Ürdün'deki Suriyeli mülteciler arasında Kovid-19 vakalarında artış devam ediyor

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Komisyon Üyesi Filippo Grandi dün Amman’daki bir fakülteye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında (Reuters)
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Komisyon Üyesi Filippo Grandi dün Amman’daki bir fakülteye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında (Reuters)
TT

Ürdün'deki Suriyeli mülteciler arasında Kovid-19 vakalarında artış devam ediyor

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Komisyon Üyesi Filippo Grandi dün Amman’daki bir fakülteye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında (Reuters)
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Komisyon Üyesi Filippo Grandi dün Amman’daki bir fakülteye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında (Reuters)

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Komisyon Üyesi Filippo Grandi, Ürdün’deki kamplarda Suriyeli mülteciler arasında bir dizi yeni koronavirüs vakasının kaydedilmesinin ardından dün (Pazartesi) Amman’a bir ziyaret gerçekleştirdi.
Reuters’ın haberine göre, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Ürdün Krallığı’nın Suriye sınırına yakın bir mevkiinde bulunan Krallıktaki en büyük mülteci kampı olan Zateri Mülteci Kampı’nda 3, el-Ezrak Kampı’nda ise 2 koronavirüs vakasının kaydedildiğini doğruladı.
Yaklaşık 120 bin mülteciye ev sahipliği yapan iki kamptaki vakalar, Ürdün’deki salgının ortaya çıktığı Mart ayından bu yana kayıtlara geçen ilk vakalar oldu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), koronavirüs enfeksiyonuna bağlı Kovid-19 teşhisi konulan mültecilerin, Ürdün hükümeti tarafından Ölü Deniz yakınlarında kurulan bir tecrit bölgesine nakledildiğini, enfekte vakalarla yakın temas halinde olan ailelerin de kamp içindeki bir alanda karantinaya alındığını belirtti.
Mülteci kamplarında kayıtlara geçen enfeksiyon vakaları, içinde bulunduğumuz Eylül ayının başlarından bu yana ülke genelindeki Kovid-19 vakalarının hızla arttığı bir dönemde geliyor.
UNHCR Komisyon Üyesi Filippo Grandi, “Buradaki mültecilerin, tüm vatandaşların tabi olduğu sağlık prosedürlerine tabi olmaları gerekiyor. Sonuç olarak, insanların test edilmeleri gerekiyorsa, yapılan testler neticesinde sonuçlar pozitif çıkmışsa ve eğer hastalığa dair semptomlar görülüyorsa karantina uygulanması zorunlu hale geliyor. Bu durumda olanların hastanelere sevk edilmesi, bizim bundan emin olmamız gerekiyor. Şayet vaka sayısı artarsa, hasta insanları kabul eden kuruluşlara ek yardımlar sağlayacağız” dedi.
Ürdün Krallığı, yaklaşık 10 yıldır devam eden Suriye iç savaşından kaçan mültecilere kucak açan ve onları ağırlayan ülkelerden biri. Ürdün’de, Birleşmiş Milletler’e kayıtlı yaklaşık 655 bin kayıtlı Suriyeli mülteci yaşıyor.
 



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz