Lübnan Başbakanı Hassan Diyab, bazıları istifa eden, bazıları ise hükümetin bağımsız olmaması durumunda istifa edeceğini açıklayan birçok bakanın yürüttüğü baskı sonrasında istifa etti. Diyab böylelikle Hükümetinin görevden alınmasının da önüne geçmiş oldu.
Diyab’ın Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a teslim ettiği istifa mektubu ülke siyasetinde teknokratlar hükümeti beklentisini arttırdı.
Diyab'ın son ana kadar hükümetine bağlılığını koruduğunu söyleyen Lübnanlı kaynaklar, ancak istifa eden ve istifa tehdidinde bulunan bakan sayısının yediye çıkmasının bakanların üçte birini kaybetmesi dolayısıyla hükümeti yasal olarak düşüreceğini belirtti. Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri'nin Beyrut’ta yaşanan patlamaya ilişkin hükümete hesap verebilirlik oturumu düzenlenmesi konusundaki ısrarı ise Diyab'ı parlamento huzuruna ‘suçlular’ olarak çıkmayı reddeden bakanlar önünde utanç verici bir konuma getirmişti.
Kamu Güvenliği Genel Müdürü Binbaşı General Abbas İbrahim’in yönettiği iletişimleri takip eden kaynakların ifade ettiğine göre, Diyab kararını nihayete erdirmek için General İbrahim’in Ayn et-Tina’dan (Berri’nin karargahı) dönmesini beklemişti. Ancak Berri’nin söz konusu oturum hakkındaki ısrarı ve bakanların bunu reddetmesi, istifanın verilmesine neden oldu.
İstifa konuşmasında, topa tuttuğu eleştirmenleri gerçekleri çarpıtan birer borazan olarak niteleyen Diyab, patlamanın ülkedeki yaygın yolsuzluğun bir sonucu olduğunu vurguladı. Patlamanın sorumluluğunu ve kamu borcunu üstüne atmaya çalıştıkları hükümetin elinden geleni yaptığını söyleyen Diyab, “Devlete üstün gelen yolsuzluk sisteminden kurtulamayız. Yolsuzluğun örneklerinden biri de Beyrut’ta gerçekleşen patlamadır” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yönetimdeki kronik yolsuzluk hastalığı sonucunda Lübnan'ı vuran ve Lübnanlılara acı çektiren trajedinin dehşetini hala derinlerde hissediyoruz. Zirâ bu trajedinin ölçeği tarif edilemeyecek derecede. Ancak bazıları sanki başka bir zamanda yaşıyor, bazıları ise sadece seçimlerde popülarite toplamakla ilgileniyor. Bu kimseler, kendilerine karşı patlak veren 17 Ekim Devrimini iyi okumamış, Lübnan'ın değişim taleplerini sulandırabileceklerini zannederek hesaplarına devam etmiş olanlardır. Bizim ilgilendiğimiz konu ise ülkeyi içine girdiği durumdan kurtarmak oldu. Bu minvalde pek çok şeye katlandık ve çalışmak istedik. Borazanlar ise gerçekleri çarpıtmaktan asla vazgeçmedi. Lübnanlılar değişim istiyor. Ancak değişim ile aramızda devleti kontrol etmek için tüm kirli yöntemlerle direnen bir sınıf tarafından taşınan oldukça kalın bir duvar var. Eşitliğin olmadığı bir savaşta ısrarla ve onurla savaştık. Onlar ise ellerindeki tüm silahları kullandı; insanlara yalan söyleyip gerçekleri çarpıttılar. Zirâ hükümetin kendilerine karşı bir tehdit teşkil ettiğini biliyorlardı. Bugün ise tüm insani, toplumsal ve ulusal yansımalarıyla ülkeyi sarsan bu depremin yaşandığı noktadayız. Öncelikli kaygımız, bu yansımaları ele alarak etkili bir soruşturma gerçekleştirmektir. Biz bugün, bu felaketin sorumlularının hesaba tutulmasını talep eden insanlara bağlıyız.”
Hükümetin bir yol haritası çıkarmak için çaba gösterdiğini vurgulayan Diyab, “Gerçekleri çarpıtanlar, fitneden beslenenler, insanların kanı ile ticaret yapanlar var” dedi.
Diyab’ın söz konusu konuşması, hükümetinin son oturumuna başkanlık ettikten yaklaşık iki saat sonra geldi. Sağlık Bakanı Hamad Hasan, hükümetin istifa kararı aldığını açıklamış; Kamu İşleri ve Ulaştırma Bakanı Mişel Neccar ise Beyrut limanında bulunan patlayıcı malzemeler konusundan patlamanın yalnızca 24 saat öncesinde haberdar olduğunu söylemişti. Soruşturmanın idari olduğunu ve henüz sona ermediğini, bu nedenle Bakanlar Kurulu’nda herhangi bir karar alınmadığını belirten Neccar, “Mesele, Lübnan'daki en yüksek yargı organı olan Adli Meclis’e sevk edilecek” demişti. Sağlık Bakanı Hasan ise şu ifadeleri kullandı:
“Hükümetin istifası, sorumluluktan kaçış değil sorumluluktur; Lübnan toplumunun, hükümetin ve meclisin yargının adil olması, her türlü kısıtlamadan muaf tutulması ve her şeyi ismiyle adlandırması yönündeki arzusunu yansıtır. Bu konuda eksik olan kim varsa, kamuoyu ve vicdanı önünde sorumluluk almalıdır. Diğer yandan hükümet, istifasından önce alınması gereken bir dizi önemli karar aldı. Bunlardan en önemlisi ise patlama olayının Adli Meclis’e sevk edilmesi ve tutuklanan birinci sınıf çalışanların durumuydu.”
Diyab, birkaç gün önce, Enformasyon Bakanı Menal Abdussamed, Çevre Bakanı Damianos Kattar ve Adalet Bakanı Marie Kloud Necm’in istifa ettiğini duyurmuştu. Dün de birçok bakan istifa edeceği tehdidinde bulunmuş; Maliye Bakanı Gazi Vazni de istifasını sunmuştu.
Lübnan Savunma Bakanı Zeina Akar, Diyab'ın hükümetin istifasını ilan etme niyetini açıklamasına rağmen, söz konusu oturumun ardından istifasını sunduğunu açıklamış ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bu felaketin meydana gelmesi, tek tek bakanların değil, tümüyle hükümetin istifasını gerektiriyor. İstifayı ertelemiştim; zirâ sorumluluğu birlikte taşımamız gerekiyor. Buraya birlikte geldik birlikte çıkacağız. Beyrut limanında meydana gelen patlama olayının Adli Meclis’e sevki, patlamada hayatını kaybeden tüm kurbanların Lübnan ordusu şehidi sayılması hakkında bir karar çıkarılması, kısmen veya tam engellilerin sosyal güvence için Ulusal Sosyal Güvenlik Fonu’ndan yararlanmasının sağlanması ise bunun öncesinde gelecek.”
Gençlik ve Spor Bakanı Farmanieh Ohanian, oturum öncesinde yaptığı açıklamada toplantıda söz konusu felaketin getirdiği vaziyet nedeniyle Bakanlar Kurulundan hükümetin istifasını talep edeceğini bildirmişti.
Haberleşme Bakanı Talal Havvat “Hükümet toplu olarak istifa etmezse benim istifa edeceğim kesin” ifadelerini kullanırken Göçmen Bakanı Gada Şureym ise şöyle söylemişti:
“Teknokrasi için toplu istifadan yanayım. Sabahtan beri bu konuda baskı yapıyorum. Böyle bir şey gerçekleşmediği taktirde istifa eden ben olacağım. Altı aylık hükümetin yolsuzluk, ihmal ve yüzsüzlüğün sorumluluğunu alması yönünde sağlam senaryolar var. Sorumluluklarımızdan kaçmayacağız. Ancak yalnızca bazılarının günah keçisi ilan edilmesine izin vermeyeceğiz. Hesaba çekilecek ve tıpkı domino taşları gibi teker teker düşeceksiniz. Nitekim Lübnanlılar, canlarına kast edenleri, hayallerini ve vatanlarının zenginliğini çalanları çok iyi tanıyor.”
Lübnan İçişleri Bakanı Muhammed Fehmi, televizyonda yayınlanan bir röportajında, “Patlamanın hemen sonrasında hükümetin istifasından yanaydım. Ancak bugün, hükümetin istifası sorumluluktan kaçış ve baskı altında gelmektedir. Sorumluluktan kaçmak ise ayıptır” ifadelerinde bulunmuştu.
Lübnan Başbakanı Hassan Diyab günah keçisi olmamak için istifa etti
Lübnan Başbakanı Hassan Diyab günah keçisi olmamak için istifa etti
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة