Yeni tip koronavirüsten kaynaklanan Kovid-19 salgınına karşı etkili ve güvenilir bir aşı geliştirmek ve bu aşıyı salgının yayılmasını durdurmaya yardımcı olacak kadar geniş çapta dağıtma imkanı şu anda dünya için en öncelikli mesele sayılıyor. Bloomberg News haber ajansı aşının acil bir ihtiyaç olması nedeniyle hükümetlerin araştırmaları finanse etmek ve şirketleri deneyleri hızlandırmaya teşvik etmek için ellerinden geleni yaptığını bildirdi. Aynı zamanda hükümetlerin, dozları peşin olarak sipariş ettiğini, piyasanın önündeki yasal düzenlemelere ilişkin engelleri azalttığını ve üretici şirketlere, genellikle maliyetli olan gelecekteki zarar ile ilgili davalarda koruma sağladığını belirtti.
Kovid-19 salgını gibi ölümcül bir salgının patlak verdiği dönemde bile, vatandaşların aşıya olan güveninin zayıf olduğu görülüyor. Dünya Ekonomik Forumu lehine Temmuz ve Ağustos aylarında Ipsos şirketi tarafından dünya çapında yapılan bir anket, Kovid-19 aşısı bulunduğu takdirde dört yetişkinden üçü aşıyı yaptırmakla ilgilenirken, bunların yalnızca yüzde 37’sinin bunu yapmak için “güçlü” bir isteğinin olduğunu ortaya koydu.
“Aşı karşıtı” uç duygular olmadan sadece aşı yaptırmak istemeyenler için en önemli iki neden yan etkilerden korkulması ve aşının etkinliği konusunda şüphe duyulması. Bloomberg’in haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçtiğimiz ay hastalar üzerinde geniş çaplı deneylerin tamamlanmasını beklemeden aşı için hızlıca onay vermesi, Rusya’nın Kovid-19’a karşı verdiği yanıtta gerilemeye yol açabilecek bir kumar olarak görülüyor.
Rusya’nın geliştirdiği Sputnik V aşısına, üçüncü aşama klinik testleriyle ilgili çalışmaların sonuçları gelmeden önce geçtiğimiz ay halk üzerinde kullanılmak üzere onay verilmişti. Bu adım uluslararası kamuoyunda geniş çaplı tartışmalara ve eleştirilere yol açmıştı.
Diğer taraftan aşı ile ilgili açıklama yapan Putin, hayvanlar ve gönüllüler üzerinde yapılan testlerin aşının “stabil bir bağışıklık” sağladığını gösterdiğini ifade etmişti.
Bunun yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ise tüm aşıların aynı tıbbi araştırmalarla yapılması gerektiğini söylemişti.
ABD’de, Başkan Donald Trump, seçimlerden önce bir aşı çıkarmak istiyor. Bu da en nihayetinde yakılan yeşil ışığın kapsamlı verileri esas alan bir karardan ziyade siyasi bir karar olarak geldiğine dair endişeleri artırıyor. Bununla kalmayıp, aşı üreticilerine ve acil tedavilere yasal dokunulmazlık sağlama teklifi geliyor. Bu, şirketlerin mahkeme savaşlarında sıkışıp kalmasını önlemeye yardımcı olsa da, vatandaşların nazarında güven inşa edilmesine yardımcı olmuyor.
Mali tazminat mevcut olsa da bu, vergi mükellefleri tarafından karşılanıyor ve zararın türüne bakılmaksızın ömür boyu maksimum 311 bin 810 dolar olarak sınırlandırılıyor. Miktar, adli inceleme fırsatı olmadan özel bir komite tarafından kararlaştırılıyor. Bu da aşı olmayı reddedenleri susturmaktan çok öfkelendiriyor.
Avrupa Komisyonu, güvenlik ilkesinden vazgeçmeyeceği ya da sorumluluk kurallarını değiştirmeyeceği konusunda ısrar etse de, hükümetlerin ‘belirli’ yasal davalarda karar vermelerinin mümkün olduğunu öne sürdü. Bu geçmişte halkın öfkesine yol açmıştı. 2009 yılında H1N1 virüsü (domuz gribi) salgınının patlak verdiği sırada birçok Avrupa hükümeti, hızlı aşı sağlama risklerinin sorumluluğunu üstlenmişti.
Bu yüzden Kovid-19’a karşı aşı geliştirme yarışının güven adına bazı engellerle karşılaşması mümkün gözüküyor. Aynı zamanda hastalar üzerinde geniş kapsamlı deneyler yapma gereği ortadan kalkmadı. Halkın kullanımına sunmak üzere onay vermek için daha fazla veri sağlamak ve açıklama yapmak büyük bir önceliğe sahip olan sağlık hizmetleri sunan grubun yararına olabilir.
Üretici şirketlerin sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmadan etkili bir aşının tedarikini korumak da mümkün olmalı. Bloomberg’e göre British Institute of International & Comparative Law araştırma projesinin öne sürdüğü fikirlerden biri, mahkemelere başvurmak zorunda kalmadan zarar talepleri ile hem anlayışlı hem de verimli bir şekilde ilgilenmek için tasarlanmış yeni bir Kovid-19 tazminat fonu.
Tamamen vergi mükellefleri tarafından finanse edilmesi yerine, özel sektör tarafından kısmen finanse edilebilir. Böylelikle ilaç firmalarının finansmanda bir rol oynaması sağlanabilir. Bu, bir gecede aşıya ilişkin tereddütleri sona erdirmez, ancak bazı korkuları bir nebze olsun yatıştırabilir.
Kovid-19 aşısı için uluslararası rekabet hız kazandı
Kovid-19 aşısı için uluslararası rekabet hız kazandı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة