ABD Suriye’de Arap aşiret şeyhleri ve liderleri ile görüştü

Deyrizor’daki El-Ömer petrol kuyusu (Şarku’l Avsat)
Deyrizor’daki El-Ömer petrol kuyusu (Şarku’l Avsat)
TT

ABD Suriye’de Arap aşiret şeyhleri ve liderleri ile görüştü

Deyrizor’daki El-Ömer petrol kuyusu (Şarku’l Avsat)
Deyrizor’daki El-Ömer petrol kuyusu (Şarku’l Avsat)

ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yetkilileri, Fırat’ın doğusundaki durumu sakinleştirmek için Arap aşiret şeyhi ve liderleri ile dün bir araya geldi.
Demokratik Suriye Meclis Başkanı (DSM) Riyad Darar, Fırat’ın doğusunda önde gelen Arap aşiret şeyhlerine yönelik suikastların arkasında ‘Suriye rejimi, DEAŞ ve Türkiye destekli Suriyeli Kabileler ve Aşiretler Meclisi’nin bulunduğunu’ söyledi. Darar, söz konusu tarafları bölgede etnik temelli çatışma ve savaşlar çıkarmaya çalışmakla suçladı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden dün yapılan yazılı açıklamada, kimliği belirsiz kişilerin Deyrizor kırsalındaki Cedid Akidat köyünde SDG’ye ait ‘öz savunma noktasına’ RPG’li roketatarlarla saldırı düzenlediği bildirildi. Açıklamada ölü ve yaralıların olup olmadığı bilgisine yer verilmedi.
Darar, Fırat’ın doğusunda geçtiğimiz günlerde yaşanan suikast olaylarının arkasında Suriye rejimi ve Türkiye destekli Suriyeli Kabileler ve Aşiretler Meclisi’nin olduğunu belirterek, “Aşiretler Meclisi liderleri alenen fitne çıkarıyorlar. Aynı şekilde bölgede suikast ve patlamalar gibi birçok olayda da rejimin parmağını görüyoruz. Bu iki taraf kaos yayıyor ve despotluğun dönmesini istiyor” ifadelerini kullandı.
Suriye Özerk Yönetimi’nin istikrar içinde olması, Suriye’nin geleceğe bakan yüzünü yansıtması, bileşenleriyle ortak paydada buluşmayı başarması ve yönetime kimsenin etki edememesi nedeniyle düşmanları tarafından hedef alındığını belirten Darar, “Ortak yönetim, toplumsal örgütlenme ve ortaya açık bir vizyon koyma tecrübemizde başarılı olmamızı hedef alıyorlar. Çünkü rejim Fırat’ın doğusunu yönetmede başarısız oldu. (Aşiretler Meclisi’ne bağlı) silahlı gruplar Fırat’ın doğusunu korumakta başarısız oldu. Bu nedenle bu iki taraf başarısızlıklarının intikamını almaya çalışıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Darar, üçüncü grup olan DEAŞ’ın ise bölgede halen aktif olduğunu, bölge halkını sindirme hedefiyle yıkıcı eylemlerine devam ettiğini kaydetti.

Aşiret şeyhi ve liderlerinden ortak bildiri
Diğer yandan, Rakka kentindeki aşiret şeyhi ve liderleri dün ortak bildiri yayımladı. Suriye rejimi ve İranlı güçlerin politikalarının kesin bir dille reddedildiğinin altı çizilen bildiride, aşiret reisini silahlı saldırılarda kaybeden Akidat aşiretine destek mesajı verildi. Bildiride ayrıca SDG’ye, Akidat reisine yapılan saldırıyla ilgili kapsamlı soruşturma başlatma çağrısı yapılırken, Rakka’daki aşiretlerin SDG’ye mutlak anlamda destek verdikleri vurgulandı.
Deyrizor kırsalındaki Arap aşiretlerine mensup 3 kişi geçtiğimiz günlerde uğradıkları suikast sonucu hayatını kaybetmişti. En son El-Akidat aşiretinin reisi Şeyh Matşar el-Hafal kimliği belirsiz kişiler tarafından uğradığı silahlı saldırıda öldü. Aşiret şeyhi ve liderlerinin ölümlerine tepki gösteren bölge sakinleri sokağa döküldü. Deyrizor kırsalındaki Şuheyl, Ziban ve El-Havayc beldelerinde düzenlenen gösterilerde faillerin bulunarak adalete teslim edilmesi talepleri dile getirildi. Olayların büyümesi üzerine uluslararası koalisyon güçleri ve SDG yetkilileri durumu sakinleştirmek amacıyla dün Hecin kasabasına bağlı El Muvahhasan köyünde Arap aşiret şeyhi ve liderleriyle bir araya geldi. Yetkililer görüşmede failleri adalete teslim etme taahhüdünde bulundu.

ABD ordu yetkilileri ile Arap aşiret şeyhleri ve liderleri arasında görüşme
Arap aşiret şeyhleri ve liderleri ile ABD ordu yetkilileri, Cuma günü Deyri Zor kırsalının doğusundaki El-Ömer Petrol sahasında bir araya gelmişti.
Görüşmede bulunan yerel kaynakların aktardığına göre, El-Akidat ve Bakkara aşiretlerini temsilen görüşmeye gelen heyet üyeleri, ABD ordu yetkililerinden, silahlı saldırılarda hayatını kaybeden El-Akidat aşiretinin reisi Şeyh Matşar el-Hafal ile Bakkara aşireti şeyhi ve Dahla köyü muhtarı Ali el-Veys’in faillerini bularak adalete teslim etmelerini talep etti. ABD tarafı ‘aşiret liderlerini hedef alan cinayetlerin soruşturmasını sürdürme’ sözü verdi.
El-Akidat aşireti, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, SDG ve ABD’li yetkililerin failleri 1 ay içinde teslim etme taahhüdünde bulunduğunu bildirmişti.
DSM Başkanı Darar, geçtiğimiz günlerde ABD merkezli Delta Crescent Energy LLC adlı şirketin, Suriye'nin kuzeydoğusunda petrol çıkarmak, işlemek ve ticaretini yapmak üzere SDG ile yaptığı sözleşmeye karşı çıkma noktasında Türkiye ile Suriye rejiminin ortak noktada buluştuklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Rejimin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama ile Türk hükümetinden yapılan açıklama, Özerk Yönetimin bölge petrolünü işleme çabasını reddetme noktasında birbiriyle bağdaşıyor. Bu sözleşmeden elde edilecek gelirler bölgedeki Suriyelilerin evlatlarının menfaati için kullanılacak.”
Darar ayrıca Arap aşiretlerine, Türkiye ve rejimin tepkisine karşı ortak mücadele için aynı safta birleşme çağrısında bulundu.
Öte yandan SDG, Deyrizor kırsalındaki Şuheyl beldesindeki güvenlik alarm seviyesini yükseltirken, 3 gündür kapalı tuttuğu giriş ve çıkışları yeniden açtı. Ancak motosiklet kullanımına getirilen yasak sürüyor. Yerel haber ağı Cisr muhabiri ve Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin aktardığına göre, SDG, bölgede çıkan kargaşanın ardından düzenlediği operasyonlarda Hureyc beldesinden Yusuf Hamud el-Hicr isimli şahsı, Şuheyl beldesinden de 7 genci gözaltına aldı. Gözlemevi ayrıca Deyrizor kırsalındaki Cedid Akidat köyünde SDG’ye ait ‘öz savunma noktasının’ kimliği belirsiz kişilerce RPG’li roketatarlarla hedef alındığını bildirdi.



Ankara’dan Suriyeli mültecilerin dönüşlerini hızlandırmak için “Halep'i kalkındırma” adımı

Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
TT

Ankara’dan Suriyeli mültecilerin dönüşlerini hızlandırmak için “Halep'i kalkındırma” adımı

Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)
Suriye'nin kuzeybatısındaki Zerdana köyündeki bir mülteci kampında pazartesi günü yüksek sıcaklıklar nedeniyle serinlemeleri için çocukların üzerine su serpildi (AFP)

Türk basınında yer alan bazı haberlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla hükümetin, Suriyeli mültecilerin ülkelerine gönüllü olarak dönmelerine yönelik çabaları hızlandıracak bir adımla Suriye'nin kuzeybatısındaki Halep ilinde ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlamak amacıyla üçlü bir mekanizma kurduğu bildirildi.

Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suriyelileri mültecilerin Suriye’nin kuzeyinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve onunla birlikte hareket eden Suriye Milli Ordusu (SMO) tarafından güvenliğin sağlandığı yerlere gönüllü olarak dönmelerini teşvik etmek amacıyla İçişleri Bakanlığı, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve AK Partili milletvekillerinden oluşan üçlü bir mekanizma oluşturulması talimatı verdiğini aktardı.

hty
Suriye-Türkiye sınırında Halep’e açılan Bab es-Selame (Öncüpınar) Sınır Kapısı (Reuters)

Gazete, üçlü mekanizmanın Suriye’nin kuzeyinde güvenliğin sağlandığı bölgelerde ekonomik ve ticari hayatı canlandırmayı ve aralarında Türklerin de olduğu iş insanlarını, geri dönen mültecilerin istihdam edilmesi için bölgede proje uygulamaya, fabrika ve tesis kurmaya teşvik etmeyi amaçladığını kaydetti.

Halep’in canlandırılması

Gazete, üçlü mekanizmanın üzerinde çalıştığı yol haritasının en önemli ve öne çıkan yönlerinden birinin Suriye'nin ekonomi başkenti olan Halep’i ekonomik ve sosyal yönden canlandırmak olduğunu bildirdi.

Ankara, ülkelerine gönüllü olarak dönmeye teşvik edilecek yüzbinlerce Suriyeli mülteciye iş imkanı sağlamak amacıyla Halep'in yol haritasına dahil edilmesi için Şam ve Moskova ile görüşmelerini sürdürüyor.

Hürriyet gazetesinin hükümete yakınlığıyla bilinen yazarı Abdülkadir Selvi, geçtiğimiz hafta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu ay olası Türkiye’ye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmede, masada Suriye ile ilgili iki konunun olacağını, bunlardan birinin mültecilerin gönüllü olarak ülkelerine dönmeleri, ikincisi ise Ankara ile Şam arasındaki normalleşme ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed arasında bir görüşme yapılması olduğunu yazdı.

Erdoğan ile Esed görüşmesinin önemine dikkati çeken Selvi, çünkü Türkiye'nin önceliğinin Suriyelilerin güvenli bir şekilde evlerine dönmesini sağlamak olduğunu belirtti. Türkiye'deki Suriyelilerin önemli bölümünü Halep’ten gelenlerin oluşturduğuna dikkati çeken Selvi, onların Halep’e güvenli bir şekilde dönüşünün sağlanması gerektiğini vurguladı.

Selvi, bu yüzden Ankara’nın Türk ve Suriye askerinin koordinasyon içinde olacağı güvenlik noktaları oluşturulması gerektiğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.

Ankara, geçtiğimiz mayıs ayında Suriye ile ilişkileri normalleştirme müzakereleri kapsamında Rusya'nın himayesinde ve İran'ın da katılımıyla Suriye'de dört ülkenin temsilcilerinin yer aldığı bir askeri koordinasyon merkezi kurulması için anlaşmaya varıldığını açıklamıştı.

Türk askerinin Suriye'nin kuzeyindeki varlığı meselesi, Ankara ile Şam arasındaki ilişkilerin normalleşmesi sürecinde ilerlemenin önünde engel teşkil ediyor. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalarda, ‘Türkiye’nin Suriye topraklarını işgali’ dediği durum sona ermeden ilişkilerin normalleşmesinden ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmekten bahsedilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

Öte yandan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı bir açıklamada, TSK’nın Türkiye sınırlarının ve Türk halkının güvenliğini sağlamadan geri çekilmesinin düşünülemeyeceğini ve Esed'in ‘bu konuda daha aklıselimle hareket edeceğine inandığını’ söyledi.

Türkiye'de geçtiğimiz mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri sırasında en sıcak dosyalardan biri olan Suriyeli mülteciler dosyası 31 Mart'ta yapılması planlanan yerel seçimlere aylar kala yeniden gündeme geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümetinin Suriye'nin kuzeyinde TSK tarafından oluşturulan güvenli bölgelerde bir milyondan fazla Suriyeli mülteciyi güvenli ve insana yakışır bir yaşam sağlayacak koşullarda barındırmayı amaçlayan projeler üzerinde çalıştığını ve yaklaşık 553 bin Suriyelinin Suriye’nin kuzeyinde TSK ve SMO tarafından kontrol edilen bölgelere geri döndüğünü çok kez vurguladı.

ascd
Rusya'nın BMGK’nın Türkiye ile Suriye arasındaki Bab el-Hava Sınır Kapısı üzerinden yapılan insani yardımların süresini uzatma kararını reddetmesi üzerine 17 Temmuz’da Suriye'de düzenlenen bir protesto sırasında yere çizilen Rusya bayrağı ve üzerindeki veto yazısı (EPA)

Bunun yanında Ankara, Suriyeli mültecilerin ilerleyen süreçte sadece bahsi geçen güvenli bölgelere değil, Suriye ordusunun kontrolündeki yerlere de dönmelerini sağlamak istiyor.

3 milyon 321 bin Suriyeli mülteci

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı, Türkiye'deki Suriyeli mültecilere ilişkin son verilerinde geçici koruma sağlanan Suriyelilerin sayısının 3 milyon 321 bin 72 olduğunu açıkladı.

Geçtiğimiz mayıs ayında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinden sonra hükümet, ülkedeki yabancılar dosyasında katı bir politika izlemeye başladı. Başta İstanbul olmak üzere çeşitli illerde, Suriyeliler de dahil olmak üzere çeşitli milletlerden yasadışı göçmenleri ve ikamet koşullarını ihlal edenlere karşı üç aydır aralıksız devam eden bir güvenlik operasyonu sürdürülüyor.

Türkiye'de Suriyeli mültecilerin bazılarının zorla sınır dışı edildiğine dair haberler sık ​​sık basında yer alsa da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye'de geçici sığınmacı statüsüne sahip Suriyelilerin sınır dışı edilmediklerini açıkladı. Göç İdaresi Başkanlığı, kayıtlı olmadıkları illerde ikamet eden Suriyelilere 24 Eylül'e kadar kayıtlı oldukları illere dönmeleri için süre tanıdı. Türkiye’de 6 Şubat meydana gelen depremden etkilenen 11 ilden İstanbul'a taşınan mültecilerin ise bir sonraki duyuruya kadar İstanbul’da kalmalarına izin verildi.