Fransa'da Mart ayından bu yana en yüksek günlük vaka sayısıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/2489416/fransada-mart-ay%C4%B1ndan-bu-yana-en-y%C3%BCksek-g%C3%BCnl%C3%BCk-vaka-say%C4%B1s%C4%B1
Fransa'da Mart ayından bu yana en yüksek günlük vaka sayısı
Paris/İHA
TT
TT
Fransa'da Mart ayından bu yana en yüksek günlük vaka sayısı
Fransa’da korona virüs salgınında son 24 saatte 8 bin 975 yeni vakanın tespit edilmesi ile toplam vaka sayısı 309 bin 156’ya ulaştı. Fransa’da bugün Mart ayından bu yana en yüksek günlük vaka sayısı kayda geçti.
Korona virüs salgını Fransa'da yeniden etkisini arttırırken, günlük vaka sayısı 9 bine yaklaştı. Fransa Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ülke genelinde son 24 saatte 8 bin 975 yeni vakanın tespit edilmesi ile toplam vaka sayısının 309 bin 156'ya ulaştığı aktarıldı.
Bakanlık, son 24 saatte 19 kişinin virüs nedeni ile hayatını kaybettiğini açıklarken, dün 30 bin 706 olan toplam can kaybını revize ederek, 30 bin 686'ya düşürdü. Fransa'da bugün Mart ayından bu yana en yüksek günlük vaka sayısı tespit edilirken, son 2 gündür vaka sayıları 7 binin üzerinde seyrediyordu.
Öte yandan Fransa'da 1 Eylül'de yaklaşık 12 milyon öğrenci yeniden ders başı yapmıştı. Fransa Milli Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer bugün yaptığı açıklamada, Fransa topraklarında toplam 22 okul ve 130 civarında sınıfın korona virüs tespit edilmesi üzerine yeniden kapatıldığını duyurmuştu.
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınamahttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5171388-i%CC%87srailin-mescid-i-aksaya-y%C3%B6nelik-provokasyonlar%C4%B1na-arap-ve-i%CC%87slam-d%C3%BCnyas%C4%B1ndan-k%C4%B1nama
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yönelik provokasyonlarına Arap ve İslam dünyasından kınama
Kudüs (DPA)
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bin 200'den fazla yerleşimcinin eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'nın avlularına baskın düzenledi. Bu hareket ‘provokasyon’ ve kutsal mekandaki tarihi ve yasal statükonun bariz bir ihlali olarak nitelendirildi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, İsrail işgal hükümeti yetkilileri tarafından tekrarlanan bu ihlallerin bölgedeki çatışmayı körüklediği uyarısında bulunarak, Suudi Arabistan’ın bu uygulamaları ‘en güçlü şekilde’ kınadığını ifade etti.
Suudi Arabistan, uluslararası topluma ‘barış çabalarını baltalayan ve uluslararası yasa ve normları ihlal eden bu ihlalleri durdurmak için derhal harekete geçme’ çağrısını yineledi.
Ürdün Dışişleri Bakanlığı ise yaptığı resmî açıklamada, ‘yaşananların Mescid-i Aksa’daki statükonun ve uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu’ vurgulayarak, Mescid-i Aksa'ya yapılan baskını kınadı. Açıklamada ayrıca, ‘144 dönümlük alanıyla Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara özel bir ibadet yeri olduğu ve İsrail'in bunun üzerinde hiçbir egemenliği olmadığı’ vurgulandı.
Filistin Devleti Başkanlığı, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya girmesini şiddetle kınadığını ifade ederek, “Bu provokatif davranış, İsrail hükümetinin gerginliği artırma politikalarını sürdürme konusundaki ısrarını yansıtmakta ve aşırılık yanlısı doğasını teyit etmektedir” değerlendirmesinde bulundu. Filistin Devleti Başkanlığı, ABD liderliğindeki uluslararası topluma, ‘tekrarlanan bu ihlalleri durdurma ve İsrail'i uluslararası sözleşmeleri ihlalinden dolayı sorumlu tutma’ çağrısında bulundu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir yerleşimcilerle birlikte Mescid-i Aksa çevresinde (WAFA)
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Ben-Gvir liderliğindeki bin 251 yerleşimcinin bu sabah Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini, işgal güçlerinin yoğun koruması altında avlularında Talmud ritüelleri gerçekleştirdiğini ve mescidin kutsallığına karşı ‘sistematik saldırganlık’ olarak tanımladığı eylemin tekrarlandığını bildirdi.
Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) saldırıyı kınayarak, bunu ‘Müslümanların duygularına yönelik ciddi bir provokasyon ve Haşimilerin Kudüs'teki kutsal mekânlar üzerindeki himayesinin ihlali’ olarak nitelendirdi. Ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, bu tür uygulamaların tansiyonu yükselttiği ve sükûnet ve istikrarı sağlamaya yönelik tüm çabaları baltaladığı vurgulandı.
Bu gelişmeler, uluslararası hukuka göre 1967'den beri işgal altındaki Filistin topraklarının bir parçası olan ve tanınmış uluslararası anlaşmalar uyarınca Ürdün'ün himayesi altında bulunan Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırıların sonuçlarına karşı tekrarlanan uyarıların ardından geldi.