Safer Şirketi Şarku’l Avsat’a konuştu: Tankerdeki petrol derhal boşaltılmalı

Safer Şirketi Şarku’l Avsat’a konuştu: Tankerdeki petrol derhal boşaltılmalı
TT

Safer Şirketi Şarku’l Avsat’a konuştu: Tankerdeki petrol derhal boşaltılmalı

Safer Şirketi Şarku’l Avsat’a konuştu: Tankerdeki petrol derhal boşaltılmalı

Yemen’deki petrol sektörü  kaynakları, yüzen petrol tankı olarak kullanılan Safer gemisinin 1,1 milyon varil olarak tahmin edilen ham petrol yükünün derhal boşaltılması gerektiğini belirterek taşıdığı bu miktardaki petrolün sızıntısı veya patlaması durumunda büyük bir felakete neden olacağı ve sadece Yemen ve çevresini etkilemeyeceği konusunda uyardı.
Safer petrol tankerinin sahibi olan Safer Üretim ve Keşif Çalışmaları Şirketi’nden üst düzey bir yetkili Şarku’l Avsat ile yaptığı telefon görüşmesinde, “Birleşmiş Milletler’deki (BM) uzmanlardan oluşan bir ekip aracılığıyla tankerin bakımı veya değerlendirilmesinin yapıldığından bahsetmenin gerçekleri görmezden gelmek olduğunu ve yanlış hareket edildiğini” ifade etti.
Hudeyde'nin kuzeyinde bulunan Ras İsa limanına demirlenen tanker, yapısı aşınmaya başlaması nedeniyle saatli bomba olarak değerlendiriliyor. Gemi, Yemen'de 2014 yılında meşru yönetime karşı darbe yapılmasından bu yana gemide depolanan yaklaşık 1,1 milyon varil ham petrolün patlaması tehdidi ile karşı karşıya.
Kimliğini açıklamayan yetkili konuyla alakalı yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Gerçekten Yemen tarihinde veya Körfez bölgesinde tanık olmadığımız bir çevre felaketine doğru gidiyoruz ve zamana karşı hızlı bir yarış içindeyiz. Ancak bu konuyla ilgilenenler gerçekten tehlikeli olan bu durumun ciddiyetine kayıtsız kalıyor gibi görünüyor.
"BM ekibinin Sana'daki veya Aden'deki Yemenli yetkililerle anlaşarak yüzen tankerin bakımıyla ilgilenmek ve güvenli hale getirmek için çalışması bir çözüm değil. Bu yaklaşım yanlış. Çünkü BM ekibinin sadece ziyaret süresi bir yıldan fazla bir süredir devam etti ve şimdiye kadar hala bir şey yapamadılar. Bu yolla devam edilmesi felaketin onaylanması ve kaçınılmaz olarak yakında yaşanması anlamına gelir.”
Safer Şirketi’nden yetkili açıklamasını şu sözlerle sürdürdü:
"Bu sorunu çözmek için en doğru yaklaşım BM ekibine ve Yemen'deki çatışan güçlere, tankerdeki petrol yükünün olduğu gibi boşaltılması için acil bir ihale çıkarmak üzere baskı yapmaktır. Boşaltmadan önce bakım fikrine karşıyız. Donanımlı bir gemi getirmeliyiz. (Dünyada fazlasıyla mevcut) Tam donanımlı, tüm malzemeleri ile petrolü çekebilecek. Eğer petrol boşaltılırsa rahat bir nefes alacağız ve bizi endişeye sürükleyen bu tehlikeden kurtulacağız.”
Yetkili açıklamasında, "Mesele önceliklerle ilgili. Öncelikle tankerin bir an önce boşaltılması gerekiyor. Daha sonra geminin değiştirilmesi, tamir edilmesi veya karada petrol tankeri inşa etme projesini tartışmalıyız. Yüzen bombayı ve petrol sızıntısı fitilini kaldırmalıyız, ondan sonra önümüzde çok fazla seçenek var" ifadelerini kullandı.
Husiler, BM Yemen Özel Elçisi Martin Griffiths ile görüşmelerinde tankerdeki petrolün bakımının yapılması karşılığında gemideki petrolün korunmasını şart koştu. Yemenli kaynaklara göre Husi milisleri bu koşul ile petrolü bir baskı aracı ve gelecekte uluslararası topluma şantaj yapmak için bir saatli bomba olarak kullanmayı hedefliyor.
Şirket yetkilisi konuyla alakalı uyarılarda bulunarak şu ifadeleri kullandı:
"Bakım, diyalog ve tartışma çabalarına vaktimiz yok. Zamanımız tükeniyor ve felaket yaklaşıyor. En doğrusu, uzmanlar aracılığıyla petrolü bir an önce geri çekmek. Petrolün değerine gelince, nereye gittiğinin önemi yok. Önemli olan daha maliyetli olacak petrol sızıntıları felaketinden kaçınmaktır. Bu durumda milyarlarca dolar çevredeki limanlar ve deniz ortamı için harcanacak.”
Şirketin, safer tankerinin sadece bakımı için yılda yaklaşık 25 milyon dolar harcadığını belirten şirket yetkilisi, "Petrol tankerleri yetmişli yıllarda üretildi ve 30 ml kalınlığında güce sahip. Geminin bakımı için yılda yaklaşık 25 milyon dolar harcıyoruz. 2015 yılına kadar tanker iyi ve mükemmel bir durumdaydı” şeklinde konuştu.
Safer Şirketi’nden yetkili, tankerin mevcut durumuyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:
"Motor kısmında iki ay önce meydana gelen bir su sızıntısı vardı. Bunun kısmen üstesinden geldik ve suyu çıkardık. Şu anda boruların içinde sıkışmış su var. Şu ana kadar petrol kaçağı olmadı. Suyun dışarıdan girdiği açıklıkları kontrol etmeye çalışıyoruz. Çünkü bu alan geminin soğutma sistemi ile alakalı ve deniz suyu doğal olarak buradan giriyor. Ama sorun şu ki, onu durdurmak için kullanılan vanalar artık çalışmıyor. Aynı zamanda petrol tankları, herhangi bir alev alma durumundan korumak için kullanılan inert gazını artık tüketti. Şu anki tehlike, tankın alev almasına neden olacak herhangi bir kaynak işleminde basit bir kıvılcımın meydana gelmesi.”
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), tankerdeki sızıntının en az 125 bin Yemenli balıkçı ve halihazırda büyük ölçüde insani yardımlara bağımlı olan 1,6 milyon kişi de dahil olmak üzere yaklaşık 30 milyon kişinin bağlı olduğu Kızıldeniz ekosistemlerini yok edebileceğini bildirdi.
BM, petrol sızıntısının yaklaşık 3 milyon Yemenli çiftçi tarafından kullanılan ve 8 bin su kuyusunun yer aldığı 500 kilometrekarelik tarım arazisini tahrip edebileceğini ve ayrıca 8 milyondan fazla insanı etkileyecek ciddi derecede hava kirliliğine neden olacağını kaydetti.
Patlama yaşanması durumunda olası etkiler arasında Hudeyde ve es-Salif limanlarının altı aya kadar kapatılması da yer alacak. Birleşmiş Milletler'e göre bu durum Yemen'in ihtiyaç duyduğu gıda ve diğer temel yardım ve ticari malların yüzde 90'ının ithal edilmesinin ciddi şekilde etkilenmesine neden olacak.



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."