Nasrallah, Lübnan'da yeni bir siyasi sözleşmeye olumlu bakıyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/2479521/nasrallah-l%C3%BCbnanda-yeni-bir-siyasi-s%C3%B6zle%C5%9Fmeye-olumlu-bak%C4%B1yor
Nasrallah, Lübnan'da yeni bir siyasi sözleşmeye olumlu bakıyor
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (NNA)
Beyrut/Şarku’l Avsat
TT
TT
Nasrallah, Lübnan'da yeni bir siyasi sözleşmeye olumlu bakıyor
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (NNA)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Lübnan'ın “reform gerçekleştirebilecek bir hükümete” ihtiyacı olduğunu, Hizbullah’ın ise kurulacak hükümeti destekleyeceğini ifade etti. Nasrallah aynı zamanda parlamento bloklarının hükümet kurmak için çalışacak isimleri bugün kesinleştireceğine dair umutlu olduğunu söyledi.
Lübnan'ın güney sınırlarındaki durumla ilgili yeni bir denklemden bahseden Nasrallah, “İsrailliler, bizden birini öldürdükleri zaman bizim de onlardan birini öldüreceğimizi anlasınlar” dedi. Karşılık verme kararının Hizbullah açısından kesin olduğunu ve aceleye getirilmeyeceğini belirten Nasrallah, güneyde yer alan Habbariye köyündeki bir evin hedef alınması meselesinin de bir kenara yazıldığını vurguladı.
Kerbela olayını anma ve yas törenleri vesilesiyle Aşura günü konuşması yapan Nasrallah, “İsrail tarafı, Meys el-Cebel’de yaptıklarıyla ve bölgeyi yakarak partiyi ateşe tutmak ve vereceği cevabı daraltmak istedi. İsraillilerin direniş operasyonundan korkarak haftalarca yürüttükleri eylemler başlı başına cezanın parçasıdır” ifadelerini kullandı.
Lübnan halkının isteklerini gerçekleştirme çağrıları hakkında ise şöyle söyledi:
“Lübnan halkının bağımsız veya tarafsız, teknokrat veya siyasi bir hükümet istediğini kim söyledi? Halkın taleplerini karşılamadan önce, ister binlerce kişilik gösteriler ve diğerlerinin tahrikleri ile, ister referandum veya güvenilir anketler ile bu talepler ve bu konuda itimat edilecek bir mekanizma belirlenmeli. İtimat edilmesi gereken her türlü mekanizmaya hazırız. Ancak bu noktada, dış müdahalelerin yolu kesilmelidir.”
Nasrallah: Hizbullah en büyük parti
Nasrallah aynı zamanda, “rakamlara göre Hizbullah’ın Lübnan’daki en çok kitleye sahip ve en büyük siyasi parti olduğunu, ancak Lübnan halkının tüm iradesini değil, onları temsil edenlerin iradesini ifade ettiğini” belirtti.
Macron’un çağrısı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yeni bir siyasi sözleşme çağrısına değinen Nasrallah, tüm partilerin rızası olduğu taktirde Hizbullah'ın da bu davete destek verdiğini vurguladı. Bununla birlikte, “Ulusal tartışma ve diyaloğun Lübnanlı çeşitli grupların isteği ve rızası ile gerçekleşmesi koşuluyla, yeni bir siyasi sözleşme üzerinde uzlaşmak için her türlü sakin tartışmaya açığız” ifadelerine başvurdu.
Beyrut limanında gerçekleşen patlama ile ilgili ise, sıkı bir yargı takibi ihtiyacını vurgulayarak “Yargıdaki yetkililerin bu konuyu hesapsız bir şekilde takip etmesi gerekiyor” dedi.
Meclis’teki Güçlü Cumhuriyet Bloğu Milletvekili Vehbi Katişa da, Nasrallah'ın Lübnan'ın kuruluşunun 100. yılına değinmeyen konuşmasını eleştirdi. Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Seyyid Hasan, birçok iç, bölgesel ve uluslararası sorundan bahsettiği en az bir saatlik konuşmasında, yarın Büyük Lübnan Devleti kuruluşunun 100’üncü yılı olduğuna değinmeyi unuttu. Yoksa bu mesele onu ilgilendirmiyor mu?” ifadelerini kullandı.
Bağdat, silahlı gruplara yönelik müzakereleri dondurduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5109257-ba%C4%9Fdat-silahl%C4%B1-gruplara-y%C3%B6nelik-m%C3%BCzakereleri-dondurdu
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) Başkanı Falih el-Feyyad ve Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı Ebu Fedek ile birlikte (Arşiv - hükümet medyası)
Bağdat, silahlı gruplara yönelik müzakereleri dondurdu
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) Başkanı Falih el-Feyyad ve Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı Ebu Fedek ile birlikte (Arşiv - hükümet medyası)
Irak'ın silahlı grupların durumunu ele alma planları, ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle iletişim eksikliği, İran'ın ‘gereksiz’ kararlardan kaçınma kararı ve Şii güç dengesinde hesaplanmamış değişikliklerden duyulan korku nedeniyle durdu. Kaynaklar, silahsızlanma müzakerelerinin ‘göstermelik olabileceğini ve hiçbir şey amaçlamadığını’ doğruladı.
Irak dosyasıyla ilgili Iraklı ve Batılı kaynaklar Şarku’l Avsat'a, Şii güçlerin meseleyi ‘yüzeysel’ olarak çözmenin tehditlerin üstesinden gelmek için yeterli olduğundan ya da hem Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) hem de silahlı gruplarda radikal reformlar yapmaya kararlı olduklarından tam olarak emin olmadıklarını söyledi.
Kaynaklar, Irak'taki yetkililerin geçen ay Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin aracılığıyla Haşdi Şabi ile silahlı gruplar arasında bir mesafe olduğunu kanıtlamak için büyük çaba sarf ettiklerini, ancak kampanyalarının ABD karar alma çevrelerini bu hipoteze ikna etmede başarılı olacağına dair garanti almış görünmediklerini açıkladı.
Iraklı siyasi çevreler silahlı grupların durumunu ele almak üzere ‘deneysel’ müzakereler başlattıklarını sızdırmışlardı. Yeni ABD politikasının dayattığı gelişmelere bağlı olarak bir tanesinin benimsenebileceği bir dizi yol ortaya koydular.
Kapıdan çıkıp pencereden girmek
Şu anda donmuş olduğu varsayılan müzakerelerde grupların durumunu ele almak için iki ana yol tartışıldı. Kaynaklara göre birincisi, ‘silahlı grupların kendilerini feshettiklerini ilan etmeleri ve silahlarını Haşdi Şabi’ye teslim ederek siyasi eyleme geçmeleri’. Ancak bu seçenek, Haşdi Şabi ile gruplar arasındaki yapının örtüşmesi nedeniyle krizi atlatacak gibi görünüyor.
Şarku’l Avsat'a konuşan Iraklı siyasetçiler, ‘grupların silahlarının Haşdi Şabi'ye teslim edilmesinin siyasi oyunun anahtarlarını değiştireceğini, çünkü siyasi güçlerin uzun zamandır rakiplerine karşı avantajlı oldukları silah avantajından mahrum kalacaklarını’ ifade etti.
Silahlı gruplar bu seçeneğe şiddetle karşı olduklarını göstermeye çalışarak, devlet içindeki güvenlik kurumlarında kilit pozisyonlar elde etmek de dahil olmak üzere güçlü garantiler olmadan silahlarını Haşdi Şabi'ye teslim etmeyeceklerini vurguladılar.
Şarku’l Avsat'a konuşan Batılı kaynaklar, ‘grupların silahlarını Haşdi Şabi'ye teslim etmesine ilişkin müzakerelerin baskıyı hafifletmeye yönelik bir formaliteden ibaret olduğuna dair yeterince şüphe olduğunu’ söyledi.
Kaynaklar, gruplar ile Haşdi Şabi arasındaki örtüşmenin anlaşılmasının, grupların silahsızlandırılması ve silahların Haşdi Şabi’ye teslim edilmesi hipotezini zayıflattığına işaret etti. Bunu şu şekilde açıkladılar: “Devlet tarafından tanınan Haşdi Şabi, grupların militanlarına maaş ödeyen bir kurum ama sahadaki kararlarını kontrol eden bir kurum değil.”
Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) üyeleri (Reuters)
Kaynakların açıklamasına göre, ‘Örneğin A Grubunun sahada 200 silahlı adamı var ve bunları grubun komutanı denetliyor, başka kimse denetlemiyor. Askeri emirleri veren ve bu gruba tahsis edilen konuşlanma alanı içinde onları bir yerden başka bir yere hareket ettirme kararlarını veren kişi odur, ancak bu kişiler Haşdi Şabi'nin kayıtlarında kayıtlıdır.’
Kaynaklar, “İki oluşum arasındaki bu karmaşık örtüşme biçiminde, hükümet tarafından tanınan yapının, emirlerini devlet dışındaki yetkililerden alan gruplar için yalnızca yasal ve mali bir kılıf olduğu söylenebilir” ifadesini kullandı.
Bu yapı, şu anda Ebu Fedek olarak bilinen Abdulaziz el-Muhammedavi tarafından yürütülen Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanlığı pozisyonu aracılığıyla kontrol ve koordine ediliyor.
Kaynakların ifadesine göre Ebu Fedek'in bu pozisyonda bulunması, koalisyonda yer alan tüm gruplar adına siyasi ve sahada karar verici olduğu anlamına gelmiyor; Ketaib Hizbullah’a liderlik etmesi nedeniyle ‘çok etkili bir koordinatör’ olduğu anlamına geliyor.
Kaynaklar, Irak dosyasıyla ilgilenen çevrelerin grupların kendilerini feshetme ve silahlarını Haşdi Şabi'ye teslim etme’ yolunu ‘kapıdan çıkıp pencereden girmek’ olarak anladıkları sonucuna vardı.
Dolayısıyla grupların durumunu ele almak için ikinci bir yol daha var ki o da Haşdi Şabi'nin yapılandırılmasıyla birlikte onları dondurmak.
Haşdi Şabi'nin yapılandırılması ve grupların dondurulması
Iraklı kaynaklar bu sürecin, ordudan profesyonel bir subay olması gereken Haşdi Şabi başkanından başlayarak liderlik değişikliklerini ve hizipçi tugay komutanlıklarındaki yaklaşık 300 askeri pozisyonun değiştirilmesini içermesi gerektiğini söyledi.
Bu süreç umut verici ve güç dengesini değiştirmeye yönelik güçlü beklentiler sunsa da gruplar ‘Haşdi Şabi başkanı subayın’ özelliklerine ilişkin koşullar öne sürüyor.
Kaynaklara göre, ‘Haşdi Şabi'nin yeniden yapılandırılmasının, silahlı adam sayısındaki hayali enflasyonu ortadan kaldırarak, silahları hükümet depolarına kaydederek ve hizip komutanlarıyla doğrudan temas halinde olan eklemlere profesyonel subaylar getirerek maaş sisteminde kısmi reformlara yol açması bekleniyor.’
Ancak planın yarısı silahlı grupların çoğunluğu tarafından reddediliyor. Haşdi Şabi'nin başına üst düzey bir subayın atanması ‘İran Dini Lideri’ne sadık grupların liderlerinin kabul etmesi koşuluyla’ kabul edilebilir, böylece Haşdi Şabi Genelkurmay Başkanı'nın gruplara düşman olmayan ve direniş ekseninin özelliklerini anlayan yeni bir Haşdi Şabi Başkanı’yla çalışması sağlanır.
Kaynaklar, askeri kurumdan bu pozisyon için öne sürülen adayların ya İran Dini Lideri’ne çok sadık olduklarını ya da onu dikkate aldıklarını söyledi.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi ve Genelkurmay Başkanı Korgeneral Abdulemir Yarullah ile birlikte (Irak Başbakanlık Ofisi)
Ancak iki hattın test edilmesine yönelik çalışmalar çeşitli nedenlerle durmuş durumda. Kaynaklar, ‘Haşdi Şabi ve grupların statüsüyle ilgili baskılara yanıt vermeme yönünde bir İran kararı alındığını’, zira Dini Lider Ali Hamaney'e yakın çevrelerin ‘gerekli ve hesaplı olmadıkça hediye vermeye gerek olmadığına’ inandığını bildirdi.
Dosyanın ele alınmasıyla ilgilenen Şii güçler, Trump yönetimiyle doğrudan iletişim eksikliği ışığında Irak'a yönelik dış tehditlerin kaynağını da yeniden tartışmaya başladı.
Kaynaklar, Trump yönetimi gruplara ilişkin tutumunu açıklamadan, uzun vadeli etkisi olacak hassas reformların yapılabilirliğine ilişkin soruları da içeren, grupların durumuna ilişkin iç tartışmaların bir bölümünü aktardı.
Siyasi elit, ‘İsrail'in Irak'taki mevzileri vurma tehdidi’ ile ilgili verileri dolaşıma soktu. Ancak Washington, sınır ötesi saldırılara karışan Iraklı gruplarla ilgilenmesi karşılığında bu planın uygulanmasını engelledi.
Bu senaryonun eski ABD Başkanı Joe Biden dönemine dayandığı, Trump yönetiminin ise Iraklı gruplar konusuna henüz ciddi bir şekilde eğilmediği görülüyor.
Irak müzakereleri, Koordinasyon Çerçevesi güçleri arasındaki çatışmaların dayattığı bir iç değişkenin etkisi altında donup kaldı. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani ile rekabet eden güçler, ‘grupların feshedilmesi ya da Haşdi Şabi’nin yapılandırılmasının’ Sudani'nin Ekim 2022'de göreve geldiğinde hayal bile etmediği büyük bir siyasi hediye olacağını düşünüyor.
Kaynaklara göre Şii partiler arasında, Haşdi Şabi'de ya da gruplarda yapılacak resmi reformların ‘bu yıl yapılması beklenen parlamento seçimleri öncesinde Sudani'nin kendi siyasi avantajı için kullanacağı bir boşluğa’ dönüşeceğine dair şüpheler var. Bu da gerekli adımların silahlı grupların saflarından gelmesi planlanan bir sonraki başbakana ertelenmesine neden olabilir.
Trump'ın Washington'da göreve başlamasından haftalar sonra Şii elitler artık beklendiği kadar baskı altında olmadıklarını düşünüyorlar. Ancak karar verme zamanı geldiğinde temel bir ikilemle karşı karşıya kalacaklar: Gruplar, devlete paralel kollar yapısını korurken nominal olarak dağıtılacak mı, yoksa daha fazla taviz vermeye mi zorlanacaklar?