Irak’ta uluslararası koalisyona lojistik malzeme taşıyan konvoya bombalı saldırı

Fotoğraf (Arşiv_AFP)
Fotoğraf (Arşiv_AFP)
TT

Irak’ta uluslararası koalisyona lojistik malzeme taşıyan konvoya bombalı saldırı

Fotoğraf (Arşiv_AFP)
Fotoğraf (Arşiv_AFP)

Irak’ta İran’a yakınlığıyla bilinen silahlı milis gruplar, Tahran’ın çıkarına yarayacak ve ABD’yi Irak’tan çekilmeye zorlayacak bir strateji değişikliğine gittikleri görülüyor. Söz konusu gruplar geçtiğimiz yıllarda ABD’nin Bağdat Büyükelçiliğinin yanı sıra Amerikan askerlerinin bulunduğu askeri üslere düzenledikleri saldırılarla zaman zaman gündeme geldi. Ancak bu gruplar geçtiğimiz günlerde Irak’a kara ve deniz sınırları üzerinden giren sivil veya sivil olmayan lojistik malzeme konvoylarını hedef alarak farklı bir stratejiye yöneldi.
Irak Savunma Bakanlığı’na bağlı Güvenlik Medya Ağı’ndan yapılan açıklamada, güneydeki Zikar vilayetinde Pazar günü ABD liderliğindeki uluslararası koalisyon güçlerine lojistik malzeme taşıyan konvoyun hedef alındığı bildirildi. Açıklamada, Zikar’a giden uluslararası yolda döşenen el yapımı patlayıcının konvoyun geçişi sırasında infilak ettiği belirtildi. Saldırı sonucu ölen veya yaralanan olmazken konvoydaki bir aracın lastiğinin zarar gördüğü aktarıldı.
Iraklı gözlemciler, geçtiğimiz günlerde Zikar vilayet merkezi Nasıriye kentinde ele geçirilen bomba yüklü araçla söz konusu konvoya saldırı planlanmış olabileceğine dikkat çekti. Resmi makamlar araç sahibinin kimliğine dair detaylı bir açıklama yapmaktan çekinse de olay sonrasında sosyal medya mecralarında araç sahibinin Haşdi Şabi çatısı altında faaliyet gösteren İran destekli Ensarullah El Evfiya Hareketi’ne mensup olduğu iddiası geniş yer buldu.
Zikar Emniyet Müdürlüğü aracın ele geçirilmesi sonrasında güvenlik önlemlerinin alındığını belirterek, kentte güvenliği bozan bir durumun yaşanmadığını kaydetmişti.
Irak’ta uluslararası koalisyona malzeme taşıyan bir konvoya Ağustos’un ilk haftasında da saldırı düzenlenmiş ancak resmi makamlar olayla ilgili hiçbir detay vermemişti.
Irak basınında yer alan haberlerde, Pazar günü gerçekleşen saldırının son bir ay içinde bu tür konvoyları hedef alan üçüncü saldırı olduğu bildirildi. Buna göre, Haziran’ın sonlarında da ABD askerlerine lojistik malzeme taşıyan bir konvoyun Zikar vilayetinden geçişi sırasında iki el yapımı patlayıcıyla hedef alındığı belirtiliyor. Bazı haberlerde ise güneydeki Divaniye vilayetinde ABD ve uluslararası koalisyon güçlerine lojistik malzeme taşıyan 3 kamyon ile aralarında Hummer tipi araçların da bulunduğu askeri araçların, kimliği belirsiz silahlı kişilerce kundaklandığı aktarılıyor.
İran destekli Şii silahlı gruplar geçtiğimiz yıllarda birçok kez ABD güçlerini ve Irak’taki çıkarlarını hedef almakla tehdit ederek, ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi taleplerini dile getirdi. Nitekim 3 Ocak’ta İranlı General Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendis’in Bağdat Havalimanı’nda öldürüldüğü saldırı sonrasında 5 Ocak’ta Irak Meclisi toplanmış ve ABD güçlerinin ülkeden çıkarılmasına ilişkin bir kararı oybirliğiyle kabul edilmişti.
Iraklı yerel gözlemciler Başbakan Mustafa el-Kazimi’nin 20 Ağustos’ta ABD’ye düzenlemesi beklenen ziyaret öncesinde İran destekli silahlı grupların ülkedeki ABD çıkarlarını hedef alarak gerginliği tırmandırma yoluna başvurabileceklerine dikkati çekiyorlar. İran’a bağlı söz konusu grupların durumunun, Kazimi’nin Washington ziyareti sırasında ele alınacak konular arasında ilk sırada yer alması bekleniyor.



Lübnan hükümeti Suudi Arabistan ve Kuveyt'in uyarıları üzerine bazı diplomatik ve güvenlik önlemleri almaya başladı

Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)
TT

Lübnan hükümeti Suudi Arabistan ve Kuveyt'in uyarıları üzerine bazı diplomatik ve güvenlik önlemleri almaya başladı

Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati (NNA)

Lübnan hükümeti, Suudi Arabistan’ın ve Kuveyt’in Beyrut büyükelçilikleri tarafından güvenlik gerekçesiyle bu ülkelerin Lübnan'daki vatandaşlarına yapılan uyarı ve derhal ülkeden ayrılmaları çağrısı yapmaları üzerine, Arap ülkelerini rahatlatmak amacıyla bazı diplomatik ve güvenlik önlemleri almaya başladı. Lübnan'ın geçici başbakanı Necip Mikati, Arap ülkelerine vatandaşlarının güvenliğiyle ilgili birtakım garantiler vermek amacıyla uygun kararlar almak üzere Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib ve İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi'yi görevlendirdi.

Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçiliği tarafından cuma günü güvenlik gerekçesiyle Suudi Arabistan vatandaşlarına silahlı çatışmaların yaşandığı bölgelere yaklaşmamaları konusunda uyarıda bulunulurken, ivedilikle ülkeyi terk etmeleri ve Lübnan’a seyahat etmemeleri uyarısına uymaları istendi.

Suudi Arabistan vatandaşlarına acil durumlarda Büyükelçiliğin 009611762711 ve 009611762722 nolu numaralarından ya da Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığının 0096178803388 ve 0096176026555 nolu numaralarından yahut Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının 00966920033334 nolu numarasından ulaşmalarını veya eski adı Twitter olan X sosyal medya platformundaki @KSAembassyLB adlı Büyükelçilik hesabından iletişim kurmalarını istedi.

Kuveyt ise cumartesi sabahı Lübnan'daki vatandaşlarını dikkatli olmaya çağıran bir bildiri yayınladı. Kuveyt’in Beyrut Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığının X hesabı üzerinden yapılan açıklamada, “Beyrut Büyükelçiliği, Lübnan’da bulunan Kuveyt vatandaşlarını tedbirli olmaya, güvenlik zafiyeti olan bölgelerden uzak durmaya ve yetkili yerel makamlar tarafından verilen talimatlara uymaya çağırıyor” denildi.

Lübnan hükümeti, cumartesi günü, Lübnan'da son 13 yılın en iyi turizm sezonunun yaşandığı bir dönemde kardeş Arap ülkelerine hiç vakit kaybetmeden Lübnan'daki durumla ilgili garantiler vermeye ve bunun yansımalarını kontrol altına almaya çalıştı. Lübnan Başbakanlığı tarafından, Başbakan Mikati'nin Suudi Arabistan, Kuveyt ve (daha sonra başka bir uyarıda daha bulunmayan) Almanya büyükelçiliklerinin yaptığı uyarılara ilişkin gelişmeleri Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib ve İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi ile takip ettiğini bildirilen bir açıklama yapıldı. Açıklamaya göre ordu ve güvenlik kurumlarının yetkilileriyle yapılan görüşmeler sonucunda, mevcut veriler genel olarak güvenlik durumunda ‘endişe ve panik için bir sebep olmadığı’ görüldü.

Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde Filistinlilerin kaldığı Ayn el-Helva Mülteci Kampı'ndaki olaylarla ilgili siyasiler ve güvenlik yetkilileriyle yapılan görüşmelerde ileriye yönelik adımlar atıldığı belirtilen açıklamada, genel istikrarı sağlamak ve güvenliğin bozulmasını ya da Arap ve yabancı ülkelerin vatandaşlarının, ülke sakinlerinin ve turistlerin hedef alınmasını önlemek için durumun yakından takip edildiği kaydedildi.

Başbakan Mikati, Dışişleri Bakanı Buhabib'i Lübnan’daki vatandaşlarının güvenliği konusunda kendilerine garantiler vermek üzere kardeş Arap ülkeleriyle iletişim kurması için görevlendirdi. Başbakan Mikati, İçişleri Bakanı Mevlevi'den, Lübnan'ın bu gergin bölgesel koşullarda karşılaşabileceği zorlukların ele alınması ve tüm bölgelerde güvenliği sağlayacak uygun kararların verilmesi amacıyla Merkezi Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırmasını istedi.

Başbakanlık açıklamasında, Almanya’nın Beyrut Büyükelçiliği'nin Lübnan'daki vatandaşlarına yaptığı uyarıya değinildi. Ancak Başbakanlığın açıklamasının ardından Almanya’nın Beyrut Büyükelçiliği'nden yapılan açıklamada, söylentilerin aksine Almanya'nın şu an vatandaşlarından Lübnan’dan ayrılmalarını istemediği belirtilerek, “Almanya vatandaşlarını Lübnan’a seyahat tavsiyelerine uymaya davet ediyoruz” denildi.

Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde Filistinlilerin kaldığı Ayn el-Helva Mülteci Kampı'ndaki El Fetih üyeleri ile içlerinde radikallerin de olduğu İslamcı gruplar arasında günlerce süren silahlı çatışmaların ardından bazı ülkeler Lübnan’daki vatandaşlarına ülkeyi terk etmeleri ve Lübnan’a seyahat etmemeleri uyarısında bulunmuştu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre ateşkes ilan edilen ve bu ateşkese uyulduğu görülen Ayn el-Helva Mülteci Kampı’nda göreli bir sakinlik hâkim.

Öte yandan Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ayn el-Helva Mülteci Kampı’na askeri operasyon başlatmaya hazırlanıldığı iddiaları yalanlanırken, ordunun ‘kamptaki güvenlik durumunu yakından takip ettiği’ vurgulandı.