En yüksek gelir İstanbul’a ait

En yüksek gelir İstanbul’a ait
TT

En yüksek gelir İstanbul’a ait

En yüksek gelir İstanbul’a ait

Türkiye'de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2019 yılında 28 bin 522 TL iken, gerin en yüksek olduğu bölge 40 bin 749 TL ile TR1 (İstanbul) oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları’nı paylaştı. Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2019 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2018 yılını referans almaktadır. Gelir hesaplamalarında, hanehalkı gelirleri hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülmektedir.
Son yapılan araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2019 yılında 28 bin 522 TL iken, İBBS 1. Düzey bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge, 40 bin 749 TL ile TR1 (İstanbul) bölgesi oldu. Bu bölgeyi, 32 bin 384 TL ile TR5 (Batı Anadolu) bölgesi ve 30 bin 337 TL ile TR3 (Ege) bölgesi izledi.

En düşük gelir TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) İBBS 2. Düzey bölgesinde gerçekleşti
Yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirinin en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgesi, 40 bin 749 TL ile TR10 (İstanbul) bölgesi oldu. En düşük ise 13 bin 441 TL ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde gerçekleşti.

Gelir eşitsizliği en az TR4 (Doğu Marmara) İBBS 1. Düzey bölgesinde gerçekleşti
P80/P20 oranı, en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirinin en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun gelirine oranı şeklinde hesaplanmaktadır. Oran küçüldükçe gelir eşitsizliği azalmaktadır.
Son yapılan araştırma sonuçlarına göre, P80/P20 oranı en düşük 4,6 ile İBBS 1. Düzey bölgesi TR4 (Doğu Marmara) olurken bu bölgeyi 5,5 ile TR8 (Batı Karadeniz), 5,6 ile TR7 (Orta Anadolu) ve TRB (Ortadoğu Anadolu) bölgeleri izlemiştir.
P80/P20 oranı en yüksek İBBS 1. Düzey bölgesi 7,8 ile TR1 (İstanbul) bölgesi olurken, bu bölgeyi 6,7 ile TR6 (Akdeniz) ve 6,6 ile TR2 (Batı Marmara) bölgeleri izlemiştir.

TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) İBBS 2. Düzey bölgesinde gelir eşitsizliği en az oldu
Son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye'de 7,4 iken, bu değerin en düşük olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri; 4,2 ile TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın), 4,3 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) ve 4,5 ile TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) oldu.
P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 7,8 ile TR10 (İstanbul), 6,8 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır), 6,6 ile TR62 (Adana, Mersin) ve TR22 (Balıkesir, Çanakkale) oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük TR4 (Doğu Marmara) İBBS 1. Düzey bölgesinde oldu
Her bölge için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si temelinde hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu İBBS 1. Düzey bölgeleri; yüzde 13,3 ile TR6 (Akdeniz), yüzde 12,9 ile TR2 (Batı Marmara) ve yüzde 11,9 ile TRA (Kuzeydoğu Anadolu) oldu.
Göreli yoksulluk oranının en düşük olduğu İBBS 1. Düzey bölgeleri ise yüzde 8,4 ile TR4 (Doğu Marmara), yüzde 9,9 ile TR7 (Orta Anadolu) ve yüzde 10,5 ile TR3 (Ege) şeklinde sıralandı.

Göreli yoksulluk oranı en düşük TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli) bölgesinde gerçekleşti
Her İBBS 2. Düzey bölgesi için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50'si temelinde hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 15,0 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop), yüzde 14,0 ile TR62 (Adana, Mersin) ve yüzde 13,3 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) oldu.
Göreli yoksulluk oranı en düşük olan İBBS 2. Düzey bölgeleri ise yüzde 4,6 ile TRB1 (Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli), yüzde 5,8 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis) ve yüzde 8,0 ile TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) olarak hesaplandı.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal