Tunus koronavirüs salgınında zor durumda

Nassaf bin Aliyye dün düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat )
Nassaf bin Aliyye dün düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat )
TT

Tunus koronavirüs salgınında zor durumda

Nassaf bin Aliyye dün düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat )
Nassaf bin Aliyye dün düzenlediği basın toplantısında (Şarku’l Avsat )

Tunus Sağlık Bakanlığı’na bağlı Yeni ve Gelişen Hastalıklar Milli Gözlemevi Genel Müdürü Nassaf bin Aliyye, koronavirüs salgınının ikinci dalgasına girilmesinin ardından zorlu bir  durumun olduğunu açıkladı.
Nassaf bin Aliyye çarşamba günü düzenlediği basın konferansında, önümüzdeki dönemde özellikle normal influenza virüslerinin yayılma mevsimine girilmesi ile koronavirüs vakalarında artış gözleneceğini, bunun risk grupları için bir tehlike oluşturabileceğini söyledi.
Bin Aliyye, bu mevsimde koronavirüse karşı bir aşının bulunmuş olmayacağını belirterek, Sağlık Bakanlığının şu anda mevsimsel gribe karşı aşı üretmek için çalıştığını belirtti.
Koronavirüse yakalandığı doğrulanan vaka sayısının hızla artması ve Tunus'un 24 eyaletinden 16’sında salgının ortaya çıkmasıyla ilgili olarak Bin Aliyye, Koronavirüsle Mücadele Bilim Kurulu’nun iki tür bulaşma kaydettiğini söyledi.  Vakaların Ben Arus Fabrikası’na (Başkente yakın) benzer fabrikalarda kaydedildiğini, fabrikalarda vakaların artmasını önlemek için virüsün araştırıldığını ve Mesakin ve el-Kaf şehirlerinde aileler arasında vakalar bulunduğunu, bu alanlarda virüse karşı aktif bir araştırma çalışmaları olduğunu belirtti.
Bin Aliyye, sağlık yetkililerinin şu andaki önceliğinin gençlerin ve yaşlıların toplanmalardan kaçınma ve koruyucu önlemlere uyma zorunluluğu konusunda bilinçlendirilmesi ve virüse karşı en çok tehlikede olan grupların korunması olduğunu vurguladı.
Öte yandan Tunus’taki Pasteur Enstitüsü Müdürü el-Haşimi el-Vezir, enstitüde kuduza karşı bir aşı geliştirmek için çalışan bir sağlık ekibinin yanı sıra koronavirüs aşısı için de çalışıldığını ve bu projenin hala klinik öncesi aşamalarda olduğunu açıkladı.
El-Vezir dün düzenlediği basın konferansında, bir dizi ülkede koronavirüse karşı bir aşı geliştirmek için 9 program olduğunu belirtti. Konu ile ilgili olarak aşı programlarının “ileri aşamalara geldiğini, bazılarının ise son aşamalara ulaştığını” belirtti.. El-Vezir, Tunus’un dünyadaki aşı gelişmelerini takip ettiğini, Dünya Sağlık Örgütü ile koordineli olarak aşıya ulaşmak için çalıştığını belirtti.  

Tunus’ta 160 yeni koronavirüs vakası
Tunus Sağlık Bakanlığı, 148’i yerel vakalar 12’si göçmen olmak üzere 160 yeni koronavirüs vakası kaydedildiğini doğruladı. Sağlık kurumları eski vakalardan hala semptom taşıyan 41 kişinin testlerinin pozitif çıktığını belirtti.
Tunus’un 27 Haziran’da sınırlarını açtığını duyurmasından bu yana, 2 bin 181’i yerel ve 552’si göçmen olmak üzere virüsü taşıdığı doğrulanan 2 bin 762 vakanın kaydedildi, bu vakaların yüzde 78,9’unu oluşturuyor. Ayrıca salgın sebebiyle 30 kişinin daha hayatını kaybetmesinin ardından toplam ölüm sayısı 80 kişiye yükseldi.
Sağlık Bakanlığı virüse yakalanan 49 hastanın hastanelerde tedavi gördüğünü ve vakalardan 10’unun yoğun bakımda olduğunu belirtti. Aktif vaka sayısı ise 2 bin 254’e yükseldi. Semptomları olan hasta sayısı  370 kişi sınırında bulunuyor.



Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi eski bir başbakanı hükümete liderlik etmesi için görevlendirmeyi değerlendiriyor

Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)
Koordinasyon Çerçevesi liderleri, kendilerini yeni Irak parlamentosundaki "en büyük blok" olarak ilan eden bir bildiri imzaladılar, (INA)

Şii Koordinasyon Çerçevesi’nin anayasal sınırlar içinde, en fazla üç ay içinde yeni hükümeti kurma sürecinde karşılaştığı karmaşıklıklar göz önüne alındığında, "çerçeve" güçlerine yakın üst düzey bir yetkili, yeni hükümete eski bir başbakanın liderlik etmesi olasılığını dışlamıyor.

Yetkili, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Şii güçlerin "özellikle mevcut ve beklenen yerel ve bölgesel zorluklar göz önüne alındığında, ülkenin en üst düzey yürütme pozisyonunu üstlenecek deneyimli bir isim istediklerini" söyledi. Yetkili, "Koordinasyon Çerçevesi içindeki güçlerin, daha önce başbakanlık yapmış olan Nuri el-Maliki, Muhammed es-Sudani, Haydar el-İbadi veya Mustafa el-Kazımi gibi isimlerden birini ve daha az ölçüde, Ekim protestolarının ardından görevinden alınan Adil Abdul-Mehdi'yi seçebileceği" olasılığını da dışlamadı.


Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı: Ordunun temel amacı istikrarı sağlamaktır

Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)
Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, 15 Aralık 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Tire şehrinde bulunan Güney Litani Komutanlığı'nda, ordunun Güney Litani bölgesindeki planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere düzenlenen saha gezisi sırasında büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler arasında duruyor (Lübnan ordusunun X sayfası)

Lübnan Genelkurmay Başkanlığı tarafından dün, Güney Litani bölgesinde ordunun planının ilk aşamasının uygulanmasını incelemek üzere büyükelçiler, maslahatgüzarlar ve askeri ataşeler için düzenlenen saha gezisi sırasında, Lübnan Genelkurmay Başkanı General Rudolf Heykel, ordunun temel amacının istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı.

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre General Heykel, ‘ordunun birincil hedefinin istikrarı sağlamak olduğunu, ancak İsrail'in Lübnan topraklarını işgalinin devam ettiğini ve saldırıların sürdüğünü’ belirtti.

General Heykel, ‘gezinin amacının, ordunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararı ve ateşkes anlaşmasını uygulamaya ve sınırlı imkanlarına rağmen kendisine verilen görevleri yerine getirmeye kararlı olduğunu teyit etmesi olduğunu’ belirtti.

Katılımcıları bizzat karşılayarak, ‘Lübnan’a gösterdikleri ilgi nedeniyle temsil ettikleri kardeş ve dost ülkelere minnettarlığını’ dile getiren General Heykel, ‘halkın, Lübnan toplumunun tüm bileşenleri gibi orduya güvendiğini’ belirtti.

Gezi sırasında, ordunun Lübnan’ın çeşitli bölgelerindeki görevleri, Güney Litani bölgesindeki genel durum ve BM Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) ile iş birliği ilişkilerinin yanı sıra Düşmanlıkların Durdurulması Anlaşması İzleme Komitesi (Mekanizma) ile koordineli olarak ordunun bu bölgedeki planının ilk aşamasının uygulanması hakkında da bilgi verildi.


İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail güçleri Batı Şeria'da Filistinli bir çocuğu öldürdü

Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)
Batı Şeria'da askeri operasyon sırasında İsrail askerleri (AFP)

Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun dün Beytüllahim'in güneydoğusundaki Tuqu' kasabasında düzenlediği bir baskın sırasında 16 yaşındaki bir Filistinli çocuğu vurarak öldürdüğünü açıkladı. Bu olay, İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da son dönemde yaşanan şiddet dalgasındaki son olaylardan biri oldu.

Resmi Filistin haber ajansı WAFA, Tuqu' kasaba meclisi başkanının, İsrail güçlerinin dün gece kasaba merkezinde toplanıp "ayrım gözetmeksizin" ateş açmasının ardından çocuğun vurulduğunu söylediğini belirtti.

Ajans, ordunun Ammar Yasir Sabah adlı çocuğu göğsünden gerçek mermiyle vurduğunu ve çocuğun hastaneye kaldırıldığını, ancak hayatını kaybettiğini ifade etti.

Batı Şeria'da şiddet bu yıl ve Ekim 2023'te başlayan iki yıllık Gazze Şeridi savaşından bu yana tırmanmıştır. İsrail yerleşimcilerinin Filistinlilere yönelik saldırıları keskin bir şekilde artarken, ordu hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sıkılaştırdı ve birçok şehirde büyük çaplı baskınlar düzenledi. Birleşmiş Milletler'e göre 7 Ekim 2023 ile 14 Kasım 2025 tarihleri ​​arasında Batı Şeria'da 1000'den fazla Filistinli öldürüldü.

 İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)İsrail askerleri, Batı Şeria'daki Ramallah yakınlarındaki el-Amari mülteci kampına düzenlenen askeri baskın sırasında mevzi alıyor (AFP)

Aynı dönemde Batı Şeria'da 59 İsrailli öldürüldü. Şarku’l Avsat’ın Resmi Filistin verilerinden aktardığına  göre bu yıl Batı Şeria'da, İsrail güçleri tarafından öldürülenler arasında 53 Filistinli çocuk da bulunuyor.

Batı Şeria'da yaklaşık 2,7 milyon Filistinli, İsrail askeri işgali altında sınırlı bir özerklik içinde yaşıyor. Yüz binlerce İsrailli de buraya yerleşmiş durumda.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu, İsrail'in 1967 savaşında ele geçirdiği topraklara inşa edilen yerleşimleri yasadışı olarak kabul ediyor ve BM Güvenlik Konseyi'nin çeşitli kararları, İsrail'i tüm yerleşim faaliyetlerini durdurmaya çağırdı. İsrail, yerleşimlerin yasadışı olduğunu reddediyor ve toprakla olan dini ve tarihi bağlarını gerekçe gösteriyor. İsrail güçleri mülteci kamplarını boşaltarak binlerce Filistinliyi evlerinden zorla çıkardı ve Batı Şeria'daki bazı şehirlerde on yıllardır varlığını sürdürüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, geçen kasım ayında İsrail'i Batı Şeria'daki zorla tahliyeler olarak nitelendirdiği eylemler nedeniyle savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçladı.