Lübnan’da sokağa çıkma yasağı süresi azaltılıyor

Lübnan koronavirüs istatikleri (Enformasyon Bakanlığı)
Lübnan koronavirüs istatikleri (Enformasyon Bakanlığı)
TT

Lübnan’da sokağa çıkma yasağı süresi azaltılıyor

Lübnan koronavirüs istatikleri (Enformasyon Bakanlığı)
Lübnan koronavirüs istatikleri (Enformasyon Bakanlığı)

Lübnanlı yetkililer bazı özel kurumların açılmasıyla ilgili bir dizi şartı değiştirirken, sokağa çıkma yasağı saatleri de değiştirildi. Geçen hafta vaka sayılarında istikrarın sağlanmasının ardından yasağın başlangıç saati 01.00’e alındı.
Günlük vaka sayısının hala yüksek olmasına ve 400 vakanın altına düşmemesine rağmen, geçen hafta boyunca koronavirüs vaka sayılarında herhangi bir artışın kaydedilmemesi ardından Lübnan İçişleri Bakanı Muhammed Fehmi, sokağa çıkma yasağı önlemlerinde değişiklik yapan bir karar çıkardı. Kararla birlikte sokağa çıkma yasağının gece 01.00’den sabah 06.00’ya kadar sürmesine karar verildi. Ayrıca hala kapalı olan barlar, gece kulüpleri, sosyal etkinlik salonları, Casino du Liban, parklar, tiyatrolar ve sinemalar gibi yerlerin yeniden açılmasına izin verildi.
İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığının koronavirüse karşı koruyucu tedbirlere yönelik  talimatlarına riayet edilmesi şartı ile salon kapasitesinin yüzde 50'sinin kullanılarak düğün düzenlenmesine izin verdi.
Yeni karar, Sağlık Bakanlığı’nın koronavirüse karşı bilinçlendirme çalışmalarının yoğunlaştırılması ile aynı zamanda geldi. Vakalarla temas kuran kişilerin PCR testi sonuçları negatif olsa bile karantinaya alınması gerekliliğine karar verildi.
Öte yandan özellikle yüksek vaka sayılarının kaydedildiği bölgeler koronavirüse karşı mücadelelerini sürdürüyor. Lübnan’ın kuzeyinde koranavirüsün salgın noktası haline gelen Trablusşam’da son 24 saatte 72 yeni vaka kaydedildi.
Trablusşam’da yapılan açıklamada, koruyucu tedbirlerin uygulanmasının zorunlu olduğu, salgının yayılmasını engellemek ve kamu sağlığının korunması için gerekli tedbirlere uyulması gerektiği vurgulandı.
Ülkenin kuzeyinde bulunan Akkar ili Afet Yönetim Şubesi, günlük raporunda “salgın sebebiyle bir kişinin hayatını kaybettiğini ve 8 yeni vakanın kaydedildiğini böylece salgın krizinin başlangıcından bu yana Akkar’da kaydedilen toplam vaka sayısının 440 vaka” olduğu açıkladı.
Trablusşam’ın Zgharta ilçesinde son 24 saatte test sonuçları pozitif çıkan 5 vaka kaydedildiği duyuruldu.
Fnaidek Belediyesi ise “beldede ölümle sonuçlanan vaka sayılarının artması göz önünde bulundurularak” her türlü etkinliğin yasaklanması kararı aldı.
Lübnan’daki koronavirüs vaka sayısının 20 bin 900’ü aştığı açıklandı.



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.