Cevap bekleyen soru: Beyrut patlamasına neden olan sevkiyatın sahibi kim?

Cevap bekleyen soru: Beyrut patlamasına neden olan sevkiyatın sahibi kim?
TT

Cevap bekleyen soru: Beyrut patlamasına neden olan sevkiyatın sahibi kim?

Cevap bekleyen soru: Beyrut patlamasına neden olan sevkiyatın sahibi kim?

Cevabını arayan soru şu: Beyrut patlamasına neden olan sevkiyatın sahibi kim? Cevabı ne kaptan, ne üretici ne de müşteri biliyor
Beyrut limanında bulunan ve yüksek derecede patlayıcı madde olan amonyum nitrat sevkiyatı hakkında net olan tek bir şey var: Hiç kimsenin bir adım öne çıkıp bu sevkiyatın sahibi olduğunu itiraf etmiyor oluşu.
Geçen hafta Lübnan’ın başkentini vuran büyük ve ölümcül patlamaya dair cevaplanmamış pek çok soru var.
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre, cevaplanması en kolay soru ise bu sevkiyatın kimin mülkiyeti dahilinde olduğu.
Özellikle de yaklaşık yedi yıl önce Moldova bayrağı ile Beyrut'a gelen Rhosus gemisinin taşıdığı gibi tehlikeli bir yükün mülkiyet sahibinin belirlenmesi, deniz taşımacılığında temel husustur; aynı zamanda kargo sigortası hakkındaki en önemli bileşen ve sıklıkla ortaya çıkan ihtilafların çözümüdür. 2 bin 750 ton ağırlığındaki bu sevkiyatın asıl sahibini bulmak üzere Reuters tarafından 10 farklı ülkede yürütülen röportajlar ve yapılan belge araştırması, sorunun cevabı yerine kayıp belgelerin varlığını, gizemli faaliyetleri ve dünya genelindeki küçük ve bilinmeyen şirketler ağını içeren karmaşık hikayeyi gün yüzüne çıkardı.
Eski Başbakan Yardımcısı ve muhalif siyasetçi Gassan Hasbani, “Bir ülkeden diğerine taşınan malların yolculuğu üçüncü bir ülkede son buluyor. Peki neden burada son buldu?” ifadelerini kullanmıştı.  
Nitekim Reuters haber ajansının bu minvalde görüştüğü ve sevkiyatla bağlantısı olanların tümü, ya sevkiyatın asıl sahibini tanımadıklarını söyledi ya da bu soruyu cevaplamayı reddetti. Geminin kaptanı, sevkiyatı üreten Gürcü gübre şirketi, sevkiyatı talep eden ancak bunun için hiçbir ödeme yapmadığını söyleyen Afrikalı şirket de cevabı bilmeyenler arasında.
Rhosus gemisinden bahsedilirken birçok uğursuz olaya da değiniliyor.
Seyir kayıtlarında, geminin Eylül 2013'te Gürcistan'da yüklendiği amonyum nitratın Mozambik'teki bir patlayıcı üreticisine teslim edilmesi planı yer alıyor. Geminin kaptanı ve iki mürettebat, gemi Akdeniz'den ayrılmadan önceki talimatların Rus iş insanı İgor Greşukin’den alındığını, bunlar arasında planlanan haricinde bir yer olan Beyrut'a uğrayıp ek sevkiyat yüklemek de olduğunu söylüyor. Greşukin ise geminin gerçek sahibi zannediliyor.
Kasım 2014’te Beyrut’a gelen Rhosus gemisi, buradan hiç ayrılmadı. Zirâ liman ücretlerinin ödenmemesi ve gemideki kusurlar nedeniyle yasal bir anlaşmazlık baş gösterdi. Resmi anlatılara göre, gemiden alacaklılar, Panama merkezli bir şirket olan geminin yasal sahibini gemiyi terk etmekle suçluyor. Kargonun ise boşaltıldığı ve Beyrut limanındaki bir depoya yerleştirildiği söyleniyor.
Mürettebatının davalarını takip eden Beyrut’taki “Baroudi & Associates” hukuk bürosu, sevkiyatın asıl yasal sahibinin kim olduğu sorularına yanıt vermedi. Reuters ise Rus iş insanı Greşukin ile temas kuramadı.
Lübnanlı gümrük yetkilileri, boş geminin 2018’de limanda battığını bildirdi.
Rhosus gemisinin son hareketleri; geçen hafta depodaki amonyum nitratın alev alarak patlaması, en az 171 kişinin hayatını kaybetmesi, binlerce kişinin yaralanması ve 250 bin kişinin evsiz kalması sonrasında tekrar incelemeye alındı. Amonyum nitratın ücretini kimin ödediği, gemiye el konduğunda sevkiyatı kurtarmaya çalışıp çalışmadığı, çalışmadıysa bunun nedeni gibi sorular ise henüz cevaplanmayı bekliyor. Sektörden bir kaynak, büyük beyaz torbalarda paketlenen sevkiyatın 2013 fiyatlarıyla yaklaşık 700 bin dolar değerinde olduğunu söylüyor.
Sigortasız
Reuters’ın gemi hakkındaki soruşturması ise var olan birçok usulsüzlüğe ışık tutmuş oldu. Uluslararası denizcilik sözleşmelerine ve bazı yerel yasalara göre, ticari gemilerin boğulma, sızıntı veya çarpışma nedeniyle çevresel hasar, can kaybı veya yaralanma gibi kazaları karşılayacak sigortaya sahip olması gerekiyor.
Konudan haberdar olan iki kaynak ise Rhosus gemisinin sigortasının olmadığını belirtiyor. Geminin kaptanı Boris Prokoşev, Soçi’deki evinden yaptığı telefon konuşmasında, bir sigorta belgesi gördüğünü söylese de gerçekliğini doğrulayamıyor. Reuters ise geminin belgelerinin bir kopyasını elde edemediğini bildiriyor.
Amonyum nitratı almak isteyen Mozambikli Fábrica de Explosivos Moçambique (FEM) şirketi sözcüsü Antonio Cunha Vaz, şirketin sevkiyatın teslimi sırasında ödeme yapmayı kabul ettiği için gönderinin sahibi sayılmadığını belirtti.
Üretici ise daha sonradan tasfiye edilen Gürcü Rustavi Azot gübre üretim şirketiydi. O zamanki sahibi iş insanı Roman Pipia, Reuters’a verdiği demeçte, Rustavi amonyum nitrat tesisinin kontrolünü 2016 yılında kaybettiğini belirtti. Aynı zamanda, İngiltere'deki mahkeme belgelerinin bir alacaklının şirketi o yıl bir müzayedede varlıklarını satmaya zorladığını gösterdiğine değindi.
Tesisin şu anki müdür yardımcısı Levan Burdiladze’nin ifade ettiğine göre, şu anda tesisi işleten başka bir şirket olan JSC Rustavi Azot da sevkiyatın sahibini açıklayamayacağını söyledi.
FEM şirketi ise sevkiyatı Londra ve Ukrayna'da kayıtlı iki şirkete sahip bir ticaret şirketi olan Savaro Ltd. aracılığıyla sipariş ettiğini belirtiyor. Resmi web sitesi şu anda çalışmayan Savaro Ltd. şirketinin kayıtlı olduğu mevki ise Londra’da Victoria tarzında döşenmiş bir eve işaret ediyor. Evin kapısının çalındığı ve herhangi bir cevap alınmadığı belirtildi.
Reuters, İngiltere'de kayıtlı Savaro Ltd. şirketinin Kıbrıs'ta yaşayan Litvanyalı yöneticisi Greta Bieliene ile temasa geçti. Ancak Bieliene, Reuters’ın sorularını cevaplamayı reddetti.
Savaro'nun ticari işlerinin iç işleyişine aşina bir kaynak, şirketin eski Sovyetler Birliği ülkelerinden Afrikalı müşterilere gübre sattığını söyledi.
Reuters; Ukrayna kurumsal veri tabanı You Control’a göre Savaro'nun yöneticilerinden biri olan Ukraynalı iş insanı Vladimir Verbonol’a ulaşamadı.
Rus mâlik
Patlamaya dair üzüntü ve öfke Beyrut'ta sivil kargaşaya dönüşürken, Lübnan hükümetinin vaat ettiği soruşturmanın Rhosus gemisi ve mürettebatın geminin mâliki sandığı Greşukin’e odaklanmaya başladığına dair işaretler veriliyor.
Bir güvenlik kaynağı, Greşukin’in geçen Perşembe günü Kıbrıs'taki evinde amonyum nitrat sevkiyatı hakkında sorguya çekildiğini söyledi. Bir Kıbrıs polisi sözcüsü ise Interpol Beyrut'un isteği üzerine adını vermediği bir kişinin sorgulandığını bildirdi.
Kaptan Prokoşev, Rhosus'un Kasım 2013'te bir sızıntı ve durumun genel olarak kötülüğü nedeniyle Beyrut'a geldiğini, zaten yol boyunca sorunlarla boğuştuğunu söyledi.
Gemi, Beyrut'a yanaşmadan dört ay önce Temmuz 2013’te, kapıların arızalı olması, güvertedeki aşınma ve tali motorların yetersizliği nedeniyle İspanya'nın Sevilla şehrinde liman yetkilileri tarafından 13 gün süreyle gözaltında tutulmuştu. Sevkiyat hakkındaki verilere göre, denetim şirketi Maritime Lloyd’dan gemide yapılan araştırmanın da dahil olduğu bir kargo gemisi güvenlik sertifikası alan gemi, yeniden yelken açtı. Yaygın ve bilindik denetim firmaları arasında yer almayan Gürcistan merkezli Maritime Lloyd’dan müfettiş Teimuraz Kavtaradze, firmanın Sevilla'daki liman yetkililerine herhangi bir denetim belgesi sunup sunmadığını teyit edemediğini söyledi. 2013 yılında Maritime Lloyd için çalıştığını ancak personel ve yönetimin o zamandan bu yana değiştiğini de ekledi.
Sevilla’daki liman yetkilileri ise hemen yorum yapamayacaklarını bildirdi. 27 katılımcı denizcilik idaresinden oluşan Paris MoU (Paris Liman Devleti Kontrolü Mutabakatı), gönderdiği bir mail ile geminin Sevilla'da gözaltına alınıp denetlendiğini doğruladı.
Rhosus'un kayıtlı olduğu Moldova ise geminin sahibini Panama merkezli Briarwood Corp. olarak listeye aldı. Mülkiyet sertifikasına göz gezdiren Reuters, Briarwood Corp'u Panama'da kayıtlı bir şirket olarak hemen tanımlayamadı. Panama'nın denizcilik yetkilileri ise yorum taleplerine kısa süre içerisinde yanıt vermedi.
Marshall Adaları'na sevkiyat tescil hizmetleri sağladığını belirten International Registries’e göre, geminin kiracısı sayılan ve Marshall Adaları'nda bulunan Teto Shipping Ltd, 2014 yılında feshedildi.
Moldova Denizcilik Dairesi müdürü Igor Zaharia ise Teto Shipping’in o sırada Greşukin tarafından yönetildiğini söylüyor.
Rhosus’un kaptanı kendisi ve gemi mürettebatının Teto Shipping için kullandığı mail adresini Reuters’e iletti; ancak bu adreslere gönderilen mailller yanıtsız bırakıldı. Kaptan, Greşukin ve Teto'yu aynı muhatap olarak gördüğünü söyledi.



Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.