Nahda krizinde Mısır ve Sudan, çözüm için ‘bağlayıcı bir mekanizma’ talep ediyor

Mısır Başbakanı Medbuli, Hartum ziyaretinde, Sudan’ın yanında olduklarını vurguladı

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ve mevkidaşı Abdullah Hamduk (AFP)
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ve mevkidaşı Abdullah Hamduk (AFP)
TT

Nahda krizinde Mısır ve Sudan, çözüm için ‘bağlayıcı bir mekanizma’ talep ediyor

Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ve mevkidaşı Abdullah Hamduk (AFP)
Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ve mevkidaşı Abdullah Hamduk (AFP)

Sudan ve Mısırlı yetkililer, Etiyopya’nın inşa ettiği Nahda (Rönesans/Hedasi) Barajı hususunda, müzakere ve diyalog yolunun, ‘krizi’ çözmek için ‘en iyi yol’ olduğunu vurguladı. Sudan’ın başkenti Hartum’a dün resmi bir ziyaret gerçekleştiren Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk ile bir araya geldi.
İki ülkeden üst düzey yetkililerin katıldığı görüşmenin ardından yapılan ortak yazılı açıklamada; ‘’Nahda Barajı meselesinin çözümünde diyalog ve müzakereden yana olunduğu, uyuşmazlıkların çözümü için bağlayıcı bir mekanizma oluşturulması gerektiği’ belirtildi.
Açıklamada; ‘’Sudan ve Mısır, Afrika Birliği’nin (AFB) gözettiği müzakerelerin başarılı olmasını ümit etmektedir. İki ülke de, konuya taraf üç ülke arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için etkili ve bağlayıcı bir mekanizmanın garanti edilmesi kaydıyla, 2015 yılında imzalanan ‘İlkeler Beyannamesi Anlaşması’ ve uluslararası hukuk ilkelerine uygun olarak üç ülkenin hak ve menfaatlerini garanti altına alan bağlayıcı bir anlaşmaya varılmasının lüzumuna inanmaktadır’’ ifadeleri kullanıldı.
Etiyopya’nın, üç ülkenin de razı olduğu bir anlaşma öncesinde tek taraflı hareket etmemesi yönünde uyaran açıklamada, ‘’Mısır ve Sudan Nil sularının adil kullanımından yanadır, bu konuda uluslararası yasalara riayet edilmesi zorunludur. 2015 Ekim ayında, başkent Hartum’da üç ülkenin devlet başkanı tarafından imzalanan ‘Nahda Barajı ilkelerine’ bağlı kalınması gerekir. Bu bağlamda üç ülkenin de haklarını garanti altına alan bir anlaşmanın yapılması zorunludur. Afrika Birliğinin bu konudaki çözüm çabalarının başarılı olacağına dair ümidimiz bulunmaktadır’’ denildi.
Mısırlı heyet ve Sudanlı yetkililer arasında ayrıca, ikili ilişkiler, enerji, sağlık, teknoloji gibi konularda işbirliği ele alındı. Mısır heyeti, Sudan’daki ‘devrimi’ ve ‘geçiş yönetimini’ desteklediklerini ve ülke olarak her türlü yardımı sağlamaya hazır olduklarını kaydetti.
Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk; ‘’Oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik, ortak ilgi alanımızda olan hususlarda ilerleme kaydettik, ülkemizin altyapısı, iki ülke arasında elektrik ağlarının kurulması, Nahda Barajı, bölgesel ve uluslararası konuları kapsamlı bir şekilde ele aldık’’ dedi.
Mısır heyetinin bu ziyaretinin iki ülke ilişkileri açısından dönüm noktasını teşkil ettiğini belirten Hamduk, ‘’Şu an prensipte anlaştığımız konularda önümüzdeki evrede anlaşma ve protokoller imzalanacak, iki halkın menfaatine olacak olan sağlam ilişkiler kurma aşamasındayız’’ ifadelerini kullandı.
Öte yandan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Mısır’ın Sudan’ı, tüm alanlarda ve sektörlerde, mümkün olan tüm yollarla desteklemeye hazır olduğunu söyledi. Medbuli; ‘’Önümüzdeki dönem sadece güzel düşünceler ya da projelerle sınırlı olmayacaktır, en yakın zamanda bu projelerin hayata geçmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz’’ diye konuştu.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin mesajını aktaran Medbuli, ‘’Cumhurbaşkanı Sisi, Sudan halkına selam ediyor ve Sudan’ın içinden geçtiği bu kritik dönemde hemen her alanda desteğini sağlayacağının bilinmesini istiyor. İkinci ülkem olan Sudan’da, Mısır devletini temsilen, üst düzey bir heyetin başında bulunmaktan büyük onur ve mutluluk duyuyorum, Sudan’ı ‘Anayasal Bildirinin’ imzalanmasının yıldönümünde tebrik etmek istiyorum. Umarım Sudan devleti, aydınlık ufuklara ulaşacaktır ve geçiş dönemini başarıyla tamamlayacaktır. Bizler Mısır olarak, bu kritik evrede Sudanlı kardeşlerimizin yanında olacağız. Sudan vatandaşının çıkarına olan her alanda, zenginliklerimizi ve deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız. Sudan’ın erozyonla mücadelesinde, elektrik sektöründe, tarım ve sulama alanlarında, ticari ve sanayi alanlarında destekleyeceğiz’’ dedi.
Mısır heyetinde ayrıca, Elektrik ve Enerji Bakanı Muhammed Şakir el-Murakibi, Tarım ve Su Bakanı Muhammed Abdulati, Sağlık Bakanı Hale Zayid, Ticaret ve Sanayi Bakanı Nevin Cami, Başbakan Yardımcısı Randa el-Minşavi ve Başbakanlık Genel Sekreteri Atıf Abdulfettah yer aldı.
Sudan Enformasyon Bakanı ve hükümet sözcüsü Faysal Salih, Mısır heyetinin ziyaretinin, Başbakan Hamduk’un 2019 Eylül’ünde Kahire’ye gerçekleştirdiği ziyaretin iadesi olduğunu, bu ziyaretle iki ülke ilişkilerinin daha da gelişmesini umduklarını ifade etti. Salih ayrıca, Hamduk’un Mısırlı mevkidaşının Kahire davetini kabul ettiğini, en kısa sürede Kahire’de görüşmelerin devam edeceğini belirtti.
Ayrıca Mısır ve Sudan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttırılması, hava, kara ve nehir taşımacılığı üzerinde yeni yöntemler üzerine çalışılmasını ve Mısırlı yatırımcıların Sudan’daki yatırımlarını arttırmasını kararlaştırdı. Mısır heyeti, Sudan iç barışını desteklediklerini, ekonomik olarak da Sudan’ın yanında olduklarını ve Sudan’ın Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘teröre destek veren ülkeler’ listesinden kaldırılması için çaba sarf edeceklerini taahhüt etti.
Sudan pazartesi günü AFB’den, Etiyopya’nın Mavi Nil üzerinde yaptığı Nahda Barajı ile ilgili krize dair yürütülen müzakerelerin, iç istişareler gerçekleştirilebilmesi için bir hafta ertelenmesini talep etmişti. Mısır Başbakanının ziyareti, Sudan’da Ömer el-Beşir yönetiminin devrilmesinin ardından ilk üst düzey ziyaret olarak dikkati çekiyor.
Sudan ve Mısır, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesiyle ilgili tek taraflı eylemleri reddetme ve tüm tarafların ortak çıkarlarına hizmet eden, taraflar için bağlayıcı uluslararası bir uzlaşıya ulaşma tavrında ısrar ediyor. Üçlü müzakereler, barajın işletilme mekanizmaları, bağlayıcı uluslararası bir anlaşmanın imzalanmasıyla ilgili teknik ve yasal konulardaki anlaşmazlıklar dolayısıyla tıkanma noktasına gelmişti.



Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail destekli bir Amerikan örgütünün mayıs ayı sonunda faaliyetlerine başlamasından bu yana, Gazze'de insani yardım konvoyları ve yardım dağıtım merkezlerinin yakınında 613 kişinin öldüğünü tespit etti.

UNHCR sözcüsü Ravina Shamdasani, komisyonun herhangi bir tarafı cinayetlerden sorumlu tutamayacağını söyledi. Ancak Shamdasani, “İsrail ordusunun Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışan Filistinlileri bombaladığının ve ateş ettiğinin açık olduğunu” söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)

Shamdasani, “Cinayetlerin kaçının (Gazze İnsani Yardım Örgütü) tesislerinde, kaçının konvoyların yakınında meydana geldiğinin henüz belli olmadığını” belirtti.

Gazetecilere konuşan Shamdasani, rakamların 27 Mayıs'tan 27 Haziran'a kadar olan dönemi kapsadığını ve o tarihten bu yana “başka olayların da yaşandığını” söyledi. Bu bilgileri BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin (OHCHR) durumla ilgili bir iç raporuna dayandırdığını ifade etti.

Shamdasani. standart denetimler yoluyla derlenen rakamların muhtemelen resmin tamamını ortaya koymadığını ve “BM ekiplerinin bölgelere erişememesi nedeniyle, burada neler olup bittiğini asla tam olarak bilemeyebileceğimizi” söyledi.