Britanyalı fosil avcısı, ünlü dinozorun akrabasını keşfetti

Bilim insanları keşfedilen türün 115 milyon yıl önce gezegende dolaştığını söylüyor

Yeni dinozorun son anlarını resmeden bir çizim (Trudie Wilson)
Yeni dinozorun son anlarını resmeden bir çizim (Trudie Wilson)
TT

Britanyalı fosil avcısı, ünlü dinozorun akrabasını keşfetti

Yeni dinozorun son anlarını resmeden bir çizim (Trudie Wilson)
Yeni dinozorun son anlarını resmeden bir çizim (Trudie Wilson)

Bilim insanları, Wight Adasında bulunan bir dizi kemiğin Tyrannosaurus rex'le aynı aileye mensup yeni bir dinozor türüne ait olduğunu söylüyor.
Southampton Üniversitesi paleontologları, Vectaerovenator inopinatus ismi verilen ve 115 milyon yıl önce Kretase döneminde yaşayan dinozorun uzunluğunun 4 metreye vardığını tahmin ediyor.
Dinozor, Tyrannosaurus rex ve günümüz kuşlarını da içeren yeni bir teropod türü.
Geçen yıl Wight Adası'nın Shanklin kıyısında bulunan 4 kemiğin de büyük ihtimalle aynı dinozora ait olduğu tahmin ediliyor.
Bilim insanları, Vectaerovenator inopinatus'un muhtemelen kalıntılarının keşfedildiği yerin hemen kuzeyindeki bir alanda yaşadığını ve gövdesinin denize karıştığını söylüyor.
25'ten fazla türün bulunduğu Wight Adası dinozor kalıntılarıyla ünlü. Örneğin, Wight Adasına kıyasla 300 kattan daha büyük olan İngiltere'de sadece 21 tür bulundu.
Yeni fosiller 2019'da birkaç hafta arayla üç ayrı keşifte açığa çıkmıştı. Fosillerin ikisi tekil şahıslar, biri ise bir aile tarafından bulunmuş ve hepsi, civardaki Sandown'da bulunan Dinozor Adası müzesine teslim edilmişti.
Stratford-upon-Avonlu müdavim fosil avcısı Robin Ward, keşfi gerçekleştirdikleri esnada Wight Adası'nda bir aile gezisindeydi.
Ward, "Keşfettiğimiz kemikleri bulmanın verdiği mutluluk kesinlikle harikaydı" dedi.
Kemiklerin özel olduğunu düşündüğüm için Dinozor Adası Müzesini ziyaret ettiğimizde yanımda götürdüm.
Kemiklerin nadir şeyler olduğunu hemen anladılar ve tam olarak araştırılabilmesi için müzeye bağışlayıp bağışlayamayacağımızı sordular.
Dört omuru inceleyen Southampton Üniversitesi paleontologları, bu kemiklerin muhtemelen daha önce bilim insanlarının bilmediği bir dinozor cinsine ait olduğunu teyit etti.
Bulgular Papers in Palaeontology dergisinde yayımlanacak.
Üniversitenin araştırmayı yöneten doktora öğrencisi Chris Barker, "Deniz habitatına karışması sebebiyle Shanklin'deki çökeltilerde genelde dinozor bulamazsınız" dedi.
Daha çok, fosilleşmiş istiridye veya dalgaların kıyıya vurduğu dallara rastlarsınız. Dolayısıyla bu gerçekten de nadir bir buluş.



Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
TT

Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)

Suda uzun süre kalınca parmaklarda oluşan buruşmanın hep aynı desene sahip olduğu tespit edildi. 

Banyo yapınca veya bir süre yüzünce el ve ayak parmakları buruşmaya başlıyor. Bunun nedeni ilk başta parmakların suyla dolması gibi gelebilir ancak durum öyle değil.

Koldan ele doğru uzanan medyan sinirinde hasar olan kişilerin parmaklarının buruşmadığını 1935'te fark eden bilim insanları, sürecin sinir sistemiyle alakalı olduğu sonucuna varmıştı. 

Uzmanlar derinin altındaki damarların büzüşmesi sonucu parmaklardaki kırışıklıkların oluştuğunu söylüyor.

Binghamton Üniversitesi'nden Guy German, 2023'te The Conversation'da kaleme aldığı yazıda "El ve ayaklar birkaç dakikadan daha uzun süre suyla temas ettiğinde, ciltteki ter kanalları açılarak suyun cilt dokusuna akmasına izin verir. Eklenen bu su, cildin içindeki tuz oranını azaltır. Sinir lifleri beyne daha düşük tuz seviyeleri hakkında bir mesaj gönderir ve otonom sinir sistemi kan damarlarını daraltarak yanıt verir" diye süreci açıklamıştı.

Yazısının ardından çeşitli yorum ve sorularla karşılaşan German'a bir öğrenci "Peki kırışıklıklar hep aynı şekilde mi oluşuyor" diye sormuş. German ve ekip arkadaşları bunu yanıtlamak adına bir deney yürüttü. 

Bulguları hakemli dergi Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials'ta yayımlanan çalışmada bir grup katılımcının elleri 30 dakika boyunca suda tutuldu ve ardından fotoğrafları çekildi.

24 saat sonra aynı işlemi tekrarlayan araştırmacılar görüntüleri karşılaştırınca parmaklarda aynı desenlerin oluştuğunu gördü. 

German "Kan damarları pozisyonlarını çok fazla değiştirmez. Biraz hareket ederler ancak diğer kan damarlarına göre son derece sabittirler" diyerek ekliyor: 

Bu da kırışıklıkların aynı şekilde oluşması gerektiği anlamına geliyor ve biz de öyle olduğunu kanıtladık.

Araştırmacılar yeni çalışmanın adli tıpa katkı sağlayabileceğini ve uzun süre suda kalan cesetlerin kimliğini tespit etmede kullanılabileceğini düşünüyor.

German ayrıca derinin suda kalmasıyla ilgili daha fazla soruya cevap aramayı umduğunu da belirtiyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Conversation, Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials