Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nden Erol Mütercimler’e suç duyurusu

Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nden Erol Mütercimler’e suç duyurusu
TT

Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nden Erol Mütercimler’e suç duyurusu

Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nden Erol Mütercimler’e suç duyurusu

Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti, Erol Mütercimler hakkında imam hatip lisesi mezunları ile ilgili söylediği sözler nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusuna ilişkin konuşan İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün, “Vicdana ve ahlaka sığmayan bu sözler asla kabul edilemez” dedi.
Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti, Haliç Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Erol Mütercimler hakkında İmam Hatip Lisesi mezunları hakkında bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusuna ilişkin Ensar Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti üyelerince Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapıldı.

“Dindar insanlara karşı ağır hakaret ve iftirada bulunmuştur”
Suç duyurusuna ilişkin konuşan İlim Yayma Cemiyeti Genel Başkanı Yusuf Tülün, “Milletimizin teveccühü ile kurulmasına öncülük ettiğimiz ilk İmam Hatip Okulunun açılışının üzerinden 70 yıl geçmiştir. O günden bugüne imam hatip mezunları ve mensupları insanımızın milli ve manevi anlamda güçlenmesi ve ülkemizin kalkınması adına her alanda önemli vazifeler üstlenmiştir. İmam Hatip camiası, bugün 1 milyon 400 bin öğrencisi, mezunları ve aileleriyle birlikte milyonlarca mensubu olan geniş bir ailedir. Erol Mütercimler adlı şahıs medya yolu ile İmam Hatip camiasına ve bu ülkenin dindar insanlarına karşı ağır hakaret ve iftirada bulunmuştur. Vicdana ve ahlaka sığmayan bu sözler asla kabul edilemez” dedi.

“Birliğimizi ve dirliğimizi hedef almaktadır”
Konuşmasının devamında Tülün, “Erol Mütercimler’in bu çıkışı, aklı ve vicdanı ideolojileri tarafından esir alınmış hastalıklı zihniyetin çirkin bir yansımasıdır. Bu söylem aynı zamanda ülkenin birliğini zehirlemekte, toplumda kin ve nefretin yayılmasına sebep olmaktadır. Ayrışma ve kamplaşmayı körükleyenler bilmelidirler ki, davranışları ülkemize yönelik kötü emel sahiplerinin değirmenine su taşımaktadır. İmam Hatiplilere yöneltilen iftiralar ve mesnetsiz iddialar, aşağılayıcı-küçük düşürücü ifadeler, sadece bu camiayı değil Türkiye’yi, 83 milyonluk ülkemizi, birliğimizi ve dirliğimizi hedef almaktadır” ifadelerini kullandı.

“Herkesi Mütercimler hakkında suç duyurusunda bulunmaya davet ediyoruz”
Son olarak Tülün, “İşte bu gerekçe ile camiamıza yönelik iğrenç, aşağılık ithamlarda bulunan Mütercimler hakkında kamu davası açılması için Adalet Bakanlığımızı ve savcılarımızı göreve davet ediyoruz. Bugün konuyla ilgili suç duyurumuzu gerçekleştiriyoruz. Bu okullardan mezun olmanın haklı gururunu taşıyan; İmam Hatiplerin bu toprakların mayası, harcı, irfanı olduğuna inanan, iş insanı, bürokrat, siyasetçi, akademisyen, esnaf kısacası herkesi Mütercimler hakkında suç duyurusunda bulunmaya davet ediyoruz” diye konuştu.

“Sistematik bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız”
Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Şener Ağaç ise, “Müslümanlara ve Müslümanların değer verdiği kurumlara karşı sistematik bir saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız. Evet, önceki gün önce Erol Mütercimler açık bir şekilde İmam Hatip mezunlarına, mensuplarına, buralarda çocuklarını okutan ailelere ve bu okullara gönül veren milyonlarca insana hakaret etme küstahlığı göstermiştir. Milyonları rencide eden bir nefret suçu işlemiştir. Bu ifadeler öylesine, anlık, dil sürçmesi, meramını yanlış ifade etme şeklinde ortaya çıkan cümleler değildir. Planlı, bilinçli, yerleşik bir zihniyetin ürünü olarak sarf edilmiş ifadelerdir” dedi.
“Nefretini fırsat buldukça dile getirmekten çekinmeyen bir figürdür”
Sözlerinin devamında Ağaç, “Bu cümleleri sarf eden şahıs 28 Şubat yıllarından günümüze kadar Müslümanlara karşı kinini, nefretini fırsat buldukça dile getirmekten çekinmeyen bir figürdür. Bugün burada açtığımız dava bir başlangıçtır, bundan sonra kim değerlerimize karşı tahkir edici bir söylemin içerisine girerse hesabını mahkemelerde vereceğini iyi bilmelidir” ifadelerini kullandı.



Nadir mineral yarışı Tacikistan ekonomisine yaradı

Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)
Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)
TT

Nadir mineral yarışı Tacikistan ekonomisine yaradı

Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)
Dünyadaki antimon üretiminin yüzde 25'i Tacikistan'da yapılıyor (AFP)

Nadir mineral yarışı Tacikistan'daki madencilik sektöründe patlama yarattı.

Askeri teçhizattan temiz enerji, kozmetik ve bataryaya kadar birçok önemli sektörde kullanılan antimon rezervleri, nadir mineral yarışında önemli yere sahip.

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'na (USGS) göre, dünyadaki antimon üretiminin neredeyse yarısı Çin'de gerçekleştiriliyor.

Çin'i takip eden ülkeyse Tacikistan. Orta Asya ülkesi, 2023'te yaklaşık 21 bin ton antimon üretti, bu da dünyadaki toplam üretiminin dörtte birine yakın.

Avrupa Komisyonu'nun verilerine göre Avrupa Birliği'nin (AB) antimon ithalatının yüzde 54'ü de Tacikistan'la yapılıyor.  

AFP'nin haberinde, Tacikistan'ın sanayileşme sürecini finanse etmek için antimon rezervlerini değerlendirdiği yazılıyor.

1990'larda iç savaşlarla sarsılan Tacikistan, eski Sovyet ülkeleri arasında en zayıf ekonomilerinden birine sahip. Ancak son dönemde yaşanan "maden patlamasının" ekonomiyi canlandırmaya başladığı yazılıyor.

Tacik hükümetinin de ortak olduğu Talco Gold firması, ülkenin batısındaki Saritag bölgesinden antimon çıkarıyor. Haberde, yaklaşık 1500 işçinin çalıştığı madenin Çinli firmalarla ortak işletildiğine dikkat çekiliyor. Pekin yönetimi şirkete 2022'de yatırım yapmıştı.

Madenden çıkarılan ham kaynakların işlendiği ve tesiste yüzde 30 saflıkta antimon üretildiği belirtiliyor.

Saritag'daki madenin Sovyet döneminden kalma olduğuna dikkat çekilirken, Pekin yönetiminin zamanla Moskova'ya kıyasla bölgede daha fazla nüfuz kazandığı ifade ediliyor.

Independent Türkçe, AFP, Eurasianet


Gazze’de sağlık sistemi iflasın eşiğinde: Bu bir toplu katliam

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Gazze’de sağlık sistemi iflasın eşiğinde: Bu bir toplu katliam

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

İsrail ordusunun Gazze şehrine düzenlediği harekat sağlık sistemini iflasın eşiğine getirdi.

Gazze'nin orta ve güney kesimlerinde faaliyet gösteren az sayıdaki hastane de İsrail saldırıları nedeniyle zor durumda.

Guardian'ın haberinde, Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'yle İsrail'in "insani yardım bölgesi" diye nitelediği Mavasi'deki sahra hastanelerinde kriz yaşandığı belirtiliyor.

Gazze'de gönüllü çalışan Britanyalı cerrah Martin Griffiths, "Herkes aç, evlerini ve sevdiklerini kaybetmişler. Herkes korkuyor. Elimizdeki tıbbi malzemeler yeterli değil" diyor.

Griffiths, Mavasi'deki 90 yataklı sahra hastanesinin acil servisinin tek gecede 160 yaralıyı tedavi etmek zorunda kaldığını söylüyor. 600 kişinin de hastaneye bağlı kliniklerde tedavi gördüğünü belirtiyor.

Haberde, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki saldırılarını artırması nedeniyle bölgedeki hastanelerin çoğunun kapatıldığı, Filistinlilerin güneye sürüldüğü aktarılıyor. Araç bulmanın zorluğu ve yolların saldırılar nedeniyle kullanılamaması durumu daha da zorlaştırıyor. Bazı kişilerin haftalardır muayene edilemeyen açık yaralarla hastanelere kabul edildiği yazılıyor.

Gazze'de faaliyet gösteren tek tam teşekküllü hastane olan Nasır'da, yaralıların yatak kalmadığı için koridorlarda yattığı belirtiliyor. Hastane yetkililerinden Muhammed Sakır şunları söylüyor:

Gerçekten zorlukla ayakta duruyoruz. Durum çok kötü. Sınıra vardık. Tüm personel yorgun ve temel ihtiyaç malzemeleri azalıyor.

Gazze'de gönüllü çalışan acil yardım uzmanı Neda Ebu Elrub da anestezi malzemelerinin neredeyse tükendiğini belirtiyor:

Bu bir toplu katliam, cinayet, işkence ve kabus. Ağrıkesiciler de tükenmek üzere. Bazı yaralıların beyinleri kafataslarının dışına çıkmış, iç organları dışarı sarkmış halde. Korkunç görüntüler var.

Gazze'ye yardım filosuna saldırı

İsrail ordusu Gazze'deki katliamı sürdürürken, bölgeye insani yardım ulaştırmak üzere yola çıkan Küresel Sumud Filosu'na da Yunanistan açıklarında saldırı düzenlendi.

Küresel Sumud Filosu grubundan yapılan açıklamada, gece saatlerinde drone'larla teknelere ses bombası ve tanımlanamayan kimyasallar atıldığı belirtiliyor.

Filodaki Alman aktivistlerden Yasemin Acar, Instagram'dan paylaştığı videoda en az 5 teknenin hedef alındığını söyleyerek, "Biz sadece insani yardım taşıyoruz. Üzerimizde silah yok, kimseye tehdit oluşturmuyoruz" dedi. Aktivist, yaklaşık 15 drone'un filonun etrafını çevirdiğini ifade etti.

Times of Israel'in aktardığına göre saldırı Girit açıklarında gerçekleşti. Filoda en az 51 teknenin olduğu belirtiliyor.

İsrail'in ablukasını kırmak için 50 kadar ülkenin desteğiyle oluşturulan sivil yardım filosuna bağlı tekneler, 31 Ağustos'ta İspanya'nın Barselona kentinden yola çıkmıştı. Tekneler, 7 Eylül'de Tunus'a ulaştıktan sonra rotalarına devam etmişti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian, BBC


Kremlin'den Trump'a yanıt: Rusya bir ayıdır, kâğıttan kaplan değil

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
TT

Kremlin'den Trump'a yanıt: Rusya bir ayıdır, kâğıttan kaplan değil

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov (DPA)

Kremlin bugün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya'yı ‘kâğıttan kaplan’ olarak nitelendirdiği açıklamasını reddetti ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna krizini çözme çabalarını takdir ettiğini vurguladı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın kaplan değil ayı olduğunu ve ‘kâğıt ayı diye bir şeyin olmadığını’ söyledi. Peskov, bir radyo röportajında Trump'ın açıklamalarına yanıt vererek, Rus ordusunun Ukrayna'da ilerlediğini ve cephedeki dinamiklerin açık olduğunu ifade etti. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Peskov, Rus ekonomisinin istikrarının garanti altında olduğunu bildirdi.

Kremlin dün, Ukrayna'daki saldırıya devam etmekten başka bir seçenek olmadığını belirterek, Washington ile Moskova arasındaki yakınlaşmanın sonuçlarını ‘neredeyse yok’ olarak değerlendirdi.

Peskov bugün, Rusya ile ABD arasındaki ilişkilerin normale dönmesinin ‘istenen hızdan çok daha yavaş’ ilerlediğini söyledi.

Kremlin'in ikili ilişkilerde ‘endişe verici faktörleri’ ortadan kaldırmak için hızlı bir şekilde çalışmak istediğini belirten Peskov, iş birliğinin her iki ülkenin çıkarlarına hizmet edebileceği birçok alana işaret etti.

Trump dün yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya'nın ele geçirdiği tüm toprakları geri alabileceğine inandığını ve Moskova'nın ‘önemli’ ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduğu göz önüne alındığında Kiev'in şimdi harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Trump’ın bu açıklamaları, Ukrayna lehine şaşırtıcı ve dikkat çekici bir söylem değişikliğini temsil ediyor.