Türkiye'nin yeni FSRU gemisine Ertuğrul Gazi'nin adı verildi

Türkiye'nin yeni FSRU gemisine Ertuğrul Gazi'nin adı verildi
TT

Türkiye'nin yeni FSRU gemisine Ertuğrul Gazi'nin adı verildi

Türkiye'nin yeni FSRU gemisine Ertuğrul Gazi'nin adı verildi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, iki yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarıyla siparişini verdikleri Türkiye’nin yeni FSRU gemisinin yılsonunda Türkiye’de olacağını belirterek, "Cumhurbaşkanımız gemimize Ertuğrul Gazi ismini verdiler" dedi.
Bu yıl 739'uncu gerçekleşen Ertuğrul Gazi'yi Anma ve Yörük Şenlikleri, Bilecik'in Söğüt ilçesinde ikinci günüde düzenlenen devlet töreniyle sona erdi. Şenlikler, Korona virüs salgını nedeniyle az katılım ve tedbirler kapsamında yapıldı. Törenlere katılan Bakan Dönmez ve beraberindekiler, 1268'li yıllarında Söğüt'e Ertuğrul Gazi tarafından yaptırılan ve Osmanlının ilk mescidi olan Kuyulu Mescid çevre düzenlemesi açılına katıldı. Açılış ardından Mehteran takımı eşliğinde Ertuğrul Gazi Türbesine yürüyüş yapıldı. Ertuğrul Gazi türbesinde dua edilmesi ardından Türk Büyükleri Anıtı'nda saygı duruşu ve İstiklâl Marşının okunmasıyla devam etti.

"Fethedilen toprakları imar ederek ayağa kaldırdı"
Burada bir konuşma yapan Bakan Dönmez, Söğüt'te filizlenen Osmanlı çınarının gölgesiyle huzur ve barışa kavuşan gönül coğrafyamıza gönül dolusu selam vererek, "Bizlere Anadolu'nun kapılarını açan Sultan Alparslan ve şanlı ordusuna, Gıyaseeddin Keyhüsrev'e, Alaaddin Keykubat'a, Süleyman Şah'a, selam olsun. Dirilişin tohumlarını atan Ertuğrul Gazi'ye, cihan devletinin kuruluş bayrağını diken Osman Gazi'ye, Osmanlı'yı beylikten devlete dönüştüren Orhan Gazi'ye, Anadolu'yu manevi fetihlerle imar eden erenlere, cesaretleriyle bastığı toprakları titreten alperenlere selam olsun. Cenab-ı Hak hepsinden razı olsun. Bizlere bu cennet vatanı bırakan aziz şehitlerimizden Allah razı olsun. Ertuğrul Gazi'nin Ahlat'tan Söğüt'e uzanan yürüyüşü, aslında büyük bir imparatorluğun, büyük bir medeniyetin de ilk adımlarıydı. Osmanlı cihan devleti adım attığı her toprakta adaleti, barışı ve huzuru tesis etti. Bütün tebaasına ayırım yapmadan hoşgörüyle yaklaştı. Fethedilen toprakları imar ederek ayağa kaldırdı. Bütün bu hasletler medeniyetimizin insana verdiği değerin de en güzel örneğidir. Bizler fethettiğimiz topraklarda hiçbir zaman sömürgeci bir anlayışla hükmetmedik. Medeniyetimizi başka milletlerin kan ve gözyaşları, hayal kırıklıkları, üzüntüleri üzerine inşa etmedik. Bizler o topraklardan çekilirken bile arkada kalanlar hep hasretle yâd etti bizleri. Bir gün yeniden döneceğimiz günü beklediler. Dünyanın son 100 yıldır geldiği noktayı görünce Osmanlı'nın kurduğu insan odaklı medeniyet ve yönetim anlayışının değeri daha da iyi anlaşılıyor. Bugün dünyada sırf renginden, dilinden, dininden ya da kimliğinden dolayı itilip kakılan, hor görülen, aşağılanan milyonlarca insan var." dedi.

"Kamuoylarını kendi yalanlarına inandırmak için her gün Türkiye ile ilgili zehirlerini kusmaktan imtina etmiyorlar"
Bakan Dönmez, tarih önünde sorumluluklarının ağır olduğunu söyleyerek, "Geçmişte Şark Meselesi, azınlıklar bugün de Doğu Akdeniz bahane edilerek Türkiye'ye karşı atılan her adım aslında Türkiye'yi saf dışı bırakmak için kurulan tuzaklardan başka hiçbir şey değil. Biz bu tuzakları boza boza bugünlere geldik. Dünya tarihine dönüp baksak yüzyılları, ülkeleri, halkları kana, kaosa ve kargaşaya sürükleyenler hep kendileri oldu. İstiyorlar ki biz söyleyelim, siz yapın. Biz emredelim, siz hay hay deyin. Bizim çizdiğimiz sınırların dışına çıkarsanız hizaya getiririz. Artık o defterler kapandı. Ele verir talkını, kendi yutar salkımı. Demokrasiyi kendi çıkarlarına alet edenler bugün gelmiş dünyaya demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Tarihlerini masum halkların kanlarıyla yazanlar bugün yenemeyeceklerini anladıkları ülkelerle ve liderleriyle; tehditlerle, şantajlarla, manipülasyonlarla ahlaksız bir mücadele içerisindeler. Doğu Akdeniz'de hiçbir hakkı ve hukuku olmayan bölge dışı aktörlerin birlik içerisinde liderlik oynama hevesleri eğer sorumsuzca davranışlara neden olursa elbette bunun karşılığını alırlar. Doğu Akdeniz'de kimse ateşle oynamasın. Kamuoylarını kendi yalanlarına inandırmak için her gün Türkiye ile ilgili zehirlerini kusmaktan imtina etmiyorlar. Olayı hukuk bağlamından çıkarıp siyasileştirmek için tarihi bir nefret aracı olarak kullanıyorlar. Oysaki bu tarihi en iyi siz bilirsiniz. Geldiğiniz gibi gitmeyi en iyi siz bilirsiniz. En zor zamanda dahi bu millet bağrından Sütçü İmamlar, Nene Hatunlar, Kara Fatmalar çıkarır da sizin zilletinize asla boğun eğmez" dedi.

"Allah'ın izniyle nasıl bulduysak çıkartmasını da biliriz"
Bakan Dönmez konuşmasının devamında "Biz her alanda bağımsız bir Türkiye yoluna baş koyduk. Ekonomide, diplomaside, güvenlikte ve en önemlisi enerjide bağımsızlık için doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz. Karadeniz'de tarihimizin en büyük keşfini yaptık. Önce arayamazsınız dediler, aramaya başladık. Daha sonra arasanız da bulamazsınız dediler, bulduk. Şimdi bulsanız da çıkartamazsınız diyorlar. Allah'ın izniyle nasıl bulduysak çıkartmasını da biliriz. İnşallah Karadeniz'den ve Doğu Akdeniz'den yeni müjdeler alacağımız günler yakındır. Biz milletimizin aydınlık geleceğine baş koyduk ve bu uğurda gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin doğal gaz arz güvenliğindeki tek eksik parça yerli doğal gaz üretimiydi. Hamdolsun o meseleyi de artık hallediyoruz" dedi.

"Türkiye'nin yeni FSRU gemisine Cumhurbaşkanımız Ertuğrul Gazi ismini verdi"
Bakan Dönmez, Söğütte Türkiye'nin yeni FSRU gemisine Cumhurbaşkanın Ertuğrul Gazi ismini verdiğini açıklayarak, "Kaynak zengini ülke olmamamıza rağmen yer altı doğal gaz depolama, LNG ve FSRU tesisleriyle önemli bir doğal gaz depolama hacmi kazandırdık. Şimdi buradan bir haberi ilk defa sizlerle paylaşmak istiyorum. 2 yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla siparişini verdiğimiz Türkiye'nin yeni FSRU gemisi yılsonunda inşallah Türkiye'de olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız gemimize Ertuğrul Gazi ismini verdiler. Ertuğrul Gazi FSRU gemisi 170 bin metreküp LNG depolama kapasitesine sahip. Gaz formundaki miktarı 102 milyon metreküpe eşit. Ertuğrul Gazi günde 28 milyon metreküp gazlaştırma kapasitesine sahip. FSRU tesisleriyle artık boru hatlarına bağlı kalmadan, farklı kaynak ülke ya da spot piyasalardan gaz tedarik edebileceğiz. Gaz iletim ve dağıtımında yatırım ve taşıma maliyetlerini en az indirerek, tüketim merkezlerine yakın yeni giriş noktaları oluşturacağız. Özellikle kışın pik tüketim zamanlarındaki mevsimsel dalgalanmaların, teknik ya da jeopolitik risklerden kaynaklı kesintilerin de bu sayede önüne geçmiş olacağız. Ertuğrul Gazi FSRU gemisi doğal gaz arz güvenliğimize önemli bir esneklik kazandıracak" dedi.

"Hedefimiz belli. Net ihracatçı olana kadar aramaya, sondaja devam edeceğiz"
Bakan Dönmez, son olarak, Türkiye'nin kendi doğal gazımızı üretmeye başladığımız zaman bambaşka bir kapı açılacağını belirterek, "Hedefimiz belli. Net ihracatçı olana kadar aramaya, sondaja devam edeceğiz. Her platformda, her şart ve koşulda hakkımızın sonuna kadar takipçisi olacağız. Hayalperestlere, sonu belirsiz maceraya atılmaya kalkışanlara izin vermeyeceğiz. Türkiye'nin uzattığı dost elini havada bırakanlar günün sonunda pişman olacaklar. O yüzden iş işten geçmeden herkes yanlıştan dönsün. Bu duygu ve düşüncelerle, kuruluş ve kurtuluş beldemiz Söğüt'te sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti belirtmek istiyorum. Ertuğrul Gazi'nin ve alperenlerin yaktığı, 739 yıldır hiç sönmeden yanan diriliş ruhunun ilanihaye devam etmesini Cenab-ı Hak'tan niyaz ederim"
Konuşmanın ardından Bilecik Valisi Bilal Şentürk, günün anlam ve önemin sebebiyle Bakan Dönmez ve katılımcılara hediyeler takdim etti. Sonrasında tarihi Küre Mehterân Bölüğü konserinin ardından, Ertuğrul Gazi türbesi yanında bulunan alana Ertuğrul Gazi Camii ve Darû-l Kurra temel atma töreniyle kutlamalar sona erdi.
Törenlere; Bilecik Valisi Bilal Şentürk, Söğüt Kaymakamı Ömer Faruk Tuncer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu, MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, Milletvekilleri Selim Yağcı, Nurullah Sazak, belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri katıldı.



Trump'ın Suriye açıklaması sonrası Hazine ve Dışişleri bakanlıklarındaki yaptırımlarla ilgilenen yetkililer şaşkın

Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşmasını izlerken (AP)
Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşmasını izlerken (AP)
TT

Trump'ın Suriye açıklaması sonrası Hazine ve Dışişleri bakanlıklarındaki yaptırımlarla ilgilenen yetkililer şaşkın

Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşmasını izlerken (AP)
Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile tokalaşmasını izlerken (AP)

ABD Başkanı Donald Trump salı günü Suudi Arabistan'da Suriye'ye yönelik tüm yaptırımları kaldıracağını açıklaması, bölgedeki pek çok kişiyi şaşırttı.

Ancak 13 yıl boyunca devam eden bir savaşın harap ettiği ülkeyi ayağa kaldıracak olan bu karar, Trump yönetiminden bazı isimleri de şaşkına uğrattı. Konu hakkında bilgi sahibi ABD'li dört yetkiliye göre Dışişleri ve Hazine bakanlıklarındaki üst düzey yetkililer, bazıları on yıllardır yürürlükte olan yaptırımların nasıl iptal edileceğini bulmaya çalışıyorlar.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre ABD'li üst düzey yetkililerden biri, Beyaz Saray'ın Dışişleri Bakanlığı ya da Hazine Bakanlığı'ndaki yaptırımlarla ilgilenen yetkililere yaptırımların iptaline hazırlanmaları için herhangi bir not iletmediğini ya da talimat vermediğini yahut yakında Başkan tarafından bununla ilgili bir açıklama yapılacağı konusunda da onları uyarmadığını söyledi.

Yaptırımların aniden iptal edilmesi Trump'ın her zaman yaptığı gibi sürpriz bir karar, dramatik bir duyuru ve sadece müttefikler için değil, aynı zamanda değiştirilen politikayı uygulayan bazı yetkililer için de bir şok etkisi yarattı. Trump’ın açıklamasının ardından ABD yönetiminin yaptırım paketlerini nasıl iptal edeceği, hangi yaptırımların hafifletileceği ve Beyaz Saray'ın süreci ne zaman başlatmak istediği konusunda yetkililer kafa karışıklığı yaşıyor.

ABD’li üst düzey yetkili, Trump’ın dün Suudi Arabistan'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüşürken bile Dışişleri ve Hazine bakanlıkları yetkililerinin nasıl bir yol izleyecekleri konusunda hala emin olmadıklarını söyledi. ABD'li bir yetkili Trump'ın açıklamasına atıfla “Herkes bunu nasıl uygulayacağını bulmaya çalışıyor” dedi.

Eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin geçtiğimiz yılın sonlarında düşmesinin ardından Dışişleri ve Hazine bakanlıklarından yetkililer, yönetimin Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya karar vermesi halinde bu konuda yönetime yol gösterecek çeşitli seçenekler içeren notlar ve belgeler hazırladı.

Ancak Beyaz Saray’dan ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nden üst düzey yetkililerin yanı sıra bazı milletvekilleri, Şara'nın geçmişteki bağlantıları nedeniyle yaptırımların hafifletilip hafifletilmemesi gerektiğini aylardır tartışıyor. ABD'li üst düzey yetkili, Trump'ın Suudi Arabistan ziyaretinden önce, en azından Dışişleri ve Hazine bakanlıkları bünyesinde yaptırımlar konusunda çalışan yetkililere Başkan'ın bir karar verdiğine dair net sinyal gönderilmediğini belirtti.

ABD Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı, konula ilgili yorum taleplerine henüz yanıt vermedi. Reuters'a konuşan Beyaz Saray’dan bir yetkili Türkiye ve Suudi Arabistan'ın Trump'tan yaptırımları kaldırmasını ve Şara ile görüşmesini istediğini kaydetti. ABD Başkanı Trump açıklamasında, Suriye'ye daha iyi bir gelecek şansı vermek için bunu yaptığını söyledi.