Birleşmiş Milletler'den Belarus'a kınama

Birleşmiş Milletler'den Belarus'a kınama
TT

Birleşmiş Milletler'den Belarus'a kınama

Birleşmiş Milletler'den Belarus'a kınama

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Belarus'ta hafta sonu yapılan Devlet Başkanlığı seçimlerinin ardından başlayan protestolara yapılan müdahaleyi kınadı. Bachelet, "Raporlar, son 3 gün içinde yaklaşık 6 binden fazla kişinin gözaltına alındığını gösteriyor" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Belarus yetkililerinin 9 Ağustos'taki Devlet Başkanlığı seçimleri sonrasında ülke genelinde düzenlenen barışçıl protestolara yapılan müdahaleyi kınadı ve halkın şikayetlerinin duyulması çağrısında bulundu. BM’nin resmi internet sitesinden duyurulan açıklamada Bachelet, "Pazar günkü seçimlerden elde edilen tartışmalı ön sonuçların açıklanmasının ardından Belarus genelinde büyük ölçüde barışçıl protestolar patlak verdi ve güvenlik güçleri tarafından ağır bir baskıya yol açtı. Polisin büyük ölçüde barışçıl göstericilere karşı gereksiz ve aşırı güç kullandığı, plastik mermi kullandığı, tazyikli su kullandığı ve sersemletici el bombası attığı bildirildi" dedi.
"Raporlar, polis memurlarının gözaltına alındıktan sonra da dahil olmak üzere protestoculara şiddet gösterdiğini ifade ediyor" diyen Bachelet, "Belirsiz koşullarda en az 250 kişi yaralandı ve bir protestocu öldü" ifadelerini kullandı.
Belaruslu yetkililere seslenen Bachelet, "Belarus makamlarına protestolar sırasında güç kullanımının her zaman istisnai ve son çare olması gerektiğini hatırlatıyorum. Şiddete başvuran bireyler ile onlara karşı güç kullanılmaması gereken barışçıl protestocular arasında açıkça ayrım yapılmalı. Devlet yetkilileri, ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma haklarının kullanılmasına izin vermeli ve bunları kolaylaştırmalı, bunu baskı altına almamalıdır. Demokratik özgürlüklerin bastırılması değil sürdürülmesi gerekir, insanların daha da fazla seçim bağlamında konuşma ve muhalefet beyan etme hakları var" dedi.

"Raporlar 6 binden fazla kişinin gözaltına alındığını gösteriyor"
Ülkedeki tutuklamalara dikkat çeken ve uluslararası hukuku hatırlatan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet, "Raporlar, son 3 gün içinde küçüklerin yanı sıra çevredekiler de dahil olmak üzere yaklaşık 6 binden fazla kişinin gözaltına alındığını gösteriyor ve bu da uluslararası insan hakları standartlarını açık bir şekilde ihlal eden büyük bir tutuklama eğilimi olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı. Gözaltı sırasında ve sonrasında kötü muameleye ilişkin raporların daha da rahatsız edici olduğunu belirten Bachelet, "Belarus hükümetine, tutuklulara yönelik işkence ve diğer kötü muamele konusundaki mutlak yasağı hatırlatıyorum" dedi.

Bağımsız ve tarafsız soruşturma çağrısı
Bachelet, yasa dışı bir şekilde gözaltına alınan herkesin derhal serbest bırakılması ve tüm insan hakları ihlali iddialarının derhal, kapsamlı, bağımsız ve tarafsız soruşturulması çağrısında bulundu. Bachelet, "Muhalefetini barışçıl bir şekilde ifade ettikleri için keyfi olarak gözaltına alınan veya kötü muamele görenlerin adalet ve tazminat alma hakları vardır. Yetkililer, halkın seçimlerle ilgili şikayetlerini de dinlemeli ve bunlara yanıt vermelidir" ifadelerini kullandı.

"Gösterileri takip eden gazeteciler saldırıya uğradı"
Bachelet ayrıca, Pazar gününden bu yana aralıklı olarak gerçekleşen internet kesintilerinin yanı sıra bilgi arama ve sağlama hakkı da dahil olmak üzere ifade özgürlüğü hakkının ciddi şekilde kısıtlanması anlamına gelen birçok sosyal medya platformunun, sivil toplum kuruluşlarının ve haber sitelerinin engellenmesinden duyduğu endişeyi dile getirdiğini belirtti. Bachelet, "Gösterileri takip eden gazeteciler taciz edildi, bazı durumlarda saldırıya uğradı, ekipmanlarına el konuldu veya el konuldu ve 50'den fazla muhabir ve basın mensubu gözaltına alındı, bazıları hakkında cezai soruşturma açıldı" ifadelerini kullandı.
Açıklamanın sonunda yeni tip korona virüs (Kovid-19) ortamında muhalefetin yaşayabilmesine vurgu yapan Bachelet, "Her demokratik toplumda ve özellikle kriz ve toplumsal huzursuzluk bağlamında serbest bilgi akışı çok önemlidir. Ama daha da önemlisi, Kovid-19 salgınının mevcut durumunda ve insanların kendilerini sokaklar yerine çevrimiçi olarak muhalefet ifade etmeye mecbur hissedebilecekleri yerlerde, internette barışçıl protesto hakkı da korunmalıdır" dedi.



Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
TT

Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, nükleer program konusunda ABD ile görüşmelerin hızlı bir şekilde yeniden başlaması ihtimalini dışlayarak, ülkesinin Washington'un kendisine karşı yeni askeri saldırılar düzenlemeyeceğinden emin olması gerektiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Washington ile Tahran arasındaki görüşmelerin bu hafta yeniden başlayabileceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Arakçi, “Müzakerelerin bu kadar çabuk başlayacağını sanmıyorum” dedi.

“Görüşmelere yeniden başlamaya karar verebilmemiz için öncelikle ABD'nin müzakereler sırasında bizi yeni bir askeri saldırıyla hedef almayacağından emin olmalıyız. Zamana ihtiyacımız var” diyen Arakçi, ‘diplomasi kapılarının asla kapanmayacağını’ belirtti.

Arakçi'ye Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin İran'ın birkaç ay içinde uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayabilecek teknik kapasiteye sahip olduğu yönündeki son açıklaması da soruldu. Arakçi bu soruya şu cevabı verdi: “Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez. Bu alanda yeni ilerlemeler kaydetme irademiz varsa ve bu irade mevcutsa, hasarı hızla onarabilir ve kaybedilen zamanı telafi edebiliriz.”

Arakçi'nin açıklaması, yardımcısı Mecid Taht Revançi'nin BBC'ye verdiği röportajda Washington ile diplomatik görüşmelerin ancak Washington'un ülkesine yeni saldırılar düzenlememesi halinde yeniden başlayabileceğini söylemesinden bir gün sonra geldi. Pazar akşamı yayınlanan röportajda Revançi, “Washington'un bizimle konuşmak istediğini duyuyoruz. Belirli bir tarih üzerinde anlaşmış değiliz. Mekanizmalar üzerinde de anlaşmış değiliz. Şu soruya yanıt arıyoruz: Biz diyalog halindeyken bir saldırganlık eyleminin tekrarlandığını görecek miyiz?” dedi ve ABD'nin ‘henüz pozisyonunu netleştirmediğini’ kaydetti.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Revançi, Tahran'a Washington'un Dini Lider Ali Hamaney'i hedef alarak ‘İran'da rejim değişikliğine gitmek’ istemediği bilgisinin verildiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacirani bugün yaptığı açıklamada, ABD ile müzakereler için henüz bir tarih belirlenmediğini yineledi ve bu tarihin yakın olmayacağını da açıkça ifade etti.

İsrail 13 Haziran'da, İran'ın askeri ve nükleer tesislerini hedef alan, askeri liderlere ve nükleer bilim adamlarına suikastlar içeren sürpriz bir saldırıyla savaşı başlattı ve İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemeye kararlı olduğunu ilan etti. Tahran ise nükleer silah edinme iddialarını reddederek sivil nükleer enerjiye sahip olma hakkını savundu.

21-22 Haziran gecesi ABD, İran'ın üç büyük nükleer tesisine saldırı düzenledi. 12 gün süren savaşın ardından ABD Başkanı Donald Trump 24 Haziran'da İran ile İsrail arasında ateşkes ilan etti. Trump daha sonra, askeri kullanım için uranyum zenginleştirmesi halinde ABD'nin İran'ı tekrar vuracağı sözünü verdi.

Revançi pazar günü yayınlanan röportajında, İran'ın enerji üretimi için uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirme hakkını yineledi.

Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA’ya göre İran, 2015 anlaşmasında yüzde 3,67 ile sınırlandırılmış olan uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştirebilen tek nükleer olmayan güç.

Nükleer savaş başlığı yapmak için uranyumu yüzde 90 oranında zenginleştirmek gerekiyor.