Libya’nın doğusunda hükümet karşıtı protestolar

Libyalı göstericiler Bingazi şehir merkezinde araç lastiği yakıyor (Reuters)
Libyalı göstericiler Bingazi şehir merkezinde araç lastiği yakıyor (Reuters)
TT

Libya’nın doğusunda hükümet karşıtı protestolar

Libyalı göstericiler Bingazi şehir merkezinde araç lastiği yakıyor (Reuters)
Libyalı göstericiler Bingazi şehir merkezinde araç lastiği yakıyor (Reuters)

Libya’nın doğusundaki Bingazi ve Beyda kentlerinde nadir görülen bir durum yaşandı. İki kentte perşembeyi cumaya bağlayan gece gösteriler düzenlendi. Elektrik kesintileri, hayat pahalılığı ve su kesintileri gibi ağırlaşan yaşam şartlarını protesto eden göstericiler, Abdullah es-Sani’nin başkanlığındaki geçici hükümetin görevden alınmasını talep etti. Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, durumu düzeltmek için ülkenin doğusundaki yetkililere acil toplantı çağrısında bulundu.
Sürpriz bir biçimde ve daha önce herhangi bir duyuru yapılmadan, onlarca genç birden Bingazi şehir merkezinde akın etti ve araç lastikleri yakarak Cemal Abdunnasır Caddesi’ni kapattı. Gece saatlerinde ise farklı yaşlardaki göstericiler havaalanı yolunda toplandı. Bazı göstericiler de daha önce Ulusal Ordu’ya destek gösterilerine sahne olan El Kiş Meydanı’nda bir araya geldi.

Korku düğümünü çözdük
“Korku düğümünü çözdüklerini” ifade eden grup, idari ve mali yolsuzluk, uzun elektrik kesintileri, hayat pahalılığı, ağırlaşan yaşam şartları, su kesintileri ve paralel piyasada dolar kurundaki yükselişi protesto etti. “Libya-Libya” sloganları atan göstericiler, Abdullah es-Sani’nin başkanlığındaki geçici hükümetin görevden alınması başta olmak üzere siyasi yüzlerin değişmesini talep etti.
Bingazi’nin Es Sabiri Mahallesi’ne yakın bir bölgede oturan Ali İmsad, “Paralel piyasada dolar kurundaki yükselişin gölgesinde bölgemizdeki yaşam koşulları artık çok ağırlaştı. İşsizlik oranları yükseliyor ve hükümet hizmet etmiyor” dedi.
Şarku’l Avsat’a konuşan İmsad, “Bingazi’de yaşam koşullarının kötüleşmesinin sorumlusu olarak, vatandaşa hiçbir hizmet sunmayan Sani hükümetini görüyoruz. Bankaların artık likiditesi yok.
Göstericilerden biri, okuduğu açıklamada, protesto eylemlerini “devlet kurumlarının ve adaletin olmayışı nedeniyle yaşadıkları zulüm” şeklinde gerekçelendirdi.
Sani hükümetinin İçişleri Bakanı İbrahim Boşnaf, göstericiler ile güvenlik güçleri arasında olası bir çatışmayı önlemek amacıyla bütün güvenlik güçlerini kent merkezinden çekti. Göstericiler sabahın ilk saatlerine kadar caddede kalmayı sürdürdü. Bingazi’deki protestolara eşzamanlı olarak Sani hükümetinin merkezinin bulunduğu Beyda kentinde de benzer protestolar patlak verdi. Beyda’da elektrik kesintileri, hayat pahalılığı, ağırlaşan yaşam şartları, su kesintilerini protesto eden göstericiler hükümetin istifasını talep etti.

Akile Salih’ten acil toplantı çağrısı
Bingazi ve Beyda sokaklarında gösterilerin düzenlenmesinden kısa bir süre sonra Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, başta geçici hükümet başkanı Sani, Bingazi’deki Merkez Bankası Müdürü, El-Barika Şirket Müdürü, Meclis bünyesindeki komitelerin başkanları olmak üzere tüm devlet kurumlarının yetkililerini göstericilerin taleplerini karşılamak için acil toplantıya çağırdı.
Bingazi sakinlerinden siyasi ve insan hakları aktivisti Cemal el-Fellah, “Barışçıl gösteri hakkı mevzuat ve yasalar tarafından güvence altına alınmıştır. Bingazi’nin gençleri, sıkıntılarınızı herkese duyurmanızın vakti gelmiştir” diyerek, göstericilere protestoların barışçıl yapısını ve devlet kurumlarını koruma çağrısında bulundu.
Libya Ulusal Ordusu’na (LUO) bağlı savaş medyası bölümü, petrol kuyularının güvenliğinin sağlanması amacıyla ülkenin orta ve güney kesimindeki çöllerde arama tarama operasyonları yürütüldüğünü bildirdi. Bölümden dün yapılan açıklamada, 1’inci Piyade Tugayı askerilerinin çölün yanı sıra Petrol Hilali limanları ve kuyuları arasındaki bağlantı yolları ile güneydeki petrol kuyularında devriyelerine devam ettiği belirtildi. Açıklamada, devriyelerin “Libya halkının refahına karşı herhangi bir saldırının önlenmesini” hedeflediği kaydedildi.
LUO’nun devriyeleri, Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı Öfke Volkanı Operasyonu Medya Merkezi'nin mayın temizleme operasyonları yürütüldüğünü açıkladığı bir dönemde geldi. Merkez’in açıklamasında, Mayın Temizliğini Sürdürme Örgütü’nden gönüllülerin “başkent Trablus’un banliyölerinde bulunan Kuberi ez-Zehra ile et-Tugar bölgesindeki mahallerde patlamamış bir dizi füze ve bombayı etkisiz hale getirme konusunda başarılı oldukları” ifade edildi. Trablus’un güneyinde ve Havalimanı Caddesi’nde çok sayıda mayının patladığına dikkat çekilen açıklamada patlama sonucu daha önce yerinden edilenlerden evine dönen kişilerin ve bu mayınları etkisiz hale getirme operasyonları sırasında askeri mühendislerden bazı unsurların hayatlarını kaybettiği bilgisine yer verildi.
Öte yandan Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi temsilcileri, Fas’ın Bouznika kenti ile İsviçre’nin Montrö kentinde önceki gün yürüttüğü diyalog toplantılarını tamamladı. İtalya, verdiği tavsiyelerin, Libyalı tarafların Montrö’deki görüşme sonuçlarına dahil etmesini memnuniyetle karşıladı. İtalya resmi haber ajansı Nova’da yer alan habere göre, İtalya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Müzakereler, yaklaşmakta olan Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun düzenlenmesi ışığında doğru yönde atılmış bir adımdır” ifadelerine yer verildi.
Arap Birliği de halihazırda Libya dosyalarını izleyen ve BM himayesinde ekonomik, siyasi ve güvenlik krizlerinin çözümü için belirli anlaşmalara varılmasını sağlamak için Libyalı taraflar arasında güven inşa etmeyi ve bakış açılarını yakınlaştırmayı hedefleyen siyasi hareketleri memnuniyetle karşıladığını açıkladı.

Arap Birliği’nden görüşmelere destek
Arap Birliği Genel Sekreterliği’nden bir yetkili kaynak, dün, Fas’ın Libya diyaloğuna ev sahipliği yapmasını takdir ettiğini belirterek, Buzinka’daki görüşmelerden özellikle “devlet kurumlarındaki önemli görevlerin paylaşımı” kararının önemini vurguladı.
Kaynak, Libya’daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu’nun, Möntre’de yapılan istişare toplantılarından çıkan sonuçları ve Libyalı katılımcı şahsiyetlerin Libya’da geçiş aşamasının tamamlanarak parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinin düzenlenmesini hedefleyen adımlar ve kazanımlar üzerinde uzlaştıklarını ilan etmesini memnuniyetle karşıladı.
Kaynak, Arap Birliği’nin, Libyalı taraflar arasında daha fazla güven köprüsü inşa etmesine hizmet edecek şekilde üzerinde uzlaşılan çeşitli anlaşmaları aktifleştirecek, sükûnet halini korumaya ve sahadaki ateşkesi pekiştirmeye katkı sağlayacak ve Libya krizine siyasi entegrasyon ve tamamen ulusal çözümler üretecek çalışmaları ve BM himayesindeki tüm çabaları sürdürme çağrısında bulunduğunu söyledi.

Halid el-Mişri ile Akile Salih Fas’ta görüşecek
Fas’a giden Temsilciler Meclisi heyetindeki üyelerden İsam el-Cihani, iki heyetin diyalog toplantılarında üzerinde uzlaştıkları konuların kamuoyuyla paylaşılması amacıyla Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri ile Temsilciler Meclisi Başkanı Salih’in Fas’ta yakında bir görüşme gerçekleştireceğini bildirdi.



Suriyeliler ‘geri dönüş hakkını’ kutluyor... Zorla yerinden edilenler en göze çarpan katılımcılar

Şam pazarında Beşşar Esed ve Hafız Esed'in hicivli resimlerinin bulunduğu çorapların sergilendiği bir tezgâh (DPA)
Şam pazarında Beşşar Esed ve Hafız Esed'in hicivli resimlerinin bulunduğu çorapların sergilendiği bir tezgâh (DPA)
TT

Suriyeliler ‘geri dönüş hakkını’ kutluyor... Zorla yerinden edilenler en göze çarpan katılımcılar

Şam pazarında Beşşar Esed ve Hafız Esed'in hicivli resimlerinin bulunduğu çorapların sergilendiği bir tezgâh (DPA)
Şam pazarında Beşşar Esed ve Hafız Esed'in hicivli resimlerinin bulunduğu çorapların sergilendiği bir tezgâh (DPA)

Şam’ı, Esed rejiminin devrilmesinin üzerinden bir yıl geçtikten ve ülke 8 Aralık 2025’teki ‘kurtuluş’ yıldönümünü anmaya hazırlanırken ziyaret ettiğinizde, kendinizi neredeyse bir ‘bayram’ yaşıyor gibi hissediyorsunuz. Elinizde bir mercek taşıyormuşçasına, detaylarda ve karşılaştırmalarda kayboluyorsunuz. Bu karşılaştırmalar yalnızca geçen yıl dışarıdan gözlemlediklerinizle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda 15 yıllık acı, korku ve farklı kuşakların deneyimlerinden oluşan birikmiş travmalarla da dolu.

‘Bayram’ kelimesi, son günlerde Suriye başkentinde gözlemlenen genel tabloyu özetleyebilir; hazırlıklar, süslemeler ve sevinç kadar, hüzün, işlerin aksaması ve günlük işlerin bayram sonrasına ertelenmesi de bu manzaraya dahil. Basit bir düzenleme talebi dahi genellikle “İnşallah bayramdan sonra” yanıtıyla karşılanıyor.

Karanlık bir dönem sona erdi

Lübnan sınırındaki el-Masna Sınır Kapısı’ndan Şam’a doğru uzanan yol boyunca, kutlama havası daha girişte başlıyor. Yol boyunca asılı büyük pankartlar, ‘Karanlık dönem sona erdi… Ülkenin yüzü aydınlandı’, ‘Omuz omuza, el ele, vatanı inşa ediyoruz’, ‘Tek vatan… Tek halk’ gibi sloganlar taşıyor.

xasdfrg
Şam'da Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıldönümü kutlamaları sırasında Suriye bayrağı sallayan bir kız (AP)

Yeni bayrak ve kartal simgesi, eski rejimin boşalttığı askeri bölgelerin duvarlarına, kasaba girişlerine ve Beyrut-Şam yolundaki 4. Tümen karargâhına işlenmiş.

2024 yazında açıklanan bu yeni görsel kimlik, yıkılmış ve yıpranmış bir ülkede “Öncelikli bir konu değil” eleştirilerine maruz kalmış olsa da sahadaki gerçekler bu eleştiriyi tamamen doğrulamıyor. Eski rejimde görsel kimlik, öğrencilerin defterlerinden sınıf tahtalarına, meydanlardaki dev heykellere kadar sistematik biçimde nüfuzun pekiştirilmesini sağlayan merkezi bir araçtı.

Bu nedenle, eski rejim düştüğünde ilk olarak kırılan, parçalanan ve yok edilen şey, onun ikonları ve görsel sembolleriydi. Boşalan bu alan, yeni otoritenin kimliğini yansıtacak şekilde doldurulmalıydı; aksi halde, geçen yılın başında ortaya çıkan bölgesel ve milis kaynaklı rastgelelikler bu boşluğu doldurabilirdi. Bir gözlemci, eski rejimin sembollerini taşıyan banknotlarla işlem yapma ihtiyacı olmasaydı, pek çok kişinin paraları yakacağını alaycı bir dille ifade etti.

Ancak, geçmişle bağları koparma ve yeni dönemi pekiştirme bağlamında, birçok kişi yeni görsel kimliği kıyafet, görünüm ve sosyal davranışlarda da benimsemekte bir adım öteye geçti. Geçen yıl Şam’da uzun saçlı ve tuhaf kıyafetli olarak öne çıkan Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) savaşçılarının sakalları kısalmış ve seyrekleşmişken, artık sakallar genel olarak düzenli, hafif ve bıyıkla bütünleşmiş bir şekilde gençler ve erkekler arasında yaygın bir görünüm halini aldı.

Altın kartal simgesi, resmi kıyafetlerin kollarına ve yakalarına takılan düğmeler haline geldi ve sadece devlet memurlarına değil, özel sektörde çalışan ve dönemin stilini benimsemek isteyen genç sivillere de yayıldı.

dfrg
Suriyeliler giyim, görünüş ve sosyal davranışlarında yeni bir ‘görsel kimlik’ benimseme konusunda adım atıyorlar. (AP)

Yeni devlet kurumları, önceki savaşçıları polis ve genel güvenlik başta olmak üzere resmi kanallarına entegre ederken, eski askerlerin kıyafetleri de değişti. Artık gömlek-pantolon ya da milis gruplarına göre kamuflaj yerine, siyah tek tip üniformalar, açık yüzler ve görünmeyen silahlar hâkim.

Bugün Suriye’deki büyük dönüşümler bağlamında belki küçük görünen bu sahne değişikliği, Şamlıların bastırılmış öfkesinin ve yeni yöneticilere karşı duyduğu kaygının bir kısmını emdi. Merkeziyetçi bir ülke olarak Suriye’de, genel başarı Şam sınavı geçilmeden mümkün değil. Ve Şam bugün, tüm zorluklara ve yüksek beklentilere rağmen adeta bir bayram havasında.

Beyaz bayraklar

Yoğun kalabalıklar, herhangi bir yere ulaşmayı neredeyse bir mucizeye dönüştürüyor; beyaz tevhid bayraklarıyla donatılmış geçit törenleri sokaklarda ilerliyor ve öğleden sonra Emevi Meydanı çevresindeki yollar kapanınca, iç sokaklar iyice tıkanıyor. Telefon şebekesi aşırı yük altında. Oteller dolup taşmış durumda; rezervasyonlar, bir zamanlar prestijli ve lüks olan, 1980’lerin sonunda zamanın durduğu o otellerde bile, roket gibi fırlayan fiyatlarla dolu. Bugün bu oteller sadece dönemin tanığı olan harabeler halinde.

Otellerin misafirleri, Suriyeli göçmenler, sivil toplum aktivistlerinin seminer ve atölye çalışmaları katılımcıları, üst düzey yabancı ve diplomatik heyetler, yerel ve uluslararası medya mensupları, tüccar ve müteahhitler, uzak vilayetlerden gelen güvenlik görevlileri ve sadece meraklı olan ve lobiye girebilme fırsatı bulan kişiler arasında değişiyor.

Bu yoğun kalabalığın ortak paydası, bir zamanlar ülkelerine geri dönme umudunu kaybetmiş olmaları ve bugün bunu telafi etmeye çalışmaları. Geçen yıl boyunca bazı aileler, on yıldan uzun süredir sürgünde olan çocuklarını kucaklama şansı buldu; torunlarıyla yüz yüze tanışan büyükler, bazı durumlarda sadece telefon ekranları aracılığıyla tanışabilmişti. Gençler, bir zamanlar tutuklanma veya ölüm tehlikesinden kaçarak ülkeyi terk etmiş, şimdi ise orta yaşa gelmiş olarak gençlik yıllarının yataklarına sıkışmaya çalışıyor.

csdfg
Hama şehrindeki kutlamalar sırasında el-Asi Meydanı'nda toplanan yüzlerce insanın genel görünümü (EPA)

Her bayram günü olduğu gibi, sevinç ve mutluluk duyguları bazı kapıları sadece gözyaşıyla çalıyor. Özellikle harap olmuş bölgelerde yaşayanlar ve kayıp ya da zorla kaybedilmiş yakınları olanlar, bugün sevinçlerini hıçkırıklarla yaşıyor; çünkü yollarının uzun ve zorlu olduğunu biliyorlar. Bu kişiler, bu anmanın en belirgin katılımcıları; her ailede bir kayıp veya kaybolmuş birey bulunuyor ve halen defin ve taziye merasimi için iz veya kalıntı arıyorlar.

Öte yandan, kayıp yakınları, insan hakları örgütleri, iş insanları ve diğer topluluklar, faaliyetlerini ülkelerine taşıyarak başkentte toplantılar düzenledi ve taleplerini dile getirdi. Bu, şüphesiz büyük bir kazanım olarak değerlendiriliyor.

‘Özlemle doluyum’

Her şeyden önce bu kutlama, Suriyelilerin onlarca yıl boyunca mahrum bırakıldığı ‘geri dönüş hakkına’ odaklanıyor; bu hak bazen 2011 devriminden bile önce gündeme gelmişti. İstanbul’da geçirdiği 13 yılın ardından Şam’a dönen kırklı yaşlarındaki bir adam şöyle diyor: “Geri dönüyorum çünkü basitçe özledim. Ailemi, mahallemi ve o zamanlar sevmememe rağmen zorla terk ettiğim hayatımı özledim.”

Bireylerin seçimlerini, ‘yeni Suriye’yi inşa etme’ gibi parlak başlıklar altında siyasi bağlamlara oturtmaya çalışanlara dair konuşurken şu ifadeleri kullandı: “Yurt dışındayken bile ülkem ve insanlarıma çeşitli şekillerde katkıda bulunduğumu düşünüyorum. Ama bugün geri döndüm çünkü hasret galip geldi. Hasret duygusu, geri dönmek için yeterli bir sebep olmalı. Geri dönme hakkım, yönetimin şekli veya yeni iktidarın performansına duyduğum memnuniyet ya da memnuniyetsizlikten bağımsız olmalı.”

Bu ifade, bugün Suriyelilerin, hem Şam’da hem de uzak vilayetlerde karşılaştığımız insanların halini özetliyor: Halk, fiilen kaderlerini tayin etme hakkını yeniden kazanmalarını kutluyor.

Siyaset bugün geniş bir alan kaplamıyor gibi görünse de, hükümet kararları, medyanın ve hukuk alanının performansı, polis davranışları, sahil ve Suveyda’daki gelişmeler, fiyat artışları, yoksullukla zenginliğin yan yana varlığı ve cezaevlerinde kaybolan ya da zorla kaybedilen kişilerin dosyalarının görmezden gelinmesi gibi konular her sohbette kendini hissettiren ‘büyük fil’ olmaya devam ediyor. Tüm bu başlıklar ve daha fazlası, sokakta, kafelerde ve restoranlarda yüksek sesle tartışılıyor; sanki artık duvarların kulakları yokmuş gibi... Görüşme yaptığım kişi bu benzetmeye gülerek şöyle diyor: “Gerçekten de duvarların artık kulakları yok. Herkes canının istediğini yapıyor: bireyler, dernekler, bakanlıklar, valiler, hatta Hamidiyye Çarşısı’ndaki polis memuru bile… Sanki herkes yeniden konuşma cesareti bulmuş ve kulaklarını kapatmış durumda.”


Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
TT

Devlete ve Hizbullah'a karşı artan kızgınlık

Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)
Lübnan'ın güneyindeki Mecdal kasabasına perşembe günü İsrail tarafından düzenlenen saldırının ardından kasabadan dumanlar yükseldi (AFP)

Güney Lübnan'ın cephe hattındaki köylerinde düzenlenen protesto ve gösteriler, etkilenenlere tazminat ödenmesindeki gecikme nedeniyle devlete ve Hizbullah'a karşı halkın duyduğu öfkeyi yansıtıyor. Bu durum, birçok kişinin köylerini terk ederek köylerinin dışında yeni bir hayat kurmasına neden oldu.

Bu hamleler, evlerini ve mülklerini kaybettikten sonra hala yerinden edilme deneyimini yaşayan ve İsrail'in neredeyse her gün oraları hedef aldığını ve zamanla hasarın daha da artacağını bilerek henüz yeniden inşa tazminatı alamayan sınır kasabalarındaki sakinlerin trajik yaşamının başlamasından iki yıldan fazla bir süre sonra geliyor.

Bu bağlamda siyasi analist Ali el-Emin, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu tür hareketlerin ortaya çıkmasının "normal olduğunu, çünkü köylerin neredeyse terk edildiğini" söylüyor. Emin, "Bu protestoların, halka sırt çevirenlere karşı yapıldığını ve protestocuların, onun (Hizbullah'ın) tutumlarının, meselenin ele alınmasına yönelik her türlü olasılığın ufkunu kapatmaya katkıda bulunduğuna inandıklarını" vurguluyor.


Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz
TT

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Şara: İsrail'e şiddeti ihraç etmeyeceğiz

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, dün İsrail'in güney Suriye'de silahsızlandırılmış bölge kurulması talebini, ülkesini "tehlikeli bir duruma" sokacağı gerekçesiyle reddetti ve "(Biz) İsrail de dahil olmak üzere şiddet ihraç eden bir ülke olmakla ilgilenmiyoruz" dedi.

Eş-Şara, Doha Forumu'na katılımı sırasında verdiği röportajda, bu yılın başlarında Dürzi ve Alevilerin yaşadığı bölgelerde yaşanan kanlı çatışmalara atıfta bulunarak, "Sahilde ve Süveyda'da işlenen suçların faillerini yargılayacağız" sözü verdi.

Eski Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in devrilme yıldönümü arifesinde, El-Arabiya/El-Hadath kanalı, devrik cumhurbaşkanını, 2024 yılında gizemli bir şekilde öldürülen danışmanı Luna eş-Şibl ile bir arada olduğu video kayıtları yayınladı. Danışmanıyla birlikte yapılan "Esed kayıtları", güçlerinde savaşan Suriye askerleriyle alay etme, devrik cumhurbaşkanının Şam Guta'sına yönelttiği hakaretler (Guta'ya lanetler yağdırma) ve "Kaplan" lakaplı askeri komutan Süheyl el-Hasan ile Lübnan "Hizbullahı"nı eleştirme gibi ifadeler içeriyor.

Suriyeliler, sızdırılan ses kayıtlarının Esed'in, bir yıl önce muhalif grupların Şam'a girmesi ve rejiminin devrilmesiyle askeri olarak ilk kez düşüş yaşamasının ardından, destekçileri ve Suriye'de ve komşu ülkelerde onunla birlikte savaşanların gözünde ikinci kez düşüş yaşadığına işaret ettiğini düşünüyor.