Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Okullarımızı eğitim-öğretime açıyoruz, yüz yüze ve uzaktan eğitim birlikte yapılacak'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Okullarımızı eğitim-öğretime açıyoruz, yüz yüze ve uzaktan eğitim birlikte yapılacak'
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Okullarımızı eğitim-öğretime açıyoruz, yüz yüze ve uzaktan eğitim birlikte yapılacak'

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Okullarımızı eğitim-öğretime açıyoruz, yüz yüze ve uzaktan eğitim birlikte yapılacak'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Yeni dönemde eğitim-öğretime salgın şartlarını da dikkate alarak hem yüz yüze eğitimi hem de uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim-öğretime açıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan Kabine toplantısı sonrasında açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda en önemli başlığın pandemi olduğunu belirterek önemli açıklamalarda bulundu.

“Ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir”
Kabine toplantısında Covid-19 salgını ile ilgili gelişmeleri görüştüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın tüm dünya ile birlikte ülkemizi de tahdit etmeyi sürdürüyor. Dünyada vaka sayısı 28 milyona yaklaşırken, ölü sayısı da 900 bini aştı. Günlük vaka rakamlarının 80 bini, ölü sayılarının bini geçtiği ülkeler var. Türkiye hem sağlık alt yapısının gücü hem aldığımız tedbirler sayesinde oldukça iyi noktada bulunuyor. Ancak mevcut durum da bizim için kabul edilebilir değil. Vaka ve vefat sayılarındaki kısmi yükselişten üzüntü duyuyoruz” diye konuştu.
Kurallara riayet edilmesi konusunda uyarıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ilimizde ihtiyaçlara göre ilave alıyoruz. Bu çerçevede kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı şekilde denetlenecektir. Toplu taşımada tüm illerimizde ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir. Riskli illerde İl Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla kapasite sınırlamasına da gidilebilecektir. Maske kullanımı başta olmak üzere kurallara uymayanlara kesilen cezalar muhakkak tahsil edilecektir. Esnek ve kademeli mesai usullerinin yaygın şekilde tatbiki sağlanacaktır. Bilindiği gibi Sağlık Bakanımız salgının seyri ile ilgili her hafta kapsamlı bilgilendirme yapıyor.
Günlük vaka, vefat, yoğun bakım istatistikleri de her akşam yayınlanıyor. Şeffaf bir şekilde yürüttüğümüz bu sürecin başarısı vatandaşlarımızın vereceği desteğe bağlıdır. Korona virüs henüz tam olarak çözülememiş, dolayısıyla etkin ve kullanılabilir tedavisi bulunamamış bir hastalıktır. Bu durum sağlam veya hasta bir bireyin kendi tedbirini kendisinin almasını zorunlu kılıyor. Hükümet olarak Mart ayından sonra açtığımız çok sayıda yüksek kapasiteli hastane ile teşhis ve tedavi imkanlarını sürekli genişletiyoruz. Sağlık çalışanlarımız büyük bir özveri ile vatandaşımıza hizmet vermek için canla başla çalışıyor” şeklinde konuştu.
“Her vatandaşımızı sevdiklerimizin sağlığı için seferberlik ruhu ile bu sürece destek vermeye davet ediyorum”
Asıl işin vatandaşın kendinde bittiğini söyleyen Erdoğan, “Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız, belirlenen kurallara uymadığımız sürece ne açtığımız hastaneler, ne cezai tedbirler tek başını bizi virüsten koruyabilir. Her vatandaşımızı kendimizin, evlatlarımızın, aile büyüklerimizin, sevdiklerimizin sağlığı için seferberlik ruhu ile bu sürece destek vermeye davet ediyorum. Daha iyi bir çözüm bulunana kadar hayatımızı temizlik, maske, mesafe tedbirlerine göre yeniden düzenlemeliyiz. Sonbaharın yaklaşmasıyla birlikte soğuk algınlığı ve grip gibi mevsim hastalıklarının yükü üzerimize binmeden günlük vaka sayılarını 100'ün altına, vefat sayılarını mümkünse sıfıra indirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Salgın döneminde yapılan hizmetleri anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ürettiğimiz 9 bin 350 solunum cihazından 2 bin 750'sini ihraç ettik“ açıklamasında bulundu. Erdoğan, “Kısa çalışma ödeneğini vermeye 31 Ekim tarihine kadar devam edeceğiz. Ağustos sonu itibariyle 2,3 milyon kişi için kısa çalışma ödeneğinin uzatılması talebinde bulunulmaması işyerlerinin pek çoğunun normal çalışma düzenine geçtiğini gösteriyor. Normal çalışma düzenine geçen işverenlerimize de 3 aya kadar asgari ücret üzerinden sigorta prim desteği vererek faaliyetlerini sürdürmeye teşvik ediyoruz” dedi.
Ekonomik gelişmelere değinen ve tüm verilen üçüncü çeyrekte güçlü bir toparlanma yaşanacağına işaret ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yılın ilk 8 ayında sanayi siciline kayıt yaptıran firma sayısının geçen yıla göre yüzde 8 artarak 9 bin 352'yi bulması bu alandaki canlılığın işaretlerinden biridir. Yılın ilk 8 ayında 7 yeni organize sanayi bölgesi faaliyete geçti. Tüm organize sanayi bölgelerimizde 50 bin istihdamla 761 yeni fabrika üretime başladı. Yatırım teşvik belgeleri, özel sektörün yatırım talebinde yüzde 30'luk bir artış olduğunu ifade ediyor. Ağustos ayı ihracatımızı geçen yılın aynı ayının bile üzerinde bir rakamla kapattık” diye konuştu.

“Okullarımızı eğitim-öğretime açıyoruz”
Okulların açılmasına yönelik önemli açıklamada bulunan Erdoğan, “Yeni dönemde eğitim-öğretime salgın şartlarını da dikkate alarak hem yüz yüze eğitimi hem de uzaktan eğitimi birlikte gerçekleştireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinden başlayarak okullarımızı eğitim-öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine göre şehirlerimizde farklılık gösterebilecektir” şeklinde konuştu.
Turizm sektörünün sezonu kurtarabilmesi için çok gayret gösterdiklerini belirten Erdoğan, “Dün itibariyle 10 milyon turist rakamını geride bırakmayı başardığımız ortada. İnşallah yılsonuna kadar bu rakamımı çok daha yüksek seviyelere çıkartacağız. Amacımız salgın döneminde içeride alınan tedbirlerin ve dünya genelindeki olumsuzlukların ekonomik ve sosyal etkilerini süratle ortadan kaldırmaktır” ifadelerini kullandı.



Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
TT

Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)

Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan ankete göre vatandaşların yarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ı Avrupa'nın düşmanı olarak görüyor. 

Fransız politika dergisi Le Grand Continent'te yayımlanan ankete Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, Portekiz, Hırvatistan ve Polonya'dan yaklaşık 10 bin kişi katıldı. 

Katılımcıların yüzde 48'i Trump'ı kesin düşman gördüğünü belirtti. Bu oran Belçika'da yüzde 62, Fransa'da yüzde 57, Hırvatistan'da yüzde 37, Polonya'daysa yüzde 19 oldu.

Öte yandan Avrupalılar, ABD'yle ilişkileri stratejik açıdan önemli görüyor. AB'nin ABD yönetimine karşı hangi tutumu benimsemesi gerektiği sorulduğunda "uzlaşma" seçeneği yüzde 48'le en popüler tercih oldu. 

AB vatandaşlarının yüzde 51'i gelecek yıllarda Rusya'yla doğrudan savaş riskinin olduğunu düşünüyor. Bunun çok ciddi bir risk olduğunu savunanların oranıysa yüzde 18. 

Ülkelerin Rusya'ya coğrafi yakınlık derecesine göre görüşler büyük farklılık gösterdi. Polonyalı katılımcıların yüzde 77'si savaş riskinin yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da yüzde 54, Almanya'da yüzde 51, Portekiz'de yüzde 39 ve İtalya'da yüzde 34 oldu. 

Çoğu kişi AB'nin muhtemel savaşa karşı yeterince hazır olmadığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 69'u ülkelerinin Rusya'ya karşı savunma kapasitesinin "zayıf kaldığını" ya da "hiç olmadığını" söyledi.

Rusya'dan gelebilecek tehditler arasında teknoloji ve dijital güvenliği etkileyecek saldırılar yüzde 28'le en üst sırada yer aldı. Askeri güvenlikse bunun ardından yüzde 25 oranındaydı.

Katılımcıların yüzde 69'u muhtemel savaş durumunda AB'nin birliğini pekiştirerek koruyucu bir rol oynaması gerektiğini söyledi.

9 ülkedeki katılımcıların büyük çoğunluğu AB üyeliğini destekledi, vatandaşların yüzde 74'ü ülkelerinin blokta kalmasını istediğini belirtti. 

Bu oran yüzde 90'la Portekiz ve yüzde 89'la İspanya'da en yüksek seviyedeyken, yüzde 68'le Polonya'da ve yüzde 61'le Fransa'da en düşük orandaydı.

Anketi düzenleyen Cluster 17 şirketinin kurucusu Jean-Yves Dormagen, AB'de "Trumpçılığın düşmanca bir güç olarak görüldüğünü" belirterek şöyle devam ediyor: 

Avrupa sadece artan risklerle karşı karşıya değil, aynı zamanda kendi tarihsel, jeopolitik ve siyasi yapısında da dönüşüm geçiriyor. Ankette çıkan genel tablo, endişeli, kendi kırılganlıklarının çok iyi farkında olan ve olumlu bir geleceği düşünebilmek için mücadele eden bir Avrupa'yı gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, La Voce di New York


Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Maduro’nun iktidarı bırakmak için yaptığı teklif ortaya çıktı

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)
Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Trump'ın Maduro'ya "ültimatom" verdiği de öne sürülmüştü (Reuters)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın telefon görüşmesinin detayları ortaya çıktı. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Telegraph'a konuşan kaynaklar, Maduro'nun iktidarı bırakmak için belirli şartlar sunduğunu ancak Trump'ın bunları kabul etmediğini savunuyor.

Buna göre Maduro, 200 milyon dolarlık servetini korumayı, kendisine yakın yaklaşık 100 kişi hakkında hiçbir işlem yapılmamasını ve dost bir ülkeye sığınmasının sağlanmasını istemiş.

Kaynaklar, Washington'ın özellikle üst düzey yetkililer hakkında herhangi bir işlem yapılmaması talebine yanaşmadığını belirtiyor. 

15 dakikalık telefon konuşmasında iki liderin, Venezuela'da olası bir geçiş hükümetinin nasıl kurulacağına veya Maduro'nun nereye gönderileceğine dair de anlaşmaya varamadığı ifade ediliyor. 

Trump'ın, Maduro'nun gidebileceği ülkeler arasında Rusya ve Çin'i gösterdiği öne sürülüyor. Ayrıca Katar'ın da bir seçenek olarak değerlendirildiği iddia ediliyor. 

Washington Post'un 27 Kasım'daki haberinde, Venezuela liderinin Türkiye'ye kaçabileceği de ileri sürülmüştü. 

Telegraph'ın haberinde, Maduro'nun kendisine yakın isimlerin geçiş hükümetinde rol oynamasını istediği ancak Beyaz Saray'ın bunu kabul etmediği yazılıyor.

Kaynaklardan biri, Venezuela liderinin "iki arada bir derede" kaldığını söylüyor. İktidardaki müttefikleri hakkında işlem yapılmasını kabul etmesi halinde Maduro'nun Venezuela'daki üst düzey isimler tarafından "hedef alınabileceği" belirtiliyor. 

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro olduğunu öne sürmüştü.

Haberde, Maduro'nun af istediği üst düzey askeri ve siyasi isimlerin, ABD tarafından hedef alınan bu örgüte üye olduğu savunuluyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi, böyle bir örgütün varlığını defalarca reddetmişti. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, ABD'nin Güneşler Karteli'yle ilgili açıklamasının "asılsız ve gerçek dışı" olduğu savunulmuştu. 

Beyaz Saray'ın örgütün en üst isimlerinden biri olduğunu öne sürdüğü Venezuela İçişleri, Adalet ve Barış Bakanı Diosdado Cabello da karteli "uydurma" diye nitelemişti.

Maduro, Trump'la telefon görüşmesi hakkunda dün yaptığı açıklamada, "Görüşmenin saygı çerçevesinde tamamlandığını ifade etmek isterim" demişti. Trump ise Maduro'yla konuşmasına ilişkin "Görüşmenin iyi ya da kötü geçtiğine dair bir şey söyleyemem" ifadelerini kullanmıştı. 

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Telegraph, BBC


Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
TT

Putin, 4 yıl sonra Hindistan’da: Modi’yle toplantıda neler konuşulacak?

Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)
Putin, en son Modi'yle Yeni Delhi'de 2021'de bir araya gelmişti (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin görüşmesi özellikle ABD tarafından yakından takip ediliyor.

Rus lider bugün Yeni Delhi'ye vardı, Modi'yle birebir görüşmeninse yarın düzenlenmesi planlanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rus petrolünü almaması için Modi'ye baskı yaptığı hatırlatılıyor. 

Yeni Delhi yönetimi, Washington'ın taleplerine bir süre direnmiş ancak ABD'nin geçen ay Rus petrol devlerine uyguladığı yaptırımların ardından satın alımları büyük ölçüde durdurmak zorunda kalmıştı. 

BBC'nin analizinde, 2022'de patlak veren Ukrayna savaşından beri ilk kez Hindistan'ı ziyaret edecek Putin'in petrol satın alımlarının tekrar artırılması için Modi'ye baskı yapabileceğine dikkat çekiliyor. 

İkili zirvede, Hindistan ve Rusya'nın Sovyet döneminden beri süren ilişkilerine bağlı oldukları mesajı verilecek. 

NYT'nin haberinde, aynı zamanda görüşmenin Putin için "küresel öneme sahip bir ortağı olduğunu dünyaya gösterme fırsatı" sunacağı ifade ediliyor.

Toplantıda Modi yönetiminin Rus menşeli gübre ürünlerine yatırımını artırması ve Hindistan'da Rusya işbirliğiyle inşa edilecek nükleer santrallerle ilgili konuların ele alınacağı aktarılıyor. 

Ayrıca iş sektöründe ortaklığın da artırılması öngörülüyor. Ukrayna savaşı nedeniyle eleman kıtlığı yaşayan Rus şirketlerin Hindistanlı işçileri kadrolarına katmak istediği belirtiliyor. 

Bu, Putin'in 2021'den beri Hindistan'a yaptığı ilk ziyaret olacak. Diğer yandan iki lider eylülde Çin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısında bir araya gelmiş, geçen yıl da Moskova'da görüşmüştü. 

"Denge politikası sınanıyor"

Diğer yandan görüşmenin, Modi'nin hem Rusya hem de Batı'yla ilişkilerini dengede tutmakta zorlandığı bir dönemde yapıldığına işaret ediliyor. Yeni Delhi merkezli düşünce kuruluşu Global Trade Research Initiative'in (GTRI) görüşme hakkındaki analizinde şu ifadelere yer veriliyor: 

Hindistan için zor olan mesele stratejik dengeyi korumaktır. Washington'dan gelen baskı ve Moskova'ya bağımlılığı yönetirken özerkliği de koruyabilmektir.

CNN'in analizinde de Hindistan'ın denge politikasının son dönemde sınandığı belirtiliyor. Yeni Delhi yönetiminin, Soğuk Savaş'ta kurulan dostluk, askeri işbirliği ve ucuz petrol fırsatı nedeniyle Kremlin'e bağımlı olduğu, diğer yandan da teknoloji, ticaret ve yatırım konusunda Amerika'yla işbirliğinden vazgeçmek istemediği yazılıyor. 

"Yeni S-400 anlaşması gelebilir"

İki ülke arasında savunma sektöründe de kuvvetli bağlar var. Hindistan yönetimi, Çin ve Pakistan'la sınırlarını korumak için askeri ekipmana on milyarlarca dolar harcıyor. 

Hindistan ordusunun elindeki hava savunma sistemleri, savaş uçakları, tüfekler ve füzelerin çoğu da ülkenin en büyük silah tedarikçisi Rusya tarafından üretiliyor.  

Hindistan medyasında yer alan haberlere göre, Modi yönetimi Rus menşeli S-400 hava savunma sistemi için yeni bir anlaşma yapabilir.

S-400 ve Rusya-Hindistan ortak üretimi uzun menzilli BrahMos füzeleri, Hindistan'la Pakistan arasında mayısta patlak veren 4 günlük çatışmalarda önemli rol oynamıştı.

Independent Türkçe, CNN, BBC, New York Times