Libya: Ateşkes, ‘anlaşmaya’ hazırlık için son aşamaya girdi

(İHA)
(İHA)
TT

Libya: Ateşkes, ‘anlaşmaya’ hazırlık için son aşamaya girdi

(İHA)
(İHA)

Libya Askeri Mahkemesi’nin stratejik Sirte kenti için çatışan taraflar arasında iletişimini sürdürdüğü bir dönemde, Şarku’l Avsat’ın konuyla ilgili kaynaklardan edindiği bilgilere göre, görünüşte, siyasi ve askeri anlaşmaya varılması 8 aydır durdurulan petrol üretiminin yeniden başlatılmasının, yeni ve kalıcı bir ateşkesin imzalanmasının ve bununla eşzamanlı olarak ülkede yeni bir yönetimin seçilmesinin önünü açtı.
Yürüttüğü gizli idari soruşturma sonrasında İçişleri Bakanı Fethi Başağa’yı görevine iade eden Fayiz es-Serrac liderliğindeki Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri, General Halife Hafter liderliğindeki Ulusal Ordu’yu Sirte çevresinde ateşkesi üçüncü kez ihlal etmekle suçladı. UMH’ye bağlı Sirte ve Cufra Ortak Operasyon Dairesi Sözcüsü General Abdulhadi Dırah, Ulusal Ordu’nun önceki akşam grad füzesi fırlattığını, yaranan olmadığını ve UMH güçlerinin karşılık vermeye hazır olduğunu söyledi. Ancak Ulusal Ordu bu suçlamalar karşısında sessizliğini koruyor.
Bu süreçte, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu, ateşkesi istikrara kavuşturmak için yeni bir askeri diyalog turu düzenlemek ve çeşitli siyasi gruplar arasında Cenevre siyasi sürecini yeniden başlatmak için önümüzdeki iki gün içinde Temsilciler Meclisi ile “Devlet” yetkililerini Fas’ın Suheyrat kentinde bir araya getirmek için hazırlanıyor.
Bununla birlikte, Ulusal Ordu’dan bir yetkili ülkedeki askeri ve siyasi krize son verilmesi için yeni bir anlaşma ihtimali hakkında bilgi sahibi olmadığını belirterek, ordu güçlerinin Sirte ve Cufra’daki noktaları ve Petrol Hilali bölgesinin güvenliğini koruma rolünü devam ettirdiğini vurguladı.
Buna karşılık, UMH’ye bağlı medya kuruluşları, Wagner paralı askerlerinin Sirte’den Ras Lanuf kentine doğru çekildiklerinin gözlemlediğini belirtti. Bu gelişme Ulusal Ordu’ya ait bir askeri konvoy ülkenin doğusundaki Bingazi kentinden batıya doğru hareketi ile aynı zamana denk geldi. Görünüşe göre bu hareket, çekilen paralı askerlerin yerlerini almayı amaçlıyor.
Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’e yakın kişiler, BM Misyonu ve Faslı yetkililerin aracılığıyla, Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile Salih’in bir araya geleceğini ve Mişri’nin Salih’in ateşkes girişimine yer verdiği bir açıklama yayınlayacağını bildirdi. Hafter bu girişimi görmezden geldi ancak UMH lideri Serrac’ın aynı şekilde duyurduğu benzer girişimi ise uluslararası tanınırlığa sahip hükümet güçlerinin yanı sıra Türk askerlerinin ve binlerce paralı askerlerin varlığını görmezden gelmesi nedeniyle eleştirdi.
ABD Savunma Bakanlığı Genel Müfettişi, Libya ile ilgili hazırladığı üç aylık raporda, Suriye’de Türkiye ile yakın bir şekilde çalışan Suriyeli paralı askerlerin “ABD Afrika Komutanlığı’nın (AFRICOM) değerlendirmelerine göre muhtemelen Türk askeri uçaklarıyla Libya’ya ulaştıkları” belirtiliyor. Raporda “Türkiye’nin ekipman ikmali için İstanbul ile Trablus arasında düzenli uçuş seferlerini sürdürdüğüne” dikkate çekiliyor.
AP’nin haberine göre Türkiye'deki özel güvenlik şirketi SADAT, UMH’ye destek veren Suriyeli paralı askerlerin eğitimi için Trablus’ta onlarca askeri danışman konuşlandırdı. Haberde SADAT’ın Libya’da UMH’ye destek veren yaklaşık 5 bin Suriyeli savaşçıya gözetim ve ödeme yaptığı kaydedildi.

Fethi Başağa görevine iade edildi
Öte yandan, Serrac, Hükümet Başkanlığı Konseyi üyelerinin de katıldığı gizli soruşturma oturumunun ardından İçişleri Bakanı Fethi Başağa’yı görevine iade etti. Başağa’ya bağlı Özel Görev Gücü’nün başkent Trablus’taki Demiryolu bölgesinde bulunan gizli oturumun yapıldığı hükümet binasını kuşatmasının ardından hükümet, oturumu kamuoyuna açık bir şekilde düzenleme kararından geri adım attı.
Başağa’nın göreve iadesine ilişkin resmi açıklama beklenirken, Başağa ve hükümete yakın kaynaklar, söz konusu oturumda Başağa’nın çalışmalarına dönme kararı alındığını ve hükümetin geçici olarak askıya alma kararına son verdiğini bildirdi. Başkent Trablus ve diğer kentlerde yaşam koşullarının kötüleşmesini ve kamu hizmetlerinin yetersizliğini protesto etmek amacıyla gösteriler düzenlenmişti. Libya yerel medyası, dün, protestolar sırasında tutuklanan 23 Ağustos Hareketi göstericilerinden 13 kişinin serbest bırakıldığını ve 8 kişinin güvenlik ve kamu düzenini bozmaktan cezaevine girdiğini aktardı.



Fransız ve Alman dışişleri bakanları Şam'da

Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)
Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)
TT

Fransız ve Alman dışişleri bakanları Şam'da

Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)
Bab Tuma Meydanı'nda asılı Suriye bayrağının önünde duran bir muhalif savaşçı (Reuters)

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinden yaklaşık dört hafta sonra Şam büyük bir diplomatik açılıma sahne olurken, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve Alman mevkidaşı Annalena Baerbock bugün Suriye'ye gelerek bir Batı ülkesinden Şam'a bu düzeyde yapılan ilk ziyareti gerçekleştirdiler.

Ziyaretlerin amacı, Avrupa Birliği (AB) tarafından görevlendirilen yeni fiili yöneticilerle görüşmelerde bulunmak. Hem Barrot hem de Baerbock'un yeni Suriye yönetiminin lideri Ahmed eş-Şera ile görüşmesi planlanıyor.

Kıbrıs'tan Suriye'nin başkentine varışından önce yaptığı açıklamada Baerbock, Suriye'nin ‘kendi toprakları üzerinde tam kontrole sahip, işleyen bir devlet’ olmasına yardımcı olmaya çalıştıklarını vurguladı.

Baerbock, aralık ayı başında Esed'i deviren muhalif grupların koalisyonuna liderlik eden Heyetu Tahriru’ş-Şam'a (HTŞ) yönelik ‘kuşkulara’ rağmen, “Bu önemli noktada Suriye halkını destekleme fırsatını kaçırmamalıyız” dedi.

Baerbock, Suriye'deki yeni fiili yöneticilerin Almanya ve AB ile ilişkilerini yeniden başlatabilmeleri için gerekli koşulları sıraladı. “AB ile Suriye ve Almanya ile Suriye arasında yeni bir siyasi başlangıç mümkün” diyen Baerbock, Suriye'nin başkentine ‘net beklentilerle’ geldiğini ifade etti.

Baerbock ve Barrot, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas adına geçiş hükümeti temsilcileriyle görüşmelerde bulunmayı planlıyor.

Barrot yeni yılı Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu ile birlikte Lübnan'da Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’ndeki (UNIFIL) Fransız askerleriyle birlikte kutladı. Baerbock ve Barrot, Esed'in devrilmesinden bu yana Suriye'yi ziyaret eden ilk AB dışişleri bakanları oldu.

Baerbock şunları söyledi: “Yeni bir başlangıç ancak, yeni Suriye toplumunun tüm Suriyelilere (kadın-erkek, etnik ya da dini grup farkı gözetmeksizin) siyasi süreçte yer vermesi, onlara haklar tanıması ve koruma sağlamasıyla mümkün olabilir. Bu haklar korunmalı; seçimler yapılana ya da yargının veya eğitim sisteminin İslamileştirilmesi için adımlar atılana kadar çok uzun süreler boyunca baltalanmamalı.”

Eş-Şera geçtiğimiz günlerde yeni bir anayasa taslağının hazırlanmasının üç yılı, seçimlerin yapılmasının ise dört yılı bulabileceğini söyledi. 10 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın ardından Suriye parçalanmış ve mezhepsel olarak bölünmüş durumda. Esed'in devrilmesinden sonra bile rakip silahlı güçler iktidar için savaşmaya devam ediyor.

Baerbock, “Son yıllarda Suriye halkına sağlanan insani yardıma ek olarak, Suriye'yi barışçıl bir iktidar geçişi, toplumda uzlaşma ve yeniden yapılanma yoluyla destekleme arzusundayız” dedi.

Yeni bir başlangıcın ancak geçmişin ele alınması, adaletin yerini bulması ve halkın bazı kesimlerine yönelik misillemelerden kaçınılması halinde mümkün olabileceğini ifade eden Baerbock, aşırıcılığın ve aşırı grupların Suriye'de yeri olmadığını vurguladı.

Baerbock sözlerini şöyle sürdürdü: “HTŞ’nin ideolojik olarak nereden geldiğini ve geçmişte neler yaptığını biliyoruz. Bununla birlikte, HTŞ’nin ılımlı olma ve diğer önemli aktörlere ulaşma isteği de görülmeli. Kürtlerin ağırlıkta olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile görüşmelerin başlaması bu yönde önemli bir sinyal.”

HTŞ, El Kaide'nin bir kolu olan Nusra Cephesi'nden doğdu. Her ne kadar hem El Kaide'yi hem de DEAŞ'ı reddetmiş olsa da HTŞ liderliğinin El Kaide ile temaslarını sürdürdüğüne dair haberler var.

Baerbock, “HTŞ'yi eylemleriyle değerlendirmeye devam edeceğiz. Tüm kuşkulara rağmen bu önemli kavşakta Suriye halkını destekleme fırsatını kaçırmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Almanya'nın Suriye'deki iç sürecin dışarıdan kesintiye uğramaması için de çalıştığını belirten Baerbock, Suriye'de kendi çıkarlarının peşinde koşmakla suçlanan Türkiye ve İsrail'e açık bir göndermede bulundu.

Baerbock ayrıca, ‘Rusya’nın Suriye'deki askeri üslerini terk etme zamanının geldiğini’ belirtti.

Rusya yıllardır Esed'in en önemli müttefiklerinden biriydi. Yaklaşık 14 yıl süren iç savaşın ardından Suriye harap oldu; kara mayınları ve diğer mühimmatlarla büyük ölçüde kirlendi.

Ülke şu anda insan gücü ve kalifiye işçi sıkıntısı çekiyor. Ekonomi küçüldü, para birimi 2020'den bu yana değerinin yüzde 90'ından fazlasını kaybetti ve kamu hizmetleri çöktü. Ülkede 16 milyondan fazla insan yardıma muhtaç durumda.

Baerbock'un Şam'daki görüşmelerinde, geçiş hükümetinin de desteklediği, Almanya'daki Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konusunun ele alınması bekleniyor. Almanya İçişleri Bakanlığı'na göre şu anda Almanya'da yaklaşık 975 bin Suriyeli yaşıyor. Bunların çoğu iç savaştan kaçarak 2015 yılında Almanya’ya geldi.