ABD, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas liderlerini İstanbul’da ağırlamasını eleştirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 Ağustos'ta Hamas heyetini İstanbul'da ağırlamasına şiddetle karşı çıkıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Söz konusu açıklamada, Washington ve Avrupa Birliği’nin (AB) “hareketi terör örgütü olarak nitelendirdiği, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağırladığı iki yetkilinin de küresel teröristler listesinde yer aldığı” belirtildi. Aynı zamanda, “ABD’nin Adalet İçin Ödül Programı, birkaç farklı terörist saldırı ve adam kaçırma olayına karıştığı için bu iki isimden biri hakkında bilgi talep ediyor” ifadelerine başvuruldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi: “Bu terör örgütüyle sürekli temas, Türkiye'nin uluslararası toplumdan dışlanması, Filistin halkının çıkarlarına zarar verilmesi ve Gazze'den yayılan terör saldırılarını önleme yönündeki küresel çabaların baltalanmasına hizmet etmekten başka bir işe yaramaz. Washington, Türk hükümetinin Hamas ile ilişkileri konusunda en üst düzeydeki endişelerini dile getirmeye devam edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen Şubat ayında gerçekleştirilen ilk toplantının ardından bu yıl (Hamas) liderliğini Türkiye'de ikinci kez kabul ediyor” ifadeleri kullanıldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iki Hamas liderini ağırlamasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Nitekim Hamas; ABD ve AB tarafından terör örgütü ilan edildi. Bu görüşmeler, Türkiye'nin dışlanmasına neden oluyor ve terörizme karşı küresel çabaları baltalıyor” sözlerine başvurdu.
ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan söz konusu açıklama, hem Başkan Donald Trump yönetimi hem de ABD Kongresinin kendi aleyhindeki eleştiri ve olumsuz tutumlarında artış yaşanan Türkiye Cumhurbaşkanı’na yönelik tutumda dikkate değer bir gelişme olarak kabul edildi. Birtakım çevreler, Senato’nun Ankara'ya ağır yaptırımlar uygulanmasına engel olanın Erdoğan ile iyi ilişkiler sürdürmeye devam eden ve veto yetkisini kullanarak kararların uygulanmasını engelleyen Başkan Trump olduğunu söylüyor.
Nitekim Senato; Kuzey Suriye'ye yönelik askeri operasyonları, Rusya ile özellikle de S-400 için imzaladığı silah anlaşmaları nedeniyle Türkiye'ye yaptırım uygulama yönünde yasalar çıkarmıştı. Türkiye, F-35 savaş uçağı üretim programından çıkarılmış, üretimi tamamlanmış olan iki uçağın teslimi de iptal edilmişti.
Dışişleri’nden ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsüne tepki
Dışişleri Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas heyetiyle görüşmesi üzerine yaptığı açıklamaya sert tepki gösterdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Hamas’ın meşru temsilcisinin terörist olarak nitelendirilmesi bölgede barış ve istikrarın tesisine yönelik çabalara katkı sağlamayacaktır” denildi.
Dışişleri Bakanlığından, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus’un, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hamas yetkilileriyle görüşmesine ilişkin yaptığı açıklamaya sert tepki geldi. Bakanlık, yazılı bir açıklamayla Ortagus’un Hamas’ı terör örgütü olarak göstermesine de tepki gösterdi. Açıklamada, Hamas’ın Gazze’de demokratik seçimlerle iktidara geldiği ve bölgenin önemli bir realitesini teşkil ettiği belirtildi. Hamas’ın meşru temsilcisinin terörist olarak nitelendirilmesinin bölgede barış ve istikrarın tesisine yönelik çabalara katkı sağlamayacağına dikkat çekilen açıklamada, “Kaldı ki, kendi terör örgütleri listesinde yer alan PKK’ya açık destek veren, FETÖ elebaşına ev sahipliği yapan bir ülkenin üçüncü ülkelere bu konuda söz söylemeye hiçbir hakkı bulunmamaktadır. ABD Yönetimi Filistinliler arası iç uzlaşı çabalarının da bir tarafı olan Hamas’ı terör örgütü ilan etmiş, ardından Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Vaşington’daki Ofisini kapatmıştır. Böylelikle tüm Filistin Yönetimi ve halkıyla irtibatını keserek, bölgemizin gerçeklerinden kendini ne kadar soyutlamış olduğunu da ispatlamıştır. Bu vesileyle ABD Yönetimi’ni, bölgedeki güç ve nüfuzunu münhasıran İsrail’in çıkarlarına hizmet etmek amacıyla kullanmak yerine, dengeli politikalar izleyerek İsrail-Filistin ihtilafına uluslararası hukuk, adalet ve hakkaniyet temelinde samimi çözüm arayışında bulunmaya davet ediyoruz” ifadelerine yer verildi.