Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları

Meraklı sorulara cevap vermek zorunda değilsin

Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları
TT

Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları

Kişisel soruları cevaplamaktan kaçınmanın en iyi yolları

Soru ister arkadaşınızdan, ister ailenizin bir üyesinden gelsin veya çok az tanıdığınız birinden gelsin, soran kişinin merakını gidermenize gerek yok. Bu haberimizde, tartışma başlatmadan önce bu durumları yönetmenize yardımcı olmak için, kişisel sorulardan kaçınmanın en iyi yollarından bazıları verilmiştir.
Bu gibi durumlarla baş etmenin en iyi yolu bir avukat gibi düşünmektir. “Live Bold and Bloom” sitesine göre, avukatlar agresif sorgulamanın arkasındaki bütün nedenleri bilirler. Ayrıca kişisel bilgilerin yanlış kişilere geçmesinin muhtemel sonuçlarını da bilirler. Küstahça bulduğunuz ya da cevap vermek istemediğiniz sorulardan kaçınmak için bazı hileler:
Cevap vermekten kaçının: Durun ve sorunun konuyla alakasız olduğunu veya son derece özel olduğunu işaret ederek cevap verin.
Örneğin:
Soru: Bu pahalı kahveye aylık ne kadar harcıyorsun?
Cevap: Konuyla ne alakası var veya benim param beni ilgilendirir.
Soruyu görmezden gelin: Soruyu duymamış gibi konuşmaya devam edin. Böyle yaptığınızda karşınızdaki kişiye ilgisiz veya cevap vermeye değmeyecek bir soruymuş gibi mesaj göndermiş oluyorsunuz.
Örneğin:
Soru: Kaç yaşındasın?
Cevap: Tam da dediğim gibi...
Soruyu soran kişiyi savunma hattına koyun. Sorularının ardı kesilmezse, siz kendi sorularınızı yanıtlayın. Bu onları oyalamaz ancak sizi utanç verici bir duruma sokmaktan kurtarır.
Örneğin:
Soru: Soruma cevap vermedin?
Cevap: Sen nasıl cevaplardın? Veya, peki aynı soruyu ben sana sorsam? (kaba bir soru)
İzin isteyin: Bu, tuvalete gitmek, içecek almak veya yeni gördüğünüz bir arkadaşınıza selam vermek için mükemmel bir zamanlama olabilir. Bir tanesini seçin.
Örneğin:
Soru: Peki bu işin sonunda yükselecek misin... Biliyor musun?
Cevap: Biliyor musun? Lavaboya gitmem gerekiyor.
Soruyu tekrar tekrar onaylatın ve yeniden ifade edin: Sohbeti daha az kişisel bir yönde yönetmek için soruyu dolambaçlı bir şekilde onaylatın. Örneğin:
Soru: Reenkarnasyona inandığınızı duydum? Nasıl geri geleceksiniz?
Cevap: Öğrenmemiz gereken her şeyi öğrenmemiz için ihtiyacımız olan tek şeyin kısa bir hayat olup olmadığını sorarsanız daha iyi olacağını düşünüyorum.
Geciktirin: Daha fazla zaman kazanmak için soruyu netleştirmesini isteyin böylece ne kadar bilgi paylaşacağınıza karar verebilirsiniz. Örneğin:
Soru: Burası için ne kadar kira ödüyorsun?
Cevap: Sen üzgün müsün! Sorunu anlamadım. Neye göre?



Jaws 50 yaşında: Spielberg sinema tarihini nasıl değiştirdiğini anlattı

Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
TT

Jaws 50 yaşında: Spielberg sinema tarihini nasıl değiştirdiğini anlattı

Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)

20 Haziran 1975'te vizyona giren Jaws, sadece bir yaz eğlencesi olmanın çok ötesindeydi. Sinema tarihine damga vuran bu yapım, aynı zamanda dağıtım ve pazarlama yöntemleriyle de devrim yarattı. 

Film, o dönem hiç görülmediği kadar büyük bir lansmanla 464 salonda birden vizyona girdi. Bu, zamanının çok ötesindeydi. Ayrıca 700 bin dolarlık dev bir bütçeyle ulusal televizyonlarda iki düzine reklam filmi yayımlandı. 

Bu yoğun tanıtım kampanyası, Jaws'ı kısa sürede bir fenomene dönüştürdü ve sadece 78 gün içinde Baba'yı (The Godfather) geçerek tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi oldu. Bugün "ilk yaz gişe canavarı" diye anılmasının sebebi de tam olarak bu.

Aradan geçen 50 yılın ardından Steven Spielberg artık gülerek anlatıyor olsa da Jaws'ın çekimleri yönetmen için adeta bir kabustu. 1975 yapımı bu kült köpekbalığı gerilimi, bir yandan Hollywood'un yaz filmi kalıbını oluştururken diğer yandan genç yönetmenine ciddi sınavlar yaşattı.

Spielberg, ABD'nin Massachusetts eyaletine bağlı, Atlas Okyanusu'ndaki Martha's Vineyard adasında Jaws @ 50: The Definitive Inside Story adlı belgeselin dünya prömiyerine gönderdiği video mesajında şunları söyledi:

Normal şartlarda burada yaz ayları rüya gibidir. Ama bütçeyi aştığımı, takvimin gerisinde kaldığımı ve boğulmak üzere olduğumu hissedince 1974 yazı tam anlamıyla bir kabus oldu. Ta ki bu kabus, hayatımın en büyük hayaline dönüşene kadar.

O dönem henüz 27 yaşında olan Spielberg, Peter Benchley'nin romanından uyarladığı film için mekan olarak Martha's Vineyard'ı seçmişti. Çünkü korkutucu dişlerle donatılmış mekanik köpekbalığının gerçek bir okyanusta yüzmesini istiyordu. Belgeselin, bu zorlu sürecin perde arkasını detaylı şekilde yansıttığını belirten Spielberg, şu ifadeleri kullandı:

Hepimizin bu kadar genç ve tecrübesiz olduğu bir dönemde, Atlantik Okyanusu'nda mekanik bir köpekbalığıyla çekim yapmak beklediğimizden çok daha zordu. Programı ve bütçeyi aştığımız noktada, bu filmin kariyerimde yönettiğim son film olacağından neredeyse emindim.

Zorluklar az değildi. Filmin çekim süresi 55 günden 159 güne uzarken, 3,5 milyon dolarlık bütçe üç katına çıkarak 9 milyon doları bulmuştu. Ama sonuç bambaşkaydı: Sinema salonlarında yankılanan çığlıklar, yaşanan tüm sıkıntıları gölgede bırakacaktı.

Spielberg, 1975’te dünya çapında gösterime giren Jaws'ın seyirciden büyük ilgi görmesinin kendisi için bir "can simidi" olduğunu söylüyor. Üstelik bu başarıda, John Williams imzalı o ikonik iki notalı müziğin katkısını da unutmuyor:

O müzik, görünmeyen bir avcının yaklaşmakta olduğu korkusunu iliklerimize kadar hissettirdi.

Spielberg, sözlerini şöyle tamamlıyor:

Yapımının üzerinden 50 yıl geçmiş olsa da Jaws, hâlâ hepimiz için hayatımızın en önemli deneyimlerinden biri. Üzerinden geçen onca zaman, yaşadığımız o heyecanı, korkuyu, umutsuzluğu ve mutluluğu hiç ama hiç unutturmadı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety