Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko: Asla ülkemi terk etmeyeceğim

Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko: Asla ülkemi terk etmeyeceğim
TT

Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko: Asla ülkemi terk etmeyeceğim

Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko: Asla ülkemi terk etmeyeceğim

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Ukrayna’nın Eski Devlet Başkanı Petro Poroşenko gibi milyarları olmadığını ve ülkesini terk etmeyeceğini söyledi.
Ülkede yapılan seçimlerden sonra dünyada en çok tartışılan ülkelerden olan Belarus'un 26 yıllık Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus gazetecilerin sorularını yanıtlayarak önemli mesajlar verdi. Seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla sokaklara inen ve kendisinin istifasını isteyen muhalefet ile ilgili yorum yapan Lukaşenko, “Ben onları gerçek bir muhalefet olarak görmüyorum. Onların dayattığı şey Belarus ve Belarus halkını felakete sürüklemek ayrıca kardeş Rusya ile bağların koparılması” dedi. Dün sabah saatlerine doğru Ukrayna'ya kaçtığı anlaşılan muhalefet hareketinin önemli isimleri Maria Kolesnikova, Ivan Kravtsov ve Anton Rodnenkov'un Ukrayna'ya kaçmasıyla ilgili durumu bildiğini söyleyerek Ivan Kravtsov ve Anton Rodnenkov'un iadesi için Ukrayna ile görüşmeler yapıldığını söyledi.

“Ülkemi terk etmeyeceğim”
Muhalefetin erken seçim çağrılarına kulak verdiklerini söyleyen Lukaşenko bunun için anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak bu adımın ardından erken seçim yapılabileceğini söyledi. Muhalefetin başkanlığı bırakma çağrısını yorumlayan Lukaşenko, “Belarus'u çeyrek asırdır yönetiyorum. Onlar istedi diye bir yere gitmeyeceğim. Eğer görevimden ayrılırsam destekçilerim yok edilecek. Destekçilerim usanmadan beni destekledi” dedi. Ukrayna'nın eski Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun seçimleri kaybettiği süreci hatırlatan Lukaşenko, “Ben Poroşenko değilim. Milyarlarım veya milyonlarım yok. Eğer olsa bile ülkemi asla terk etmem” dedi. Rus gazetecilerin Lukaşenko'ya, ülkede muhaliflerin konutu önünde protesto gösterileri yaptığı sırada çelik yelek ve makineli tüfek ile konutu çevresinde beklemesini hatırlatması üzerine açıklama yapan Lukaşenko, “Sonuna kadar ülkemi savunmak için hazırım” diyerek kendisini savundu.

"Gösterilerin arkasında ABD var"
Belarus'taki protesto ve ayaklanmaların Polonya ve Çekya üzerinden koordine edildiğini savunan Lukaşenko, “Ülkede iktidarı isteyen 2 grup var. Biri iktidar isteyenler diğeri ise yeni yetişen küçük burjuva. Hala 20 yıl önceki Belarus'u görmüyorlar. Bu gösteriler Polonya ve Çekya merkezli koordine ediliyor. Tabi bu ayaklanmaların arkasında ABD var” dedi. Rus gazetecilere dış tehditlerin Rusya üzerinde de olduğunu söyleyen Lukaşenko, “Belki birden bire sizin de başınıza siyasi olaylar gelebilir. Eğer bugün Belarus çökerse, ardından Rusya'da çökecek” dedi. Belarus polisinin göstericilere şiddet uyguladığı yönünde iddialar bulunduğuna dair soru soran Rus gazetecilere cevap veren Lukaşenko, “Onlar ülkeyi savunmak gerçeği ve duygusuyla hareket ediyor” diyerek polise arka çıktı.



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.