Vision'ın Marvel evrenine dönüşü Ultron'u da beraberinde getirecek mi?

Vision'ın daha önce beklenmedik biçimde geri dönebileceği doğrulanmıştı (Marvel Studios)
Vision'ın daha önce beklenmedik biçimde geri dönebileceği doğrulanmıştı (Marvel Studios)
TT

Vision'ın Marvel evrenine dönüşü Ultron'u da beraberinde getirecek mi?

Vision'ın daha önce beklenmedik biçimde geri dönebileceği doğrulanmıştı (Marvel Studios)
Vision'ın daha önce beklenmedik biçimde geri dönebileceği doğrulanmıştı (Marvel Studios)

Marvel’ın WandaVision dizisinde Paul Bettany’nin canlandırdığı Vision karakterinin geri dönmesi Ultorun da geri dönebileceğine işaret ettiği düşünülüyor. Marvel Sinematik Evreni’nde her iki karakter de ölmüş olsa da yeniden dönebileceklerine dair tartışmalar devam ediyor.
Marvel çizgi romanlarının baş kötülerinden biri olan Ultron, Yenilmezler: Ultron Çağı’nda (Avengers: Age of Ultron) ölmüştü. Öte yandan Vision da Avengers: Sonsuzluk Savaşı’nda (Avengers: Infinity War) Josh Brolin’in canlandırdığı Thanos tarafından öldürülmüştü. 
Bununla birlikte en azından birisinin Marvel Sinematik Evreni’nin 4. Evre’sinde yaşayanlar arasında olacağı doğrulanmıştı. 
Marvel’ın Disney+’ta yayımlanan WandaVision dizisinde Vision'ın geri döneceği belirtilmişti. Her ne kadar karakterin hayata nasıl döneceğine dair kesin detaylar açıklanmamış olsa da dizinin sevilen iki karakteri bir araya getireceği biliniyor. 
Darcy, Jimmy Woo ve Monica Rambeau gibi karakterlerin yanı sıra WandaVision’ın Ultron’u da geri getirebileceği düşünülüyor. Marvel’ın önemli karakterlerinden Ultron WandaVision’da da ana kötü karakter olabilir. 
Marvel evreninde Ultron ve Vision birbirleriyle ilişkili karakterler. Vision gibi Ultron da Tony Stark’ın tasarladığı bir yapay zeka. Ultron dünyaya geldikten sonra Vision’ın bedenini kendi kullanımı için oluşturuyordu. Ve bu ilişki de onların hayata dönüp dönmeyeceklerine dair senaryolar üzerinde de etkili. 
Screen Rant'in haberine göre Vision’ın dönüşünün Ultron’u beraberinde getirmesine yönelik en az üç senaryo mevcut. Bunlardan birincisi Vision’ın ani dirilişinin her ne olursa olsun Ulton’u da derin bağlantıları yoluyla hayata döndürmesi. 
Independent Türkçe'de yer alan habere gçöre, The Ultron Imperative çizgi romanında yer alan senaryo da bir alternatif olabilir. Bu hikayede Vision, Ultron’un yeniden kurulmasına yardım ediyor. Görünüşe göre Ultron, Vision’ın zihnine uzun zaman önce gizli bir program yerleştirmiş ve program bir kez çalıştırıldığında Vision kaçınılmaz biçimde Ultron’u da dünyaya getirmeye zorlanıyor. 
Çok daha muhtemel görünen üçüncü yöntemse Scarlet Witch’le ilgili. Çizgi romanlarda Wanda istediği, korktuğu, sevdiği ya da nefret ettiği şeyler üzerinden gerçekliği büyük ölçüde değiştirebiliyor. Marvel Sinematik Evreni’ne dair Wanda’nın daha çok çizgi romanlardakine benzer biçimde resmedileceğinin söylenmesi yakında gerçekleşebilecek gibi görünüyor. 
Bu teoriye göre Wanda’nın Vision’ın ölümünden duyduğu kederi onu mutlu olduğu bir hayata dair düşler kurmaya zorluyor. Bu da Wanda’nın Vision’ı kendi güçleriyle hayata döndürebileceğine işaret ediyor. Fakat bunu yaparken Ultron’u da farkında olmadan geri çağıracak gibi görünüyor. 

 


Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
TT

Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)

Dişlerin hassas olmasının nedeninin, yaklaşık 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların vücudunu saran bir tür zırhtan evrimleşmesi olduğu bulundu. 

İnsanlar ve diğer hayvanların dişleri mineyle kaplı ancak soğuk bir içeceği veya ağrıyı algılayan kısma dentin adı veriliyor. Dişin iç tabakası olan dentin, sinirlere duyusal bilgi taşımaktan sorumlu. 

Bilim insanları uzun zamandır dişin evrimsel kökenini saptamaya çalışıyor. Ortaya atılan teorilerden birine göre diş, milyonlarca yıl önce yaşayan balıkların zırhlı dış iskeletlerindeki çıkıntılardan evrimleşmiş olabilir. Ancak odontod adı verilen bu yapıların gerçek işlevi bilinmiyordu.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (21 Mayıs) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, başka bir soruya cevap ararken bu gizemi aydınlattı. Odontodun dentin içerdiğine dair işaretler tespit eden araştırmacılar, balıkların bu sayede çevrelerini algıladığını düşünüyor.

Chicago Üniversitesi'nden Dr. Yara Haridy, fosil kayıtlarındaki en eski omurgalı canlıyı ararken 541 milyon ila 443 milyon yıla ait örnekleri bilgisayarlı tomografiyle inceledi. 

Bilim insanları, en eski balık olduğu düşünülen Anatolepis heintzi adlı türü analiz ederken, dış iskeletinde çok sayıda gözenek olduğunu fark etti. Bu gözenekler dentin gibi görünen bir maddeyle doluydu. 

Daha sonra örneği diğer türlerin fosilleri ve hâlâ yaşayan yengeç, salyangoz ve balıklarla karşılaştırdılar. Bu analizin sonucunda A. heintzi'nin gözeneklerinin, eklembacaklılarda görülen sensila adlı duyu organlarına daha çok benzediği ortaya çıktı. 

Araştırmacılar bu nedenle A. heintzi'nin omurgalı bir balık değil, omurgasız bir eklembacaklı olduğu sonucuna vardı. 

Yengeç, akrep ve örümcek gibi günümüz eklembacaklılarında sensila, sıcaklık, titreşim ve hatta koku algılamada kullanılıyor.

Dr. Haridy, bazı modern balıklarda odontodlar olduğunu, köpekbalıkları ve bazı yayıngillerinse derilerinin zımpara kağıdı gibi hissedilmesine neden olan dentikül adlı küçük yapılarla kaplı olduğunu söylüyor.

Bilim insanları modern türlerdeki bu yapılar, A. heintzi'deki sensila ve 465 milyon yıl önce yaşayan balıklardaki odontod arasında çarpıcı benzerlikler tespit etti. Dr. Haridy eski balık türlerindeki duyusal organın işlevini şöyle açıklıyor:

Bu hassas dokularla kaplı olduğu için belki bir şeye çarptığında basıncı hissedebiliyordu ya da suyun çok soğuduğunu ve başka bir yerde yüzmesi gerektiğini algılıyordu.

Ekip ayrıca avlanma riskinin yüksek olduğu bir ortamda yaşayan bu balıkların tehlikeden kaçınmak için bu duyusal yapılara ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

Bulgular dış iskeletteki bu duyusal yapıların omurgalı ve omurgasızlarda ayrı ayrı geliştiğine ve insanlarla hayvanlardaki dişlerin buradan evrimleştiğine işaret ediyor.

Dr. Haridy "Omurgalılar ve eklembacaklılardaki sert kısımların ayrı ayrı evrimleştirdiğini biliyorduk ve şaşırtıcı bir şekilde sert iskeletlerine entegre edilmiş benzer duyusal mekanizmaları da bağımsız olarak geliştirmişler" ifadelerini kullanıyor. 

Araştırmacılar zaman içinde balıklarda çene geliştiğini ve ağızlarının yakınında sivri yapılara sahip olmanın avantaj sağladığını söylüyor.

Dr. Haridy "Yavaş yavaş çeneli bazı balıkların ağzının kenarında sivri odontodlar oluştu ve nihayetinde bazıları doğrudan ağzın içinde gelişti" diyerek ekliyor:

Diş ağrısı aslında balık atalarımızın hayatta kalmasını sağlamış olabilecek eski bir duyusal özellik!

Independent Türkçe, Science Alert, CNN, Live Science, Nature