Irak’ta kontrolsüz silahlara karşı mücadele güvenlik operasyonları kapsamına alındı

Basra’da dün düzenlenen baskına katılan güvenlik görevlileri. (Reuters)
Basra’da dün düzenlenen baskına katılan güvenlik görevlileri. (Reuters)
TT

Irak’ta kontrolsüz silahlara karşı mücadele güvenlik operasyonları kapsamına alındı

Basra’da dün düzenlenen baskına katılan güvenlik görevlileri. (Reuters)
Basra’da dün düzenlenen baskına katılan güvenlik görevlileri. (Reuters)

Irak’ta kontrolsüz silah kullanımıyla mücadele etmek için hafta sonu başlatılan operasyon kapsamında ülkedeki birçok ilde ve bölgede baskınlar ve kontroller yapıldı, kaçak şahıslar arandı. Irak Güvenlik Medya Hücresi dün ordunun Basra, Meysan, Diyala ve Kerkük illerinde gerçekleştirdiği operasyonlara ilişkin paylaşımlarda bulundu.
Basra Harekat Komutanlığı dün sabah şehrin  kuzeyinde bir güvenlik tatbikatı başlattı. Kuvvetler “çeşitli suçlardan aranan 40 kişinin yanı sıra ikamet yasasına karşı gelen Asya kökenli 12 kişiyi yakalamayı başardı. Operasyonda 16 kalaşnikof tüfeği, Rusya menşeli bir sniper, 200 kalaşnikof mermisi, iki tabanca, el bombası ve uyuşturucu maddeler ele geçirildi.
Güvenlik güçleri, Meysan ilinin güneyindeki el-Uzeyr bölgesinde aranan kişiler için çıkarılan tutuklama emirleri doğrulusunda düzenlenen operasyonda ruhsatsız silahlara el koydu. Ayrıca bir adet 12,7 mm ağır makineli tüfek, BKC orta makineli tüfek ve bir silah ele geçirildi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, ülkenin doğusundaki Diyala ilinde hava kuvvetlerinin de desteğiyle DEAŞ terör örgütünden geriye kalanların izini sürmek üzere Hanekin ilçesinin Zur Umm el-Hinta ve Zur el-Islah bölgelerinde operasyon düzenledi.
Müşterek Harekat Komutanlığı, Kuzey Irak’ın Kerkük ilinde DEAŞ unsurlarından geriye kalanların peşine düşerek ilin güney bölgelerini teftiş etti. Güvenlik Medya Hücresi tarafından yapılan açıklamaya göre Müşterek Kuvvetler söz konusu operasyonda farklı tiplerde 50 roket, 300 mermi ve 3 terör yuvası buldu.
Kerkük’teki güvenlik güçleri de dün er-Reşad bölgesindeki Vadi Ebu Şiha’da bir intihar bombacısının etrafını kuşattı. Güvenlik Medya Hücresi’nin verdiği bilgiler göre olayda iki polis memuru yaralandı.
Diğer taraftan Bağdat sakinleri dün bir ailenin katledildiği korkunç bir saldırı ile sarsıldı. Olayda, Enerji Bakanlığı’nda memur olarak çalışan aile Ali Cafer Ali Hüseyin es-Sultani (1986), anne Suhad Abdulhasan Badi es-Saidi (1987) ve çocukları Zeynep (2003), Sera (2005) ve Abbas (2013) katledildi. Ailenin evi başkent Bağdat’ın doğusundaki el-Muallimin mahallesinde bulunuyordu.
Şarku’l Avsat’a demeç veren ailenin akrabalarından biri, ailenin en büyük oğlu Hüseyin’in (2007) saldırı sırasında evde olmadığı için katliamdan kurtulduğu bilgisini paylaştı.
Saldırgan, ailenin evinin duvarı üzerine Sadr Hareketi’ne bağlı Barış Tugayları ile ilgili sloganlar yazdı. Bu durum saldırının, Sadr ailesinin makamına dil uzatanlardan intikam almak için işlendiği yorumlarının yapılmasına neden oldu. Evin duvarlarından birinde “Sadr ailesine karşı haddi aşanların kaderi bu” yazılıydı. Ancak bunlara rağmen ailenin akrabaları ve İçişleri Bakanlığı cinayetin gerekçesinin bu olmadığını belirterek suçlunun, güvenlik güçlerini yanıltmak amacıyla kasıtlı bir biçimde Barış Tugayları ve Sadr ismini bir araya getirdiğini, aile reisinin Sadr Hareketi ile ya da diğer gruplar ve siyasi partilerle hiçbir zaman sorun yaşamadığını aktardı.
İçişleri Bakanlığı’na göre katil, “aile üyelerini evdeki banyoda topladı ve tabancası ile üzerlerine ateş açtı.” İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Halid el-Mihanna konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Aileyi katleden kişi, siyasi akımlara ilişkin sloganlar yazarak emniyet güçlerini yanıltmaya çalışmış ancak yakalandıktan sonra aile ile (kuzenleri) akraba olduğu, psikolojik sorunlar yaşadığı ortaya çıktı.”
Ailenin akrabalarından biri Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu bilgileri paylaştı:
“Failin yaşı 20’den fazla değil. Kendisi ailenin reisi Ali Cafer’in erkek kardeşinin oğlu. Ancak çirkin katliamın arkasındaki sebepleri bilmiyorlar. Failin yaklaşık dört sene önce, babası öldükten sonra oldukça yoksulluk çekmesinin neticesinde psikolojik sorunları oluştu.”



Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
TT

Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeridi'nden ayırma veya Şeridi yeniden işgal etme ya da herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarını kabul etmeyeceğini belirtti.

Şu anda İtalya'yı ziyaret eden Abbas, Gazze Şeridi'nde güvenlik veya askeri çözümlerin olmadığını, Şeridin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Filistin Haber Ajansı, Abbas'ın İtalyan Dışişleri Bakanı'na işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin güçlendirilmesi çabaları ve Başkan Donald Trump'ın planının ikinci aşamasının uygulanması hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu aşama, Hamas yönetiminin sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, yeniden yapılanma ve yerinden edilmenin önlenmesini içeriyor.