Cezayir, Mali’de darbe sonrası terörün artmasından endişeli

Paris, ‘teröristlerin’ ülkedeki mevcut durumdan yararlanmaması için ‘hızlı bir şekilde sivil yapıya geçişi’ destekliyor

Mali’deki krizin merkezinde bulunan  İmam Mahmud Dicko destekçileri, Dicko’nun Cuma günü verdiği vaazı dinlediler (AFP)
Mali’deki krizin merkezinde bulunan İmam Mahmud Dicko destekçileri, Dicko’nun Cuma günü verdiği vaazı dinlediler (AFP)
TT

Cezayir, Mali’de darbe sonrası terörün artmasından endişeli

Mali’deki krizin merkezinde bulunan  İmam Mahmud Dicko destekçileri, Dicko’nun Cuma günü verdiği vaazı dinlediler (AFP)
Mali’deki krizin merkezinde bulunan İmam Mahmud Dicko destekçileri, Dicko’nun Cuma günü verdiği vaazı dinlediler (AFP)

Cezayir, 18 Ağustos’ta Mali Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’ya yapılan darbenin ardından ülkenin bir an önce anayasal çerçeveye dönmesi amacıyla doğu komşusu Mali’de bir takım çalışmalar başlattı.
Cezayirliler, Keita’nın görevden azledilmesiyle Cezayir’in doğu sınırlarının bulunduğu Mali'nin kuzey bölgelerini kontrol eden radikal dini gruplara karşı güçlü bir müttefik kaybetti.
Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Cuma ve Cumartesi günleri Mali'deki çatışmanın taraflarıyla yaptığı görüşmelerin ardından dün ülkesine döndü. Bukadum’un Mali’deki temaslarından en önemlisi, darbecilerin Keita'nın yerini alacak devlet başkanı olarak gösterdikleri ‘Askeri Konsey’ Başkanı Albay Assimi Goita ile yaptığı görüşme oldu.
Şarku’l Avsat’a konuşan diplomatik kaynaklara göre Bukadum, Albay Goita’ya, Cezayir’in Mali’de siyasi sürece dönülmesini ve seçişmiş Cumhurbaşkanı İbrahim Boubacar Keita’nın görevden alınmasına neden olan olağanüstü duruma derhal son verilmesini istediği mesajını iletti. Aynı kaynaklar, Cezayir’in, özellikle terörün yanı sıra insan ve uyuşturucu kaçakçılığı ağlarıyla mücadele konusunda üst düzey siyasi ilişkilerinin olduğu Mali'de anayasaya aykırı bir durumla hiçbir şekilde başa çıkamayacağını vurguladılar.
Bukadum, Cezayir'in Bamako Büyükelçisi ve askeri yetkililerle birlikte Albay Goita ile Mali Savunma Bakanlığı’nda görüştü. Diplomatik kaynaklar, Cezayir Dışişleri Bakanı’nın Albay Goita’ya, Mali’nin Haziran 2015'te Cezayir'de hükümetin muhalefet ile imzaladığı barış anlaşmasına dayanarak kuzeydeki muhalif gruplarla siyasi bir anlaşma yaptığını hatırlatarak, bu anlaşmanın, ülkede istikrarı sağlamanın yol haritası olduğunu ve anlaşmadan uzaklaşılması halinde ise herkesin teröristlerin avına dönüşeceğini söylediğini aktardılar. Yine kaynakların aktardığı bilgilere göre Bukadum Goita ile görüşmesinde, ‘Cumhurbaşkanı Keita’nın zorla görevden alınmasına neden olan durumun, ülkenin şiddete sürüklenmesiyle cihatçıların çıkarına hizmet ettiğini ve daha fazla güç sahibi olmalarını sağladığını’ vurguladı.
Cezayir’in güneyindeki Ouargla Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Bouhnia Goui konuya ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Dışişleri Bakanımızın Mali'deki hamlelerinin, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika (1999-2019) döneminde neredeyse ölmek üzere olan diplomatik ilişkileri canlandırma girişimlerini yansıttığını düşünüyorum. Hastalıklı bir dönem yüzünden diplomasimiz felç oldu. Cezayir Dışişleri Bakanlığı'nın Mali ve Libya’nın başını çektiği stratejik öneme sahip oldukları kabul edilen ülkelerle salon diplomasi yapmayı bırakıp, Cezayir'in bölgesel bir güç olarak rolünü harekete geçirme vakti geldi.”
Bukadum'un Mali’de adımlarını yakından takip eden kaynaklara göre Mali'deki taraflarla yapılan görüşmelerin gündeminde, Bukadum'un birkaç hafta içinde gerçekleştirmesi planlanan ikinci ziyaretinde bir araya geleceği muhalif grupların liderleri yer alıyor. Söz konusu gruplar, Mali’nin kuzeyinde, hükümete karşı daha önce yapılan Tuareg isyanlarının başını çeken üç ana grup; Azavad Hareketleri Koordinasyonu (CMA), Azavad Birlikleri Yüksek Konseyi (HCUA) ve Azavad Arap Hareketi’dir.
Mali'de yerel basına açıklamada bulunan Cezazyir Dışişleri Bakanı Bukadum, Cezayir ve Mali'nin uzun sınırları paylaşan ve tarihi, aile, aşiret ve dostluk ilişkileriyle birleşen iki komşu ülke olduğunu vurgulayarak ‘Mali’nin Cezayir için çok önemli bir ülke olduğunu ve bu yüzden de Mali’deki gelişmelerin kendilerini de ilgilendirdiğini’ söyledi. Bukadum, “Sizlere, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un, Mali halkının barış, huzur ve uyum içinde yaşayabilmesi için birbirinizi dinlemeniz, konuşmanız ve görüş alışverişinde bulunmanız mesajını getirdim.
Bukadum burada ayrıca BM Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSMA) Başkanı ve BM Genel Sekreteri Mali Özel Temsilcisi Mahamat Saleh Annadif’in yanı sıra Afrika Birliği Mali ve Sahel Bölgesi Misyonu Başkanı Pierre Buyoya ile ülkedeki durumu görüştü.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre kendilerine Halkın Kurtuluşu Ulusal Komitesi (CNSP) adını veren askeri cuntanın üyeleri ile yapılan toplantıda, ‘ülkedeki durum ve krizden çıkma yolları’ ele alınırken Cezayir'in bu istisnai koşullar altında Mali'nin yanında yer alamaya hazır olduğu vurgulandı.
Öte yandan Fransa dün, Mali'deki darbenin ardından ‘hızlı bir şekilde’ sivil iktidara geçişin sağlanması çağrısı yaparken, geçişin gerçekleşmemesi halinde ‘teröristlerin’ mevcut durumdan faydalanacağı uyarısında bulundu. Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, Europe - 1 radyosuna, C News kanalına ve Les Echos gazetesine verdiği demeçte, “Bu geçişin hızlı bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. Çünkü eğer bu geçiş gerçekleşmezse, Fransa'nın cihatçılarla mücadeleye aktif olarak katıldığı Sahel bölgesindeki ülkede, mevcut durumun teröristlere fayda sağlaması riski söz konusu” şeklinde konuştu.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.