Hong Kong'da medya patronu Lai, muhabiri tehdit suçundan aklandı

Hong Kong'da medya patronu Lai, muhabiri tehdit suçundan aklandı
TT

Hong Kong'da medya patronu Lai, muhabiri tehdit suçundan aklandı

Hong Kong'da medya patronu Lai, muhabiri tehdit suçundan aklandı

Hong Kong’da medya patronu Jimmy Lai, rakibi Oriental Daily gazetesinden bir muhabiri tehdit etmekle yargılandığı davada suçsuz bulundu.
Hong Kong'da demokrasi yanlısı gazete Apple Daily gazetesinin sahibi Jimy Lai, 1989 Tiananmen Meydanı katliamında hayatını kaybedenler için 2017'de düzenlenen anma töreninde rakibi Oriental Daily gazetesinden bir muhabiri tehdit etmekle suçlanıyordu. Lai, bugün West Kowloon Sulh Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada suçsuz bulundu. Mahkeme çıkışında gazetecilere herhangi bir açıklama yapmayan Lai, suçlu bulunsaydı 2 yıla kadar hapis ve 2 bin Hong Kong doları (yaklaşık bin 912 Türk lirası) para cezası ile karşı karşıya kalacaktı.
Diğer suçlamadan yargılaması devam ediyor
Medya patronu Lai'nin başka bir suçtan yargılaması ise devam ediyor. Lai, 1989 Tiananmen Meydanı protestolarının yıl dönümü nedeniyle 4 Haziran'da gerçekleştirilen gece nöbetine katıldığı gerekçesi ile suçlanıyor. Hong Kong'da aylardır devam eden tartışmalı güvenlik yasası kapsamında 9 Ağustos'ta gözaltına alınan medya patronu Lai, 10 Ağustos'ta kefaletle serbest bırakılmıştı. Sık sık Çinli yöneticileri ve Hong Kong hükümetini eleştiren 71 yaşındaki Lai'nin sahibi olduğu Apple Daily, Çin ve Hong Kong'daki otoriter yönetim karşıtı yayınlar yapıyor. Lai gözaltına alınırken, sahibi olduğu medya şirketinin genel merkezine de baskın düzenlenmişti.
Lai, daha önce yaptığı açıklamalarda, “Bir gün yayınlarım ve Hong Kong için demokrasi çağrılarım nedeniyle gözaltına alınabilirim” demişti. Lai, geçtiğimiz yıl düzenlenen protestolara katıldığı gerekçesiyle Şubat ve Nisan aylarında da gözaltına alınmıştı.



İsrail'in İran'a yönelik misilleme senaryoları neler?

İran'ın İsrail'e saldırısı, pazar günü Tahran'da toplananlar tarafından sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
İran'ın İsrail'e saldırısı, pazar günü Tahran'da toplananlar tarafından sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
TT

İsrail'in İran'a yönelik misilleme senaryoları neler?

İran'ın İsrail'e saldırısı, pazar günü Tahran'da toplananlar tarafından sevinçle karşılanmıştı (Reuters)
İran'ın İsrail'e saldırısı, pazar günü Tahran'da toplananlar tarafından sevinçle karşılanmıştı (Reuters)

İsrail ve İran arasındaki karşılıklı saldırıların ardından Ortadoğu'da gerginlik tırmanmaya devam ediyor. 

İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, dünkü açıklamasında İran'ın cumartesiyi pazara bağlayan gece füze ve drone'larla düzenlediği saldırılara misilleme yapacaklarını duyurdu.

İran'ın saldırısında hasar alan İsrail'deki Nevatim askeri üssünde konuşan Halevi, "Bunun bir karşılığı olacak" dedi.

Britanya'nın önde gelen gazetelerinden Guardian, İsrail'in misilleme yapması durumunda kullanabileceği farklı senaryoları yazdı.

İsrail'deki düşünce kuruluşu Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü'nden Raz Zimmit, Tel Aviv'in saldırıya geçmeden önce üç unsuru göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi:

Birincisi, İran'ın buna nasıl yanıt vereceği meselesi. İsrail'in misillemesine çok daha sert bir tepkiyle karşılık verileceğini açıkça söylediler. İkincisiyse ABD'nin pozisyonuyla ilgili. Joe Biden gerilimi tırmandırmak istemiyor ve bu çatışma faslını sonlandırmaktan yana. Üçüncüsü de Gazze savaşıyla ilgili. 7 Ekim'den beri İsrail yeni cepheler açmaktan kaçınıyor, Hamas'la savaşa odaklanmak istiyor.

Guardian'ın analizinde, İsrail'in doğrudan İran toprağına saldırmasının bölgede çok büyük bir savaşı tetikleyeceğine işaret edildi. 

Bunun yerine İsrail'in siber saldırı düzenleme, İran'ın Suriye gibi başka ülkelerdeki varlıklarını hedef alma ya da bir drone fabrikasını vurma gibi taktiklere yönelebileceği değerlendirmesi yapıldı. 

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen ABD'li yetkililer de ülkenin önde gelen medya kuruluşlarından NBC'ye, İsrail'in misillemesinin "sınırlı olacağını" söyledi. Yetkililer, Tel Aviv'in saldırı planının son haliyle ilgili Washington'la henüz bilgi paylaşmadığını belirtirken, İsrail'in yüksek ihtimalle Suriye veya Irak'taki İran destekli milisleri hedef alacağını savundu. 

Diğer yandan ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), İran'a misilleme meselesiyle İsrail savaş kabinesi içindeki anlaşmazlıkların tekrar su yüzüne çıktığını yazdı.

Analizde, kabinedeki İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz'ın, Gazze savaşı ve İran'a misilleme planı gibi önemli meselelerde ortak kararlar alamadığı değerlendirmesi paylaşıldı.

Haberde, kabinedeki bu üç büyük ismin aralarındaki siyasi çekişmeler nedeniyle ortak hareket edemediği savunuldu. Gantz'ın 5 genel seçimde Netanyahu'ya karşı yarıştığı, Netanyahu'nun geçen yıl Gallant'ı kovmaya çalıştığı, Gantz ve Gallant arasındaysa Gazze savaşına dek neredeyse 10 yıldır doğru düzgün bir iletişim olmadığı hatırlatıldı.

Eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Goira Eiland, WSJ'ye "Bu üç kişi arasındaki güven eksikliği çok açık ve kritik" dedi.

Tahran yönetimi, saldırının ardından İsrail'in misilleme yapması durumunda buna daha büyük bir saldırıyla karşılık vereceklerini söylemişti. Biden ise pazar günkü açıklamasında İsrail'in olası misillemesine destek sağlamayacaklarını belirtmişti.

Washington yönetimi, İran'ın yaklaşık 360 drone, seyir füzesi ve balistik füzeyle düzenlediği saldırılarda İsrail'e koruma sağlamıştı. ABD donanmasına ait gemiler üç balistik füze ve 70 kamikaze drone'u vurmuştu. Fransa, Ürdün ve Birleşik Krallık (BK) da İsrail'in savunmasına destek vermişti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) füze ve drone'ların yaklaşık yüzde 99'unun hava savunma sistemleriyle etkisiz hale getirildiğini belirtmişti. 5 saat süren saldırıda, 7 yaşındaki Amina el Hasoni adlı bir kız çocuğu, İsrail'in attığı önleme füzesi kaynaklı şarapnelden ağır yaralanmıştı. 

Ne olmuştu?

1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına hava saldırısı düzenlenmişti. İsrail'in resmen üstlenmediği olayda, İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan ikisi general rütbesinde toplam 7 kişi ölmüştü. 

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, 2 Nisan'daki açıklamasında İsrail'e karşı misillemenin meşru müdafaa haline geldiğini savunarak "Gerekli karşılığı vereceğiz. Onları cezalandıracağız" demişti. 

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, cuma günkü toplantısında tüm olasılıklara karşı tedbir aldıklarını belirterek "Savunmanın yanı sıra saldırıya geçmeye de hazırız" ifadelerini kullanmıştı. 

Independent Türkçe, Guardian, Wall Street Journal, Times of Israel, NBC


İran'ın saldırıları ABD'deki Ukrayna ve İsrail'e yardım tartışmalarını değiştirdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

İran'ın saldırıları ABD'deki Ukrayna ve İsrail'e yardım tartışmalarını değiştirdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Pazartesi günü hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler, Ortadoğu'da hafta sonu yaşanan yeni gelişmeyi kınamak üzere bir araya geldi: İran'ın İsrail hedeflerine karşı başlattığı epey büyük drone ve füze saldırısı.

İran'ın cumartesi günkü saldırısı, İsrail'in Gazze'deki savaşının Washington açısından jeopolitik sonuçlarının önemini bir kez daha ortaya koyarken, Cumhuriyetçi liderlerin tepki olarak bir dizi yasa ve karar tasarısı hazırladığı alt mecliste de hareketliliğe yol açtı. İlk yasa tasarıları pazartesi akşamı meclisten geçti. Bu tasarılar, IMF ve Dünya Bankası'ndaki ABD temsilcilerinin İran'a mali yardım yapılmasına karşı çıkmaya yönlendirilmesi ve İran'ın enerji sektörüyle iş yaptığı bilinen Çinli firmalara yönelik yaptırımların sıkılaştırılması gibi bir dizi konuyu ele alıyor.

Ancak alt meclis için asıl soru, hem İsrail hem de Ukrayna ordularını desteklemeyi amaçlayan ek yardım paketine ilişkin hesaplarda bu yeni gelişmenin ne gibi bir değişiklik yaratacağı. Meclis Başkanı Mike Johnson'ın oylama yapılmasına izin vermemesi nedeniyle paket haftalardır Temsilciler Meclisi'nde bekletiliyor. Bunun yerine, bir ileri bir geri giden partisi bir defasında sınır güvenliğinin öncelikle ele alınmasını talep etti (alınmadı) ve şimdi de radikal sağı yatıştırmaya yönelik son çabasına yeltendi: Yardım paketlerini iki ayrı tasarıya ayırmak.

Beyaz Saray pazartesi günü Temsilciler Meclisi Başkanı Johnson'ın blöfünü bir kez daha gördü ve Temsilciler Meclisi'ndeki Demokratlara tek başına gelecek bir İsrail tasarısına karşı çıkmaları yönünde açık bir mesaj gönderdi.

Ukrayna ordusu Rusya'nın istilasına karşı savaşırken giderek daha fazla silah ve mühimmata ihtiyaç duyuyor. Özellikle katı muhafazakarlar Ukrayna'nın silahlandırılmasına giderek daha fazla karşı çıktığı için, Rus saldırganlara karşı ülkeyi destekleyenler başlangıçta iki yardım paketinin birbiriyle bağlantılı olması için baskı yapıyordu. Meclisteyse Başkan Johnson, Marjorie Taylor Greene'in görevi bırakma önergesiyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor; Georgia'nın sağcı temsilcisi, Ukrayna yardımının geçmesi halinde kendisini görevden almak için oylama yapmakla tehdit ediyor.

Cumhuriyetçiler, İsrail'i destekleyen ve Beyaz Saray'a İran saldırısına karşılık vermesi için baskı yapan bir dizi yasa tasarısının Demokratları geri adım atmaya ve bağımsız bir İsrail'e yardım paketinin hızla geçmesini kabul etmeye zorlayacağını umuyor olabilir. Öte yandan Başkan ve müttefikleri, Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilere eylemsizlikleri nedeniyle yüklenmeye devam ediyor ve şu ana kadar sol fire vermedi. Top hâlâ büyük ölçüde Meclis Başkanı'nda. Birleşik yardım tasarısının Senato'dan geçmiş olması, Johnson'ı hâlâ siyasi bir dezavantajla karşı karşıya bırakıyor. Cumhuriyetçilerin Senatodaki lideri Mitch McConnell da tasarıyı geçirmesi için Johnson'a baskı yapıyor.

Pazartesi günü New York'ta yaşanan tarihi bir olay sebebiyle siyaset dünyasının büyük kısmının dikkati ikiye bölünmüş şekilde kaldı: Donald Trump'ın sus payı davasının başlaması ve tarihte bir ABD başkanına karşı açılan ilk ağır ceza davası. Jüri seçimi Manhattan adliyesinde sabah saat 10'da başladı.

Öte yandan Senato, cuma günü Temsilciler Meclisi'nden geçen, Amerika'nın dış gözetim programı FISA'nın yeniden yetkilendirilmesini bu hafta oylamaya hazırlanıyor; program için yasal yetki cuma günü sona erecek. Geçen hafta yapılan kural oylamasında muhafazakarların isyanı ve tasarının Amerikan yurttaşlarının verileri için bir izin şartıyla yeniden düzenlenip düzenlenmeyeceği üzerine sert tartışmaların ardından Johnson bir anlaşma yaptı ve yeniden yetkilendirme süresini iki yıla indirdi. Bu da olası bir ikinci Trump başkanlığında tasarının yeniden incelenmesine olanak tanıyor.

Öte yandan Trump, pazartesi günkü duruşmalar sırasında bazılarının gözle görülür bir şekilde uyuyakaldığını söylediği Manhattan'daki mahkeme salonuna geri dönüyor.

Independent Türkçe


"Benzersiz" rekor, temiz enerjinin geleceğine dair umut verdi

Kaliforniya'nın Nipton semti yakınlarındaki Mojave Çölü'nde bulunan dünyanın en büyük güneş enerjisi termik santrali olan Ivanpah Solar Elektrik Üretim Sistemi'nin 27 Şubat 2022'de çekilmiş görüntüsü (Reuters)
Kaliforniya'nın Nipton semti yakınlarındaki Mojave Çölü'nde bulunan dünyanın en büyük güneş enerjisi termik santrali olan Ivanpah Solar Elektrik Üretim Sistemi'nin 27 Şubat 2022'de çekilmiş görüntüsü (Reuters)
TT

"Benzersiz" rekor, temiz enerjinin geleceğine dair umut verdi

Kaliforniya'nın Nipton semti yakınlarındaki Mojave Çölü'nde bulunan dünyanın en büyük güneş enerjisi termik santrali olan Ivanpah Solar Elektrik Üretim Sistemi'nin 27 Şubat 2022'de çekilmiş görüntüsü (Reuters)
Kaliforniya'nın Nipton semti yakınlarındaki Mojave Çölü'nde bulunan dünyanın en büyük güneş enerjisi termik santrali olan Ivanpah Solar Elektrik Üretim Sistemi'nin 27 Şubat 2022'de çekilmiş görüntüsü (Reuters)

ABD'nin Kaliforniya eyaleti, son 38 günün 30'unda temiz enerji kaynaklarıyla şebeke talebinin yüzde 100'ünü aşarak yeni bir yenilenebilir enerji rekoruna imza attı.

Kaliforniya Bağımsız Sistem Operatörü'nden (CAISO) alınan yeni veriler, mart başından bu yana günlerin 4'te üçünden fazlasında jeotermal, hidro, güneş ve rüzgar enerjisi arzının, talebi günde 0,25-6 saat aştığını gösteriyor.

ABD eyaleti ilk kez bu kadar uzun bir süre boyunca elektrik ihtiyacının tamamını rüzgar-su-güneş (RSG) kaynaklarından elde etmeyi başardı.

Stanford Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği'nde öğretim üyesi Mark Z. Jacobson, The Independent'a yaptığı açıklamada bu verileri ilk defa paylaşarak, "Bu Kaliforniya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir durum" dedi.

Önceki yıllarda, RSG arzı bazen sadece bir hafta sonu gününde talebi aşıyordu ancak hiçbir zaman iki gün üst üste, hafta boyunca ve ya şu anki büyüklükte yani talebin yüzde 122'sine kadar çıkmamıştı.

Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi o kadar güçlü ki önceki haftalarda gerçekleşen kısmi güneş tutulması bile akışı kesintiye uğratmadı.

Bu anomali değil. Bu yeni gerçeklik. Yüzdeler her yıl daha da artacak. Kaliforniya bir kez daha #RüzgarSuGüneş'le ana şebekesindeki talebin %100'ünü aştı. Bu, #RSG arzının, talebi günde 0,25-6 saat aştığı SON 38 GÜNÜN 30'UNCUSU.  

Dünyanın en büyük 5. ekonomisi olan Kaliforniya, bu başarıyı gösteren en büyük eyalet. Ancak Kaliforniya geçen yıl ABD'de tüketime oranla RSG kaynaklarından elektrik üretiminde sadece 12. sırada yer almıştı.

Öğretim üyesi Jacobson bu eğilimin sadece Kaliforniya'ya özgü olmadığını, Güney Dakota, Kuzey Dakota, Iowa, Kansas, Maine, Montana, New Mexico, Oklahoma, Oregon, Washington ve Wyoming eyaletlerinin de 2023'te elektriklerinin yüzde 56'sından fazlasını yenilenebilir kaynaklardan ürettiğini belirtti.

Profesör Jacobson, "Bu iş o kadar kolaylaşıyor ki, neredeyse sıkıcı hale geliyor" dedi.

 Yüzde 100'e 7/24 ulaşmak için sadece deniz üstü rüzgarına, daha fazla güneş enerjisine ve bataryaya ihtiyacımız var.

Kaliforniya, önümüzdeki 10 yıl içinde kirletici enerji kaynaklarından uzaklaşmak için 2035'e kadar 60 GW yenilenebilir enerji kapasitesi eklemeyi planlıyor.

Bu plan, şubatta sera gazı emisyonlarını 25 milyon metrik tona düşüreceğini iddia eden eyaletin enerji düzenleyicileri tarafından onaylanmıştı.

Kaliforniya Kamu Hizmetleri Komisyonu Başkanı Alice Reynolds, "Bu, Kaliforniya'nın iklim değişikliği stratejisinin kritik bir bileşeni" demişti.

Öğretim üyesi Jacobson'ın yakın zamanda yayımlanan araştırması, 5 ülkenin (Arnavutluk, Butan, Nepal ve Paraguay) halihazırda enerji ihtiyaçlarının tamamını yenilenebilir kaynaklardan karşıladığını, diğer 9 ülkenin de enerjilerinin yüzde 90'ından fazlasını yenilenebilir kaynaklardan ürettiğini gösteriyor. 

Martta yayımlanan çalışmada Birleşik Krallık'ta yenilenebilir enerjinin bu kış ilk kez doğalgazı geride bıraktığı bildirilirken, Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) ocakta paylaştığı raporda dünyanın 2022'ye kıyasla 2023'te yüzde 50 daha fazla yenilenebilir enerji ürettiğini ortaya koymuştu.
Independent Türkçe


BM raportörlerinden, İsrail ve İran'a "çatışmaları derhal sonlandırma" çağrısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

BM raportörlerinden, İsrail ve İran'a "çatışmaları derhal sonlandırma" çağrısı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri, İran ile İsrail arasındaki gerilimde insan haklarını korumak için taraflara "çatışmaları derhal durdurma" çağrısında bulundu.

BM raportörleri, İsrail-İran gerilimine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

İsrail ile İran arasındaki askeri saldırıların yaşam hakkını ihlal ettiği vurgulanan açıklamada, "İnsan haklarını korumak için bu çatışmaların derhal durdurulması gerekiyor." ifadesi kullanıldı.

Ülkelerin, terörle mücadele dahil, sınır ötesi askeri operasyonlarında insanları keyfi olarak yaşam hakkından mahrum bırakmalarının yasak olduğu hatırlatılan açıklamada, yabancı topraklardaki öldürmelerin, uluslararası hukukun izin vermediği sürece "keyfi" olduğu vurgulandı.

İsrail'in 1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına saldırısının "meşru müdafaa" gibi görünmediği belirtilen açıklamada, İran'ın İsrail'e doğrudan "silahlı saldırı" düzenlediğine veya devlet dışı silahlı grupları saldırmak için gönderdiğine dair hiçbir kanıtın sunulmadığı kaydedildi.

Açıklamada, İran'ın 13 Nisan'da İsrail'e yönelik hava saldırılarının da uluslararası hukuka göre yasaklanmış bir güç kullanımı olduğu hatırlatıldı.

Bu misilleme amaçlı saldırıların "devlet egemenliğini ihlal ettiği ve bölgede çatışmaların tehlikeli bir şekilde tırmanmasına neden olduğu" uyarısı da açıklamada yer aldı.

- İran-İsrail gerilimi

İsrail, İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2'si general rütbesinde toplam 7 İranlı yetkili ölmüştü.

İran, İsrail'in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran'ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran 13 Nisan'da İsrail'e yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle saldırı başlatmıştı.

İran bazı hedeflerin vurulduğunu, İsrail ise saldırıların çoğunun hava savunma sistemlerince önlendiğini ancak güneydeki bir askeri üsse füze isabet ettiğini açıklamıştı.

İsrail basını, Tel Aviv yönetiminin İran’ın hava saldırısına karşı “açık ve etkili” şekilde karşılık verme kararı aldığını iddia etmişti.

- BM özel raportörleri

BM özel raportörleri, "İnsan Hakları Konseyinin özel mekanizmaları" diye tanınan sürecin parçası olarak biliniyor.

BM İnsan Hakları sistemindeki bağımsız özel mekanizmalar, Konseyin belirli bir ülkenin durumunu veya dünyanın herhangi bir yerindeki tematik sorunları ele alan bağımsız bilgi toplama ve izleme mekanizmaları olarak öne çıkıyor.

Kurumun bünyesinde bulunmayan özel mekanizmaların uzmanları, gönüllülük esasına göre ve bağımsız şekilde çalışmalarını yürütüyor.


ABD, olası küresel salgın hastalıkları önlemek için 50 ülkeyle işbirliği yapacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD, olası küresel salgın hastalıkları önlemek için 50 ülkeyle işbirliği yapacak

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD, gelecekte ortaya çıkabilecek küresel salgın hastalıklarla mücadele için 50 ülkeyle işbirliği yapacağını duyurdu.

Beyaz Saray'ın internet sitesinden yapılan açıklamada, hükümet tarafından, tıbbi testlerin iyileştirilmesi, tıbbi takiplerin artırılması, iç ve dış iletişimlerin geliştirilmesinin yanı sıra salgınlara karşı gerekli hazırlıkların yapılması için yeni program oluşturulduğu bildirildi.

Küresel Sağlık Güvenliği Stratejisi (GHSS) programı kapsamında, ABD Dışişleri Bakanlığı, Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı ile çalışılacağı kaydedildi.

Asya, Afrika, Doğu Avrupa gibi birçok bölgeden 50 ülkeyle işbirliği yapılacağı bilgisi paylaşılan açıklamada, salgınlarda hayatını kaybedenlerin sayısını en aza indirmek ve ekonomik kayıpları azaltmak için çalışılacağı belirtildi.

Programa yıl sonuna kadar 100 ülkenin dahil edilmesi hedefleniyor.


Putin, İran Cumhurbaşkanı Reisi ile Orta Doğu'daki durumu görüştü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Putin, İran Cumhurbaşkanı Reisi ile Orta Doğu'daki durumu görüştü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile telefon görüşmesinde Orta Doğu'daki durumu ele aldı.

Kremlin'den yapılan açıklamaya göre, İran tarafının talebi üzerine Putin, Reisi ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

"İsrail'in, İran'ın Suriye'deki diplomatik temsilciliğine saldırması ve İran'ın buna karşı önlemler almasının ardından Orta Doğu'da oluşan durumun" değerlendirildiği görüşmede Putin, "tüm tarafların itidal sergileyeceği ve tüm bölge için feci sonuçlara yol açabilecek yeni gerginliğe izin vermeyeceği" umudunu paylaştı.

İran Cumhurbaşkanı Reisi ise "İran'ın bu eylemlerinin zorunlu ve sınırlı olduğunu, gerginliğin gelecekte artmasından yana olmadıklarını" vurguladı.

İki lider görüşmede, "Filistin-İsrail meselesine çözüm bulunmamasının Orta Doğu'daki olaylara neden olduğunu" belirterek, "Rusya ve İran'ın Gazze Şeridi'nde acilen ateşkesin sağlanması, zor olan insani durumun hafifleştirilmesi, krizin siyasi ve diplomatik yollarla çözülmesi için gerekli koşulların oluşturulması" yönündeki ilkeli pozisyonlarını teyit etti.

Rusya ile İran arasındaki ilişkilerin de ele alındığı görüşmede, altyapı projelerinin uygulanması dahil çeşitli alanlarda işbirliğinin gelecekte geliştirilmesinin önemi vurgulandı.

Putin, Reisi'yi ve İran'daki tüm Müslümanların Ramazan Bayramı'nı kutladı.


Hizbullah İsrail'in kuzeyine İHA saldırısı düzenledi

İsrail'in dün (pazartesi) Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseldi. (AFP)
İsrail'in dün (pazartesi) Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseldi. (AFP)
TT

Hizbullah İsrail'in kuzeyine İHA saldırısı düzenledi

İsrail'in dün (pazartesi) Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseldi. (AFP)
İsrail'in dün (pazartesi) Lübnan'ın güneyine düzenlediği saldırının ardından dumanlar yükseldi. (AFP)

Times of Israel bugün (Salı) Lübnan'dan İsrail'in kuzeyindeki Kiryat Shmona kasabası yakınlarına bubi tuzaklı iki insansız hava aracının (İHA) fırlatılması sonucu üç kişinin yaralandığını bildirdi.

Hizbullah ise bugün yaptığı açıklamada İsrail'in kuzeyindeki Beit Hillel'de bulunan füze savunma sistemini hedef alan iki yönlü bir İHA saldırısı düzenlediğini ve saldırının Demir Kubbe mürettebatının ölümüne ve yaralanmasına yol açtığını belirtti.

Times of Israel, üç yaralanmayı ‘hafif’ olarak nitelendirirken sirenlerin çalmadığına dikkat çekti.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada iki İHA’nın Beit Hillel bölgesinde patladığı belirtilerek olayın soruşturulduğu ifade edildi.

İsrail ordusu ve Hizbullah, Gazze Şeridi'nde savaşın başladığı 7 Ekim tarihinden bu yana neredeyse her gün sınır ötesi bombardıman gerçekleştiriyor.


Reisi’den  Tahran'ın çıkarlarını hedef alan her türlü eyleme ‘geniş ve acı verici’ bir yanıt verme sözü

İsrail'e yapılan saldırının ardından Tahran'da düzenlenen kutlama sırasında füze maketi taşıyan İranlılar (Reuters)
İsrail'e yapılan saldırının ardından Tahran'da düzenlenen kutlama sırasında füze maketi taşıyan İranlılar (Reuters)
TT

Reisi’den  Tahran'ın çıkarlarını hedef alan her türlü eyleme ‘geniş ve acı verici’ bir yanıt verme sözü

İsrail'e yapılan saldırının ardından Tahran'da düzenlenen kutlama sırasında füze maketi taşıyan İranlılar (Reuters)
İsrail'e yapılan saldırının ardından Tahran'da düzenlenen kutlama sırasında füze maketi taşıyan İranlılar (Reuters)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkesinin çıkarlarını hedef alan her türlü eyleme ve tüm faillere ‘geniş ve acı verici’ bir şekilde karşılık vereceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığı habere göre Reisi, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile yaptığı telefon görüşmesinde bazı Batılı ülkelerin İsrail'e verdiği ‘körü körüne’ desteğin bölgede gerilimin artmasına yol açacağını söyledi.

Katar Haber Ajansı'nın dün bildirdiğine göre Al Sani, Reisi ile yaptığı telefon görüşmesinde ‘her türlü gerilimin azaltılması ve bölgede çatışmanın yayılmasının önlenmesi gerektiğini’ vurguladı.

Geçtiğimiz hafta Şam'daki İran konsolosluğuna yönelik İsrail saldırısında üst düzey bir Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanının öldürülmesinin ardından İran, cumartesi akşamı İsrail'e onlarca insansız hava aracı (İHA) ve seyir füzesi fırlattı.

İsrail Yayın Kurumu dün akşam (pazartesi) yaptığı açıklamada İsrail'in İran saldırısına ‘kararlı ve net’ bir şekilde karşılık verme kararı aldığını duyurdu.


BM, İsrail güçlerini yerleşimci şiddetinin ‘suç ortağı’ olmaktan vazgeçmeye çağırıyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Meğazi Mülteci Kampı’nda yıkılan evlerini inceleyen Filistinliler (EPA)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Meğazi Mülteci Kampı’nda yıkılan evlerini inceleyen Filistinliler (EPA)
TT

BM, İsrail güçlerini yerleşimci şiddetinin ‘suç ortağı’ olmaktan vazgeçmeye çağırıyor

Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Meğazi Mülteci Kampı’nda yıkılan evlerini inceleyen Filistinliler (EPA)
Gazze Şeridi'nin merkezindeki el-Meğazi Mülteci Kampı’nda yıkılan evlerini inceleyen Filistinliler (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) bugün (Salı) işgal altındaki Batı Şeria'da gerilimin artmasından duyduğu ciddi endişeyi dile getirerek İsrail güvenlik güçlerine Filistinlilere yönelik ‘yerleşimci saldırılarına aktif katılımlarını ve desteklerini derhal durdurmaları’ çağrısında bulundu.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada, “İsrail makamları bunun yerine, sorumlulardan hesap sormak da dahil olmak üzere, daha fazla saldırıyı önlemelidir” dedi.


Pakistan Başbakanı, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nı kabul etti

Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve beraberindeki heyeti kabul etti. (SPA)
Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve beraberindeki heyeti kabul etti. (SPA)
TT

Pakistan Başbakanı, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nı kabul etti

Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve beraberindeki heyeti kabul etti. (SPA)
Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve beraberindeki heyeti kabul etti. (SPA)

Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif bugün (Salı) Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Görüşmede iki ülkeyi ilgilendiren konularda ikili ve çok taraflı koordinasyonun yoğunlaştırılmasının yanı sıra ikili ilişkiler ve ortak iş birliği ile bunları her alanda geliştirme yolları üzerinde duruldu. Ayrıca ekonomik ve kalkınma iş birliğini güçlendirme yollarını ele alan taraflar, uluslararası arenadaki son gelişmeleri ve bu alanda sarf edilen çabaları görüştü.

Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari de Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Çevre, Su ve Tarım Bakanı Abdurrahman el-Fadli, Sanayi ve Maden Kaynakları Bakanı Bender el-Hureyf, Kraliyet Sarayı Danışmanı Muhammed et-Tuveyciri, Yatırım Bakanı Yardımcısı İbrahim el-Mubarek ve Suudi Arabistan’ın İslamabad Büyükelçisi Nevaf el-Maliki’nin yanı sıra Dışişleri ve Enerji Bakanlıkları, Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu'ndan bir dizi üst düzey yetkilinin yer aldığı Suudi heyetini İslamabad'daki Pakistan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul etti.

rtgb
Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve beraberindeki heyeti kabul etti. (SPA)

Kabul sırasında iki ülke ve iki kardeş halk arasındaki güçlü kardeşlik ilişkileri ve bunların çeşitli alanlarda geliştirilmesi yolları gözden geçirilirken, ekonomik ve kalkınma iş birliğinin geliştirilmesi ve daha fazla refah ve zenginlik arzularının yerine getirilmesi için daha geniş ufuklara doğru ilerletilmesi konuları da ele alındı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Pakistan Cumhurbaşkanı'na İki Kutsal Caminin Hizmetkarı Kral Selman bin Abdulaziz ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın selam ve takdirlerini ileterek kendisine büyük mutluluk, Pakistan halkına da ilerleme ve kalkınma dileklerini sundu.