Irak Başbakanı Kazimi’nin Erbil’deki görüşmesi uzun vadeli anlaşmalara zemin hazırlıyor

Kazimi, Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin anıt mezarında ziyaretçi defterini imzalarken (Rudaw)
Kazimi, Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin anıt mezarında ziyaretçi defterini imzalarken (Rudaw)
TT

Irak Başbakanı Kazimi’nin Erbil’deki görüşmesi uzun vadeli anlaşmalara zemin hazırlıyor

Kazimi, Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin anıt mezarında ziyaretçi defterini imzalarken (Rudaw)
Kazimi, Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin anıt mezarında ziyaretçi defterini imzalarken (Rudaw)

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, önceki gün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil’de Kürt yönetimiyle gerçekleştirdiği ‘ciddi’ görüşmelerin akabinde buradaki temaslarını tamamlamak üzere dün Süleymaniye kentinde yerel hükümet temsilcileriyle bir araya geldi. Kazimi, dün Süleymaniye kentinde Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih başta olmak üzere Süleymaniye Valisi ve yerel hükümet yetkilileri ile görüştü.
Cumhurbaşkanlığı’ndan ziyarete ilişkin yapılan açıklamada, Salih’in, Kazimi ve beraberinde bakanlardan oluşan heyeti Süleymaniye’deki evinde karşıladığı belirtildi. Açıklamada ziyaret hakkında başka detay verilmedi. Kazimi’nin ofisinden yapılan açıklamada ise Süleymaniye’deki bazı yetkililer ile görüşmelerin yapıldığı ve yetkililerin şehirdeki hizmetler ve genel koşullarla ilgili öne çıkan dosyalar hakkında bilgi verdiği belirtildi.
Irak Meclisi’nin Süleymaniye Milletvekili Rezan Şeyh Diler, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Başbakan Mustafa el-Kazimi’nin IKBY’yi ziyareti, yıllardır iki tarafın yaşadığı ihtilafların çözümü için genel olarak büyük önem taşıyor. Ziyaret, IKBY hükümeti veya oradaki siyasi partiler düzeyinde gerçekleşse de dostluğu ve resmiyeti bir araya getirdi” dedi.
Diler, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Bu tür saha ziyaretleri, sahada olan bitenin bilinmesi ve böylece doğrudan iyileştirme işleminin gerçekleştirilmesi açısından büyük önem arz ediyor. Bu ziyaret ayrıca kent sakinleri ile hükümeti birbirine yakınlaştırıyor. IKBY, Irak’ın bir parçasıdır. Dolayısıyla ister hukuki ister görevler bakımından olsun iki taraf arasında karşılıklı yükümlülükler bulunuyor. Bu da çözümlerin eksik kalmaması için her şeyin masaya yatırılmasını gerektiriyor. Varılan anlaşmalar yazılı, anlaşılır ve iki taraf için bağlayıcı olmalıdır.”
IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, Kazimi’nin ziyaretinin önemli ve yaptıkları görüşmelerin yapıcı olduğunu söylemişti. Barzani, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Irak merkezi hükümet ile IKBY arasında kalan meselelerin çözümü için yapıcı görüşmelerimizi sürdürdük ve ortak ilgi alanına giren meseleleri görüştük” ifadesini kullanmıştı.
Kazimi’nin basın ofisinden ziyarete dair yapılan açıklamada ise Barzani ile gerçekleşen görüşmenin önemli olduğu ve ortak ilgi alanına giren meselelerin ele alındığı kaydedildi. Kazimi-Barzani görüşmesinde ülkedeki genel durumun ve sorunların ele alındığı aktarılan açıklamada Irak merkezi hükümet ile IKBY arasında ortak dosyaların masaya yatırıldığı ve mevcut sorunlarla mücadelede ortak tavır benimsemenin öneminin vurgulandığı ifade edildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Görüşmede, tüm meseleleri çözmek ve bütün bileşenleriyle birlikte Irak halkına en iyi şekilde hizmet etmek için anayasa ve karşılıklı diyaloğu esas almanın önemine vurgu yapıldı ve bu konuda mutabık kalındı. Ayrıca istikrarı ve yerinden edilenlerin dönüşlerini tamamen sağlamanın ve Iraklıların yapacağı demokratik seçimleri ile iradelerinin doğru bir şekilde yansıtmada başarılı olacak bir seçim sürecinin teminat altına alınması hedefiyle DEAŞ terör kalıntılarının herhangi bir şekilde sızmasının engellenmesi için Silahlı Kuvvetler kapsamında güvenlik işbirliğinin sürdürülmesine vurgu yapıldı.”
Iraklı siyasetçi Haydar el-Molla, Kazimi’nin attığı adımlar hakkında yaptığı değerlendirmede, “Irak sokağı ve uluslararası açılım, Kazimi’ye silah ve şer ittifaklarını ortadan kaldırma özgürlüğü ve iradesi verecektir” dedi.
Molla, Twitter hesabından, “Kazimi’nin düşünme ve performans şekli, önceki dönemde hükümet performansının hapsedildiği kapalı sandığı kırdı” diye yazdı.
Hukuk uzmanı Tarık Harb ise Kazimi’nin IKBY’de yaptığı anlaşmaların, daha sonra üzerine yapılacak anlaşmalar için doğru bir adım olduğunu söyledi. Harb, basına yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Ulusal akıl ve Iraklılık şuuru, Kazimi’nin IKBY ziyaretine rehberlik etti. Eskilerin bir sözü var; ‘bir şey tamamıyla elde edilemezse, tamamen de vazgeçilmez’. Her halükarda Kazimi’nin başardığı şey çok fazla. Bunları öncekiler başaramadı. Bunun en açık örneği IKBY’deki sınır kapılarının gelirlerinin yarısının merkezi hükümete verilmesidir. Bu önceden yapılmamıştı. Zira IKBY’den bu konuda tek kuruş dahi alınmıyordu. Eğer burada bir ayıplama ve suçlama yöneltilecekse o da anayasayı yazan ve güneyde ve orta kesimlerde federatif yapı kurulması için IKBY’ye tehlikeli ve çok sayıda yetki veren siyasi gruba (Şii gruba atıfla) ait ulusal kurulun üyelerine yöneltilmelidir. Kazimi’nin IKBY ziyaretinde başardıklarını daha önceki başbakanlar başaramadı.”



İnsan Hakları İzleme Örgütü: İsrail, suya erişimi kısıtlayarak Gazze'de “soykırım” yapıyor

Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr El Balah'taki su dağıtım merkezinin önünde bekliyor (Arşiv- AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr El Balah'taki su dağıtım merkezinin önünde bekliyor (Arşiv- AFP)
TT

İnsan Hakları İzleme Örgütü: İsrail, suya erişimi kısıtlayarak Gazze'de “soykırım” yapıyor

Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr El Balah'taki su dağıtım merkezinin önünde bekliyor (Arşiv- AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr El Balah'taki su dağıtım merkezinin önünde bekliyor (Arşiv- AFP)

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bugün İsrail'i Gazze'de Hamas'a karşı yürüttüğü savaşta, Gazze Şeridi nüfusunun bir kısmının suya erişimini kısıtlayarak “soykırım” yapmakla suçladı ve Yahudi devletine karşı yaptırım uygulanması çağrısında bulundu.

New York merkezli insan hakları grubu, su konusuna odaklanan yeni raporunda, “İsrail makamlarının Gazze'deki Filistinli sivillerin suya yeterli erişimini kasıtlı olarak engelleyerek, nüfusun bir bölümünü yok etmek üzere tasarlanmış yaşam koşullarını kasıtlı olarak Gazze'deki Filistinli nüfusa dayattığını” belirtti. Bu kısıtlamaların “muhtemelen binlerce ölüme yol açtığını ... ve muhtemelen ölümlere neden olmaya devam edeceğini” belirtti.

Rapor şöyle devam ediyor: “Ekim 2023'ten bu yana İsrail makamları Filistinlilerin Gazze Şeridi'nde yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan yeterli miktarda suya erişimini engellemiştir.” İsrail, Gazze'deki eylemlerinin meşru askeri operasyonlar olduğunu ileri sürerek, çeşitli insan hakları örgütleri tarafından yapılan benzer suçlamaları kategorik olarak reddetti.

HRW raporu, örgütün “asgari insani yaşam için gerekli olan güvenli içme suyu ve sanitasyondan kasıtlı olarak mahrum bırakma” olarak tanımladığı durumu detaylandırdı. Rapora göre İsrail “Gazze'ye su pompalamayı durdurdu ve elektriği keserek, yakıtı kısıtlayarak, Gazze'nin su ve sanitasyon altyapısının çoğunu kısıtladı ve bozdu. su arıtma malzemelerine zarar vermekte ve temel su kaynaklarının girişini engellemektedir.”

HRW raporu, örgütün “asgari insani yaşam için gerekli olan güvenli içme suyu ve sanitasyonun kasıtlı olarak engellenmesi” olarak tanımladığı durumu detaylandırdı. Raporda İsrail'in “Gazze'ye su pompalamayı durdurduğu, elektriği keserek ve yakıtı azaltarak, su arıtma malzemelerini kısıtlayarak, bunlara zarar vererek ve temel su kaynaklarının girişini engelleyerek Gazze'nin su ve sanitasyon altyapısının çoğunu kısıtladığı ve bozduğu” belirtiliyor.

Şarku’l Avsat’ın rapordan aktardığına göre, İsrailli yetkililer “Gazze'deki Filistinlilerin kısmen veya tamamen fiziksel olarak yok edilmesine yol açacak yaşam koşullarını kasıtlı olarak yaratmıştır.” Rapor, bu eylemlerin “imha” ve “soykırım eylemleri” savaş suçu teşkil ettiği sonucuna varmıştır.

İnsan Hakları İzleme Örgütü İsrail'in kategorik olarak “soykırım” işlediğini kesin olarak iddia etmedi.

Uluslararası hukuka göre soykırımın kanıtlanması için özel bir niyetin kanıtlanması gerekiyor ve uzmanlara göre bunu kanıtlamak oldukça zor. Ancak insan hakları örgütü, “bu politikada soykırım yapma niyetinin yanı sıra, bazı İsrailli yetkililerin Gazze'deki Filistinlileri yok etmek istediklerini gösteren ifadeler olduğunu ve bu nedenle bu politikanın soykırım suçu anlamına gelebileceğini” belirtti.

Raporla ilgili bir brifing sırasında Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktörü Lama Fakih, soykırım işlemek için “açık ve belirgin bir plan” olmaması durumunda, UAD'nin kanıtların soykırım niyetinin makul bir çıkarımı için “katı eşiği” karşıladığına karar verebileceğini söyledi.

Örgüt, dönemin İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant'ın, Ekim 2023'te Gazze'ye “tam bir kuşatma” uygulandığını duyurduğu ve “elektrik, gıda, su, yakıt olmayacak, her şey kapalı” dediği açıklamasına atıfta bulundu. 5 Aralık'ta Uluslararası Af Örgütü'nün İsrail'i Gazze Şeridi'nde soykırım yapmakla suçlaması, İbrani devletinde öfkeli bir tepkiye yol açtı.

İsrail, Gazze'deki eylemlerinin meşru askeri hedeflere ulaşmayı amaçladığında ısrar ediyor ve halkı kasıtlı olarak yok edecek herhangi bir eylemde bulunduğunu reddediyor ve yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırdığını söylüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün bir yıl süren raporu, onlarca Gazze sakini, su ve kanalizasyon tesisi çalışanı, sağlık görevlisi ve yardım görevlisiyle yapılan görüşmelerin yanı sıra uydu görüntüleri, veriler, fotoğraf ve video analizlerine dayanıyor. Örgüt, İsrailli yetkililerin bilgi taleplerine yanıt vermediğini belirtti.