Fas’ın hayatı omuzlayan kadınları zorluklara direniyor

Atlas Dağları’ndaki köylerden birinde yaşayan Faslı bir kadın ve çocukları (AFP)
Atlas Dağları’ndaki köylerden birinde yaşayan Faslı bir kadın ve çocukları (AFP)
TT

Fas’ın hayatı omuzlayan kadınları zorluklara direniyor

Atlas Dağları’ndaki köylerden birinde yaşayan Faslı bir kadın ve çocukları (AFP)
Atlas Dağları’ndaki köylerden birinde yaşayan Faslı bir kadın ve çocukları (AFP)

İlham et-Talibi
Yoksulluk, Orta Atlas Dağları’nda bulunan dünyadan soyutlanmış köylerdeki Faslı erkekleri geçimlerini sağlamak üzere büyük şehirlere göç etmeye zorluyor ancak arkalarında yoksulluğun zorluklarına katlanan, işlerin ve çocuk yetiştirmenin yükünü sırtlanan eşlerini bırakarak...

“Eşlerimiz şehirlerde çalışmak zorunda”
“Biz çocuklarımızın bakımından ve buradaki her şeyden sorumluyuz. Sert iklime ve hayatın zorluklarına göğüs geriyoruz. Eşlerimiz geçimlerimizi sağlamak için şehirlerde çalışmak zorunda” Orta Atlas Dağları’ndaki Midelt şehrinin eteklerinde bulunan İnmel köyünde yaşayan Fatıma yaşadığı zorlukları anlatmaya bu sözlerle başlıyor.
Orta Atlas Dağları’ndaki erkeklerin çoğu arkalarında eşlerini bırakarak iş aramak üzere büyük şehirlere doğru yola çıkıyor. 39 yaşındaki Fatıma “Kışın etrafımızı karlar sarıyor ve dünya ile iletişimimiz kesiliyor. Çocuklardan biri hasta olduğunda Midelt şehrinde bulunan hastaneye varmak için sabah erken saatlerde evden çıkıp engebeli yollardan geçiyoruz” diyor.

“Bizi sadece Kurban Bayramı’nda ziyaret ediyor”
Fatıma “Eşim, Kazablanka şehrinde çalışıyor ve bizi sadece Kurban Bayramı vesilesiyle ziyaret ediyor. Sabretmekten başka çaremiz yok; çünkü bu köyde herhangi bir fabrika ya da işyeri yok” şeklinde sözlerine devam ediyor.
Eşi aylarca dönmemek üzere şehre gittiği zaman üç çocuğu ile ilgilenen Fatıma şöyle diyor:
“Ben aynı anda hem erkek hem de kadın rolüne bürünüyorum.”
41 yaşındaki İtu’ya gelince kendisi “kadınların eğitim görmediğini, herhangi bir zanaatla uğraşmadıklarını, evde kalma korkusuyla küçük yaşlarda evlendirildiğini” belirtiyor. 13 yaşında evlendirilen İtu, küçük yaşta eşi evden gittikten sonra çocukların ve evin tüm sorumluluğunu omuzlarına almak zorunda kaldı. Bu konuda İtu “O zamanlar bir çocuk olarak evle ilgilenmek ve dışarıda olan kocamın boşluğunu doldurmak benim için kolay değildi. Ancak alıştım. Köydeki kadınların başlarının çaresine nasıl baktığını öğrendim” diyor.

“Evlilik çözüm”
İtu sözlerini şöyle sürdürdü: “Eşlerimiz bize çocukların sorumluluğunu bıraktığında, kızlarımızın başına kötü bir şey geleceğinden korkuyoruz, bu sebeple evlilik kızlarımızın geleceğini garanti altına almanın çözüm yolu haline geliyor.”
Diğer taraftan sosyolog Muhammed Zerval konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Erkeklerin iş aramak üzere şehirlere göç etmesi Fas’taki Orta Atlas ve Doğu Yüksek Atlas Dağları’ndaki köylerde sıkıntı yaşadığımız olayların arasında bulunuyor” diyor.
Zerval sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Boşanmış ve bekar kadınlar son 20 yıl içerisinde özellikle aileleriyle iletişimlerini sürdürmelerini sağlayan iletişim araçlarının yaygınlaşması ve toplumun kadınların çalışmak üzere başka yerlere gitmesine ilişkin bakış açısının değişmesiyle birlikte böyle bir göçe katıldı.”

“Sosyal gösteriş”
Zerval, “Bu tür bir göçün kökleri, Fransız himayesine dayanıyor. O tarihlerde erkekler, Fransızların yönetiminde bulunan fabrikalarda çalışmak ve Fransız ordusuna katılmak üzere köylerini terk etmek zorunda kalıyordu” diyor.
Zeval “Kırsal bölgelerde küçük aile ortaya çıkmadan önce ailedeki bazı erkekler göçe katılıyordu. Geride kalanlar tarım ve hayvancılıkla ilgileniyordu, ancak ailelerin dağılmasıyla kadınlar bu iki faaliyetle haşır neşir olarak bazen erkeklerin yerlerini aldı” diyor.
Zerval “göçün sebeplerini, ekonomik durumu iyileştirme isteğine ve sadece tarımsal faaliyetlere dayanarak satın almanın mümkün olmadığı buzdolabı, televizyon ve akıllı telefonlar gibi bazı modern eşyalara sahip olarak bir tür sosyal gösteriş kavramının ortaya çıkmasına bağlıyor”

Baskılar ve taviz
Faslı Toplum Bilimci “Bu durum sosyal ve psikolojik düzeyde, özellikle babalarından ve sürekli artan günlük ihtiyaçları karşılamak ile meşgul olan annelerinden uzakta büyüyen çocukların terbiyesi konusunda büyük dengesizliklerin oluşmasına sebep oluyor. Kadınlar bazen yakacak odun toplamak, geceleri tarlaları sulamak veya hasta çocuğuna bakmak gibi kendilerini riske atabilecek görevlere göğüs geriyor” şeklinde sözlerine devam ediyor.
Zerval, “erkeklerin yokluğunun kadınları, erkeksi bir yaşamla karşı karşıya bıraktığını ve kadınların bazen baskılara ve tacize maruz kaldıklarını” vurguladı.

Erkeklerin yokluğunun etkileri
Diğer taraftan Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Berberiler Birliği İnsan Hakları Merkezi Başkanı Bubekr Ongir, “Erkeksiz köy olgusu dikkat çekici bir olgudur. Zira kadınlar büyük bir yükü sırtlanıyor ki bu da çocukların sosyal terbiyesini etkiliyor” ifadelerini kullanarak “bu grup içerisindeki kadınlara ekonomik projelere katılmalarını sağlayıp kendilerine bir gelir kapısı açarak destek ve yardım sağlama” çağrısında bulundu.
Ongir, “Bu kadınlara yakınlık hizmetleri sağlamalıyız çünkü aralarında içme suyu temin etmekte sıkıntı yaşayan ve çocukları okullardan uzakta olan kadınlar var. Aile reisinin yokluğunun çocukların erken yaşta okulu bırakmaları, çocuk evliliklerinin yaygınlaşması, kızların zor koşullar altında çalışması, ve cinsel taciz ve istismara maruz kalmaları gibi psikolojik ve sosyolojik etkileri bulunuyor” dedi.



Suriye Cumhurbaşkanlığı: İsrail'in Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki saldırısı tehlikeli bir adım

Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanlığı: İsrail'in Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki saldırısı tehlikeli bir adım

Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarına düzenlediği saldırının ‘gerilimi artıran tehlikeli bir adım’ olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, dün işgalci İsrail tarafından devlet kurumlarına ve egemenliğine karşı tehlikeli bir adım olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bombalanmasını en güçlü ifadelerle kınıyor” denildi. Açıklamanın devamında, kınanan bu saldırının ülkeyi istikrarsızlaştırmaya ve güvenlik krizlerini artırmaya çalışan pervasız hareketlerin devamını yansıttığı ve ulusal güvenlik ile Suriye halkının birliğini hedef aldığı vurgulandı.

Cumhurbaşkanlığı, Telegram kanalında yayınladığı açıklamada, uluslararası toplumu ve Arap ülkelerini, uluslararası kanun ve sözleşmeleri ihlal eden bu saldırgan saldırılar karşısında Suriye'nin yanında yer almaya davet etti. Ayrıca, Arap ülkelerini tutumlarını birleştirmeye ve bu saldırılar karşısında Suriye'ye tam desteklerini ifade etmeye ve İsrail'in saldırgan uygulamalarına karşı Arap halklarının haklarının korunmasını sağlamaya çağırdı.

Suriye Cumhurbaşkanlığı, ister yerli ister yabancı olsun Suriye'nin birliğini hedef alan bu saldırıların Suriye halkının iradesini zayıflatamayacağını ya da devletin tüm bölgelerde istikrar ve barışı sağlama çabalarını engelleyemeyeceğini vurguladı. Yetkili güvenlik birimlerinin bu saldırıların sorumlularını cezalandırmak için gerekli soruşturmaları sürdürdüğünü ve ülkenin ve vatandaşlarının güvenliğini hedef alabilecek her türlü tehdidi önlemek için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı, tüm taraflara ulusal birlik çerçevesinde diyalog ve iş birliğine bağlı kalmaları ve krizi uzatmaya yönelik tüm bozma girişimlerine karşı koymaları çağrısını yineleyerek, Suriye'nin inşa yolunda ilerlemeye devam ettiğini ve reform çarkının zorluklara rağmen durmayacağını belirtti. Cumhurbaşkanlığı açıklamasını, “Suriye egemenliğinden ya da güvenliğinden ödün vermeyecek ve halkının haklarını mevcut tüm araçlarla savunmaya devam edecektir” sözleriyle sonlandırdı.

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptıkları ortak açıklamada, İsrail'in Şam'ı bombalamasının ‘Suriye rejimine açık bir mesaj gönderdiğini’ söyledi. Açıklamada, “Suriye güçlerinin Şam'ın güneyinde konuşlanmasına ya da Dürzilere yönelik herhangi bir tehdit oluşturmasına izin vermeyeceğiz” ifadesi yer aldı.