Rusya'nın Kovid-19 aşısı, Almanya'da "yüksek riskli deney" olarak nitelendirildi

Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt (İHA)
Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt (İHA)
TT

Rusya'nın Kovid-19 aşısı, Almanya'da "yüksek riskli deney" olarak nitelendirildi

Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt (İHA)
Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt (İHA)

Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt, Rusya'nın yeni tip korona virüse (Covid-19) karşı geliştirdiği aşıya yönelik, "Test serisi olmadan bir aşının onaylanmasının insanlar üzerinde yüksek riskli bir deney olduğunu düşünüyorum" dedi.
Alman Tabipler Birliği Başkanı Klaus Reinhardt, Rusya'da yeni tip korona virüse (Covid-19) karşı geliştirilen aşının onaylanmasını sert bir şekilde eleştirdi. Reinhardt, aşıyı "yüksek riskli bir deney" olarak nitelendirdi. Bir aşının tamamlanabilmesi için önemli üç aşamadan geçmesi gerektiğini belirten Reinhardt, "Test serisi olmadan bir aşının onaylanmasının insanlar üzerinde yüksek riskli bir deney olduğunu düşünüyorum" dedi. Reinhardt "Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) belirlediği kriterler hiçe sayılarak elde edilen veriler doğrultusunda aşıyı kullanmak büyük sorumsuzluktur" ifadelerini kullandı.
Paul Ehrlich Enstitüsü Başkanı Klaus Cichutek ise bir aşının kullanılabilmesi için en az birkaç bin denek içermesi ve üç aşama testinden geçtikten sonra kapsamlı verilerin değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Cichutek aksi halde bu şekilde bir aşının kullanılmasının riskli görüneceğini belirtti.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.