ESCWA: Lübnanlıların yüzde 55’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor

ESCWA: Lübnanlıların yüzde 55’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor
TT

ESCWA: Lübnanlıların yüzde 55’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor

ESCWA: Lübnanlıların yüzde 55’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor

Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCWA) Lübnan ekonomisi için tehlike çanlarının sosyo-ekonomik açıdan çaldığını bildirdi.
ESCWA’dan yapılan açıklamada Lübnan vatandaşları arasında yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranının yüzde 55’e yükseldiği belirtilirken koronavirüs vakalarının sayısındaki ciddi artışa paralel olarak ülkeyi felç eden Beyrut Limanı patlamasının ardından ülkedeki yoksulluk oranında artış olduğu ve orta sınıfın da aşındığı kaydedildi.
”Lübnan’da Yoksulluk Sorunu: Çoklu ve birbirine bağlı şokların etkilerini sınırlandırmak için dayanışma zorunluluktur” başlıklı çalışmada yer alan tahminlere göre ülkede yoksulluk sınırında yaşayan vatandaşların oranı 2019’da yüzde 28 iken 2020'de yüzde 55'e çıktı. Aynı dönemde, yoksulluk sınırının altında yaşayan vatandaşların oranı ise yüzde 8'den yüzde 23'e, yani üç katına yükseldi.
Çalışmada, günde 14 doların altında geliri olanlarınsayısının 2,7 milyonu aştığına dikkat çekildi.Aşınmanın orta sınıf aleyhine geliştiği, gelirleri itibariyle orta sınıf addedilen kesimin toplam nüfusa oranının yüzde otuzlara gerilediği kaydedildi. Varlıklı sınıf kategorisinin de şoklara bağışıklığı olmadığının görüldüğünün belirtildiği çalışmada bu sınıfta yer alanların oranının da yüzde 15’ten yüzde beşe gerilediği bilgisi yer aldı.
Çalışmada ayrıca sosyal dayanışmanın önemi vurgulandı. Lübnan'ın Arap bölgesinde ve dünya genelinde servet dağılımında eşitsizliğin en yüksek olduğu ülkelerden biri olduğuna işaret edildi. 2019'da toplumun en zengin yüzde 10'un servetinin 232,2 milyar dolar olduğu tahmin edilen toplam kişisel servetin yaklaşık yüzde 70'ini oluşturduğu belirtildi. Çoklu ve birbiriyle ilişkili şoklar nedeniyle toplam servetin gerilemesinin beklendiği, bununla birlikte ‘servet dağılımındaki aşırı eşitsizliğin’ artarak devam edeceği öngörüldü.
Çalışmaya yönelik değerlendirmelerde bulunan ESCWA Sekreteri Rola Daşti “Toplum dayanışması için ulusal bir fon oluşturmanın, insani krizi ele almak ve yoksulluk açığını azaltmak için acil bir gereklilik olduğunu’’ söyledi. Daşti ayrıca ‘uluslararası bağışçıları gıda ve sağlık güvenliğini korumayı güçlendirmeye yönelik doğrudan destek vermeye’ davet etti.
Gerekli ekonomik reformların yapılmasının önemine de işaret eden Daşti şu ifadeleri kullandı:
“Şeffaflık ve hesap verebilirlik bu sreçte çok önemli. Bir an önce gerekli reformlar yapılmalı, toplumsal sorumluluk bilinci artırılmalı. İşverenler bu zorlu süreçte çalışanlarla dayanışma içinde olmalı. Toplumsal dayanışma olmadan gelir dağılımındaki bu uçurumlar kapanmaz.”



Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
TT

Yardım adı altında katliam mı yapılıyor? GHF kapatılsın çağrısı

Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)
Çelik tellerle örülü yardım dağıtım noktaları İsrail ordusunun denetiminde (AFP)

130'dan fazla yardım ve sivil toplum kuruluşu (STK), faaliyetleri kaosa yol açan ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) kapatılması için çağrı yaptı.

Oxfam, Save the Children ve Af Örgütü'nün de aralarında bulunduğu kuruluşların bugün yayımladığı ortak açıklamada, GHF'nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs'tan bu yana 500'den fazla Filistinlinin yardım bölgelerinde öldürüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kuruluşlar, sivillere yönelik saldırılarda çoğunlukla çocukların öldürüldüğünü vurgulayarak, GHF'nin insani yardım çalışmalarının tüm normlarını ihlal ettiğini belirtiyor:

Gazze'deki Filistinliler imkansız bir seçimle karşı karşıya: Ya açlıktan ölecekler ya da ailelerini doyurmak için çaresizce yiyeceğe ulaşmaya çalışırken vurulacaklar.

İsrail askerlerinin erzak dağıtım bölgelerindeki Filistinli sivillere "rutin olarak" ateş açtığı, Washington ve Tel Aviv destekli vakfın Gazze'deki durumu daha da kötüleştirdiği ve faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiği ifade ediliyor.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

İsrail gazetesi Haaretz'in cuma günkü haberinde, kimliklerinin gizli tutulmasını isteyen İsrailli askerler, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilere ateş açma talimatı aldıklarını söylemişti. Askerler, Filistinlilerin orduya ait mevzilerden uzak tutulması için böyle bir emir verildiğini ancak "gereksiz yere ölümcül güç kullanmaktan endişe duyduklarını" belirtmişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) ise iddiaları yalanlayarak "dağıtım merkezlerindekiler de dahil hiçbir sivile kasten ateş etme emri verilmediğini" savunmuştu. Başbakan Binyamin Netanyahu da gazeteyi orduya karşı dezenformasyonla suçlamıştı.

Diğer yandan İsrail ordusu, erzak dağıtım noktalarında Filistinlilerin öldürülmesine dair soruşturma başlatıldığını da duyurmuştu. Ordudan dün yapılan açıklamada, GHF'nin yardım merkezlerine giden yollara yön ve uyarı levhaları yerleştirileceğini, sahalara erişimin iyileştirileceğini bildirmişti.

Independent Türkçe, BBC, Haaretz