ABD, Suriye’de petrol kuyularını korumak için 2 bin 200 SDG’liye askeri eğitim verecek

Fırat’ın doğusunda ABD’ye ait bir askeri konvoy (AFP)
Fırat’ın doğusunda ABD’ye ait bir askeri konvoy (AFP)
TT

ABD, Suriye’de petrol kuyularını korumak için 2 bin 200 SDG’liye askeri eğitim verecek

Fırat’ın doğusunda ABD’ye ait bir askeri konvoy (AFP)
Fırat’ın doğusunda ABD’ye ait bir askeri konvoy (AFP)

Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgelerde ABD merkezli Delta Crescent Energy LLC adlı şirketin, Suriye'nin kuzeydoğusunda petrol çıkarmak, işlemek ve ticaretini yapmak üzere yerel yönetimle yaptığı sözleşmenin ardından ABD, bölgedeki petrol kuyularının korunması için Kürt yerel güçlere bağlı 2 bin 200’den fazla kişiye askeri eğitim vermeye hazırlanıyor.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Başmüfettişliği’nin yayınladığı son raporda, Irak ve Suriye’de DEAŞ’a karşı savaşan uluslararası koalisyon güçleri bünyesindeki ABD askerlerinin, SDG’nin denetimindeki bölgelerde bulunan petrol kuyularını korunması hedefiyle Kürt güçlerine bağlı 2 bin 200’den fazla kişiye askeri eğitim vereceğini belirtildi. ABD merkezli Delta Crescent Energy LLC ile SDG arasında imzalanan petrol sözleşmesi Suriye rejimi ve Türkiye tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Rapora göre, Suriye ve Irak’ta DEAŞ’ın yenilgiye uğratılması için yürütülen Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonunda yer alan askeri yetkililer, yerel güçlerin eğitilmesinin amacını, bölgedeki petrol kuyularının güvenliğinin sağlanması olarak görüyorlar. Bu durumun DEAŞ’ı büyük bir gelir kaynağından mahrum bırakacağı ifade ediliyor. ABD tarafından desteklenen Suriyeli Kürtlerin kontrolündeki bölgede petrol üretiminin günlük en az 30 bin varile çıkması bekleniyor bu da günde 3 milyon dolara tekabül ediyor.
ABD’nin desteklediği Suriyeli Kürt güçler Suriye’nin kuzeydoğusundaki petrol ve doğal gaz kuyuları çevresindeki güvenlik önlemlerini artırsa da söz konusu güçler genel olarak uluslararası koalisyon ile ortak üsleri paylaşmayı sürdürüyor.
Başmüfettişliğin raporunda, 2020 Nisan-Temmuz ayları arasında uluslararası koalisyon bünyesinde bulunan Doğal Kararlılık Tümeni’nin Suriye’nin doğusunda çeşitli birliklere destek verdiğine işaret ediliyor. Buna göre, ABD destekli SDG üç bölgesel komutanlığa ayrılıyor: Bölgenin doğusu, güneyi ve orta kesimindeki komutanlıklar. Bu komutanlıklar aynı zamanda İç Güvenlik Kuvvetleri ve Bölgesel Güvenlik Kuvvetleri ile ortak çalışıyor.
Rapora göre, trafiğin akışı ve oluşturulan arama noktalarını kontrol etmek gibi polisin görevlerini yerine getiren İç Güvenlik Kuvvetleri’nde yaklaşık 11 bin 200 kişi görev yapıyor. Ancak bu birimin işlevsel olabilmesi için görevli sayısının 28 bin 200 kişiye çıkması gerekiyor. 250 kişilik Terörle Mücadele Güçleri de DEAŞ’a karşı rutin bir şekilde Terörle Mücadele Birimi’ne destek veriyor. Bu güçlere bağlı 800 yedek savaşçı bulunuyor.
Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık güçleri aynı zamanda Petrol Altyapısı Güvenlik Kuvvetleri bünyesindeki unsurları da eğitecek. Sayıları 2 bin 200’e ulaşan bu unsurlar, petrol bölgelerinin korunmasından sorumlu olan SDG şemsiyesi altında çalışacak. Bu unsurlar içinden büyük bir grup da sınır güvenliği ve DEAŞ militanlarının bulunduğu hapishanelerin güvenliğinden sorumlu olacak. Bununla birlikte Başmüfettişliğin raporunda petrol kuyularının korunmasında görev alacak güçlerin askeri eğitimine ne zaman başlanacağına ilişkin tarih verilmiyor.
Rapora göre, söz konusu yerel askeri güçlerin eğitimi için gereken masraflar, ABD Savunma Bakanlığı’nın 2020 bütçesinde DEAŞ ile mücadele için ayırdığı 200 milyon dolarlık fondan karşılanacak. Askeri yetkililer aynı miktarı 2021 bütçesi için de talep etmişti ancak bütçenin ABD Kongresi tarafından onaylanması gerekiyor.
Petrol güvenliğinin sağlanmasında görev alacak bekçilerin yarısının Mart 2020 itibariyle eğitimlerini tamamladığına işaret edilen raporda, bekçilerin petrol bölgesindeki gözlem kameralarını kullanacakları ve muhtemel bir ‘sabotaj girişimi’ durumunda müdahale yetkisine sahip olacakları bilgisine yer veriliyor.

10 bin DEAŞ’lı mahkûm
Raporda ayrıca bölgede DEAŞ’lı mahkumların tutulduğu hapishanelerde durumun kötüye doğru gittiğine dikkat çekiliyor. Bölgedeki hapishanelerde yaklaşık 2 bini yabancı olmak üzere 10 bin DEAŞ’lı mahkûm bulunuyor. Yabancı ülkeler DEAŞ’lı vatandaşlarını geri almak veya yargılamak istemiyor.
Uluslararası koalisyon güçlerinin bu hapishanelerde askeri güvenliğin sağlanması için yaklaşık 2 milyon dolar tahsis etmesine rağmen raporda, bölgedeki bir hapishanede tutukluların yaşam şartlarını protesto için isyan çıkardığı belirtiliyor. Yargılanmayı ve aile ziyaretlerine izin verilmesini isteyen tutukluların eyleminin 2 gün boyunca sürdüğü ancak bu süreçte firar eyleminin bildirilmediği belirtiliyor.



Suriye'nin egemenliği ve istikrarını desteklemek için Arap-Türk istişareleri

 Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)
Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)
TT

Suriye'nin egemenliği ve istikrarını desteklemek için Arap-Türk istişareleri

 Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)
Suriye'nin güneyindeki Dürzi kentinde yaşanan olayların ardından dün kadınlar ve çocuklar Dera ve Süveyda arasında yürüdüler (Reuters)

On bir Arap ve İslam ülkesinin dün Suriye'nin güvenlik, birlik, istikrar ve egemenliğini desteklediklerini ve içişlerine her türlü yabancı müdahaleyi reddettiklerini teyit etmeleri, Bedevi ve Dürzi savaşçılar arasında yeniden başlayan çatışmalarla birlikte Süveyda vilayetine güvenlik gerginliğinin geri dönmesiyle eş zamanlı olarak geldi.

Suudi Arabistan, Ürdün, BAE, Bahreyn, Türkiye, Irak, Umman, Katar, Kuveyt, Lübnan ve Mısır dışişleri bakanları arasında Suriye'deki gelişmelere ilişkin iki gün süren yoğun görüşmelerin ardından 11 ülke tarafından yapılan ortak açıklamada, “Suriye'nin güvenlik ve istikrarının bölgesel güvenlik ve istikrarın temel direği ve ortak bir öncelik olduğu” vurgulandı.

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın son olayları kontrol altına almak için duyurduğu düzenleme ve tedbirleri memnuniyetle karşıladı. Suriye Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde Prens Muhammed bin Selman, Krallığın eş-Şara liderliğindeki Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlama yeteneğine olan güvenini dile getirdi. Suudi Arabistan'ın, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik açık saldırılarını kınadığını yineledi.

Suriye yetkililerinin dün sabah erken saatlerde güney Suriye eyaletindeki güçlerini tamamen çekmesinin ardından Süveyde'deki güvenlik durumu yeniden gerginleşti. Din adamı Hikmet el-Hicri'ye bağlı milislerin Süveyde Bedevilerine ait evleri basıp yakmasından birkaç saat sonra, Bedevi savaşçılar Dürzi silahlı kişilere bir karşı saldırı başlattı.

Washington'da bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi dün yaptığı açıklamada, ABD'nin Süveyda'da son birkaç gündür yaşanan şiddet olaylarını şiddetle kınadığını belirterek, Şam'ın tüm ihlal raporlarını soruşturması ve sorumlulardan hesap sorması gerektiğini kaydetti.