İsrail ile Hamas arasında Katar arabuluculuğunda ateşkes sağlandı

Kerem Ebu Salim  sınır kapısında bekleyen Hamaslı bir güvenlik unsuru. (Reuters arşiv)
Kerem Ebu Salim sınır kapısında bekleyen Hamaslı bir güvenlik unsuru. (Reuters arşiv)
TT

İsrail ile Hamas arasında Katar arabuluculuğunda ateşkes sağlandı

Kerem Ebu Salim  sınır kapısında bekleyen Hamaslı bir güvenlik unsuru. (Reuters arşiv)
Kerem Ebu Salim sınır kapısında bekleyen Hamaslı bir güvenlik unsuru. (Reuters arşiv)

İsrail ve Hamas'tan yapılan açıklamalarda, 31 Ağustos’ta Katar arabuluculuğunda Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasına vardıkları duyuruldu. Hamas, anlaşmanın Gazze’de projelerin inşasının başlatılmasını içerdiğini belirtirken İsrail ise yalnızca bir “sakinlik adımı” olduğunu bildirdi.
Hamas liderinin Gazze’deki bürosunun, işgalcilerle birlikte tırmanışı kontrol altına alacak bir anlaşmaya varıldığını belirttiği açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
“Katar temsilcisi Muhammed el-İmadi ile yapılan görüşmelerin ardından gerilimin dindirilmesini ve İsrail’in Gazze halkına yönelik saldırılarının sonlandırılmasını sağlayacak bir uzlaşıya varıldı. Gazze Şeridi’nde halkımıza hizmet eden bir birçok proje ilan edilecek. Bu, Gazze Şeridi’nin maruz kaldığı koronavirüs salgını ortasında sakinliğe ve durumun tırmanış öncesindeki haline dönmesine katkı sunacak.”
İsrailli üst düzey kaynaklar, söz konusu ateşkese ilişkin Hamas tarafından yapılan açıklamayı doğrularken yine de gerçek durumu görmek için bekleyeceklerini aktardılar. İsrailli üst düzey bir yetkili Kanal 12’ye yaptığı açıklamada, “Sakinlik, sakinlikle karşılanacaktır” dedi.
Aynı şekilde Kanal 13 ordu muhabiri de Gazze’de Hamas tarafından yapılan açıklamayı aktarırken yanan balonların durdurulması karşılığında Kerem Ebu Salim ve Beyt Hanun (Erez) sınır kapılarının ve deniş alanlarının bugün salı günü yeniden açılacağını duyurdu.
Açıklamayla eş zamanlı olarak İsmail Heniyye, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Abdurrahman Al Sani’den bir telefon aldı. İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz da anlaşmanın hemen ardından İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin ile görüştü. Görüşmede Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile normalleşme sonrasında sunulacak yeni fırsatların yanı sıra ‘güneyde sakinliği sağlamak ve kuzeyde teyakkuzda beklemek için yürütülecek çalışmalar ve tedbirler’ ele alındı. Gantz ayrıca farklı şehirlerde koronavirüsü kontrol altına alma ve İç Cephe Komutanlığı’ndaki ‘Alon’ karargahını canlandırma çabaları hakkında da bilgi verdi.
Anlaşma, bölgede 3 hafta boyunca yaşanan gerginliğin ardından geldi. Hamas, anlaşmadan saatler önce Gazze’deki arabuluculuk çabalarının başarısız olması halinde Gazze Şeridi çevresindeki yerleşkelere yerleşimci gönderme tehdidinde bulunmuştu.
Katar geçen hafta görüşmelerin zorluğuna ve karmaşıklığına rağmen iki taraf arasında artan gerilimi sona erdirmek için İsrail ile ‘kademeli’ bir anlaşmaya varmaya çalışmıştı. Katar temsilcisi Muhammed el-İmadi, anlaşmaya varmak için Gazze Şeridi’nde kalarak İsrailli yetkililerle görüşmede bulundu. İmadi, Hamas’ı ‘acil ve ulaşılabilir gereklilikleri yerine getirmek’ ve İsrail’i de ‘sakinlik karşılığında Hamas’a somut bir şeyler sunmak’ gerekliliğine ikna etmek için çabaladı. İmadi, yeni bir anlaşmayı hayata geçirmek için Hamas yetkilileri ve İsrailli yetkililer arasında mekik dokudu. Katarlı yetkili, geçen cumartesi günü İsrailli yetkililerle görüşmek üzere Erez kontrol noktasında Gazze Şeridi’nden ayrılırken görüldü ve daha sonra Gazze’ye geri döndü. İmadi, Hamas'ın Gazze lideri Yahya Sinvar ile Gazze’de defalarca bir araya geldi. Aynı şekilde güneydeki İsrail Hükümeti Faaliyetleri Koordine Ofisi yetkilisi İyad Sarhan, Gazze’den sorumlu Şin Bet yetkilisi ve İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi temsilcisiyle görüştü.
İsrail, füzelerin ateşlemesinin ve yanan balonların uçurulmasının durdurulması karşılığında koronavirüsle mücadele etmek için Gazze’ye yardım önerisinde bulundu. Ancak Hamas, daha geniş kazanımlar elde etmekte ısrarını sürdürdü.
Muhammed el-İmadi 31 Ağustos’ta, Hamas ve İsrail arasında gerilimin durdurulması için tüm taraflarla temaslarda bulunduğunu açıkladı. İmadi, “Çabalar devam ediyor. Geçen haftanın ortalarında Gazze Şeridi’ne ulaşmamdan bu yana ateşkes anlaşmasına varma çabalarının bir parçası olarak tüm taraflarla bir dizi görüşme gerçekleştirdim” dedi. Ardından gerilim 31 Ağustos’ta azalmaya başlarken İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında azalma yaşanması karşılığında Gazze Şeridi çevresinde de yanan balonların sayısının azaldığı görüldü.
İsrail merkezli Makor Rishon gazetesi, İsrail ordusunun İmadi ile görüşmeye fırsat tanımak için, geçen pazar sabahı gönderilen yanan balonlara karşılık vermediğine dikkat çekti.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.