Avatar'ın Yönetmeni ve Senaristi James Cameron Şarku'l Avsat'a konuştu:Avatar 2'nin çekim planı üzerinde çalışıyorum

James Cameron film çekimleri sırasında
James Cameron film çekimleri sırasında
TT

Avatar'ın Yönetmeni ve Senaristi James Cameron Şarku'l Avsat'a konuştu:Avatar 2'nin çekim planı üzerinde çalışıyorum

James Cameron film çekimleri sırasında
James Cameron film çekimleri sırasında

Kanadalı Yönetmen James Cameron, 2009'da çıkan Avatar filminden sonra bizi gökyüzü ve yeryüzü arasında asılı bıraktı. Bize benzeyen ve aynı zamanda bizden farklı insanların yaşadığı yabancı bir gezegende geçen hikaye ile büyülenmiştik. Bizim gibi yaşıyorlar ancak kendi duyguları ve kültürleri ile farklılaşıyorlar. Avatar, sinema tarihinin ilk günlerinden günümüze kadar tanık olduğumuz çok sayıda bilim kurgu filminde daha önce hiç görmediğimiz bir dünyayı gözler önüne serdi.
Filmin elde ettiği büyük başarı nedeniyle (dünya çapında 2 milyar 790 milyon dolardan fazla) ikinci bir film için beklentiler oluştu. Yönetmen Cameron, Avatar’da bize sunduğu hikayeyi geliştirme konusunda ilerlemeye karar verdi. Başka bir deyişle, üzerinde yaşadığımızdan çok daha huzurlu ve güzel olan uzak bir gezegende insanlarla insan olmayanların karışımının sonucunda herkesin ilgisini çeken filme büyük bir gizlilikle dört film daha yaratarak başarısına yenilerini eklemeye karar verdi.
Yönetmen, yıllarca süren hazırlıkların ardından karakterler için en son dijital teknolojinin kullanıldığı çekimlere başladı. Ancak koronavirüs salgınının yayılmasıyla birlikte Avatar 2 gibi tamamlanma sürecinde olan projelerin çekimleri durdu. Ünlü yönetmen şuan çekimlere dönmek için hazırlanıyor.
Bu görüşmemiz ünlü yönetmen ile ikinci buluşmamız oldu. İlk röportaj, ilk bölümün çekilmesinin ardından 2009 yılında Şarku’l Avsat sayfalarında yer aldı. Bu kez görüşmemiz sanal ortamda gerçekleşti. Kanadalı yönetmen, bir sonraki Avatar macerası hakkında sınırlı da olsa bazı bilgiler verdi. Aynı zamanda içinde yaşadığımız dünya, bilim alanındaki gelişmeler ve uzun yıllar sonra çıkacak ikinci filmde bizi bekleyenler hakkında konuştu:

Son zamanlarda salgına nasıl adapte oldunuz?
- Elbette dikkatli olmaya çalışarak. Ama aynı zamanda bugün nerede olduğumuz ve hangi durumda olduğumuzu düşünerek.

Hangi durumdayız?
-Hepimizin yaşadığı şeyi yaşıyor olmalısın. Burada gerçeklikten çok kurguya daha yakın olan ve hayatımıza hükmetmeye başlayan şeyler var. Ama günlerimi bunu tek başıma düşünerek geçirmiyorum. Çoğunu proje dünyamda ve başarmak istediğim şey üzerine vakit ayırmakla geçiriyorum. Projelerimi başararak bir yönetmen olarak ülkeme ‘aksiyon!’ diye bağırarak dönmeyi bekliyorum.

Avatar 2 senaryosunda değişiklik yapmak için karantina sürecinden faydalanıyor musunuz?
-Pratik olarak değiştirmek istediğim hiçbir şey yok. Ama çekimlerim için çizdiğim grafikleri düşünüyorum.  Gerçekte her şey hazır olsa da çekim planı üzerinde çalışıyorum. İş beni her zaman meşgul ediyor. Hayatımızın bu kritik döneminde bile çalışmayı hiç bırakmadım.

Geçen yıl “Alita: Savaş Meleği” filminin yapımcılığını üstlendiniz ve ondan önce de birçok filmin yönetici yapımcılığını üstlendiniz. Şimdi de bu ayın sonunda planlandığınız gibi çekimlere döneceksiniz. Heyecanlı mısınız?
-Avatar 2 ve sonraki bölümlerin çekimlerini tamamlamak için yeniden başladığım için mutluluğumu tarif edemem. Çalışmak için motive oldum. Çünkü sadece düşünmek bile çok mutlu ediyor. İşe döndüğümde ne kadar mutlu olacağımı tahmin edebilirsiniz.

Pandemiden önce bu seride neler çekildi?
-Temel olarak, özel efektlerle birlikte kullanılacak tüm canlandırmaları yaptık. Bunlar genellikle uzun zaman alır ve oyuncular için sıkıcı olabilir çünkü birçok teknik koşula bağlıdır. Geçen mayıs ayında bilgisayar grafikleri ile düzenlediğimiz farklı Yeni Zelanda sahneleri ile çekime başladık. Ancak oyuncuyu ve farklı efektleri birbirine katarken bile şu anda çekmemiz gereken çok fazla şey var. Ayrıca, sahnelerin çoğu hala eksik. Üzerinde çalışması beş yıl sürecek olan birbirini izleyen dört bölümden bahsediyoruz.

Ve tabii ki 3D teknolojisi ile?
-Elbette. Kamera olarak Sony Venice olarak bilinen bir kamera sistemi kullanıyoruz. 3D alanında en iyisi. Avatar hakkında fazla konuşmak istemiyorum çünkü bu bir sır. Her şeyi şimdiden açığa çıkarmaya çalışmak doğru olmaz.

Bilim kurgu türünü çok mu seviyorsunuz?
-Evet. Bu türde çalışmayı seviyorum. En sevdiğim türdür.

BİLİM VE YAŞAM HAKKINDA

Sizi bu türde cezbeden şey ne oldu?
-Çocukluğumdan beri bilim kurgu severim. O çağda sevdiğim filmler, uzayların ve robotların olduğu ve kesinlikle diğer dünyadan yaratıkları ya da dünyadan canavarları tasvir eden fantastik filmlerdi. Ray Harryhausen’ın modellerini (60'lardan 80'lere kadar kukla ve sinematik figürleri yapma ve canlandırma devlerinden biri - editör) ve gerçekliğe yabancı olanı tasvir eden tüm süreçleri çok sevdim. Ancak daha sonraki yıllarda bilim kurguya daha çok yöneldim.

Ama büyük filmleriniz Titanic ile başladı
-Evet. Bilim kurgu filmlerinden değildi. Ama bilim kurgu türünü çekmeyi diğerlerinden daha çok seviyorum.

Geçen yıl bir kadından ve robot olarak nasıl yeniden yaratıldığından bahseden Alita filminin yapımcılığını üstlendiniz. Bu gerçekten bugün oluyor mu? Yoksa geliştirilmekte olan bir bilim mi?
-Bilimin bu konuda çok araştırma yaptığını düşünüyorum. Ama Alita'nın alanında ilk olmadığını hatırlatırım. Tüm var olan, karakteri olabildiğince inandırıcı yaratmaya çalışmamızdır. Tabii ki film hala gerçeğe uygun değil. Ancak, kahramanın inandırıcı olmaya yakın olmasını sağladık.

Neden? Gerçeğe yakın veya yakın olmamasına göre izleyicinin o karaktere yönelik algısı ve bakış açısı nasıl farklılık gösteriyor? Hala kurgusal.
-Tabii. Avatar’ın başarısının sebebinin mavi karakterleri o gezegenin gerçeğe uygun vatandaşları haline getirmiş olmamızdan dolayı olduğuna eminim. Renk, görünüm ve genel özellikler bakımından kendilerine özgüler ancak insan biçimine ve özüne benzerler. Öyle değil mi? Gezegenlerin insanlarını mantık ya da kabullenmekten uzak tasvir eden filmlere kıyasla, bazı tuhaflıkları dışında onu farklı kılan şey buydu. Orada dünya insanı ile diğer gezegendeki insan arasındaki bir karşılaşmanın hikayesini anlatmak istedim.

Duygular bile aynıydı. Sevgi, gurur ve diğer duyguları içeriyordu.
-Tabi.

OKYANUSUN DERİNLİKLERİNDE

Uzayın yanı sıra okyanusun derinlikleriyle de ilgileniyorsunuz. Okyanusun derinliklerine inerek The Abyss filmini çektiniz. Ama, sanırım üç yıl önce onu çekmek için geri döndünüz. Bu, Avatar’daki işinizin bir parçası mı?
-Küçük bir detayı düzeltmeme izin verin. Üç yıldan fazla bir süre önce okyanusun derinliklerine döndüm. Tam olarak 2012'de. Okyanusun en derin noktasına indim ama bunu yapan tek kişi ben değilim. Aslında benden önce ve sonra o bölgede dalış yapan araştırmacılar, akademisyenler ve bilim adamları vardı. O yolculuğu bir filmin parçası olarak yapmadım. Ne Avatar ne de başka bir şey.

Bu bilim sporuna kendi cebinizden mi harcadığınızı söylüyorsunuz?
-Evet. Keşif sevgimden dolayı biriken borçlarımı ödemek için filmler yapıyorum. (gülüyor)

Bunu yapmadaki asıl amacınız nedir?
-Amacım keşfetmek. Bu derinliklerdeki su canlılarının tuhaf görüntüleri olarak hayal etmeyin. Kendimi bu hayvanların yaşadığı izolasyon içinde bulduğumda hissettiğim şey. Ve sadece suda yaşayan hayvanlar değil, bitkiler ve tüm çevre. Garip şekillere sahip bazı balıklar hayal gücümü besliyor. Filmlerimde çekmek istediğim şeyin bir parçası olarak yararlanıyorum. Demek istediğim, bu önemli bir ilham kaynağı. Bu, bir filmin parçası olarak derinliklere geri dönmeyeceğim anlamına gelmez. Çünkü başka hiçbir şeye benzemeyen bir dünya ve çoğu insan bunun ne olduğunu bilmiyor. Yerinde öylece duran ve hareket etmeyen su canlılarının olduğunu biliyor muydunuz? 
Öyleyse bana göre yönetmen olduğunuz gibi aynı zamanda da bir bilim adamı gibi görünüyorsunuz. Burada diğerini besleyen karakter hangisi?
-İki karakter birarada aslında. Astronomi ve fizikle ilgileniyordum. Benim gibi sinemayı seven biri onları sinemadan ayıramaz. Senaristlerin birçoğunun fizik sevgisinden dolayı senarist olduğunu ve bazılarının bilgisinin bir kısmını okuyuculara ya da sinemaya aktarmak için yazma pratiği yapan bilim insanları olduğunu unutmayın.

HAYAL VE GERÇEKLİK 

Bilime ve gerçek hayata geri dönecek olursak, bilimin insanları robotlara uyarlama konusunda ilerlediğini söylediniz?
-Bilimin bu konuda araştırma yaptığını söyledim. Doğru.

Örneğin 100 yıl sonra insan olarak hayatımızı nasıl görüyorsunuz?
-Bu gerçekten ilginç bir soru. Ama kesin bir cevabım yok tabi ki. Bu alanda çalışmıyorum. Gelecekten ne okuduğumu çıkarmaya çalışıyorum; Ama ne ben ne de sinema bu  geleceği yaratamaz. Robotik alanında şaşırtıcı başarıları olan Boston Dynamics adlı bir şirket var. Bunların bir kısmı araştırılmalı tabi. Ameliyat ve bir organının kesilmesini gerektiren kazalar geçirecek kişilerin bu kazaların sonuçlarından zarar göreceğini düşünmüyorum. Bilim, eksik ele veya insanın başka herhangi bir parçasına benzeyen protez bir el yerleştirebiliyor. Soru şu: İnsanlar bu bilimi pratik olarak ne zaman kucaklayacak? Bizim neslimiz mi, gelecek nesil mi yoksa ondan sonra gelecek nesil mi?

Yönetmen Stanley Kubrick, 2001:Bir Uzay Macerası filminde yapay zekanın bizi dışlayacağını ve daha sonra insan olarak zekamızın üstesinden geleceğini söyledi. Bunun olabileceğini  düşünüyor musunuz?
-Hatta var olduğunu düşünüyorum. Dünya artık mantık yeteneğine sahip değil. Şu anda içinde olanlara baktığımızda yalnızca bir kişinin veya gizli bir kurumun hayatlarımızı yönlendirdiğini ve dünyayı uçuruma ittiğini düşünmemiz mantık dışı değil. İster isteyerek ister istemeyerek olsun, teknolojik gelişmeye karıştık ve ona ait olduk. Cep telefonlarının, bilgisayarların ve teknoloji tabanlı dünyanın bir parçasıyız. Örneğin, yirmi yıl önce yaptığımızdan daha doğal bir şekilde adapte oluyoruz.

O halde Kubrick'in bu alandaki filmi hakkında ne düşünüyorsunuz?
-Filmi izledikten sonra bilim kurgu sinemasının hayranlarından biri olmaktan onu uygulayan biri olmaya karar verdim. Daha sonra sinemayı bilimsel olarak düşünmeye, modeller yapmaya, farklı açılardan çekmeye başladım.

Avatar’a geri dönmek gerekirse, hakkında daha fazla konuşmak istememenize saygı duyuyorum çünkü ileride herkes zaten bu filmi konuşacak. Teknoloji dizisinin sırlarını veya filmde geçenleri sormayacağım. Bilmek istediğim şey, bu seriyi tamamlamak için nasıl bir yol izleyeceksiniz?
-Hayal görmediğimden emin olmak için kendimi çimdiklemeliyim. Bu seride başarılı olmak için önümüzdeki beş yıl boyunca bu diziyle yaşayacağımı biliyorum. Dinleyin, gerçek şu ki Avatar dünyası bir fikir, içerik ve teknik ve dramatik olarak her düzeyde hikaye oluşturma unsurları olarak çok zengin bir dünya. Kıdemli teknisyenler, tasarım profesyonelleri ve en iyi animasyon teknisyenleriyle çalışacağım. Eminim George Lucas Yıldız Savaşları filmini yönetirken aynı durumla, büyük bir sevinç duygusuyla karşı karşıya kalmıştı.

Bu seri dışında başka filmleri yönetmeye vaktiniz olacak mı?
-Yönetmen olarak değil. Ancak bu seriyi hazırladığım süre boyunca paralel filmlerde yapımcılık üstleneceğim. Bu filmlerin başarılı olmasına odaklanacağım ve daha sonra bir yönetmen olarak başarılı olmaya çalışacağım.



Sörf tahtası çalan su samuru geri mi döndü?

Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)
Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)
TT

Sörf tahtası çalan su samuru geri mi döndü?

Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)
Uzmanlar hayvanların doğal yaşam alanlarının daralmasının böyle olaylara yol açabileceğini söylüyor (Shmuel Thaler/The Santa Cruz Sentinel/AP)

ABD'nin Kaliforniya eyaletinden bir kere daha sörf tahtalarına binerek gezinen su samuru haberi geldi. 

Çarşamba günü Santa Cruz şehrindeki popüler sörf noktalarından Steamer Lane'e giden Isabella Orduna, ayağında küçük bir ısırık hissetti. 

21 yaşındaki kadın ürkerek suya düştü. Denizden kafasını çıkarıp sörf tahtasına baktığında karşısında bir su samuru gördü:

Aklıma ilk gelen düşünce 'Vay, şimdi ne yapacağım?' oldu.

Orduna hayvanı uzaklaştırmak için sörf tahtasını ters çevirmeyi ve bağırmayı denese de başarılı olamamış.

Etraftakilerin uzmanları yardıma çağırmasıyla birlikte hem Orduna hem de sörf tahtası denizden çıkarılmış.

Perşembe günü aynı bölgede bir sörfçü daha tahtasını bir su samuruna kaptırdı.

Bir haftada iki vakanın meydana gelmesi, 2023'te 841 kod numaralı su samurunu internet fenomeni yapan benzer olayları hatırlattı.  

Yeni vakalardaki failin iki sene önce yakalanmadan kaçmayı başaran hayvan olup olmadığı henüz bilinmiyor. 

Uzmanlar, diğer su samurlarının da sörf tahtalarına merak duymaya başlamış olabileceğini söylüyor. 

841 kod numaralı su samurunun tüylü yüzü tişörtlere basılmış ve bir dondurma çeşidine ilham vermişti. 

Bölge sakinleri onu yakalamaya çalışan yaban hayatı koruma yetkililerini yuhalamış ve "Su samuru olmak bir suç değildir" yazılı tişörtler giymişti. 

Dünya çapında ün kazanan hayvanın hamile olduğu anlaşılınca yakalama çalışmaları sona erdirilmişti. 

Doğumdan sonra sörf tahtalarını çalmayan su samurunun bu davranışı, hamilelik hormonlarına bağlanmıştı.

841 kod numaralı su samurunun izine 2024'ten beri rastlanmıyor.

Independent Türkçe, New York Times, ABC

 


Ünlü oyuncu ihtimali açıkladı: Hulk geri dönecek mi?

Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)
Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)
TT

Ünlü oyuncu ihtimali açıkladı: Hulk geri dönecek mi?

Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)
Mark Ruffalo, en son 2022'de yayımlanan Disney+ dizisi She-Hulk: Attorney at Law'da Hulk olarak izleyici karşısına çıkmıştı (Walt Disney Pictures)

Hulk'ın Marvel Sinematik Evreni'ndeki (MSE) geleceği hâlâ belirsizliğini koruyor.

Karakterin 2022'deki son ekran macerasından bu yana yeni bir projede yer almaması, hayranların "Hulk merkezli yeni bir film gelir mi?" sorusunu yeniden gündeme getirdi. Mark Ruffalo'ya göre ise bu, yakın zamanda mümkün görünmüyor.

Ünlü oyuncu, GQ'ya verdiği yeni röportajda kendisine özel bir Hulk filmi isteyip istemediği sorusuna şöyle yanıt verdi:

Evet, tek başına bir Hulk filmi yapmayı çok isterim.

Ruffalo, süper kahraman evrenine 2012 yapımı Yenilmezler'le (The Avengers) katılmıştı. Ancak o filmdeki başroller arasında yer alan Ruffalo, sonrasında kendi hikayesini anlatan bir projede yer alamayan tek isim oldu.

Oyuncu, bunun nedenini şu sözlerle açıkladı:

Belki bilmiyorsunuzdur ama Hulk'ın hakları aslında Marvel’a değil, Universal’a ait. Açıkçası, bu projenin gerçekten hayata geçip geçemeyeceğinden emin değilim. Sürekli konuşuyoruz, nasıl olabileceğini tartışıyoruz ama ortada o kadar çok Hulk filmi var ki... İnsanlar gerçekten bir tane daha ister mi, emin değilim. Yine de ben çok isterim ve bence doğru formülü bulabilirsek izleyiciler de buna ilgi gösterir.

Marvel evreninde halihazırda bir Hulk filmi var: 2008 yapımı The Incredible Hulk. O filmde Bruce Banner'ı Edward Norton canlandırmış, ardından karakteri Ruffalo devralmıştı. Norton'ın canlandırdığı versiyon, resmen MSE'nin parçası kabul ediliyor.

57 yaşındaki Ruffalo, geçen yıl yaptığı açıklamada Marvel Başkanı Kevin Feige'in, kendisine başka bir Hulk filmi planlanmadığını söylediğini aktarmıştı:

Bildiklerim bu kadar. Daha fazlasını anlatabilirim ama bana bu konuda konuşmamam söylendi.

Ancak oyuncunun son açıklamaları, en azından bu fikre olan isteğini sürdürdüğünü gösteriyor.

Ruffalo'nun Avengers: Doomsday'de yer alıp almayacağı da henüz bilinmiyor. Bu yılın başında yapılan resmi oyuncu tanıtımında Ruffalo'nun adının yer almaması dikkat çekmişti. Oyuncu, bu durumu esprili bir dille şöyle yorumladı:

Bir sonraki filmin sonunu ağzımdan kaçırmamam için beni listeden çıkarmaya karar verdiler.

Independent Türkçe, GamesRadar, GQ


Gişe rekortmeni korku serisine veda: Artık bitti

Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)
Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)
TT

Gişe rekortmeni korku serisine veda: Artık bitti

Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)
Korku Seansı: Son Ayin'de Ed ve Lorraine Warren, hem kendi hayatlarını hem de masum insanları bu kötücül güçlerden korumak için mücadele veriyor (Warner Bros.)

Korku Seansı: Son Ayin (The Conjuring: Last Rites), 2025'in en çok hasılat elde eden korku filmi oldu. Ancak bu etkileyici gişe başarısı, serinin geleceğini değiştirmeyecek gibi görünüyor.

Yönetmen Michael Chaves'e göre bu film, Vera Farmiga ve Patrick Wilson'ın canlandırdığı Warren çiftinin beyazperdedeki son hikayesi olacak.

"Bu son film"

Chaves, ComicBook.com'a verdiği röportajda Son Ayin'in, Warrenlar'ın ana karakter olarak yer aldığı son film olduğunu kesin bir dille doğruladı. "Artık bitti. Bu, son film..." diyen 40 yaşındaki yönetmen, sözlerini şöyle sürdürdü:

Zaten bu yüzden adını Son Ayin koyduk. Başka Korku Seansı filmi olmayacak. Bu kesinlikle sonuncusu.

Amerikalı yönetmen, geçen ay GamesRadar'a yaptığı açıklamada da hikayeyi burada bitirmenin doğru bir karar olduğunu söylemişti:

Serinin gereğinden fazla uzamasını istemedik. Kendi şartlarımızla, güvenle bitirmek istedik.

Yine de Hollywood'un, büyük gişe başarısı elde eden serileri kolay kolay bırakmadığı biliniyor. Son Ayin, 55 milyon dolarlık bütçesine karşılık dünya genelinde 477 milyon doların üzerinde hasılat elde ederek, korku türünde "tüm zamanların en büyük küresel açılışını" yaptı.

Bu tablo planların değişebileceğini düşündürse de Chaves'in sözleri, Warren çiftinin geri dönmeyeceğini net biçimde ortaya koyuyor.

Serinin yaratıcısı James Wan da geçen yıl Son Ayin'i defalarca "son Korku Seansı filmi" diye tanımlamış, hatta Instagram paylaşımında "bir dönemin sonu" ifadesini kullanmıştı. 

Görünen o ki Ed ve Lorraine Warren artık beyazperdeye veda etti. Fakat bu, Korku Seansı evreninin tamamen sona erdiği anlamına gelmiyor.

Halihazırda bir öncül film geliştirme aşamasında. 2023'te duyurulan HBO dizisinin yapım çalışmaları da sürüyor. Projenin dizi sorumlusu görevini Nancy Won üstleniyor. Ayrıca Annabelle ve Dehşetin Yüzü (The Nun) gibi yan serilerin devam filmleri de gündemde ancak henüz resmi bir onay yok.

Korku Seansı: Son Ayin, halen sinemalarda gösterimde.

Independent Türkçe, GamesRadar, ComicBook.com