız bir sivil hükümetin kurulmasına yol açacak kapsamlı geçiş sürecinin başlatılması izleyecek.

Bakanlar, savaşan Sudanlı taraflara sağlanan her türlü dış askeri desteğin sona erdirilmesi gerektiğini vurguladılar. Zira bu, savaşın uzamasına ve bölgenin istikrarsızlaşmasına neden olan önemli bir faktör.

Siyasi çözüme destek

Dört ülke, Sudan ordusu ve HDK'nin dahil olduğu siyasi bir çözümü desteklemek, tarafları sivilleri ve altyapıyı korumaya zorlamak ve insani yardıma erişimi sağlamak için tüm çabaları göstereceklerini taahhüt ettiler. Ayrıca, aşırılıkçı grupların sınır ötesi tehditlerine karşı koymanın ve Kızıldeniz'in güvenliğini korumanın önemini vurguladılar.

Bakanlar, Sudan'ın geleceğinin ‘Müslüman Kardeşler ile bağlantılı şiddet yanlısı aşırılıkçı gruplar’ tarafından belirlenemeyeceğini belirterek, bu grupların bölgedeki şiddet ve istikrarsızlığı körükleyen rolü konusunda uyardı.

Diğer yandan, Suudi Arabistan ve ABD öncülüğündeki Cidde müzakereleri ve Mısır'ın öncülüğündeki Sudan Sivil ve Siyasi Güçler Konferansı da dahil olmak üzere, barışçıl bir çözüme ulaşmak için bölgesel ve uluslararası ortaklarla birlikte çalışma taahhütlerini yinelediler.

Yapılan ortak açıklamaya göre, bakanlar bu ayın sonlarında dışişleri bakanları düzeyinde yapılacak yeni dörtlü toplantıda istişarelerine devam etme konusunda anlaştılar.

Müslüman Kardeşler'in reddi

Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim, orduyla ittifak halindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi'nin lideri (Reuters)Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim, orduyla ittifak halindeki Adalet ve Eşitlik Hareketi'nin lideri (Reuters)

Açıklamada, 2019 yılına kadar 30 yıl boyunca ülkeyi yöneten ve savaş sırasında orduyu desteklemek için siyasi sahneye geri dönen İslamcılar kastedilerek, Müslüman Kardeşler veya ona bağlı grupların Sudan'da herhangi bir rol oynaması reddedildi. Bu nedenle ABD dün, bölgesel istikrarsızlığı körükleyen ve İran'ı destekleyen rolleri nedeniyle Sudanlı ‘İslamcı partiler’ olarak tanımladığı gruplara yaptırım uyguladı.

ABD Hazine Bakanlığı'na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi yaptığı açıklamada, yaptırımların Sudan Maliye Bakanı Cibril İbrahim ve orduyla birlikte savaşan İslamcı grup el-Bera bin Malik Tugayı'nı da kapsadığını, bunların savaşa katılımları ve İran'la bağları nedeniyle yaptırım uygulandığını belirtti.

Bakanlık, Sudan Maliye Bakanı’nın İran hükümetiyle siyasi ve ekonomik bağları güçlendirmek için iş birliği yaptığını ve geçtiğimiz kasım ayında Tahran'ı ziyaret ettiğini belirtti. Son yaptırımların ‘Sudan'daki İslamcıların etkisini sınırlamak ve İran'ın bölgesel faaliyetlerini kısıtlamak’ amacını taşıdığını bildirdi.

Darfur'da silah ambargosunun uzatılması

Darfur'da bir yılı aşkın süredir Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatma altında tutulan el-Faşir kentinde halka ücretsiz yemek dağıtılıyor. (AFP)Darfur'da bir yılı aşkın süredir Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatma altında tutulan el-Faşir kentinde halka ücretsiz yemek dağıtılıyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi dün, sık sık ihlal edildiği için eleştirilen, Sudan'ın batısındaki sorunlu Darfur bölgesine uygulanan silah ambargosunu bir yıl daha uzattı.

Güvenlik Konseyi, oybirliğiyle aldığı kararla, 2005 yılından bu yana uygulanan ve yalnızca Darfur bölgesini hedef alan, beş kişiye yönelik bireysel yaptırımlar (mal varlıklarının dondurulması, seyahat yasağı) ve silah ambargosunu içeren yaptırımları 12 Eylül 2026 tarihine kadar uzattı.

ABD temsilcisi John Kelly, “Darfur'daki durum, yaygın şiddet, büyük insani sorunlar ve kitlesel göç ile ciddiliğini korumaktadır” dedi.

Uzatma kararının ‘açık bir mesaj verdiğini’ belirten Kelly, ‘uluslararası toplumun silah akışını durdurmaya ve Darfur'daki şiddet ve istikrarsızlık eylemlerinden sorumlu olanlardan hesap sormaya kararlı olduğunu’ ifade etti

Şarku’l Avsat’ın görüştüğü diplomatik kaynaklar, bazı ülkelerin silah ambargosunun coğrafi kapsamını Kordofan bölgesini de içerecek şekilde genişletmeyi önerdiğini, ancak BM Güvenlik Konseyi'nde veto hakkına sahip Rusya'nın bu öneriye şiddetle karşı çıktığını bildirdi.

Nisan 2023'te Sudan'da, Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında savaş çıktı. Kanlı çatışmalar ülkeyi böldü ve on binlerce kişinin ölümüne, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden oldu.


BM'nin Sudan'daki "savaş suçlarına" dair kanıtları

Nisan 2023'ten bu yana şiddetlenen Sudan'daki savaş, ülkenin binalarına ve altyapısına büyük zarar verdi (AFP)
Nisan 2023'ten bu yana şiddetlenen Sudan'daki savaş, ülkenin binalarına ve altyapısına büyük zarar verdi (AFP)
TT

BM'nin Sudan'daki "savaş suçlarına" dair kanıtları

Nisan 2023'ten bu yana şiddetlenen Sudan'daki savaş, ülkenin binalarına ve altyapısına büyük zarar verdi (AFP)
Nisan 2023'ten bu yana şiddetlenen Sudan'daki savaş, ülkenin binalarına ve altyapısına büyük zarar verdi (AFP)

Birleşmiş Milletler soruşturma ekibi dün, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında devam eden ve Nisan 2023'te patlak verdiğinden bu yana binlerce kişinin hayatına mal olan çatışmada, her iki tarafın da savaş suçu işlediğine dair kanıtlar bulduğunu açıkladı.

Misyonun başkanı Muhammed Şande Osman yaptığı açıklamada, “Bulgularımız şüpheye yer bırakmıyor... Her iki taraf da saldırılar, infazlar, keyfi tutuklamalar, gözaltı merkezlerinde işkence ve insanlık dışı muamele, gıda, sağlık hizmetleri ve tıbbi bakımdan mahrum bırakma dahil olmak üzere kasıtlı olarak sivilleri hedef aldı” dedi. Osman şöyle devam etti: “Bunlar tesadüfi trajediler değil, savaş suçlarına varan kasıtlı stratejiler” değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre devam eden hazırlıklar ve karşılıklı seferberlikler, çatışmanın taraflarının önümüzdeki günlerde “sonuç alıcı savaşlara” doğru ilerlediğini ve beklenen askeri operasyonların stratejik Kordofan bölgesinin geniş alanlarını kapsayacağını gösteriyor.


Tunus, Marsilya'da bıçaklı saldırı gerçekleştiren bir Tunuslunun "haksız yere öldürülmesini" kınadı

Ceza soruşturma departmanı, Fransız polisinin Marsilya merkezinde beş kişiyi bıçakladığı şüphesi ile bir adamı vurduğu olay yerinde çalışıyor (AFP)
Ceza soruşturma departmanı, Fransız polisinin Marsilya merkezinde beş kişiyi bıçakladığı şüphesi ile bir adamı vurduğu olay yerinde çalışıyor (AFP)
TT

Tunus, Marsilya'da bıçaklı saldırı gerçekleştiren bir Tunuslunun "haksız yere öldürülmesini" kınadı

Ceza soruşturma departmanı, Fransız polisinin Marsilya merkezinde beş kişiyi bıçakladığı şüphesi ile bir adamı vurduğu olay yerinde çalışıyor (AFP)
Ceza soruşturma departmanı, Fransız polisinin Marsilya merkezinde beş kişiyi bıçakladığı şüphesi ile bir adamı vurduğu olay yerinde çalışıyor (AFP)

Tunus, dün akşam yaptığı açıklamada, bir vatandaşının önceki gün Marsilya'da bıçaklı saldırı düzenlemesinin ardından Fransız polisi tarafından öldürülmesini "haksız bir cinayet" olarak nitelendirdi ve Fransa'yı olayı hızla soruşturmaya çağırdı.

Tunus Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “cinayete karşı güçlü protestosunu iletmek” için Fransa'nın geçici büyükelçisini çağırdığını duyurdu.