Tunus: Muhalefetten iktidara terör ithalatı suçlaması

Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, meclis oturumunda (EPA)
Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, meclis oturumunda (EPA)
TT

Tunus: Muhalefetten iktidara terör ithalatı suçlaması

Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, meclis oturumunda (EPA)
Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musa, meclis oturumunda (EPA)

Muhalefetteki Özgür Anayasa Partisi Genel Başkanı Abir Musa, iktidarı, Tunus’a terörizm ithal etmekle suçladı.
Musa, siyasi sahneye hakim olan siyasi kurumları, Tunus’a terör ithal etmek ve teröristlerin gençlerin arasına sızmasına katkıda bulunmakla suçladı.
Musa, parlamento binasında düzenlediği basın toplantısında, Tunus devlerinin yasaları uygulamadaki başarısızlığının sonlanması, Tunus ulusal güvenliğini tehdit eden meselelerin ele alınması ve Tunus’ta terörizmin yayılmasına katkıda bulunan tarafların tespit edilmesi uyarısında bulundu.
Abir Musa, Tunus devletinin “terör unsurları ve çatışma alanlarından geri dönen militanları ilgilendiren verilere hiç önem göstermediğini” iddia ederek, İçişleri Bakanlarının çoğunun bu önemli soruya yanıt vermediğine dikkati çekti ve onları, siyasi sahneye hakim olan siyasi örgütlerin ülkeye terörizm ithal etmesinin arkasındaki neden olmakla suçladı. Musa, bu örgütlerin isimlerine değinmezken, bazı gözlemciler ise Musa’nın daha önce terörü desteklemekle suçlanan İslamcı çizgideki Nahda Hareketi’ni hedef aldığını belirtti.
Finansal Analiz Komitesi (CTAF) raporunun, Tunus’un 2013- 1014 yıllarında terörizm ve silah eğitiminin zirve noktasını yaşadığını gösterdiğini ifade eden Abir Musa, bu dönemde Tunuslu radikalizm yanlılarının, silah ve patlayıcı madde eğitimi almak için yurtdışındaki çatışma alanlarına akın ettiklerini vurguladı. Musa, Tunus devletinin terör örgütlerinin ve unsurlarının tüm faaliyetlerinin farkında olduğunu, rakam ve verilere sahip olduğunu, coğrafi dağılımlarının farkında olduğunu ve Tunus’ta terörizmin desteklenmesine ve yayılmasına katkıda bulunan dernekleri öğrendiğini ifade etti.

Musa Hizbu’t Tahrir’i hedef aldı
Öte yandan Musa, terörü aklayan kolektif ve parti ahtapotlarının devamlılığı çerçevesinde bazı ülkeleri, terörle mücadele etmemekle suçladı. Uluslararası toplumu ve uluslararası yargı kurumlarını, Tunus’u ‘bu sistemi bozmak için harekete geçmemesi halinde terörle mücadeleye zorlamakla’ tehdit etti. Tunus yönetiminin “demokrasiyi reddeden ve hilafetin yeniden tesis edilmesi çağrısında bulunan Hizbu’t Tahrir örgütünün faaliyetlere izni vermesi”ni eleştiren Musa, Hizbu’t Tahrir’in Tunus’ta yasaklanması ve her türlü siyasi veya dernek faaliyetinin engellenmesi çağrısını yineledi. Abir Musa, Hizb’ut Tahrir’in geçen hafta düzenlediği konferansın DEAŞ’a mesaj niteliği taşıdığını ve DEAŞ’ın fikirlerine kanunen izin verildiğini iddia etti. Tunus yönetimi ise Hizbu’t Tahrir’in silahlı mücadele yöntemini reddetmesi dolayısıyla düşünce özgürlüğü kapsamında görüşlerini ifade edebileceğini belirtiyor.
Öte yandan ordudan emekli Tuğgeneral ve Terörle Mücadele Ulusal Komitesi’nin eski başkanı Muhtar bin Nasr, geçen pazar sabahı Susa bölgesinde düzenlenen terör operasyonunun, birkaç gün önce görevini teslim alan hükümetin kafasını karıştıracak programlı bir operasyon olduğunu dile getirdi. 
Bin Nasr, medya organlarına yaptığı açıklamada, teröristlerin devlet sembollerine saldırmak için zayıf noktaların peşine düştüklerine dikkati çekti. İçişleri Bakanlığı’nın geçen Temmuz ayında engellenen tehlikeli bir komployu ortaya çıkardığını söyleyen yetkili, teröristlerin ‘savaş devam ettiği için’ devleti karıştırmaya yönelik girişimlerini sürdürmesinin beklendiğini vurguladı.
Öte yandan Tunus Genel İşçi Birliği (İşçi Sendikası), Susa bölgesindeki terör saldırısını kınarken, siyasi tarafların harekete geçmek için demokrasi ikliminden, isyan, nefret söylemi ve tahrikten yararlandığını savundu. Sendika, savcılığa da terör saldırısını, terörü aklamak ve terörist çetelerin suçlarını meşrulaştırmak için bir istihbarat operasyonu olarak nitelendiren bazı ifadeleri soruşturma çağrısı yaptı.
Genel İşçi Birliği, teröre karşı savaşın hala uzun olduğunu söylerken, “Daha fazla ihtiyata, hazırlığa, direnişe, onu destekleyen siyasi, hukuki ve finansal korumayı ortadan kaldırmaya, nefret söylemiyle yüzleşmeye, vatana ihanet ve radikalizmle mücadele politikasını reddetmeye ve dini kullanmanın her türlüsünü içerecek şekilde genişletmeye ihtiyaç var” dedi.



Birleşik Krallık Gazze'de gıda malzemesi bekleyen çocuk ve kadınların öldürülmesini kınadı

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım almak için yola çıktı (Reuters)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım almak için yola çıktı (Reuters)
TT

Birleşik Krallık Gazze'de gıda malzemesi bekleyen çocuk ve kadınların öldürülmesini kınadı

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım almak için yola çıktı (Reuters)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım almak için yola çıktı (Reuters)

İngiltere'nin Kalkınmadan Sorumlu Devlet Bakanı Jenny Chapman dün yaptığı açıklamada, perşembe günü Gazze Şeridi'nde gıda malzemesi bekleyen çocuk ve kadınların öldürülmesini kınadı.

Chapman, sivillerin korunmasının ve Gazze'ye engelsiz insani yardım erişiminin büyük önem taşıdığını vurgulayarak, olayla ilgili derhal ve bağımsız bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.

Filistin televizyonunda dün yer alan haberde, Gazze'nin merkezinde yardım dağıtımı için bekleyen çoğu kadın ve çocuk 10'dan fazla kişinin İsrail bombardımanı sonucu öldüğünü duyurdu.

Birleşmiş Milletler dün yaptığı açıklamada, 27 Mayıs'tan bu yana Gazze'de çoğu ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen merkezlerin yakınında olmak üzere, yaklaşık 800 kişinin yardım beklerken öldürüldüğünü ifade etti.

Şarku’l Avsa’ın Gazze Sağlık Bakanlığı verilerinden elde ettiği bilgiye göre İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşı Ekim 2023'ten bu yana yaklaşık 60 bin Filistinlinin ölümüne neden oldu ve büyük bölümü İsrail tarafından yıkılan Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların enkazı altında binlerce cesedin kaldığına inanılıyor.