İsrail ile normalleşme anlaşmasına Bahreyn de katıldı

Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)
Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)
TT

İsrail ile normalleşme anlaşmasına Bahreyn de katıldı

Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)
Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, Cuma akşamı yaptığı açıklamada, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki normalleşme anlaşmasının ardından Bahreyn’in de bu sürece katıldığını duyurdu. Böylelikle Beyaz Saray'da yapılacak olan törene İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif ez-Zeyyani de katılacak.
Başkan Donald Trump tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, Bahreyn ve İsrail, diplomatik ilişkiler kurma konusunda anlaşmaya vardı. Trump, Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyyani ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 15 Eylül'de Beyaz Saray'da BAE ile İsrail arasındaki anlaşmanın imza törenine katıldıklarında barış anlaşmasını imzalayacaklarını duyurdu.
Trump, "yeni bir tarihi atılım" olarak nitelendirdiği anlaşmayla ilgili olarak şunları söyledi: "İki büyük dostumuz, İsrail ve Bahreyn barış anlaşmasına vardılar. Bugün Bahreyn ve İsrail'in bir barış anlaşması yapmayı kabul etmesiyle tarihi bir başarı elde edildi. Böylelikle Bahreyn, İsrail ile 30 günde barış yapan ikinci Arap ülkesi oldu” dedi.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada söz konusu anlaşmaya,  Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife, Trump ve Netanyahu arasında dün yapılan görüşmede ulaşıldığını söyledi. ABD Başkanı, Bahreyn'in de Ortadoğu'daki gerilimi hafifletmeyi amaçlayan İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine katıldığını açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın danışmanı ve damadı Jared Kushner, İsrail-Bahreyn anlaşmasının iki büyükelçiliğin karşılıklı açılışını içereceğini söyledi. Beyaz Saray'ın açıklamasına göre Trump, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefonda görüştükten sonra haberi Twitter'da yayınladı
Bahreyn Haber Ajansı, Kral Halife'nin dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da katıldığı ABD Başkanı Donald Trump'tan bir telefon aldığını bildirdi.
Kral Hamad, telefon görüşmesinde, iki devletli çözüme ve ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak stratejik bir seçenek olan adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma ihtiyacını vurguladı. Kral telefon görüşmesinde ayrıca Amerikan yönetiminin oynadığı önemli rolü ve barış sürecini ilerletme ve Ortadoğu’da güvenlik ve istikrar sağlama yönündeki çabalarını övdü.
Bahreyn haber ajansı, ABD, Bahreyn ve İsrail arasındaki resmi ortak açıklamanın metnini de yayınladı. Yapılan açıklamada, iki gelişmiş ekonomisi bulunan devlet arasındaki diyalog ve doğrudan ilişkilerin Ortadoğu'daki mevcut olumlu dönüşüme katkıda bulunacağı belirtildi. Ayrıca bölgede istikrar, güvenlik ve refahı destekleyeceği için, anlaşma “tarihi bir adım” olarak nitelendirildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “ABD, 25 Haziran 2019'da Manama'da Filistin halkı için barış, haysiyet ve ekonomik fırsatları desteklemek olan tarihi atölyeye (Barış İçin Refah) ev sahipliği yaptığı için Bahreyn’e minnettarlığını ifade ediyor. İsrail-Filistin çatışmasına adil ve kapsamlı bir çözüm bulmak ve Filistin halkının tüm haklarını sonuna kadar kullanmasını sağlamak için taraflar bu yöndeki çabalarını sürdüreceklerdir. İsrail ayrıca barış vizyonunda da belirtildiği gibi, tüm Müslümanların Mescid-i Aksa’ya barış içinde ibadet etmek için gelebileceklerini ve Kudüs'teki diğer tüm kutsal yerlerin çeşitli dinlerin barışçıl ibadetlerine açık kalacağını onaylamaktadır.”
Bahreyn Krallığı, ABD Başkanı Trump'ın, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Bahreyn Dışişleri Bakanı ez-Zeyyani'nin bildiriyi imzalayacağı Beyaz Saray'da 15 Eylül'de BAE ile İsrail arasındaki anlaşmanın imza törenine katılma davetini kabul ettiğini de bildirdi.
Yapılan açıklamaya göre, Kral Hamad Al Halife, "11 Eylül saldırılarının kurbanlarının anısına ABD Başkanı'na en derin taziye ve başsağlığı diledi."
Bahreyn hükümdarının diplomatik işler danışmanı ve eski Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed Al Halife ise "Bahreyn Krallığı ile İsrail arasında ilişkiler kurulması, bölgenin güvenliği, istikrarı ve refahı yararına" dedi. Bu anlaşmanın "İsrail halkına olumlu ve cesaret verici bir mesaj gönderdiğini" sözlerine ekleyen eski Dışişleri Bakanı, “Filistin halkıyla adil ve kapsamlı bir barış, onların geleceği ve bölge halklarının geleceği için en iyi yol ve gerçek menfaattir” dedi.
Şeyh Halid Al Halife Twitter'da yaptığı açıklamada, "Bahreyn Krallığı, açıklık ve herkesle bir arada yaşama yaklaşımını dış politikasındaki önceliklerinin arasına koymuştur. Dış politikasını, farklı ırk ve dinler arasında yüzyıllardır süregelen bir arada yaşama ve toplumsal uyum üzerine inşa ediyor. Bahreyn’in bu konudaki başarısı, bölgemizin başarısı konusunda bize iyimserlik veriyor” dedi.

Netanyahu: Yeni bir dönüm
Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs'te Cuma günü, ABD Başkanı Donald Trump'ın Bahreyn ve İsrail'in ilişkilerini normalleştirmeye karar verdiklerini açıklamasının ardından, anlaşmanın "barış için yeni bir dönem" olduğunu söyledi.
Netanyahu yaptığı açıklamada, "Uzun yıllardır barışa yatırım yaptık ve şimdi barış bize yatırım yapıyor ve İsrail ekonomisine gerçekten büyük yatırımlar getirecek ve bu çok önemli" dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ise Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Bahreyn ve İsrail'in Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm sağlayacak şekilde Ortadoğu bölgesinde istikrar ve barışı tesis etmeye yönelik önemli adımlarını takdir ettiğini” söyledi.
Bahreyn Kralı, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile 26 Ağustos'ta Manama'da yaptığı görüşmede, Bahreyn'in İsrail ile ilişkileri normalleştirmeden önce bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayan Arap Barış Girişimi'ne bağlı olduğunu vurguladı ve iki devletli çözüme uygun olarak Filistin-İsrail ihtilafını sona erdirme çabalarının yoğunlaştırılmasının önemine değindi. Kral, adil ve kapsamlı bir barışın uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca sağlanmasının başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacağını dile getirdi.
Kral Hamad bin İsa Al Halife ise bu ayın başında yapılan İsrail ile BAE arasındaki ilk ticari geziye katıldıktan sonra Trump'ın danışmanı Jared Kushner ile bir araya gelmişti.
Bahreyn, BAE, Mısır ve Ürdün'den sonra İsrail ile barış anlaşması imzalayan dördüncü ülke oldu. BAE-İsrail anlaşmasının açıklanmasının ardından, Norveçli bir yetkili, iki ülkede büyükelçilikler ve konsolosluklar kurmanın yanı sıra, doğrudan ticari uçuşlar ve ticari- bilimsel alışverişi içeren normalleşmedeki rolü nedeniyle Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdi. Geçen yıl, Bahreyn İsrail-Filistin barışına ve "Yüzyılın Anlaşması" olarak adlandırılan ekonomik vizyona odaklanan bir barış konferansına ev sahipliği yapmıştı.
Öte yandan gazetecilere yaptığı açıklamalarda Kushner, Bahreyn’e övgüde bulunarak ABD'nin Bahreyn ile güçlü ilişkilerine vurgu yaptı. Washington'un Manama'nın güvenliğini artırmasına yardımcı olmaya devam edeceğini söyleyen Kushner, aşırılık yanlılarının Filistin davasını nefreti körüklemek için kullandığını belirtti ve anlaşmanın bütün Müslümanların Mescid-i Aksa’da ibadet etmesine imkan verdiğine dikkati çekti.
Kushner, Ortadoğu'daki ülkelerin İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için adımlar atacağının kesin olduğunu vurguladı ancak bu adımların zamanlaması konusunda ne bir bilgi vermedi.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ise Bahreyn ile İsrail arasında gerçekleşen barış anlaşmasının 11 Eylül saldırılarının kurbanları için en büyük onur olduğunu belirtti. İran'ın eski ABD elçisi Brian Hook ise, "İsrail ile hem BAE hem de Bahreyn arasındaki barış anlaşması, Arap-İsrail çatışmasının sonunun başlangıcı ve daha büyük başarıların temelidir" dedi.



Sakhir Deklarasyonu: Körfez güvenliği bölünmez bir bütündür

Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
TT

Sakhir Deklarasyonu: Körfez güvenliği bölünmez bir bütündür

Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)
Körfez ülkelerinin liderleri ve temsilcilerinin dün Manama zirvesinde çekilmiş hatıra fotoğrafı (SPA)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkelerinin liderleri, dün Bahreyn'in başkenti Manama'da bir araya gelerek, KİK'in güvenliğinin bölünmez olduğunu vurguladılar. Altı üye ülkenin ve bölgedeki diğer tüm ülkelerin egemenliğine saygı gösterme, içişlerine karışmama ve güç kullanımını veya güç kullanımı tehdidini reddetme taahhütlerini teyit ettiler.

"Sakhir Deklarasyonu", Körfez ülkelerinin ortak güvenliği güçlendirme, Filistin devletinin kurulmasını ilerletme ve Arap dünyasındaki savaşları sona erdirme yönündeki yönelimini yansıtan çeşitli mesajlar içeriyordu.

Körfez İşbirliği Konseyi Genel Sekreteri Casim el-Budeyvi, Körfez Sivil Havacılık Otoritesi'nin kurulduğunu, Katma Değer Vergisi ve Seçici Vergi Birleşik Anlaşması'nın bazı maddelerinde değişiklik yapıldığını, Körfez Sanayi Platformu'nun başlatıldığını, Dördüncü Sanayi Devrimi için Körfez Merkezi'nin uygulanmaya başlandığını ve Gümrük Veri Değişim Platformu 2026'nın işletilmesiyle Gümrük Birliği projesinde ilerleme sağlandığını duyurdu.

Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz ile Bahreyn Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Selman bin Hamad, dün Manama'da iki ülke arasındaki Koordinasyon Konseyi'nin dördüncü toplantısına başkanlık etti.


Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Meloni uluslararası gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA
Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA
TT

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Meloni uluslararası gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA
Suudi Veliaht Prensi, Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da İtalya Başbakanı ile yaptığı görüşmeden bir kare  (SPA

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdülaziz, Çarşamba günü İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ve yürütülen ortak çabaları değerlendirdi.

Görüşme, Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi Yüksek Konseyi’nin 46. oturumu kapsamında gerçekleşti. Taraflar, iki ülke arasındaki ortak iş birliği alanlarını ve çeşitli sektörlerde ilişkilerin geliştirilmesi için atılabilecek adımları ele aldı.

u768ı
Suudi Veliaht Prensi ile İtalya Başbakanı arasındaki görüşmelerde, çeşitli alanlarda işbirliğinin boyutları ve bunların geliştirilmesi yolları ele alındı ​​(SPA)

Görüşmeye Suudi tarafında Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Selman, Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Devlet Bakanı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaed el-Aiban ile Yatırım Bakanı Halid el-Falih katıldı.


Manama Zirve Bildirisi: Körfez’in geleceğini çizen 162 madde

Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)
Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)
TT

Manama Zirve Bildirisi: Körfez’in geleceğini çizen 162 madde

Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)
Körfez liderleri ve temsilcileri Çarşamba günü Bahreyn'in başkentinde düzenlenen 46. Körfez Zirvesi'ne katıldı (BNA)

Manama’da Çarşamba günü düzenlenen Körfez Zirvesi’nin sonuç bildirisi, ortak güvenliğin güçlendirilmesine yönelik daha açık bir Körfez yaklaşımı, Filistin devletinin kurulmasına destek, Arap dünyasındaki savaşların siyasi yollarla durdurulması ve dış müdahalelerin reddi gibi çok sayıda mesaj içerdi.

Siyasi çerçevenin yanında, Körfez içi bütünleşmeye yönelik dikkat çekici adımlar da öne çıktı. Bunların başında Körfez Sivil Havacılık Otoritesi’nin kurulması ve birleşik bir sanayi platformunun kabul edilmesi geliyor. Bu adımlar, üye ülkelerin ekonomik işbirliğini kurumsallaştırma ve daha geniş bir seviyeye taşıma iradesine işaret etti.

162 maddeden oluşan bildiride, başlangıçtan itibaren Körfez ülkelerinin güvenliğinin “bölünemez bir bütün” olduğu vurgulandı. Bir üyeyi hedef alan herhangi bir tehdidin, tüm üyelere yönelmiş bir tehdit sayılacağı ifade edildi. Bu ilke, Konsey’in temel nizamnamesi ile ortak savunma anlaşmasına dayandırıldı.

Bildiri, Kral Selman’ın ortak Körfez çalışmasını güçlendirme vizyonunun hassas ve sürekli biçimde uygulanmasının önemine dikkat çekti. Bu kapsam, savunma ve güvenlik sistemlerinin tamamlanması, siyasi tutumun birleştirilmesi ve geniş uluslararası ortaklıkların inşasını içeriyor. İlgili kurumlara, uygulamanın tamamlanması için net bir zaman çizelgesi hazırlama görevi verildi.

Ortak Körfez Çalışması başlığı altında, Konsey’in “işbirliği aşamasından birlik aşamasına geçiş” konusunda yürüttüğü istişarelerin sürdüğü belirtildi. Gerekli adımların tamamlanması için Bakanlar Konseyi ile teknik komite görevlendirildi.

frg
Bahreyn Kralı Hamad bin İsa, Çarşamba günü Manama'da düzenlenen 46. Körfez İşbirliği Konseyi zirvesine başkanlık etti (BNA)

Bildiride, gümrük veri değişim platformunun 2026’nın ikinci yarısında çalışmaya başlaması kabul edildi. Ayrıca gümrük birliğinin gerekliliklerinin tamamlanması, acil bir zaman planı hazırlanması, sınır ötesi hizmet ticaretinin düzenlenmesi ve mesleki yeterliliklerin karşılıklı tanınması talimatı verildi.

Ekonomik açıdan öne çıkan bir diğer adım ise, “Körfez’de Üretildi” forumu ve fuarının Ekim 2026’da düzenlenmesi önerisinin memnuniyetle karşılanması oldu. Bu etkinliğin, sanayi kapasitesini öne çıkarması ve ekonomik entegrasyonu güçlendirmesi bekleniyor. Ayrıca, merkezinin Birleşik Arap Emirlikleri’nde olacağı Körfez Sivil Havacılık Otoritesi’nin kurulması kabul edildi. Körfez Demiryolu Projesi’nin genel anlaşması ile ortak mülkiyetli gayrimenkuller için birleşik kurallar da onaylandı.

Bildiri, ilk Körfez yargı, adli ve yasama işbirliği konferansının sonuçlarını; parlamentoların çalışmalarını; dini değerlerin güçlendirilmesine yönelik girişimleri; yolsuzlukla mücadelede ortak strateji ve rehberleri övdü. İnsan ticaretiyle mücadele alanındaki ilerlemelere de dikkat çekildi.

Çevre ve enerji bölümünde, “Yeşil Orta Doğu” girişimi kapsamında işbirliğinin artırılmasının önemi vurgulandı. Küresel enerji piyasalarının istikrarının desteklenmesi, tüm enerji kaynaklarını dışlamayan dengeli bir yaklaşım benimsenmesi ve emisyon yönetimi teknolojilerinin geliştirilmesi gerektiği ifade edildi.

Üye ülkelerin karbon döngüsü ekonomisi yaklaşımına bağlılığı yenilendi. Bu kapsam, emisyonların azaltılması, yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve giderilmesini içeren yöntemler; yenilenebilir enerji projeleri, temiz hidrojen ve karbon yakalama teknolojileriyle desteklenecek.

Siyasi dosyalar arasında Filistin meselesi öne çıktı. Liderler, Filistinlilerin 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkını desteklediklerini vurguladı. İki devletli çözümün uygulanması, işgalin sona ermesi ve İsrail ihlallerinin durdurulması çağrısında bulunuldu.

Gazze’de kuşatmanın kaldırılması, geçişlerin açılması ve insani yardımın girişine izin verilmesi gerektiği ifade edildi. Ateşkes anlaşması, Şarm eş-Şeyh Barış Zirvesi’nin çıktıları ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları memnuniyetle karşılandı. Uluslararası tanımaların artması olumlu bulundu, UNRWA’ya destek ve Gazze yetimleri için bir fon kurulması onaylandı.

dfgt
Çarşamba günü Bahreyn'in başkenti Manama'da düzenlenen 46. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'nden bir kare (BNA)

Yemen konusunda, KİK’in Başkanlık Konseyi ve Yemen hükümetine tam desteği yinelendi. Ortak teknik komitenin kalkınma ihtiyaçlarını belirleme çalışmalarının sonuçları memnuniyetle karşılandı. Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt’in ekonomik ve insani desteği övüldü; Kızıldeniz’deki Husi saldırıları, silah kaçakçılığı ve BM personeline yönelik saldırılar kınandı.

Bildiri, İran’ın işgal altında tuttuğu üç Emirlik adası konusundaki sabit tutumu yineledi; İran’ın tüm uygulamalarının geçersiz olduğu vurgulandı. Avrupa Birliği’nin BAE’yi destekleyen pozisyonu memnuniyetle karşılandı.

Dorra (Dora) Gaz Sahası konusunda, sahadaki tüm alanların Kuveyt karasuları içinde olduğu ve mülkiyetin yalnızca Suudi Arabistan ile Kuveyt arasında paylaşıldığı vurgulandı.

Bildiride Irak, Suriye, Lübnan, Sudan, Libya ve Somali dosyaları da ele alındı. Bu ülkelerin birliği ve egemenliğinin desteklendiği; dış müdahalelerin reddedildiği ve çatışmaları sona erdirecek siyasi süreçlere çağrı yapıldığı belirtildi. Rusya–Ukrayna savaşında Körfez’in arabuluculuk girişimleri övüldü; esir değişimleri, tahıl ihracatının kolaylaştırılması ve insani destek hatırlatıldı.

Uluslararası ortaklıklar başlığında, İtalya Başbakanı’nın zirveye katılımı memnuniyetle karşılandı. ABD, Avrupa Birliği, ASEAN ve Çin ile yapılan ortak zirvelerin sonuçları övüldü ve kararlaştırılan eylem planlarının hızla uygulanması istendi.

Son olarak bildiri, 162 maddede yer alan hükümler uyarınca, Körfez’in hem ortak güvenliğini güçlendirme hem de ekonomik entegrasyonu derinleştirme yönündeki isteğini yansıttı. Aynı zamanda Filistin davasına verilen desteği ve bölgesel çatışmaların sakinleştirilmesine yönelik çabaları bir araya getiren, siyasi gerçekçilikle kurumsal çalışmayı birleştiren bir yaklaşım ortaya koydu.