Fransa Cumhurbaşkanı Macron 3 hafta sonra yeniden Lübnan'da

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Beyrut Havalimanı'nda uçak merdivenlerinden iniyor (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Beyrut Havalimanı'nda uçak merdivenlerinden iniyor (Reuters)
TT

Fransa Cumhurbaşkanı Macron 3 hafta sonra yeniden Lübnan'da

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Beyrut Havalimanı'nda uçak merdivenlerinden iniyor (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Beyrut Havalimanı'nda uçak merdivenlerinden iniyor (Reuters)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 4 Ağustos’ta Beyrut Limanı'nda meydana gelen patlamanın ardından ziyaret ettiği Lübnan’ın başkenti Beyrut’a 3 hafta sonra ikinci ziyareti gerçekleştirdi.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos'ta meydana gelen şiddetli patlamanın ardından bölgeye giden ilk siyasi lider olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 3 hafta sonra yeniden Beyrut'u ziyaret etti. Macron, başkentte Lübnan Cumhurbaşkanı Michel Aoun tarafından karşılandı. Macron havalimanında yaptığı açıklamada, “6 Ağustos'ta söz verdiğim gibi tekrar Beyrut'a gelmekten çok mutluyum” ifadelerini kullandı.
9 Ağustos'ta Birleşmiş Milletler (BM) ve Fransa önderliğinde Lübnan'a yardım için uluslararası bir konferans düzenlediklerini hatırlatan Macron, yarın patlamanın gerçekleştiği Beyrut Limanı'nı ziyaret edeceğini dile getirdi. Macron, sağlık, eğitim ve kentin tekrar inşası üzerine projeler paylaşacağını açıkladı. Lübnan'ın 100. yılı vesilesiyle de Beyrut'u ziyaret ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Macron, Lübnan'ın siyasi durumunu inceleyeceklerini aktardı. Macron, siyasi gelişmeleri ülkenin iç işlerine müdahale etmeden ve egemenliğine dokunmadan fakat gereksinimlerden de ödün vermeden takip edeceğini vurguladı. “Lübnan'da başbakan seçimini onaylamak veya karşı çıkmak kesinlikle bana düşmez. Bu Lübnan'ın egemenlik meselesi, ama Lübnan halkına hizmet edecek reformların yapılacağından emin olmak istiyorum” ifadelerini kullanan Fransız Cumhurbaşkanı, reformların yapılmasına Fransa'nın da destek verebilmesi adına bunun gerekli olduğunu aktardı.



Şara: Prens Muhammed bin Selman sözünü tuttu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)
TT

Şara: Prens Muhammed bin Selman sözünü tuttu

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump'ın huzurunda Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şerif ile tokalaşıyor (AP)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman'ın Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırma yönündeki çabalarını överek, Suudi Veliaht Prensi'nin "sözünü yerine getirdiğini" vurguladı.

Şara, dün Riyad'da ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmeden saatler sonra televizyonda yaptığı açıklamada, Trump'ın Prens Muhammed bin Selman'ın talebine yanıt verdiğini belirterek, Suudi Veliaht Prensi'nin aylar önce kendisine, devrik Başkan Beşşar Esed'in yönetimi sırasında Şam'a uygulanan yaptırımları kaldırma sözü verdiğini söyledi.

Resim  Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara televizyonda yayınlanan bir konuşmasında (Arşiv-EPA)

Trump'ın Riyad'daki "cesur ve tarihi" kararını memnuniyetle karşılayan Şara, "Yaptırımların kaldırılması kararı, halkın acılarını hafifleten, yeniden doğuşlarına yardımcı olan ve bölgede istikrarın temellerini atan cesur ve tarihi bir karardı" ifadelerini kullandı.

Trump, Prens Muhammed bin Selman'ın daveti ve himayesinde Şara ile bir araya geldi. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bu, ABD ve Suriye başkanları arasında 25 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk görüşme oldu.

Trump, bu görüşme öncesinde gazetecilere, Suriye'ye yaptırımları kaldırarak “yeni bir başlangıç” sunmak istediğini açıkladı. Bu yaptırımlar, Suriye'yi küresel finans sisteminden izole etmiş ve 14 yıllık savaşın ardından ekonomik toparlanmayı engellemişti.