Sirte’nin parlamento seçimleri yapılana kadar yeni otorite merkezi olması önerildi

Başkent Trablus’un merkezinde UMH’ye bağlı milisler. (AFP)
Başkent Trablus’un merkezinde UMH’ye bağlı milisler. (AFP)
TT

Sirte’nin parlamento seçimleri yapılana kadar yeni otorite merkezi olması önerildi

Başkent Trablus’un merkezinde UMH’ye bağlı milisler. (AFP)
Başkent Trablus’un merkezinde UMH’ye bağlı milisler. (AFP)

Libya’da yeni bir savaştan kaçınmak amacıyla hazırlanan ‘siyasi anlaşmanın’ özellikleri netleşti. Şarku’l Avsat’ın kısa süre önce yayınladığı anlaşmaya dair edinilen yeni bilgilere göre Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ve ABD’nin Libya Temsilcisi geçen pazartesi günü Kahire’de gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından stratejik Sirte şehrini, yerel ve bölgesel tarafların mutabakatıyla, bir süre sonra ülkenin işlerini yönetmek için kurulması beklenen yeni bir otorite karargahına dönüştürme eğilimini ortaya koydular.
Uluslararası tarafların ilgi odağı haline gelen Salih geçen pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland ile yaptığı görüşmede ‘Sirte şehrinin yeni bir birleşik otoritenin karargahı olması ve Libya düzenli kurumları tarafından güvence altına alınması’ önerisinde bulunduğunu belirtti. Akile Salih, görüşmede ‘Libya ve bölgedeki gelişmeleri, Kahire Bildirgesi’nin girişimlerini, Kahire Bildirgesi ve Uluslararası Berlin Konferansı’nın sonuçları uyarınca Libya’da çözüme uluşma yollarını, ateşkesin sürdürülmesini ve Libya krizini sona erdirmek amacıyla diyalog masasına geri dönülmesini’ ele aldıklarını kaydetti.
Salih, bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, önerinin ‘Sirte’yi bir sonraki parlamento seçimleri gerçekleşene kadar otoritenin merkezi haline dönüştürmeyi’ hedeflediğini belirtti. Salih ayrıca petrol gelirlerinin silahlı milislere ve paralı askerlere maaş ödenmesi için harcanmasını kabul etmediğini belirterek “Petrol gelirleri dondurulacak ve yeni bir otorite bulunana kadar Merkez Bankası’na gitmeyecek” ifadelerini kullandı.
Salih ayrıca Trablus’ta uluslararası açıdan tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) herhangi bir diyaloga taraf olmadığını belirterek parlamentonun onu tanımadığına dikkat çekti. Salih, “herhangi bir dış müdahale olmadan meşruiyete sahip yeni bir otorite kurmanın ve yeni bir siyasi çözüm ve yeni bir otorite bulmanın gerekliliğine’ dikkat çekti.
Temsilciler Meclisi Başkanı, Serrac’a iktidardan vazgeçme ve yeni yüzlere yer verme çağrısı yaparken savaşı kaybettiğini ve Sirte’ye giremeyeceğini bildiğini öne sürdü. Akile Salih, ABD’nin de Libya’daki savaşın fayda vermeyeceğini bildireceğini iddia etti.
Diğer yandan Salih, Hafter ile anlaşmazlıkların yaşanmadığını belirttiği açıklamasında şu ifadeleri kullandı:ü
“Amacımız, Libya’yı paralı askerlerden ve silahlı milislerden temizlemek. Temel vazifelerde Libya ordusundan asla vazgeçmeyeceğiz. Libya devletinin egemenliğini korumak için ona destek verilmelidir.”
ABD Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada ise Libya Büyükelçisi Norland’ın Mısırlı ortaklarla birlikte Kahire Bildirgesi doğrultusundaki bir gücü memnuniyetle karşıladığı bildirildi. Büyükelçi, ABD’nin Libya’nın egemenliğini tesis ederek, ekonomik reformları teşvik vererek, dış gerilimin artmasını önleyerek çatışmaya barışçıl bir çözüm arayan tüm sorumlu Libyalı liderlere destek verdiğini vurguladı.
ABD Büyükelçiliği, Norland’ın Libya Temsilciler Meclisi Başkanı ile ‘Sirte için askeri birliklerin geri çekilmesi ve tarafsız bir güvenlik düzenlemesi sağlamak amacıyla’ bir araya geldiğini aktardı. Ayrıca görüşmenin gaz ve petrol gelirlerinin şeffaf bir şekilde yönetilmesini ve güvenilir ve barışçıl seçimler düzenlenecek şekilde yönetimin iyileştirilmesini sağlama amacı taşıdığı kaydedildi.
Diğer taraftan Norland, Temsilciler Meclisi Başkanı’nın ‘çatışmayı sona erdiren, Libya halkı için istikrarlı bir gelecek garanti eden Libya çözümüne yönelik’ arzularına destek verdiğini vurguladı. Kahire ziyaretinin ABD Başkanı Donald Trump ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi arasında son günlerde Libya konulu görüşmelerin ardından geliştiğine dikkat çekilirken ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri arasında ‘kalıcı bir ateşkes sağlanması, yabancı güçlerin ve paralı askerlerin tamamen geri çekilmesi, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kolaylaştırılan siyasi diyaloga destek sağlanması’ için atılacak adımlar konusunda Mısırlı üst düzey liderlere danışmak üzere görüşmelerin gerçekleştiği bildirildi.
ABD Büyükelçisi, Kahire Bildirgesi’nin ‘Sirte- Cufra hattındaki çatışmalarla mücadele etmek için barışçıl bir başlangıç fırsatı sağlayacağını ve güvenlik istikrarına ihtiyaç duyan Libya’da petrol üretiminin yeniden başlatılmasına yardımcı olacağını’ kaydetti. Libya’da istikrarı sağlayacak bir anlaşmaya varılması ve tüm yabancı güçlerin buradan çıkarılması yönündeki umudunu dile getiren Norland duruma dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Önerdiğimiz seçeneklerden biri de Sirte’de askerden arındırılmış bir bölge olmasıdır. Ancak bunu öneren tek tek taraf biz değiliz. Bunu gerçekleştirebileceğimizi umuyorum. Bu önerinin amacı, daha geniş bir çatışma noktası haline gelmesi yerine şehri tarafsızlaştırmak üzere tüm güçleri geri çekilmeye zorlamaktır.”
LUO Sözcüsü Tuğgeneral Ahmed el-Mismari de pazartesi günü yaptığı açıklamada ‘geçen pazar günü Ras Lanuf şehri yakınlarındaki yasak askeri bölgeyi ihlal eden bir tekneyi imha ettiklerini’ duyurdu. Mismari teknede farklı uyruklardan 20 teröristin bulunduğunu söyledi.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.