Filistin Devlet Başkanlığı’ndan Arap ülkelerine sert çıkış

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (AFP)
TT

Filistin Devlet Başkanlığı’ndan Arap ülkelerine sert çıkış

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas. (AFP)

Filistin Devlet Başkanlığı, herkese karşılıklı saygı gösterilmesini vurguladığı açıklamasında herhangi bir Arap ülkesinin egemenlik sembollerine dokunulmasına karşı çıktığını söyledi.
Açıklamada, Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın BAE de dahil olmak üzere Arap ülkelerin egemenlik simgelerine dokunulmasını kabul etmediği, Abbas ve Filistin devletinin Arap ülkeleri tarafından 2002 yılında kabul edilen Arap Barış Girişimi’ne bağlı kalmaları gerekliliği ile birlikte karşılıklı saygı çerçevesinde Arap ülkelerinin hepsi ile kardeşlik bağlarını koruma istediği vurgulandı.
Başkanlık açıklamasının, Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi’nin (KİK) Abbas’ın kötü davranışlardan dolayı özür talep etmesi doğrultusunda geldiği düşünülüyor. KİK, Filistinli liderlerin KİK ülkelerinin Filistinlilerin hakkını destekleyici tarihi tutumlarını çarpıtmasını ve bunlardan şüphe duymasını kınadı. KİK Genel Sekreteri Nayif el-Hacraf pazartesi günü bir açıklama yaparak perşembe günü düzenlenen Filistinli grupların genel sekreterler toplantısına katılanlardan bazılarının KİK ülkelerine yönelik sorumsuzca ve tehdit içerikli söylemlerini kınadığını belirtti.
Söz konusu açıklamada bazı Filistinli grupların Körfez halklarına kötü muamele etmeye devam ederken Filistin’in iç ve dış sorunlarını Körfez ülkelerine atfetmeye devam etmelerine karşı çıkılmıştı. Genel Sekreter açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin Filistin davasını çeşitli alanlarda en çok destekleyenler olmasına ve bunu da zirvelerinde Filistin davasını destekleyerek ve savunarak göstermelerine rağmen Filistinli liderler tarafından kışkırtıcı ve yanıltıcı söylemler gelmeye devam ediyor.”
Genel Sekreter yaptığı resmi açıklamada, KİK üyelerinin Filistinlilerin hakkını destekleyici tarihi tutumlarının çarpıtılmasını ve bunlardan şüphe duyulmasını kınadı. Genel Sekreter başta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas olmak üzere söz konusu toplantıya katılan Filistinli liderlerin KİK ülkeleri ile Filistin halkı arasındaki ilişkilerin gerçekliği ve tarihi ile uyuşmayan bu yanlış davranışlarından ve kışkırtıcı ve yanıltıcı açıklamalarından dolayı özür dilemesini talep etti. Özellikle toplantının kayıtları Filistin’in resmi televizyon kanallarında yayınlandığı için bazı katılımcıların Filistin davasını destekleyen KİK ülkelerinin ve halklarının tutumlarına ilişkin rencide edici, kışkırtıcı ve kuşkulu beyanlarda bulunmasının resmi bir özür gerektirdiğini vurguladı.
Abbas’ın başkanlık ettiği Genel Sekreterler Konferansı’na başta Hamas, Filistin İslami Cihat Örgütü ve merkezi Suriye’de bulunan küçük gruplar olmak üzere Filistinli grupların yurt içi ve yurt dışındaki sekreter ve yetkililerinin çoğu katıldı. Söz konusu toplantı Filistinlileri birleştirmeyi hedefliyordu ancak İsrail ile ilişkilerini normalleştirme anlaşması yapan BAE’ye karşı sert bir saldırıya tanık oldu. Daha önce Suriye Baas Partisi’ne bağlı olan Halk Kurtuluş Savaşı’nın Öncüleri (es-Saika) Örgütü Genel Sekreteri Muin Hamid, Körfez ülkelerindeki Filistinli topluluklara ülkelerine baskı yapmaları çağrısında bulunarak, Filistinlilerin Körfez halkını eğitme ve devletlerini inşa etme konusunda yaptıkları “iyiliğe” dikkat çekti.
Hamid’in bu sözleri, Filistin Otoritesi ile iyi ilişkiler içinde olduğu varsayılan Körfez ülkelerinde büyük bir tepkiye yol açtı. Batı Şeria ve Gazze’de BAE’nin egemenlik sembollerinin yakılması, merhum Filistin lideri Yaser Arafat’ın eşi Süha Arafat’ın dahil olduğu bir medya savaşının fitilini ateşledi. Süha Arafat, egemenlik sembollerinin yakılmasından dolayı Filistinliler adına BAE’den özür diledi. Filistin Otoritesi de buna karşılık Süha Arafat’ın Filistin’in Güney Kıbrıs Büyükelçisi olarak görev yapan abisini görevden aldı. Süha Arafat BAE’ye kötü muamelede bulunulmasını reddeden BAE Filistin Topluluğu’nun kriz hattına da girerek başkanlık Süha Arafat’tan gelip geçici herhangi bir krizin parçası olmamasını istedi.
Filistin Otoritesi’nin Arap ülkelerinin sembollerine yönelik kötü tavra sert çıkması yeni değil. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Konseyi Genel Sekreteri Saib Ureykat “Nerede olursa olsunlar tüm Filistinlilere BAE’nin sembollerine el uzatmama çağrısında bulunuyorum. BAE bayrağı, BAE’nin diğer tüm egemenlik sembolleri gibi saygı duyulması gereken bir semboldür” ifadelerini kullandı.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Umman’ın kabine işlerinden sorumlu başbakan yardımcısı olan Fahd bin Mahmud Al Said ile telefonda görüştü. Iştiyye söz konusu görüşmede Filistin’in tutumunu dair açıklamalarda bulundu. “Arap Barış Girişimi, Arap ülkelerinin İsrail-Arap çatışmasını çözüme kavuşturmak için belirlediği bir referans hattıdır ve bu girişimden herhangi bir şekilde vazgeçmek Arap-Filistin hattını zayıflatacaktır” dedi.
Iştiyye, ayrıca Umman’a başta Arapların öncelik verdiği Filistin davası olmak üzere çeşitli meselelerde Arap birliğini yeniden inşa etmek için yapıcı bir Arap diyalogunda rol oynama ve bu meselelerle başa çıkmak için ortak ve net bir Arap stratejisi oluşturma çağrısında bulundu.



Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
TT

Hızlı Destek Kuvvetleri ile Güney Sudan güçleri arasında gerilim yaşanıyor

Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)
Nisan 2023'te Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından dağıtılan bir videodan alınan ve Hartum'un Doğu Nil bölgesindeki savaşçıları gösteren bir fotoğraf (Arşiv- AFP)

Juba'daki haberler, Güney Kordofan eyaletinin Heglig petrol bölgesinde Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile Güney Sudan Savunma Kuvvetleri arasında gerginlik olduğunu doğrularken, HDK iki taraf arasında herhangi bir silahlı çatışma yaşandığını reddetti.

Juba Post gazetesi, cumartesi gecesi ile pazar sabahı arasında, Juba, Port Sudan ve Nyala arasında yapılan üçlü bir anlaşma uyarınca Heglig petrol sahalarını korumakla görevli Güney Sudan güçleri ile Sudan ordusunun komşu ülkeye çekilmesinin ardından bölgenin kontrolünü ele geçiren HDK arasında keskin bir gerginliğin arttığını bildirdi.

Ancak HDK komutanının danışmanı Paşa Tabik, Facebook'ta yaptığı bir paylaşımda, Sudan yanlısı gazete ve medya kuruluşlarında Heglig'deki çatışmalarla ilgili çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirtti. Bu arada, Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre HDK’nin müttefiki Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) fraksiyonuyla birlikte kuşattığı Güney Kordofan eyaletinin başkenti Kadugli'den insani yardım ve BM çalışanlarının tahliyesi devam etti.


ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
TT

ABD, Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı

Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA
Hizbullah üyeleri, Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında (DPA

Lübnan hükümetinin ordunun Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeyi tamamen silahsızlandırma planını uygulamaya yakın olduğunu açıklamasından bir gün sonra, Cumhuriyetçi ABD Senatörü Lindsey Graham dün Hizbullah'ı yeniden silahlanmaya çalışmakla suçladı.

İsrail ziyaretinde, "Hizbullah'ın daha fazla silah üretmeye çalıştığını görüyorum... ve bu kabul edilemez" dedi. Bu arada, savaş ve İsrail'in ateşkes anlaşmasını sürekli ihlal etmesi nedeniyle yerlerinden edilen yaklaşık 90 bin kişi, Lübnan'ın güneyindeki sınır köylerinden iki yıl sonra yeni evlerine yerleşti ve iş yerlerini oraya taşıdı.

Yerlerinden edilenlerden bazıları güneydeki şehir ve köylerde, diğer bir grup ise Beyrut'un güney banliyölerine ve bölgelerine taşınmış, bir kısmı da başkente yakın Lübnan Dağı banliyölerinde yaşamayı tercih etmiştir.


Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
TT

Onuncu kez... Netanyahu hükümeti, yabancı basının Gazze'ye giriş yasağının uzatılmasını talep etti

Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)
Filistinli sivil savunma personeli, cumartesi günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan bir evin enkazını kaldırarak Filistinli cesetleri arıyor (EPA)

İsrail hükümeti, uluslararası medyanın Gazze Şeridi'ne özgür ve bağımsız erişimine izin verilmesi için Yabancı Basın Birliği tarafından verilen dilekçeye yanıt verme süresinin uzatılması talebini dün Batı Kudüs'teki Yüksek Mahkemeye üst üste onuncu kez resmi olarak iletti.

Gazze savaşının başlangıcından bu yana, İsrail'deki Yabancı Muhabirler Birliği'ni ve yüzlerce uluslararası medya kuruluşunu temsil eden Tel Aviv'deki Yabancı Basın Birliği, saha gazetecilerini Gazze Şeridi'ne ve savaştan etkilenen diğer Filistin ve hatta İsrail bölgelerine getirmeye çalıştı; ancak İsrail yetkilileri, yabancı gazetecilerin yanı sıra İsrailli gazetecilerin de girişinin ordu tarafından düzenlenen ve sıkı askeri refakat ve yayınlanmadan önce gazetecilik materyallerinin askeri sansüre tabi tutulması zorunluluğunu içeren koşullar altında gerçekleştirilen sınırlı turlarla sınırlandırıldığı istisnai durumlar dışında, sürekli olarak reddetti.

Savaşın başlamasından birkaç ay sonra, dernek İsrail mahkemelerine başvurmak zorunda kaldı ve hükümetten gazetecilerin askeri refakat olmadan Gazze'ye bağımsız olarak girmelerine izin vermesini talep etti. Ancak mahkeme, askeri operasyonları gerekçe göstererek bu talebi reddetti.

Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)Geçtiğimiz ağustos ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail baskınında öldürülen beş gazeteciden birinin naaşını taşıyanlar... (AFP)

Eylül 2024'te yeni bir dilekçe sunuldu ve bunun üzerine mahkeme hükümete gazetecilerin erişimine izin verecek bir plan sunması kararını verdi. Ancak hükümet, konuyu atlatmanın başka bir yolunu buldu ve mahkemeden kararın ertelenmesini ve daha fazla süre verilmesini defalarca talep etti.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bunu şimdiye kadar 10 kez yaptı.

Mahkeme, ertelemeyi kabul ederek İsrail'i yatıştırmaya çalışıyor gibi görünüyordu. Bu yaklaşım, İsrail politikasını bağımsız haberciliği engellemeye yönelik sistematik bir girişim olarak gören uluslararası medya çevrelerinde geniş çaplı öfkeye yol açtı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğuyla sağlanan ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinin ardından eleştiriler yoğunlaştı ve yabancı basının erişim talebi daha da acil hale geldi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, konuyu yakın zamanda iki kez ele aldı. Fox News'e verdiği bir röportajda, orduya bu konuya "hazırlıklı olması" talimatı vereceğini söyledi.

İsrail Yabancı Basın Birliği, özellikle mahkemenin görünüşte "hoşgörülü" tavrından dolayı bu politikadan "derin hayal kırıklığı" duyduğunu ifade etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası bu yasağı "İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki suçları hakkındaki gerçeği gizleme politikasının ayrılmaz bir parçası" olarak görüyor.

Sendika başkanı Nasır Ebu Bekir'e göre, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de İsrail'in eliyle yaşananlar "tarihteki en büyük gazeteci katliamı"dır.

Açıklamasında, yaklaşık bin 500 Filistinli gazetecinin şu anda bombalamalar altında çalışmaya devam ettiğini, yüzlercesinin yaralandığını ve yaklaşık 200'ünün İsrail tarafından tutuklandığını, ayrıca birçok medya kuruluşunun da İsrail tarafından tahrip edildiğini belirtti.