Kazımi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için bir yol haritası hazırlıyor

Mesrur Barzani, Erbil’in Bağdat hükümetinin reform çabalarını desteklediğini ve uzun soluklu çözümleri dört gözle beklediğini vurguladı.

Kazımi ve Mesrur Barzani dün Erbil’de bir araya geldi (Irak Başbakanlık Ofisi)
Kazımi ve Mesrur Barzani dün Erbil’de bir araya geldi (Irak Başbakanlık Ofisi)
TT

Kazımi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için bir yol haritası hazırlıyor

Kazımi ve Mesrur Barzani dün Erbil’de bir araya geldi (Irak Başbakanlık Ofisi)
Kazımi ve Mesrur Barzani dün Erbil’de bir araya geldi (Irak Başbakanlık Ofisi)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, Kürdistan bölgesine önemli bir ziyaret gerçekleştirdi. Kazımi, bütçe kanunu, tartışmalı bölgeler sorunu, Peşmerge, sınır kapıları ve diğer dosyalar gibi çözüme kavuşturulmayı bekleyen sorunları görüşmek için Bağdat ile Erbil arasında son beş aydır yapılan görüşmelerin sonuçlarını beklemeden bu ziyareti gerçekleştirdi.
Her iki tarafın da söz ettiği pozitif atmosfere rağmen, olayın gerçek yüzü çözüme kavuşturulamamış dosyalara ilişkin ihtilafların devam ettiğini gösteriyor ve bu da Kazımi’nin bu konuyu bizzat yakından incelemek üzere Erbil’i ziyaret etmesine neden oldu.
Kazımi’nin medya ofisi tarafından dün yapılan açıklamada Kazımi’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesrur Barzani ile birkaç dosyayı incelediğini bildirdi. Söz konusu açıklamada “Silahlı kuvvetlerin DEAŞ terör örgütü ile mücadelede gösterdiği performansta sahip olduğu güvenlik işbirliği ve entegrasyon tecrübesi ulusal birliği güçlendirdi ve galibiyeti mümkün kıldı. ‘Irak’ın egemenliği’ bizi Iraklılar olarak bir araya getiren bir ifade ve bunu kaybetme lüksümüz yok. Irak halkının sesinin ve gerçek seçimlerinin doğru bir şekilde duyurulmasını garanti altına alacak biçimde erken seçim hazırlıklarının hızını artırmanın yanı sıra ortak çalışmayı pekiştirme ve Irak vatandaşına hizmet edecek en iyi çabayı sunma fırsatı artık mümkün” ifadeleri yer aldı.
Açıklamaya göre Barzani ise “görüşmeden duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve IKBY’nin çözüme kavuşturulmamış tüm meseleleri çözmeyi amaçladığını ve uzun soluklu çözümleri pekiştirmeyi ve her alanda reform yapmaya çalışan Kazımi hükümetinin çabalarını desteklemeyi sabırsızlıkla beklediğini” belirtti. Kazımi Erbil’e ziyareti sırasında Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Başkanı Mesud Barzani ile de görüştü. Görüşme sırasında erken seçim yapma dosyasının yanı sıra ulusal arenadaki genel durumların tamamı, ülkenin yaşadığı en büyük zorluklar ve sergilenen tavırların ulusal düzeyde tek bir noktada toplanması ele alındı.
Diğer taraftan IKBY Sözcüsü Dr. Cotyar Adil Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
“İki tarafın halihazırda Erbil ve Bağdat arasında çözüme kavuşturulmayı bekleyen meselelere ilişkin müzakerelerde bulunduğu gerçeğinden hareketle bu ziyaret, uygun ve önemli bir zamanda gerçekleşti. IKBY, federal hükümetle arasındaki sorunlara çözüm bulma isteğini her daim dile getirdi. IKBY Başkanı Mesrur Barzani hükümetini kurduğunda Dr. Adil Abdulmehdi’nin başkanlığındaki eski hükümet döneminde Bağdat’ı ziyaret etmişti. İki taraf önemli müzakerelerde bulunmuş ve bütçe kanununa ilişkin ortak işbirliği çerçevesi uzlaşma sağlamıştı. Ancak ne yazık ki önceki hükümet istifa etti ve ardından geçtiğimiz mayıs ayında Kazımi hükümeti kuruldu. IKBY bu hükümeti desteklediğini ifade etti. Bu ziyaret, özellikle Kazımi’nin IKBY’ye bağlı Duhok ilini ziyaret etmesi, Habur Sınır Kapısı’nı (İbrahim el Halil Sınır Kapısı) ve diğer yerleri denetlemesi ve buna ek olarak bugün Süleymaniye’yi ziyaret etmesi ve çözüme kavuşturulmayı bekleyen tüm sorunların ele alınması açısından bir ilk sayılıyor.”
Kazımi’nin IKBY liderliği ile incelediği dosyalar hakkında bilgi veren Adil “En öne çıkan dosyalar bütçe, ihtilaflı bölgeler, Peşmerge ve diğer dosyalar oldu. Müzakere dosyasında ilerleme kaydedildi ancak bütçe konusunda eski Başbakan Adil Abdulmehdi’nin ortak uzlaşma düzeyinde sonuca bağladığı noktadan başladığımız için önümüzde uzun bir yol var” dedi.
Adil “Bağdat ve Erbil arasındaki müzakerelerin gidişatına hakim olan ve ortak noktalar ile anlaşmalara ulaşılmasına yardımcı olacak pozitif atmosfer açısından” iyimserliğini dile getirdi. Adil bütçe kanunu ve yasama ile yürütme süreci hakkında “İki taraf arasında adaleti sağlamak için siyasi güçlerin desteğinin yanı sıra hala ortak bir payda bulunması ve koordinasyon sağlanması gerekiyor” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Adil IKBY’nin günde 250 bin varil petrolün gelirini Irak devletinin hazinesine yatırmaya hazır olduğunu belirtti. Aynı şekilde Adil, anayasaya göre federal hükümet ve IKBY arasındaki sınır kapılarının ortaklaşa yönetildiğini ve hala iki tarafı etkileyen ve finansal krizin devamı sayılan pek çok konunun bulunduğunu belirtti.
Adil “Söz konusu ziyaret sırasında pozitif bir hava hakimdi. Bunun da iki taraf arasında bütün dosyaların ele alındığı müzakerelerin seyrine yansıyacağını umuyoruz. Bizim için en önemli şey anayasaya bağlı kalmanın önemini vurgulamak çünkü anayasa her iki taraf için de adaletin sağlanmasında ana güvence sayılıyor” dedi.
Diğer taraftan KDP milletvekili Macid Şengali Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte “Kazımi’nin ziyareti her iki taraf içinde oldukça önemli bir kazanç. Kazımi’nin özellikle Irak hükümetinin çeşitli mali, siyasi, ekonomik ve güvenlik krizleri ile boğuşmasından hareketle IKBY’yi desteklemesi gerekiyor. Aynı şekilde benzer bir krizin içerisinden geçen IKBY de bu krizi çözmek için Bağdat ile işbirliği ve koordinasyon sağlamak istiyor. Bu ziyaret, mali meseleler ve ödeneklere ek olarak gerek anayasanın 140. maddesine tabi olan ihtilaflı bölgeler gerekse Bağdat, Erbil ve diğer valiliklerde yaşayan herkesin haklarını güvence altına alan bir kanun çıkarılmasını gerektiren petrol ve doğalgaz meselesi olsun 2005 yılından günümüze kadar iki taraf arasında çözüme kavuşturulmayı bekleyen tüm sorunları çözemez” dedi.
Şengali “Bu ziyarette en önemli şey,  çözüme kavuşturulmayan tüm problemlerin çözülmesi için herkesin arasında dürüst niyetlerin olduğu ve vatandaşın çıkarının ön sıraya konulduğu bir yol haritası çizmek. Sonuç olarak sorunları çözme isteği var ancak bu çözümler köklü olmayacaktır” dedi.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.