İsrail ile normalleşme anlaşmasına Bahreyn de katıldı

Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)
Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)
TT

İsrail ile normalleşme anlaşmasına Bahreyn de katıldı

Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)
Trump, Bahreyn'in dün İsrail ile barış anlaşmasına katıldığını duyururken yönetim kadrosuyla birlikte (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, Cuma akşamı yaptığı açıklamada, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki normalleşme anlaşmasının ardından Bahreyn’in de bu sürece katıldığını duyurdu. Böylelikle Beyaz Saray'da yapılacak olan törene İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayed ve Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdullatif ez-Zeyyani de katılacak.
Başkan Donald Trump tarafından yapılan ortak açıklamaya göre, Bahreyn ve İsrail, diplomatik ilişkiler kurma konusunda anlaşmaya vardı. Trump, Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyyani ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 15 Eylül'de Beyaz Saray'da BAE ile İsrail arasındaki anlaşmanın imza törenine katıldıklarında barış anlaşmasını imzalayacaklarını duyurdu.
Trump, "yeni bir tarihi atılım" olarak nitelendirdiği anlaşmayla ilgili olarak şunları söyledi: "İki büyük dostumuz, İsrail ve Bahreyn barış anlaşmasına vardılar. Bugün Bahreyn ve İsrail'in bir barış anlaşması yapmayı kabul etmesiyle tarihi bir başarı elde edildi. Böylelikle Bahreyn, İsrail ile 30 günde barış yapan ikinci Arap ülkesi oldu” dedi.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada söz konusu anlaşmaya,  Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife, Trump ve Netanyahu arasında dün yapılan görüşmede ulaşıldığını söyledi. ABD Başkanı, Bahreyn'in de Ortadoğu'daki gerilimi hafifletmeyi amaçlayan İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine katıldığını açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın danışmanı ve damadı Jared Kushner, İsrail-Bahreyn anlaşmasının iki büyükelçiliğin karşılıklı açılışını içereceğini söyledi. Beyaz Saray'ın açıklamasına göre Trump, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefonda görüştükten sonra haberi Twitter'da yayınladı
Bahreyn Haber Ajansı, Kral Halife'nin dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da katıldığı ABD Başkanı Donald Trump'tan bir telefon aldığını bildirdi.
Kral Hamad, telefon görüşmesinde, iki devletli çözüme ve ilgili uluslararası meşruiyet kararlarına uygun olarak stratejik bir seçenek olan adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma ihtiyacını vurguladı. Kral telefon görüşmesinde ayrıca Amerikan yönetiminin oynadığı önemli rolü ve barış sürecini ilerletme ve Ortadoğu’da güvenlik ve istikrar sağlama yönündeki çabalarını övdü.
Bahreyn haber ajansı, ABD, Bahreyn ve İsrail arasındaki resmi ortak açıklamanın metnini de yayınladı. Yapılan açıklamada, iki gelişmiş ekonomisi bulunan devlet arasındaki diyalog ve doğrudan ilişkilerin Ortadoğu'daki mevcut olumlu dönüşüme katkıda bulunacağı belirtildi. Ayrıca bölgede istikrar, güvenlik ve refahı destekleyeceği için, anlaşma “tarihi bir adım” olarak nitelendirildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “ABD, 25 Haziran 2019'da Manama'da Filistin halkı için barış, haysiyet ve ekonomik fırsatları desteklemek olan tarihi atölyeye (Barış İçin Refah) ev sahipliği yaptığı için Bahreyn’e minnettarlığını ifade ediyor. İsrail-Filistin çatışmasına adil ve kapsamlı bir çözüm bulmak ve Filistin halkının tüm haklarını sonuna kadar kullanmasını sağlamak için taraflar bu yöndeki çabalarını sürdüreceklerdir. İsrail ayrıca barış vizyonunda da belirtildiği gibi, tüm Müslümanların Mescid-i Aksa’ya barış içinde ibadet etmek için gelebileceklerini ve Kudüs'teki diğer tüm kutsal yerlerin çeşitli dinlerin barışçıl ibadetlerine açık kalacağını onaylamaktadır.”
Bahreyn Krallığı, ABD Başkanı Trump'ın, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Bahreyn Dışişleri Bakanı ez-Zeyyani'nin bildiriyi imzalayacağı Beyaz Saray'da 15 Eylül'de BAE ile İsrail arasındaki anlaşmanın imza törenine katılma davetini kabul ettiğini de bildirdi.
Yapılan açıklamaya göre, Kral Hamad Al Halife, "11 Eylül saldırılarının kurbanlarının anısına ABD Başkanı'na en derin taziye ve başsağlığı diledi."
Bahreyn hükümdarının diplomatik işler danışmanı ve eski Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed Al Halife ise "Bahreyn Krallığı ile İsrail arasında ilişkiler kurulması, bölgenin güvenliği, istikrarı ve refahı yararına" dedi. Bu anlaşmanın "İsrail halkına olumlu ve cesaret verici bir mesaj gönderdiğini" sözlerine ekleyen eski Dışişleri Bakanı, “Filistin halkıyla adil ve kapsamlı bir barış, onların geleceği ve bölge halklarının geleceği için en iyi yol ve gerçek menfaattir” dedi.
Şeyh Halid Al Halife Twitter'da yaptığı açıklamada, "Bahreyn Krallığı, açıklık ve herkesle bir arada yaşama yaklaşımını dış politikasındaki önceliklerinin arasına koymuştur. Dış politikasını, farklı ırk ve dinler arasında yüzyıllardır süregelen bir arada yaşama ve toplumsal uyum üzerine inşa ediyor. Bahreyn’in bu konudaki başarısı, bölgemizin başarısı konusunda bize iyimserlik veriyor” dedi.

Netanyahu: Yeni bir dönüm
Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs'te Cuma günü, ABD Başkanı Donald Trump'ın Bahreyn ve İsrail'in ilişkilerini normalleştirmeye karar verdiklerini açıklamasının ardından, anlaşmanın "barış için yeni bir dönem" olduğunu söyledi.
Netanyahu yaptığı açıklamada, "Uzun yıllardır barışa yatırım yaptık ve şimdi barış bize yatırım yapıyor ve İsrail ekonomisine gerçekten büyük yatırımlar getirecek ve bu çok önemli" dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ise Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Bahreyn ve İsrail'in Filistin meselesine adil ve kalıcı bir çözüm sağlayacak şekilde Ortadoğu bölgesinde istikrar ve barışı tesis etmeye yönelik önemli adımlarını takdir ettiğini” söyledi.
Bahreyn Kralı, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile 26 Ağustos'ta Manama'da yaptığı görüşmede, Bahreyn'in İsrail ile ilişkileri normalleştirmeden önce bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayan Arap Barış Girişimi'ne bağlı olduğunu vurguladı ve iki devletli çözüme uygun olarak Filistin-İsrail ihtilafını sona erdirme çabalarının yoğunlaştırılmasının önemine değindi. Kral, adil ve kapsamlı bir barışın uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca sağlanmasının başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacağını dile getirdi.
Kral Hamad bin İsa Al Halife ise bu ayın başında yapılan İsrail ile BAE arasındaki ilk ticari geziye katıldıktan sonra Trump'ın danışmanı Jared Kushner ile bir araya gelmişti.
Bahreyn, BAE, Mısır ve Ürdün'den sonra İsrail ile barış anlaşması imzalayan dördüncü ülke oldu. BAE-İsrail anlaşmasının açıklanmasının ardından, Norveçli bir yetkili, iki ülkede büyükelçilikler ve konsolosluklar kurmanın yanı sıra, doğrudan ticari uçuşlar ve ticari- bilimsel alışverişi içeren normalleşmedeki rolü nedeniyle Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösterdi. Geçen yıl, Bahreyn İsrail-Filistin barışına ve "Yüzyılın Anlaşması" olarak adlandırılan ekonomik vizyona odaklanan bir barış konferansına ev sahipliği yapmıştı.
Öte yandan gazetecilere yaptığı açıklamalarda Kushner, Bahreyn’e övgüde bulunarak ABD'nin Bahreyn ile güçlü ilişkilerine vurgu yaptı. Washington'un Manama'nın güvenliğini artırmasına yardımcı olmaya devam edeceğini söyleyen Kushner, aşırılık yanlılarının Filistin davasını nefreti körüklemek için kullandığını belirtti ve anlaşmanın bütün Müslümanların Mescid-i Aksa’da ibadet etmesine imkan verdiğine dikkati çekti.
Kushner, Ortadoğu'daki ülkelerin İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için adımlar atacağının kesin olduğunu vurguladı ancak bu adımların zamanlaması konusunda ne bir bilgi vermedi.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ise Bahreyn ile İsrail arasında gerçekleşen barış anlaşmasının 11 Eylül saldırılarının kurbanları için en büyük onur olduğunu belirtti. İran'ın eski ABD elçisi Brian Hook ise, "İsrail ile hem BAE hem de Bahreyn arasındaki barış anlaşması, Arap-İsrail çatışmasının sonunun başlangıcı ve daha büyük başarıların temelidir" dedi.



Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)

Suudi Arabistan, gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcılara yönelik yeni bir döneme hazırlanıyor. Ülke, ocak ayında yürürlüğe girecek güncellenmiş yabancı mülkiyet yasası ile yabancı birey ve kuruluşların ülke genelinde gayrimenkul edinimini düzenleyecek. Bu sistem, gayrimenkul sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısını artırmayı ve gelir kaynaklarını petrolden bağımsız olarak çeşitlendirmeyi hedefleyen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Söz konusu hedefler, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programıyla uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.

Uygulamadan sorumlu olan Gayrimenkul Genel Otoritesi, yürütme yönetmeliğini hazırlıyor ve yabancıların mülkiyet ve yatırım yapabileceği bölgeleri belirlemeye çalışıyor. Belirlenen detaylar, sistemin yürürlüğe girmesinden önce kamuoyuna açıklanacak.

Yeni yasa ayrıca, uluslararası profesyonellerin ülkede kalmasını desteklemeyi, şehirleşme ve kentsel yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Mülkiyet kapsamı

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil, geçtiğimiz hafta yaptığı bir televizyon röportajında, gelecek ay yabancıların konut amaçlı gayrimenkul edinme sisteminin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan, uygulamanın Suudi Arabistan’daki tüm şehirlerde geçerli olacağını, ancak Mekke, Medine, Cidde ve Riyad olmak üzere dört şehirde yalnızca belirlenen bölgelerde mülkiyetin mümkün olacağını belirtti. Ülkede ikamet eden yabancılar ise birer konut sahibi olabilecek.

Öte yandan, sistemin ekonomik sektörler açısından daha esnek olacağı ve ticari, sanayi ve tarım alanlarında yabancıların tüm şehirlerde mülkiyet ediniminin sınırlama olmadan mümkün olacağı kaydedildi.

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)

Suudi Arabistan Gayrimenkul Genel Otoritesi’nde yabancılar için mülkiyetten sorumlu icra direktörü Fahd bin Süleyman, kasım ayında yaptığı açıklamada, Riyad, Cidde ve kutsal şehirler (Mekke ve Medine) için yabancılara ayrılan bölgelerin hâlâ gözden geçirildiğini ve ‘yakın zamanda’ yeni mülkiyet kurallarını belirleyen yönetmeliklerle birlikte ilan edileceğini duyurdu. Bin Süleyman, söz konusu bölgelerin ‘çok geniş’ olacağını ve büyük ölçekli projeleri kapsayacağını belirterek, bu alanlarda yabancı mülkiyet oranının yüzde 70 ile yüzde 90 arasında olması beklendiğini aktardı. Kutsal şehirlerde satın alma yapacak kişilerin Müslüman olması gerektiğini vurgulayan Bin Süleyman, bunun dışında büyük bir kısıtlama bulunmayacağını ifade etti. Bin Süleyman, “Büyük şartlar yok ve sınırlamalar getirmek istemiyoruz; mevcut yasa ile güncellenmiş yasa karşılaştırıldığında belirgin bir fark görülecek” dedi.

Piyasa tahmini

Uzmanlar ve gayrimenkul sektörü profesyonelleri, güncellenmiş yabancı mülkiyet yasasının yürürlüğe girmesine kısa süre kala, söz konusu sistemin hazır konutlara yönelik ek bir talep yaratacağını ve gayrimenkul piyasasındaki likiditeyi artıracağını belirtti. Uzmanlar, uluslararası şirketlerin Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurmasını teşvik edecek bu sistemin ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme dönemini başlatacağını öngörüyor. Etkinin özellikle Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine ve turistik bölgelere yakın şehirlerde hissedileceği, yasanın etkilerinin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2027 yılı boyunca netleşmeye başlayacağı tahmin ediliyor.

Gayrimenkul uzmanı ve pazarlamacı Sakr ez-Zehrani, konuyla ilgili açıklamasında, yasanın uygulanmaya başlamasının Suudi Arabistan gayrimenkul piyasasında dönüm noktası oluşturacağını belirtti. Zehrani, sistemin, geniş bir kesimin kiralamadan mülkiyete geçmesine yol açarak işlem yapan kullanıcı tabanını genişleteceğini vurguladı.

Zehrani, bu dönüşümün hazır konutlar ve planlı konut projelerine yönelik ek talep yaratacağını, satış ve alım hareketliliğini artıracağını ve piyasadaki likiditeyi güçlendireceğini kaydetti.

Gayrimenkul kalitesinin iyileştirilmesi

Zehrani, yabancıların ticari, sanayi ve tarım sektörlerinde tüm şehirlerde mülkiyet edinmesine izin verilmesinin, uluslararası şirketler için Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurma motivasyonunu artıracağı ve bunun ekonomik faaliyetleri canlandırarak gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı bir büyüme dönemini başlatacağı öngörüsünde bulundu.

Zehrani’ye göre piyasadaki ilk değişiklikler, gayrimenkul ürünlerinin kalitesinin yükselmesi, geliştiricilerin daha yüksek standartlı ve iyi planlanmış projeler üretmesiyle daha geniş bir alıcı kitlesinin taleplerini karşılamaya yönelik olacak. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle organize arz hacminde de artış yaşanacak.

Yeni sistemin fiyat istikrarını da destekleyeceğini belirten Zehrani, çünkü hem yerleşiklerin hem de yabancıların mülkiyeti genellikle uzun vadeli olup kısa vadeli spekülasyonları sınırlayacağını ifade etti. Yasa ile birlikte uygulanacak yasal ve denetim mekanizmalarının şeffaflığı artıracağını ve finans sektörüne, hem yerleşikler hem de yabancılar için özel finansal ürünler sunma fırsatı sağlayacağını söyledi. Bu durumun kredi hacmi ve piyasa likiditesi üzerinde olumlu etkisi olacağı kaydedildi.

Zehrani, yasanın yürürlüğe girmesinin ilgiyi ve sorgulamaları doğrudan artıracağını, ancak piyasadaki işlemler üzerindeki gerçek etkinin kademeli olarak hissedileceğini belirtti. İlk sinyallerin 2026’nın ikinci çeyreğinde, yabancılar ve yerleşikler için ilk işlemlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

Açık göstergelerin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde netleşeceğini belirten Zehrani, uygulamanın ilk yılının geçiş dönemi olacağını, en somut etkilerin ise 2026’nın ikinci yarısı ve sonrasında gözlemleneceğini vurguladı.

Coğrafi konuma bağlı olarak değişen etki

Gayrimenkul ve değerleme uzmanı Mühendis Ahmed el-Fekih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni mülkiyet yasasının etkisinin coğrafi konuma göre farklılık göstereceğini belirterek, en olumlu etkilerin Mekke ve çevresindeki şehirler (Cidde ve Taif) ile Medine’de hissedileceği öngörüsünde bulundu. Riyad’daki gayrimenkul piyasasının ise gayrimenkul mülkiyeti ve yatırımı için yabancı sermayeyi çekmede önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

El-Fekih, turizm sektörüne yatırım yapmayı hedefleyen sermayenin, Mekke’ye yakınlığı nedeniyle Taif gibi turistik bölgelere, ayrıca Abha ve Cizan ile Neom projesine yakınlığı sebebiyle Tebük’e yönelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Uzman, yeni sistemin uygulanmasının ilk yılının piyasanın test edilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi açısından bir geçiş dönemi olacağını, gerçek etkinin ise 2027’de, yani ikinci yıl itibarıyla hissedilmeye başlanacağını vurguladı. Ayrıca, yasanın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ulusal ekonomide gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ve petrol bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayacağını, bu yatırımların Suudi vatandaşlar için yüzbinlerce yeni istihdam fırsatı yaratacağını kaydetti.

Sistem teşvikleri

Suudi Arabistan, Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girecek olan yeni yabancı mülkiyet yasasıyla gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir açılım gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yasayla, Suudi Arabistan’da yabancıların belirlenen coğrafi alanlarda taşınmaz mülkiyeti edinmeleri yasal olarak düzenlenecek. Bu adım, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımları çekmeyi, gayrimenkul sektörünün GSYİH’ye katkısını artırmayı ve ulusal ekonomide petrol dışı gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Yasa ayrıca uluslararası yeteneklerin ülkede istikrarlı şekilde kalmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini hedefliyor.

Yasa kapsamında, yabancılar yalnızca Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği coğrafi alanlarda mülk edinme yetkisine sahip olacak. Bu alanlar, Gayrimenkul Genel Otoritesi’nin önerisi ve Suudi Arabistan Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi onayıyla belirlenecek.

Buna göre, Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar, belirlenen coğrafi alan dışında sadece bir adet konut satın alabilecek. Mekke ve Medine’de mülk edinmek isteyenlerin ise Müslüman olması zorunlu.

Şirketler açısından ise Suudi şirketler yasasına göre kurulan ve hisselerinde yabancı ortak bulunan şirketlere, belirlenen coğrafi alanlarda mülk edinme hakkı tanınıyor; alan dışında ise faaliyet veya çalışan konutları için mülk edinilebilecek.

Yasa, borsaya kayıtlı şirketler, yatırım fonları ve özel amaçlı kuruluşlar için ise Suudi Arabistan genelinde mülk edinme imkânı sağlıyor. Bu haklar, Sermaye Piyasası Kurumu (CMA) tarafından Gayrimenkul Genel Otoritesi ve ilgili kurumlarla koordineli olarak belirlenen düzenlemelerle uygulanacak.

Yasa, özel ikamet programları veya Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle yapılan anlaşmalarla tanınan hakları etkilemiyor ve yabancı mülkiyetine ekstra ayrıcalık sağlamıyor.

Ayrıca, yabancılardan yapılacak taşınmaz işlemleri için değerinin yüzde 5’ini aşmayan bir harç alınacak; detaylar yürütme yönetmeliğinde belirlenecek. Kurallara uymayanlar para cezası veya uyarı ile karşı karşıya kalacak; yanlış beyanda bulunanlara 10 milyon riyale kadar ceza uygulanabilecek ve mahkeme kararıyla gayrimenkulün satışı sağlanabilecek.


Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
TT

Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanında kaydettiği nitelikli ilerlemeyi övgüyle değerlendirerek, ülkenin ulaştığı seviyenin uluslararası ölçekte örnek teşkil ettiğini ve yenilikçi, etkili kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik açık bir kararlılığı yansıttığını söyledi.

Guterres, beraberindeki heyetle birlikte Riyad’daki Dijital Hükümet Kurumu (DGA) İnovasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette Kurum Başkanı Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Suudi Arabistan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Abdulaziz el-Vasıl da hazır bulundu.

BM Genel Sekreteri, gelişmiş bir dijital geleceğin inşasına katkı sağlayacak girişimleri desteklemek için ortak iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

cds
Fotoğraf: DGA

Taraflar, görüşmede dijital hükümetlerin geliştirilmesi, inovasyonun desteklenmesi, dijital dönüşüm ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin artırılması gibi ortak konuları ele aldı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek ve kamu sektörünün etkinliğini yükseltmek için yürüttüğü dijital yetkilendirme çabaları da değerlendirildi.

Toplantıda, kurum ile BM kuruluşları arasındaki iş birliği imkânları; özellikle bilgi paylaşımı, dijital standartların geliştirilmesi, ortaya çıkan teknolojiler ve yapay zekânın etkinleştirilmesi, kapasite geliştirme ve hizmet kalitesini uluslararası ölçekte yükseltecek ortaklıkların kurulması konularında incelendi.

dsec
Guterres'e Suudi hükümetinin dijital stratejisi hakkında görsel bir sunum yapıldı (SPA)

Guterres, İnovasyon Merkezi’nin dijital kapsayıcılık, hizmet tasarımı, eğitim deneyimleri, yapay zekâ ve yeni teknolojiler gibi alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlarını gezerek merkezde sunulan imkânlara ilişkin bilgi aldı.

Kurum ekibi, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet stratejisine ve ilgili BM göstergelerinde kaydedilen ilerlemeye dair bir sunum gerçekleştirerek ülkenin dijital altyapısının olgunlaştığını ve ulusal deneyimin gelişmişliğini ortaya koydu.


Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
TT

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)

Suudi Arabistan'dan gelen yeni bir insani yardım sevkiyatı, Gazze Şeridi'ndeki mağdurlara ulaştırılmak üzere dün Refah sınır kapısından geçirildi.

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin (KSRelief) "Gazze'deki Filistin Halkına Yardım Halk Kampanyası" kapsamında sağladığı yardımlar arasında büyük miktarda gıda sepeti ve çadır yer aldı.

Merkez, kampanya kapsamında bugüne kadar 75 uçak ve 8 gemiyle 7 bin 685 tondan fazla gıda, tıbbi malzeme ve barınma malzemesi ulaştırarak, hava ve deniz köprüsü kurdu. Ayrıca Filistin Kızılayı'na 20 ambulans teslim etti.

sdfg
Suudi Arabistan'dan Gazze'deki afetzedelere yeni bir insani yardım sevkiyatı yolda (KSRelief)

KSRelief ayrıca Gazze içinde 90 milyon dolar ve 350 bin avro değerinde yardım projeleri uygulamak üzere uluslararası kuruluşlarla anlaşmalar imzaladı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre sınır geçişlerinin kapatılmasını aşmak ve yardımların ulaşmasını sağlamak için Ürdün ile ortaklaşa havadan yardım operasyonları gerçekleştirdi.

Bu yardım, Suudi Arabistan'ın Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının çektiği acıları hafifletmek amacıyla merkez aracılığıyla sağladığı yardım çalışmalarının bir uzantısı niteliğindedir. Soğuk ve zorlu yaşam koşulları nedeniyle çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere Filistinliler insani tehlike altındadır.